Çocuğunuzla Kurduğunuz İlişkide Eşit Rollere Sahip Misiniz?

Çocuğunuzla Kurduğunuz İlişkide Eşit Rollere Sahip Misiniz?

İletişim bir sanattır. İletişimin nasıl kurulabileceği ve nasıl başarı ile sürdürülebileceği konusunda ortaya atılan pek çok teori vardır. NLP (beyin dili programlama) adlı program sağlıklı iletişim kurmanın yollarını araştırmaktadır.

NLP belirli bir şekilde düşünen insanların gözlerini belirli bir yöne doğru çevirdiğini tespit etmiştir. İnsanlar bir şekil, resim ya da simayı hatırlamaya çalışırken yukarıya ve sağ tarafa bakarlar. Kafalarında bir şekil ya da bir resim hayal eden insanlar ise yukarıya ve sol tarafa bakarlar. Daha önceden duyduğu bir sesi hatırlayan insanlar doğrudan sağa bakarlar. İçinden kendi kendine konuşan insanlar aşağıya ve sağ tarafa bakarlar. Birtakım duyguları içinde canlandıran insanlar aşağıya ve sol tarafa bakarlar.

NLP ile ilgili anlattığımız şeyler size biraz karmaşık gelebilir ancak çocuğunuzun ne düşündüğünü çok merak ediyorsanız yüzüne dikkatlice bakın ve gözlerini takip edin. Bu şekilde çocuğunuza nasıl davranacağınıza da karar vermiş olursunuz.

Şimdi anlattıklarımızı uygulamalı olarak denemeye çalışalım:

• Çocuğunuza bir soru sorduğunuzda, gözlerini aniden sağa ya da sola çeviriyorsa, çıkan sesleri ve seslerden oluşan kelimelerin ne anlama geldiğini düşünüyor demektir. Çocuğunuz işitsel ipuçlarına karşı duyarlı olabilir; aranızda geçen konuşmalarda "ne söylediğini anlıyorum" yerine "söylediklerini duyuyorum" demeyi tercih edebilir. İşitsel ipuçlarına dayanarak iletişim kuran bir çocukla konuşurken "duymak, dinlemek, ses çıkarmak, söze dökmek, ses" gibi kelimeleri kullanabilirsiniz. Önemli olan çocuğunuzun zihninde aktif olarak çalışan duyuya hitap edebilmektir. Çocuğunuz sese karşı duyarlıysa, seslerle ilgili kelimeleri kullanmanız sizin için daha yararlı olabilir.

• Çocuğunuz bir şeyler düşünürken gözlerini yukarıya (yukarıya doğru sağa ya da sola) odaklıyorsa, iletişim sürecinde görsel ipuçları kullanıyor demektir. Çocuğunuz görsel ipuçlarına karşı hassas olabilir. Bu durumda, çocuğunuza "bu anlattıklarınla nereye varmaya çalıştığını görüyorum" demeniz "ne hissettiğini anlıyorum" demenizden daha yararlı olacaktır. Odasını toplaması gerektiğini düşünen bir çocuk gözlerini bir anda yukarıya-sola doğru çeviriyorsa,gözlerinin önünde odasını canlandırmaya çalışıyordur ya da odasını topladığını hayal ediyordur. Çocuğunuza "odanı topladığında kendini daha iyi hissedeceksin" demeniz işe yaramayabilir; ancak olayı görselleştirerek anlatırsanız çocuğunuzun odasını hemen toplamaya başladığını göreceksiniz. Olayı görselleştirmek için şu tür ifadeler kullanabilirsiniz: "Giysilerini dolabının içine koyduğunda ... halının üstünde hiç çöp kalmadığında ... tüm oyuncaklarını oyuncak kutunun içine yerleştirdiğinde, kendini daha iyi hissedeceksin." Bu şekilde çocuğunuzun anlattığınız şeyleri beyninde canlandırmasını ve beyninde temizlik senaryoları kurmasını sağlamış olursunuz.

• Bir şeyler düşünürken vücutlarının aşağı kısmına doğru-sağ tarafa bakan çocukların devinimsel hassasiyeti vardır. Bu tür çocuklar tat ve kokulardan etkilenir. Yemeğini yemek istemeyen bir çocuğa, tadına bakmak istemediği yiyeceğin sağlığa yararlı olduğunu anlatmak yerine şu tür ifadeler kullanılabilir: "Bu yemeği yediğinde çok mutlu olacaksın çünkü yemeğin tadı harika, babaannende yediğin makarnanın tadını hatırlıyor musun? Bu yemeğin tadı çok sevdiğin domates soslu makarnanın tadına benziyor".çocuğunuzun iletişimde kullandığı duyulara hitap etmeye çalışın. Görme duyusunu kullanan bir çocuğa görsel bir anlatım, işitme duyusunu kullanan bir çocuğa işitsel bir anlatım, tatma duyusunu kullanan bir çocuğa da "tat , Lezzet, afiyet" gibi kelimeleri içeren bir anlatım tarzını kullanabilirsiniz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp