Yorgunluk Belirtileri

Yorgunluk Belirtileri

Eklem ve kas ağrıları kalp ritim bozukluğu (aritmi) lenf bezlerinin şişmesi sürekli sıkça ortaya çıkan enfeksiyonlar unutkanlık yön tayininde problemler hareketlerinde sınırlanma ve hatta felce yakalanma söz konusu olabilir. Bunun yanında deride büzülme kuruma akne gibi rahatsızlıklar saç dökülmesi baş ağrısı migren hormon bozuklukları görme bozuklukları mide-bağırsak rahatsızlıkları koma baygınlık nöbetleri kalp krizi nöbetler MS-belirtileri ve Parkinson hastalığının belirtileri görülür. Korku panik ve sara nöbetleri ve de intihara teşebbüs gibi anormallikler ve rahatsızlıklar görülebilir.

Yorgunluğa İyi Gelen Bitki Çayları

Siyah Çay: Camellia sinensis bitkisinden üretilen siyah çay, en çok kafein içeren çaylar arasında yer almaktadır ve bu özelliği ile yorgunluğunuza geçici bir çözüm olabilir. 240 ml demlenmiş siyah çayda (2 büyük kupa kadar) yaklaşık 70mg kafein bulunur. Siyah çay, üretilirken bitkinin yaprakları tam fermente edildiği için, aynı bitkiden üretilen yeşil çaya oranla daha fazla kafein içermektedir. Kafeinden dolayı, gebelik ve emzirme dönemindeki kadınlara önerilmeyen siyah çay gece saatlerinde içilirse uyku kaçırabilir.

Yeşil Çay: Siyah çayla aynı bitkinin, camellia sinensis’in yapraklarından üretilen yeşil çayda kafeinli çaylar arasındadır. 240ml yeşil çay 24-40 mg kafein içermektedir. Yeşil çayın üretimi sırasında yapraklar daha az işlendiği için siyah çaya göre daha sağlıklı bir alternatifidir. Kafein tüketmenin sakıncalı olduğu gebelik ve emzirme dönemlerinde yeşil çay içilmesi önerilmez. Ayrıca düzenli ilaç kullanıyorsanız yeşil çaya başlamadan önce olası etkileşimler hakkında doktorunuzdan bilgi almalısınız.

Biberiye: Akdeniz’e özgü bir bitki olan biberiye (Rosemarinus officinalis) yine Akdeniz mutfağında oldukça sık kullanılmaktadır. Sağlık alanındaki geleneksel kullanım şekilleri ise; sinirleri sakinleştirmek, kan dolaşımını arttırmak ve hafif depresyon tedavisidir. Biberiye çayı, uykusuzluk ve yorgunluğa neden olabilen sindirim sistemi sorunlarını rahatlatmak için kullanılabilir. Bitkiden elde edilen yağ, harici olarak kas ağrılarını ve gerginliği almak için masaj yağı olarak kullanılır. Saf biberiye yağının ağız yoluyla alınması emziren veya hamile kadınlara önerilmemektedir. Ayrıca şeker hastalığı, kan pıhtılaşması, hipertansiyon ilacı alanların ve ülseri bulunanların biberiye çayı tüketmesi tavsiye edilmemektedir.

Ginseng: Doğu Sibirya’ya özgü bir çalı olan Sibirya ginsengi (Eleutherococcus senticosus) strese bağlı yorgunluk için önerilen bitkiler arasında yer alıyor. Ayrıca bir diğer ginseng türü olan “panax ginseng”in ise enerjiyi yükselterek ruhsal ve fiziksel güç sağladığı söyleniyor. Ancak ginseng bitkisi kanamayı arttırdığı için düzenli olarak aspirin kullananlara veya kan inceltici ilaç alanlara önerilmiyor.

Yerba Mate: Güney Amerika kıtasında, bir kaç ülkede geleneksel olarak içilen yerba mate çayı kafein benzeri uyarıcı bir madde içermektedir. Ülkemizde zayıflamaya yardımcı bitkisel ürünler içerisinde sıkça kullanılan yerba mate aynı zamanda amino asitler, vitaminler ve mineraller bakımından oldukça zengindir. Metabolizmayı hızlandıran yerba mate gün içinde ihtiyaç duyduğunuz enerjiyi sağlayabilir ancak uyku kaçırabileceği ve çarpıntı yapabileceği için kontrollü tüketilmelidir.

Yorgunluk Nedenleri

En sık nedenler aşırı egzersiz, uyku bozukluğu, beslenme yetersizliği, kondüsyon eksikliği, üst solunum yolu enfeksiyonları, kansızlık, tiroid hastalıkları (tiroidin az veya çok çalışması) akciğer hastalıkları, ilaçlar, viral hastalıklar, kanser ve depresyondur. İlaçlar, özellikle de sakinleştiriciler, depresyon, allerji ve tansiyon ilaçları, kas gevşeticiler ve pek çok antibiyotik yorgunluğa neden olabilir. Altı aydan uzun sürmesi halinde kronik yorgunluktan bahsedilir.

Kronik yorgunluğu olan olguların 2/3’ünden psikiyatrik hastalıklar, özellikle de depresyon(%58), panik bozukluk(%14) ve somatizasyon bozukluğu(%10) sorumludur. Kronik yorgunluğun %10’undan azını “kronik yorgunluk sendromu” oluşturur ki; bu durumda tıbben açıklanamamış mental ve fiziksel yorgunluk hali ile birlikte uykuda dinlenememe, konsantrasyon güçlüğü ve grip benzeri semptomlar( baş ağrısı, kas ağrısı, eklem ağrısı, boğaz ağrısı, halsizlik) mevcuttur. Kronik yorgunluk sendromu, çoktan beri bilinen, eskiden nevrasteni dediğimiz, fizik inceleme ve laboratuvar tetkiklerinde anormallik olmasa da gerçek bir hastalıktır. Fiziksel, mental veya duygusal aşırı yükün oluşturduğu stresi tolere edememe, stresle başedememe söz konusudur. Etyolojisinde pekçok faktörün rolü olduğu biliniyor.

İnfeksiyonlar, fizik travma, depresyon, uyku bozuklukları, bağışıklık sisteminde bozukluk, endokrin ve metabolik bozukluk ve kişiliğin rolü var. Kadınlarda, eğitim düzeyi ve mesleki statüsü düşük olanlarda ve genç-orta yaş grununda daha fazladır. Sürekli veya tekrarlayıcı yorgunluğu olanlarda fizik muayene ve rutin testler normalse akla gelmelidir.

Kronik yorgunluğun değerlendirilmesinde öykü çok önemli. Fizik muayene ve laboratuvar testleri destekleyici veri sağlar. Öyküde yorgunluğun başlangıcı, seyri, süresi, günlük paterni, azaltan veya artıran faktörler, günlük yaşantıya etkisi, uyku miktarı, düzeni ve kalitesi, uykunun semptomları iyileştirip iyileştirmediği sorgulanmalı, kullanılan reçeteli ve reçetesiz ilaçların doz ve şemaları gözden geçirilmeli, organik hastalıklar yönünden karekteristik diğer belirtiler sorgulanmalıdır.

Egzersiz-uyku-beslenme arasındaki dengesizlikten olan fizyolojik yorgunlukta altta yatan tıbbi bir sorun yoktur ve dinlenmekle düzelir. Organ hastalığına bağlı yorgunluk, genellikle aktivite ile ortaya çıkar. Depresyonda, kişi genel olarak hiçbirşey yapamayacağını tanımlar. Kronik yorgunluk sendromunda ise yorgunluğun egzersizle ilgisi yoktur, istirahatle de geçmez.

Laboratuvar testleri, öykü ve fizik muayene spesifik hastalığı düşündürmedikçe sınırlı olmalı. Tam kan sayımı, sedimantasyon, kan şekeri, karaciğer ve böbrek fonksiyonları, elektrolitler, TSH, tam idrar tetkiki, ağrı veya kas zayıflığı varsa kreatinin kinaz bakılmalı. Öykü ve fizik muayenede pozitif bulgu olmadan yapılan ayrıntılı testlerin tanıda değeri az. Örneğin bir çalışmada ana yakınması en az 1 aydır yorgunluk olan 100 erişkin hastada laboratuvar testleri tedaviyi sadece %5 hastada etkilemiştir.

Yorgunluk Nedir

Yorgunluk için genel bir tanimlama yapmak zordur ancak normal aktivite sirasinda ya da sonrasinda tükenmislik hissi ya da aktiviteye baslamak için yeterli enerji olmadigi hissi olarak tanimlanabilir.

· Yipranmislik (Weariness)
· Yorgunluk (Tiredness)
· Tükenmislik (Exhaustion)
· Güçsüzlük (Weakness)
· Çalismanin tatsizlasmasi (Distaste for work)
· Sikinti (Boredom)
· Performans azalmasi (Reduced performance)
· Halsizlik (Listlessness)
· Egzersizle dispne (Exertional dyspnea)
· Enerji yoklugu (Lack of energy)
· Uykulu hal (Sleepiness)
· Çalismaya isteksizlik (Unwillingness to work)

Ancak terminolojide bir karmasa oldugu da gerçektir. Hastalar güçsüzlük oldugunda yada egzersizde nefes darligi oldugunda bunu yorgunluk olarak tanimlarlar. Aslinda güçsüzlük kas güçünde azalma olmasi ve bunun da fizik muayenede saptanmasi halinde kullanilmasi gereken tanimlamadir. Bu yakinma yada bulgunun altinda nörolojik yada musküler nedenlerin olup olmadiginin arastirilmasi gerekir. Ancak fizik muayene bulgusu olmadiginda güçsüzlük yorgunluk ile sinonim olarak kullanilabilir.

Klinisyen hasta yakinmasinin gerçekten yorgunluk olduguna karar verirse bunu asagidaki kategorilerden birine koymali ve baslangiç incelemelerine bu çerçeveden baslamalidir.

Fizyolojik yorgunluk:
Yorgunlugun bu tipi saglik durumu normal olan bir kiside stres, diyet degisikligi, yetersiz istirihat ya da uyku veya asiri aktivite durumlarinda olmaktadir. Yasli olan kisilerde yorgunlugun bu tipine siklikla rastlanmaktadir. Iyi bir öykü alinmasi ile bu gibi faktörlerin olup olmadigi arastirilmalidir.

Organik yorgunluk:
Bu tip yorgunluk bazi medikal problemler ile birliktedir ve yaslilarda en sik rastlanan yorgunluk nedenidir. Bu medikal problemler anemi, kronik böbrek yetersizligi, karaciger yetersizligi, kronik obstruktif akciger hastaligi, konjestif kalp yetersizligi, infeksiyonlar, degisik endokrin ve metabolik anormalliklerdir. Bu yorgunlugun giderilmesi için organ ve sistemlerin fonksiyonel kapasiteleri belirlenmeli ve uygun yasam tarzi degisikligi, non farmakolojik ve farmakolojik tedavi düzenlemeleri yapilmalidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp