Safra Kesesi Kapalı Ameliyat

Safra Kesesi Kapalı Ameliyat hakkında genel bilgiler;

Kapalı safra kesesi ameliyatı nasıl yapılır, herhangi bir riski var mıdır, ameliyat sonra dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Konu hakkında tüm merak ettikleriniz ve daha detaylı bilgiler bu makalemizde yer almaktadır..

Laparo, karın; skopi, bakmak, görmek anlamlarını taşır ve laparoskopi sözcük anlamı olarak karın içine bakmak demektir. Benzer şekilde endoskopi içe bakmak, artroskopi ekleme bakmak, kolonoskopi kalın barsak içine bakmak demektir. Laparoskopi de bu işlem için kalem kalınlığında özel mercek içeren teleskop benzeri bir alet ince borular (kanül) yardımıyla karın içine yerleştirilir. Bu sisteme karın içini aydınlatacak ışık kaynağı ve minik bir video kamera eklenerek karın içine bakılır.

Cerrahi kesileri küçültmek binlerce yıldır cerrahların ve hastaların hayaliydi. 3000 yıl önce ilkel bir rektoskop (kalın barsağın içini görmeye yarayan alet) yapılmış, 11. yüzyılda Arap bilgin Ebu Kasım ise benzer bir alet icat etmiştir. Günümüzde hızla gelişen teknoloji sayesinde cihazlar çok gelişmiş, ışık kaynağı, mercek sistemi ve video cihazı minik ancak güçlü hale getirilerek tek bir boru içine yerleştirilmiştir.

Modern laparoskopiyi ilk önce kadın doğum uzmanları yapmış Genel cerrahi alanında 1980‘lerin sonunda ilk laparoskopik (kapalı) safra kesesi ameliyatı yapılmıştır. Bu, cerrahi alanda yeni bir çağ açmıştır. Bu işlem tüm dünyada çok çabuk kabul görmüş ve hızla yayılmıştır. Safra kesesi ameliyatında elde edilen başarı sonrasında neredeyse tüm organların laparoskopik ameliyatları yapılmaya başlanmıştır.

Hastaneye başvurduktan sonra ameliyat kararını doktorunuzla birlikte veririsiniz. Bu aşamada ameliyatla ilgili aklınıza takılan soruları doktorunuza sorunuz. Ayrıca önceki hastalıklarınızı ve kullandığınız, özellikle kan sulandırıcı, aspirin gibi ilaçları doktorunuza bildiriniz.

Kapalı ameliyatta, ilkönce göbek altından 1 cm.lik minik bir kesi yapılır. Sadece tanı yani bakma işlemi için bu yeterlidir. Ancak tedavi gerekiyorsa ameliyat tipine göre ek küçük kesiler ile yeni ince borular gerekli noktalara yerleştirilir ve özel ince cerrahi aletler ile gerekli ameliyatlar yapılır. Bu küçük kesiler ameliyat sonrasında 1 ya da 2 dikişle kapatılır ve hasta 2 gün içinde rahatlıkla banyo yapabilir.

Laparoskopi ameliyathanede genel anestezi, yani hasta uyutularak yapılır. Yerleştirilen borular aracılığı ile karın içine gaz verilerek karın boşluğu genişletilir. Böylece organlar karın duvarından ayrılır ve aletlerin çalışabilmesi için yeterli yer kazanılmış olur. Bu gaz verme işlemi uyanık kişide gerginlik ve ağrı yapar bu nedenle hastalar uyutulur.

Kapalı ameliyattın üstünlükleri ise şöyle sıralanabilir. Geleneksel ameliyatlarda hastalıklı organa ulaşmak için büyük bir kesi yapılır, tüm karın tabakaları geçilir. Bu da hastada ameliyat sonrası fazla ağrıya yol açar. Ayrıca yara mikrop kaparsa bu yaranın pansumanı ve bakımı daha zor olur. Ek olarak fıtık gelişme riski bu yaralarda daha fazladır. Laparoskopi de ise kesiler küçük olduğundan ağrı ve yara ile ilgili diğer sıkıntılar daha az olur. Böylece hasta daha erken eve gidebilir (Çoğu durumda 1-2 gün). Hasta daha erken iyileşir ve günlük yaşantısına daha erken başlayabilir. İşine çok daha erken başlar. Uzun dönemde ise çok daha az iz kalır ve kozmetik olarak açık ameliyatlara göre daha üstündür.

Ameliyat sonrasında erken dönemde hasta ayağa kaldırılır. Pansumanları evde kendisi açabilir. İkinci günden sonra banyo yapabilir. Hasta normal gıda (diğer hastalıklarına uyumlu olmak koşuluyla) alabilir.

Ancak kapalı ameliyatlarda da diğer ameliyatlarda olduğu gibi damar ve organ yaralanması olabilir. Damar içinde ve akciğerde pıhtı gelişebilir. Yara ve karın içi iltihaplanabilir. Ameliyat sonrasında yarada hafif bir ağrı olabilir. Ancak şişlik giderek artar, akıntı olur ve yara çevresi kızarırsa hemen doktora başvurmak gerekir.

Bazen yapışıklık, iltihap, beklenenden daha ciddi veya farklı hastalık, teknik zorluk gibi nedenlerle ameliyat kapalı olarak tamamlanamaz ve açığa yani geleneksel tip ameliyata geçilebilir. Bu bir başarısızlık değildir. Önemli olan hastanın ne için ameliyat olduğunu unutmamasıdır. İster açık ister kapalı olsun amaç hastalıklı organ veya dokuların tedavisidir. Cerrahın sorumluluğu ve arzusu hastayı en sağlıklı biçimde evine göndermektir. Bu nedenle gerekirse açığa geçilebilir.

Laparoskopik kolesistektomi (Kapalı safra kesesi ameliyatı)

Laporoskopi ile en çok yapılan ameliyat safra kesesi ameliyatıdır. Safra kesesi karnın sağ üst tarafında karaciğer altında yer alır. Safra kesesi taşları kadınlarda ve 40 yaşın üzerinde oldukça sık görülür. Hastalar genelde tok karna olan mide ve sağ üst tarafta karın ağrısı çekerler. Bu ağrı zaman zaman sırta doğru yayılır. Hazımsızlık, bulantı ve kusma gözlenebilir. Bu hastalık safra kesesi iltihabı, safra yolu iltihabı, pankreas bezi iltihabı ve sarılık gibi ciddi durumlara yol açabilir. Geleneksel ameliyatta boylu boyunca bir kesi yapılır. Laparoskopide ise 4 küçük delikle aynı ameliyat yani safra kesesinin alınması gerçekleştirilir. Sadece taşlar alınmaz, çünkü geride kalan safra kesesi gene taş yapar.

Laparoskopik (kapalı) kasık fıtığı onarımı

Kasık fıtığı erkeklerde daha çok görülen bir rahatsızlıktır. Fıtığın içinde organ sıkışma ve boğulma riski ile ayrıca fıtığın giderek büyümesinden dolayı ameliyat önerilir. Açık yöntemle yama (özel bir malzemeden üretilmiş bir çeşit kumaş) kullanılarak yapılan onarım en yaygın kullanılandır. Bu yöntem çok başarılıdır. Ancak yine yama kullanılarak yapılan kapalı ameliyatlarda uzun dönemde daha iyi sonuçlar elde edilebilmektedir. Kapalı yöntemde içten bir yama yerleştirilerek fıtık açıklığı kapatılır. Çift taraflı fıtıklarda da başarıyla uygulanmaktadır. Kapalı ameliyat yalnızca kasık fıtıklarında değil, karnın tüm fıtıklarında uygulanabilir. Ancak bu ameliyatlarda yamanın iç kısmı barsağa temas edeceği için farklı bir tip yama kullanmak gerekmektedir.

Laparoskopik splenektomi (Kapalı dalak ameliyatı)

Dalak kan hücrelerinin yapımı ve yıkımı ile ilişkili bir organdır. Karnın sol üst kısmında yer alır. Bağışıklık sisteminde de (bedenin mikroplara karşı direnç sistemi) önemli bir görevi vardır. Bağışıklık sistemindeki bu görevi nedeniyle dalak alındıktan sonra bazı mikroplara karşı direnç düşer. Bunun için planlı dalak ameliyatlarından önce direnci arttırmak için aşı olmanız gerekmektedir. Aşı acil ameliyatlardan sonra yapılabilir. İTP (idyopatik trombositopenik purpura), hemolitik anemi, sferositoz gibi bazı kan hastalıklarında dalağın alınması gerekebilir. Yerleştirilen 4 kanül ile kapalı ameliyat dalak hastalığı olanlarda da artık başarıyla uygulanmaktadır. Dalak çeşitli cerrahi aletler yardımıyla bağlantılarından ayrılır. Sonra karın içine gönderilen bir torba içine alınır. Dalak torba içinde küçük parçalara ayrıldıktan sonra, parçalar kesilerin birinden içinden dışarı alınır.

Laparoskopik fundoplikasyon (Kapalı mide fıtığı ameliyatı)

Yemek borusunun alt ucundaki yutma güçlüğü yapan darlıklar (akalazya) veya tam tersi, gevşeklik nedeniyle mide sıvısının geri yemek borusuna kaçtığı (reflü) hastalıklar da kapalı ameliyat için idealdir. Kapalı ameliyat öncesinde bu ameliyatlar daha az yapılmaktaydı. Günümüzde ise kapalı ameliyat ilaç tedavisinden fayda görmeyen reflü hastaları için kabul edilen en iyi yöntemdir. Darlıklarda ise dar olan kısım uzunlamasına kesilir, altında yatan yemek borusunun iç çeperi korunur.

Laparoskopik adrenalektomi (kapalı böbrek üstü bezi ameliyatı)

Böbreküstü bezlerinin rahatsızlıklarında da kapalı ameliyat güvenle uygulanabilir. Bezlerin aşırı hormon salgıladığı bazı durumlarda öncelikle ilaç tedavisi uygulanarak hastalık kontrol altına alınır. Sonrasında hastalıklı olan bez çıkartılır. Bu bezler oldukça derinde yer alır ve açık ameliyat büyük bir kesi gerektirir. Kapalı ameliyatta yine küçük deliklerle ameliyat yapılır ve başarılı olursa hasta açısından çok konforlu bir durumdur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp