Çabuk Yorulma Halsizlik

Çabuk Yorulma Halsizlik,Çabuk Yorulma Halsizlik probleminin giderilmesine yardımcı olan bitkisel yöntemler hakkında bilgiler aşağıdaki makalemizde yer almaktadır.

Çabuk Yorulma Halsizlik probleminin giderilmesine yardımcı olan konular hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız makalemize bir göz atın.

Çabuk Yorulma Halsizlik Problemine Yardımcı Bitkisel Ürünlerimizin Olduğu Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız..

Belirtisi: enerjisizlik, motivasyon bozukluğu, uyku sorunları, dikkat eksikliği, bellek sorunları, huzursuzluk, cinsel işlev bozukluğu, cinsel isteksizliktir, güçsüzlük, çabuk yorulma

Tanım:

Yorgunluk çok sık duyduğumuz, hissettiğimiz, yakındığımız ve karşılaştığımız bir durumdur. Günlük hayatta hemen herkesin geçici sürelerle yaşadığı doğal yorgunluk duygusu ile “bir tıbbi belirti olarak yorgunluk” arasında fark vardır. Tıbbi bir belirti ve patolojik bir durum olan yorgunluk için Asteni terimi kullanılmaktadır. Asteni “güç/enerji yokluğu” anlamına gelen “asthenos” sözcüğünden türetilmiştir.

Silas Weir Mitchell, Asteni terimini ilk kez kullanan hekimdir. Bir nörolog olan Mitchell, Amerikan İç Savaşı‘nda çatışma stresi yaşayan askerlerde gördüğü ve nörolojik bir hastalık olduğunu düşündüğü durumu tanımlamak için kullanmıştır.

Çoğunlukla genel bir bitkinlik, amaçsızlık, kolayca tükenme, inisiyatifsizlik ve gündelik yaşamla başa çıkamama duygusunu tanımlar. Yorgunluk, organizmanın negatif geri besleme düzeneğinin parçası olan bir duygudur. Fiziksel ve ruhsal kalıcı hasarları önlemek için organizmayı dinlenmeye ve iyileşmeye zorlar. Yorgunluk gündelik yaşamımızda gerçek ve yararlı bir amaca hizmet eder.

Asteni ise yorgunluk duygusunun fiziksel ya da ruhsal bir etkinlik, uğraş ile ilintili olmadığı patolojik bir durumdur. Astenide hissedilen yorgunluk, bitkinlik dinlenmekle geçmez.

Doğal yorgunlukta kişi çalışmak için motivasyonunu sürdürür, ancak dinlenmesi gerektiğini hisseder ve dinlendiğinde, kişi kendini motive olunan etkinliği gerçekleştirmeye hazır ve istekli olarak hisseder.

Astenide ise kişi hem sürekli bir yorgunluk hisseder hem de yorgunluğa eşlik eden isteksizlik ve motivasyonsuzluk vardır. Üstelik astenide hissedilen yorgunluk dinlenmekle geçmez.

Yaygınlık

Asteni genel tıpta hemen tüm disiplinlere başvuran hastaların da önde gelen yakınmalarından biridir. Hem fiziksel hem de psikiyatrik hastalıkların hemen tümünde görülen, yaygın ama özgül olmayan bir belirtidir. Genellikle ona eşlik eden çeşitli fiziksel ve psikolojik belirtilerle birlikte görülmektedir.

Özellikle adölesan yaş grubunda ise önde gelen ve tek başına var olan bir belirti olabilmektedir. Genel popülasyonun yaklaşık yüzde 20′sinde belirgin ya da sürekli asteni yakınması olduğu gösterilmiştir.

Ancak bu kişilerin az bir bölümü yakınmalarını tıbbi bir durum olarak değerlendirmekte ve onlarında küçük bir oranı tıbbi yardım aramaktadırlar.

Yine de özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerinde en sık görülen başvuru yakınması yorgunluk/halsizlik olarak saptanmaktadır.

Asteninin Tarihsel Gelişimi

TIBBİ bir belirti olarak asteni, uzun yıllardır tanımı, sınırları ve ölçülmesi üzerinde tartışmaların sürdüğü üzerinde uzlaşılamamış bir terimdir. Asteninin tıbbi bir yakınma olarak görülmesi ondokuzuncu yüzyıl sonunda Beard tarafından tanımlanan nevrasteni hastalığıyla birlikte başlamıştır.

Nevrasteni çok sayıda fiziksel, psikolojik yakınmanın eşlik ettiği ancak temel yakınmanın “yorgunluk” olduğu bir hastalık olarak tanımlanmıştır.

Günümüzde bazılarına göre asteni ayrı bir fiziksel hastalıktır. Örneğin “kronik yorgunluk sendromu” gibi. Bazıları asteninin psikolojik bir bozukluk olduğunu öne sürerler ve nevrasteni ya da kronik asteni olarak adlandırılmasından vanadırlar.

Bazıları ise daha çok psikojenik kökenli olmak üzere çok sayıda psikiyatrik, fiziksel hastalıklara eşlik eden, ya da yaşam tarzından kaynaklanan bir belirti olduğunu öne sürerler.

Asteniyi bu üç görüşü de içeren bir süreklilik olarak değerlendirmek ve fiziksel, emosyonel, davranışsal ve bilişsel bileşenleri olan öznel bir duyum olarak görmek en akla yatkın yaklaşım olarak durmaktadır. Asteniyi kimi zaman tek başına bir durum kimi zaman ise herhangi bir hastalık ya da yaşam-biçimine eşlik eden ve yetiyitimine yol açan bir belirti olarak görmek doğru bir tutum olacaktır.

Astenide Görülen Belirtiler

Klinik görünüm ve ayırıcı tanının sınırlarının çizilmesindeki en büyük güçlük asteninin tek başına var olabildiği gibi çok sayıda psikiyatrik ve fiziksel duruma eşlik edebilmesidir. Astenide temel yakınmalar enerjisizlik, motivasyonsuzluk, uyku, dikkat, bellek sorunları, huzursuzluk, cinsel işlev bozukluğu ve cinsel isteksizliktir. Bunların başında enerjisizlik, güç yokluğu duygusu gelir.

Bu duygu dinlenmekle geçmez ve kişide yeti yitimine yol açar. Efor gerektiren durumlarda çabucak yorulma kişinin gündelik işlevleri yerine getirmesini engeller.

Hastaların en temel yakınmaları “çabuk yorulmadır. Hastalar eskiden kolaylıkla yaptıkları gündelik etkinlikleri bile artık çabucak yorulduklarından yapamaz hale geldiklerinden yakınırlar. Bu yakınma performansı etkinliğin tümü boyunca aynı düzeyde sürdüre-meme olarak kendini gösterir.

Ev kadını artık bulaşık yıkarken bile yorulduğunu, cerrah eskiden üst üste beş ameliyata girebilirken artık daha ilk ameliyatta, o ameliyatı bile tamamlayamayacak denli yorulduğunu, sporcu her zaman rahatlıkla tamamladığı antrenmanın artık yarısında bitkin düştüğünü söyler. İkinci önemli yakınma güçsüzlük, enerji yokluğu öznel duygusudur.

Bu hisse yaygın kas ve eklem ağrıları genellikle eşlik eder. Hasta sabah uyandığında sanki bütün gece uyumamış da çalışmışçasına gücünü tükenmiş hissettiğini söyler. Hastalar hem bir etkinliğe başlayamayacak kadar kendilerini güçsüz hissederler, hem de zorda olsa başladıkları etkinliği tamamlayamadan çabucak yorulurlar.

Bu durum eskiden her zaman gerçekleştirilen gündelik etkinliklerin giderek yapılamaz hale gelmesine neden olur. Bu durum başlangıçta özellikle mesleki etkinliklerde kendini gösterir, ardından cinsellikten, günlük çok basit etkinliklere kadar yayılır.

Öyle ki hastalar dişini fırçalarken yorulduğundan yakınır. Çabuk yorulma ve güçsüzlük duygusuna psikolojik yakınmalar eşlik eder. Bunlar motivasyon yitimi, kolay sinirlenme, unutkanlık, dikkatini toplayamama, okuduğunu anlayamama, uyku bozuklukları gibi belirtilerdir.

Asteninin bir modern zaman hastalığı olduğunu savunanları destekleyen çok sayıda klinik gözlem vardır. Ağır ve stresli çalışma koşullarının asteninin gelişiminde özel bir önemi vardır. Örneğin kronik yorgunluk sen-dromu‘nda geçirilen bir viral enfeksiyon sonrası çalışma şartları nedeniyle yeterince “nekahat” dönemi geçirilememesinin, sendromun gelişmesine neden olduğunu düşünenler vardır.

Gerçekten de asteninin üretim ve çalışma odaklı batı toplumlarında daha yaygın olarak görülmesi bu düşünceyi destekler gibi görünmektedir. Kimi zamanda hastalar asteni yakınmalarını çok daha abartarak getirme eğilimi gösterirler.

Özellikle çalışma koşullarından kaynaklanan astenide bu durum daha belirgindir. Hasta bir yandan asteniden yakınır ama bir yandan da iyileşme, aynı çalışma koşullanvva geri dönüş anlamına geldiğinden “iyileşmemeye de çalışabilir”

Asteni, adını ne koyarsak koyalım ya da ister ayrı bir hastalık ister bir belirti olarak kabul edelim, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu olarak kendini göstermektedir.

Epidemiyolojik çalışmalar ve sağlık hizmetine başvuranların yakınmalarının dağılımı asteninin hem toplumda sık görüldüğünü hem de özellikle birinci basamak sağlık hizmetine başvuran hastaların büyük çoğunluğunun önde gelen yakınması olduğunu göstermektedir.

Asteni bireyin yaşamını son derece olumsuz etkileyen üretkenliğini ve hayattan zevk almasını engelleyen bir yakınmadır, aynı zamanda ciddi bir iş gücü ve üretim kaybına yol açtığı bilinmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp