Ateşli Romatizma

Ateşli Romatizma: Ateşli romatizmam nasıl geçti? Çocukken kronik bronşit ve sürekli geçmeyen boğaz ağrılarıyla uğraşıyordum. Bronşitim ve boğaz ağrılarım için dünyanın ilacını içtim desem yalan olmaz.

Bronşitimi 18 yaşına geldiğimde aktarlardan aldığım bitkisel ürünlerle geçirmiştim. Bununla birlikte çocukken yaşadığım boğaz ağrıları, bende beni sürekli rahatsız eden bir ateş bırakmıştı. Bu ateşin nedenini defalarca araştırdım. Tabiri caizse gitmediğim doktor kalmadı. Sonunda nedenin boğazdaki antibiyotiğe dayanaklı mikroplardan olduğunu öğrendim.

Öğrendiğimde 26 yaşındaydım yani aşağı yukarı 20 senedir hastalıkla beraber yaşamıştım. Bundan sonrası daha ilginç oldu benim için. Ateşli romatizmanın bütün vucudu saran özellikle de kalp kaslarını etkileyen ölümcül bir hastalık olduğunu ögrendim. Doktoruma göre en büyük belirtisi kanımdaki aso değerinin yüksek çıkmasıydı. Bu sebepten dolayı penisilin tedavisine başlandı.

Aradan iki yıl geçtiğinde ateş şikayetimin yerini başka şikayetler de aldı. Soğuk düşmanım haline gelmişti. Şekerli bir yiyecek yediğimde bacaklarıma adeta biri sopayla vurmuş gibi ağrıyordu. Belirli bir süreden sonra isyan noktasına geldim. İlaçları ne olursa olsun bıracaktım. Sonuçta penisilin iğneleri beni daha çok hasta ediyordu. İşin saçmalığı penisilene dirençli bir mikroba karşı yine penisilin vermekti. Kaybedecek bir şeyim kalmadığını anlayınca doktor tedavisini red ettim..

Nasıl iyleştim?


Sürekli beni rahatsız eden ateşle başlayan serüvenim içinden çıkılmaz bir hal aldıktan sonra ilaçları bırakmamla birlikte kantoron çayı denen bir çayla tanıştım. Kısa süreli olsa bana iylik sağlıyordu, ateşimi kısa süreli olsa da düşürüyordu. Bunun yanında sağlıklı beslenme kurallarını uyguladım ( beyazlardan uzakdur- bol meyve ye- su iç). Önemli ölçüde aşama kaydetmiştim ama iğnelerle artan ateşli romatizma hastalığım devam ediyordu. Ne zaman beyaz ekmek yesem, soğuğa çıksam ya da kötü bir yiyecek yesem veya bunları yapmasam bile hastalık ben burdayım diyordu.

Nitekim kan tahlilleri de bu gerçeği de doğruluyordu. Yaptığım şeyler sadece hastalığı durdurmuştu. Bir gün internetten bu konuda derinlemesine araştırma yaparken elma sirkesinin bağışılık sistemini arttırdığını okudum. Elma sirkesinin c vitamani bakımdan zengin olduğu ve bağışıklığı arttırdığı yazıyordu. Hatta yazdığına göre bir kaşık elma sirkesinde bir bardak limondan bile kat kat fazla c vitamini vardı. Benim savaşım da mikrobik olduğu için vakit geçirmeden denemeye karar verdim. İki hafta gibi kısa bir sürede hastalığın bütün belirtileri kayboldu. Kan tahlilerim de zamanla düşme meyili gösterdi. Bugün kan tahlilerimde hastalığa dair en ufak belirti bulunmamakta ve de ateşim tamamen geçmiştir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp