Doğum Kontrol Hapını Bıraktıktan Sonra Adet Düzensizliği
Doğum Kontrol Hapını Bıraktıktan Sonra Adet Düzensizliği Hakkında Bilgiler.
Günümüzde bir çok kadın doğum kontrol hapı kullanıyor. Sorun ise doğum kontrol hapını bıraktıktan sonra adet düzensizliği yaşarmıyım ya da hamile kalabilirmiyim oluyor. Doğum kontrol hapları bırakıldıktan sonra 1-2 ay içinde adet düzensizliği düzene girer.
Doğum kontrol hapı kullanımına başlayanların %90'ı hapların kullanımı konusunda yeterince bilgilendirilmemekte ve %30'u hapları yanlış kullanmaktadır. Hap kullanıyorsanız bu yazıyı sonuna kadar okumanız ve mutlaka yazıcı çıktısı alarak saklamanız önerilir...
Doğum kontrol hapları kadının yumurtalıklarında üretilen östrojen ve progesteron hormonlarının laboratuvar ortamında üretilmiş türevlerini içeren ve düzenli olarak kullanıldıklarında gebeliği oldukça başarılı bir şekilde önleyen ilaçlardır.
Günümüzde kullanılan yeni jenerasyon haplar oldukça düşük dozda hormon içerirler ve doktor değerlendirmesini takiben başlandıklarında yan etkileri nispeten düşük ve güvenli ilaçlardır.
DOĞUM KONTROL HAPLARININ İÇERİĞİ
Doğum kontrol hapları çok çeşitli markalarda kullanıma sunulmuş olup çoğu 21 tablet içerir. Markaların büyük kısmında her tablet sabit dozda bir östrojen ve progesteron hormonu türevi içerir.
Yurtdışında bazı doğum kontrol hapları kullanım kolaylığı sağlamak açısından 28 tabletten oluşur. Bu hapların son 7 tanesi demir veya kimyasal olarak etkisiz bir madde içerir. Ülkemizde henüz bulunmayan bu ticari şekilde 28 tablet bulunmasının amacı 7 gün ara verme zorunluluğunun ortadan kaldırılarak kullanıcıya kolaylık sağlamaktır.
Doğum kontrol haplarının bazıları "multifazik" ilaçlardır. Bu ilaçlarda kutudaki tabletlerin bir kısmının hormon içerikleri diğerlerinden farklıdır. Ülkemizde daha çok içindeki her tabletin hormon içeriği birbiriyle aynı olan "monofazik" ilaçlar kullanılmaktadır.
Doğum kontrol haplarının tümü bir östrojen hormonu türevi olan etinil östradiol adlı maddeyi içerir. Bundan yaklaşık 40 yıl önce ilk piyasaya çıkan ilaçların içerdiği 50 mikrogramlık östrojen dozu günümüzde kullanılmamaktadır. Günümüzdeki doğum kontrol haplarında östrojen dozu 35 mikrogram, 30 mikrogram ve 20 mikrogram şeklindedir ve kadınların önemli bir kısmı yaklaşık 10 yıl önce piyasaya sürülmüş olan ve dozun azaltılmış olması nedeniyle yan etkileri daha az olan 20 mikrogram östrojen içerikli ilaçları kullanmaktadır.
Doğum kontrol haplarının tümü östrojen hormonu türevine ek olarak progesteron hormonu türevi bir madde içerir. Bu madde de doğum kontrol haplarının tarihi boyunca oldukça değişikliklere uğramıştır. Hapların kullanıma sunulduğu ilk yıllarda testosteron ("erkeklik hormonu") benzeri yan etkileriyle ciddi olabilen sorunlara yol açabilen bu maddelerin yeni jenerasyonları bu yan etkilerden büyük oranda arındırılmış durumdadır.
YENİ JENERASYON (DÜŞÜK DOZ) DOĞUM KONTROL HAPLARI
1960 yılında ilk kullanıma sunulduklarında oldukça yüksek dozda hormon içeren haplar zaman geçtikçe değişime uğramışlar, ilk kullanılan östrojen hormonu dozu olan 50 mikrogram daha sonra 35 ve hatta 30 mikrograma kadar düşürülmüştür.
Östrojen hormonu dozundaki azalmanın gebelikten koruyucu etkiyi azaltmadığının gözlenmesi üzerine araştırmalar hapların içindeki dozun daha da azaltılıp azaltılamayacağı üzerine yoğunlaştırılmıştır.
Günümüzde en yeni jenerasyon doğum kontrol haplarının içinde artık 20 mikrogram östrojen hormonu bulunmakta ve bu dozu içeren hapların koruyuculukları daha yüksek doz içerenlerle eşit bulunmaktadır.
Ülkemizde şu anda hem 35, hem 30 hem de 20 mikrogram östrojen hormonu içeren ilaçların tümü bulunmaktadır.
Doktordan doktora değişmekle beraber doğum kontrol amacıyla reçete edilen bu ilaçlarda çoğu doktor en düşük doz içeren ilaçları reçete etmektedir. Bazı durumlarda önceden daha yüksek doz ilaçla korunan kadınlara da daha düşük dozlu haplara geçiş imkanı sunulabilmektedir.En düşük dozu içeren hapların daha yüksek doz içerenlere göre çok sayıda avantajı vardır:
Düşük dozlu ilaçların en önemli avantajı östrojen hormonu dozuyla direkt bağlantılı olan ve bazen ciddi sonuçları olabilen damarsal sorunların bu ilaçlarda çok daha düşük oranda ortaya çıkmasıdır.Diğer avantajlar arasında en önemlileri bulantı, baş ağrısı, kilo alma, ruh hali değişiklikleri gibi yan etkilerin daha düşük oranda gözlenmesidir.
Düşük doz hapların yüksek dozlulara göre tek dezavantajı bu ilaçların daha yüksek oranda lekelenme tarzında kanamalara yol açabilmeleridir. Bu yan etki genellikle 4 kutuluk kullanımdan sonra ortadan kalktığından büyük bir dezavantaj olarak görülmeyebilir.
Doğum kontrol haplarının muhtemel olumsuz etkileri konusunda halk arasında söylenenlerin çoğu yüksek doz östrojen içeren haplar zamanında üretilmiş hurafelerdir.
Günümüzde bir çok kadın doğum kontrol hapı kullanıyor. Sorun ise doğum kontrol hapını bıraktıktan sonra adet düzensizliği yaşarmıyım ya da hamile kalabilirmiyim oluyor. Doğum kontrol hapları bırakıldıktan sonra 1-2 ay içinde adet düzensizliği düzene girer.
Doğum kontrol hapı kullanımına başlayanların %90'ı hapların kullanımı konusunda yeterince bilgilendirilmemekte ve %30'u hapları yanlış kullanmaktadır. Hap kullanıyorsanız bu yazıyı sonuna kadar okumanız ve mutlaka yazıcı çıktısı alarak saklamanız önerilir...
Doğum kontrol hapları kadının yumurtalıklarında üretilen östrojen ve progesteron hormonlarının laboratuvar ortamında üretilmiş türevlerini içeren ve düzenli olarak kullanıldıklarında gebeliği oldukça başarılı bir şekilde önleyen ilaçlardır.
Günümüzde kullanılan yeni jenerasyon haplar oldukça düşük dozda hormon içerirler ve doktor değerlendirmesini takiben başlandıklarında yan etkileri nispeten düşük ve güvenli ilaçlardır.
DOĞUM KONTROL HAPLARININ İÇERİĞİ
Doğum kontrol hapları çok çeşitli markalarda kullanıma sunulmuş olup çoğu 21 tablet içerir. Markaların büyük kısmında her tablet sabit dozda bir östrojen ve progesteron hormonu türevi içerir.
Yurtdışında bazı doğum kontrol hapları kullanım kolaylığı sağlamak açısından 28 tabletten oluşur. Bu hapların son 7 tanesi demir veya kimyasal olarak etkisiz bir madde içerir. Ülkemizde henüz bulunmayan bu ticari şekilde 28 tablet bulunmasının amacı 7 gün ara verme zorunluluğunun ortadan kaldırılarak kullanıcıya kolaylık sağlamaktır.
Doğum kontrol haplarının bazıları "multifazik" ilaçlardır. Bu ilaçlarda kutudaki tabletlerin bir kısmının hormon içerikleri diğerlerinden farklıdır. Ülkemizde daha çok içindeki her tabletin hormon içeriği birbiriyle aynı olan "monofazik" ilaçlar kullanılmaktadır.
Doğum kontrol haplarının tümü bir östrojen hormonu türevi olan etinil östradiol adlı maddeyi içerir. Bundan yaklaşık 40 yıl önce ilk piyasaya çıkan ilaçların içerdiği 50 mikrogramlık östrojen dozu günümüzde kullanılmamaktadır. Günümüzdeki doğum kontrol haplarında östrojen dozu 35 mikrogram, 30 mikrogram ve 20 mikrogram şeklindedir ve kadınların önemli bir kısmı yaklaşık 10 yıl önce piyasaya sürülmüş olan ve dozun azaltılmış olması nedeniyle yan etkileri daha az olan 20 mikrogram östrojen içerikli ilaçları kullanmaktadır.
Doğum kontrol haplarının tümü östrojen hormonu türevine ek olarak progesteron hormonu türevi bir madde içerir. Bu madde de doğum kontrol haplarının tarihi boyunca oldukça değişikliklere uğramıştır. Hapların kullanıma sunulduğu ilk yıllarda testosteron ("erkeklik hormonu") benzeri yan etkileriyle ciddi olabilen sorunlara yol açabilen bu maddelerin yeni jenerasyonları bu yan etkilerden büyük oranda arındırılmış durumdadır.
YENİ JENERASYON (DÜŞÜK DOZ) DOĞUM KONTROL HAPLARI
1960 yılında ilk kullanıma sunulduklarında oldukça yüksek dozda hormon içeren haplar zaman geçtikçe değişime uğramışlar, ilk kullanılan östrojen hormonu dozu olan 50 mikrogram daha sonra 35 ve hatta 30 mikrograma kadar düşürülmüştür.
Östrojen hormonu dozundaki azalmanın gebelikten koruyucu etkiyi azaltmadığının gözlenmesi üzerine araştırmalar hapların içindeki dozun daha da azaltılıp azaltılamayacağı üzerine yoğunlaştırılmıştır.
Günümüzde en yeni jenerasyon doğum kontrol haplarının içinde artık 20 mikrogram östrojen hormonu bulunmakta ve bu dozu içeren hapların koruyuculukları daha yüksek doz içerenlerle eşit bulunmaktadır.
Ülkemizde şu anda hem 35, hem 30 hem de 20 mikrogram östrojen hormonu içeren ilaçların tümü bulunmaktadır.
Doktordan doktora değişmekle beraber doğum kontrol amacıyla reçete edilen bu ilaçlarda çoğu doktor en düşük doz içeren ilaçları reçete etmektedir. Bazı durumlarda önceden daha yüksek doz ilaçla korunan kadınlara da daha düşük dozlu haplara geçiş imkanı sunulabilmektedir.En düşük dozu içeren hapların daha yüksek doz içerenlere göre çok sayıda avantajı vardır:
Düşük dozlu ilaçların en önemli avantajı östrojen hormonu dozuyla direkt bağlantılı olan ve bazen ciddi sonuçları olabilen damarsal sorunların bu ilaçlarda çok daha düşük oranda ortaya çıkmasıdır.Diğer avantajlar arasında en önemlileri bulantı, baş ağrısı, kilo alma, ruh hali değişiklikleri gibi yan etkilerin daha düşük oranda gözlenmesidir.
Düşük doz hapların yüksek dozlulara göre tek dezavantajı bu ilaçların daha yüksek oranda lekelenme tarzında kanamalara yol açabilmeleridir. Bu yan etki genellikle 4 kutuluk kullanımdan sonra ortadan kalktığından büyük bir dezavantaj olarak görülmeyebilir.
Doğum kontrol haplarının muhtemel olumsuz etkileri konusunda halk arasında söylenenlerin çoğu yüksek doz östrojen içeren haplar zamanında üretilmiş hurafelerdir.
Yorumlar
7 yıl önce
Şifalı Bitkilerim
7 yıl önceGur** Dog**
6 yıl önce6 yıl önce
Şifalı Bitkilerim
6 yıl önce