Yetişkinlerde Kabakulak Belirtileri Nasıldır

Yetişkinlerde Kabakulak Belirtileri Nasıldır

Nedenini bilmediğiniz bir ağız kuruluğu yaşıyorsanız dikkate alın. Çünkü belirtilerin ilk görüldüğü yerler dış salgı bezleridir. Tükürük bezleri, gözyaşı bezleri, ter bezleri, genital organlardaki dış salgı bezleri, pankreasın dış salgı bölümü gibi yerlerde gelişen iltihap sonucu bezlerin görevinde aksamalar başlar.

Öncelikle tükürük bezinde ve gözyaşı bezlerinde oluşan yetersizlik; tükürük salgısı ve gözyaşı salgısında azalma ve bunun sonucunda ağız kuruluğu; gözlerde batma-kuruluk hissi oluşturur. Parotis denilen kulakların önünde yer alan büyük tükürük bezlerinde aralıklı şişme ve ağrı görülür. Bu dönemde dikkatli kontrol edilmezse Kabakulak ile karıştırılır.

Kabakulak genelde çocukluk çağında geçirilen bir virüs hastalığıdır. Eğer erişkin birinde kulakların önünde tekrarlayan kabakulak benzeri şişlikler olursa Sjögren Sendromu akla gelmelidir. Hastalığın seyrinde eklemlerde ağrı, şişme, deride çeşitli döküntüler, akciğer tutulumu, böbrekte taş oluşumu ve böbrekte kireçlenme gibi ek sorunlara yol açabilir. Ayrıca kemik iliğini etkileyerek kan hücrelerinde düşmeye de yol açabilir.

Sjögren Sendromu, herkesi farklı etkiler ve bulguları değişik ciddiyette seyreder. Sık bulgular aşağıda belirtilmiştir.

Kuru Ağız:
Ağız normalde tükürük içerir ve çiğneme ve yutmaya yardım eder. Sjögren Sendrom’lu hastalar, normalden daha az tükürük üretirler. Bu da çiğnemeyi, yutmayı ve konuşmayı zorlaştırır. Bu ayrıca tat alma hissini azaltabilir.

Kuru Gözler:
Gözler kuru, kumlu hissedilir. Gözlerde yanma ve kızarıklık olabilir. Uyurken fazla mukus (çapak) göz kenarlarında birikebilir. Gözleriniz güneş ışığına karşı daha duyarlı olabilir. Eğer iyi tedavi edilmezse Sjögren Sendromu gözlerde kör noktalara ve korneal ülsere (göz küresinin dış kısmında yara) yol açabilir. Nadiren bu durum görme kaybına yol açabilir.

Şişmiş Tükürük Bezleri:
Üç çift büyük bez tükürük üretir. Bunlar dilin altında, kulakların önünde yanak altında ve ağzın arkasında yerleşiktir. Bu bezler şişmiş olarak görülebilir veya hissedilebilir. Kabakulak ile karışabilir. Bazen hassas hale gelip ateş de eşlik edebilir. Sjögren Sendromu’nda hastaların yaklaşık yarısında şişmiş bezler görülür.

Diş Çürükleri:
Bu ağız kuruluğundan kaynaklanan genel bir sorundur. Tükürük bakteri öldürücü maddeler (enzim) içerir ve bu maddeler bakterilere karşı savaşır. Böylece diş çürümelerine karşı koruyucu görev yapar. Tükürük azaldığı zaman daha az enzim üretilir. Bundan dolayı dişlerde daha kolay çürükler oluşur

Ağız İçinde Mantar Enfeksiyonu:
Kuru ağızlı insanların çoğunda ağızda yanma ve kızarıklık mevcuttur. Bu şikayet ağızda küçük miktarda bulunan Candida adı verilen bir mantar tarafından oluşturulur.

Kuru Burun, Boğaz ve Akciğerler:
Kuruluk; boğazın kuru ve gıcıklayıcı bir hisse sahip olmasına neden olur. Kuru öksürük, ses kısıklığı, koku hissinde azalma ve burun kanamalarına neden olabilir. Kuruluk ayrıca, zatüre, bronşit ve kulak problemlerine yol açabilir.

Vajinanın Kuruluğu:
Sjögren Sendromu kuruluktan dolayı vajinada ağrıya ve irritasyona yol açabilir. Cinsel ilişkinin kadın için ağrılı hale gelmesine neden olur.

Yorgunluk:
Sjögren Sendromunun sık bir bulgusudur. Hastalığın kendisinden dolayı meydana gelebileceği gibi, kronik hastalığa sahip olmanın verdiği fiziksel ve emosyonel stresin bir sonucu olarak da gelişebilir.

Diğer Sorunlar:
Sjögren Sendromu ile ilgili diğer sorunlar; iltihaplı ve ağrılı eklemler, kas güçsüzlüğü, kuru deri, döküntüler, kabızlık, sinirlerdeki iltihaba bağlı olarak uyuşukluk hissi, karıncalanma ve şişmiş lenf bezleridir. Bunlar doktor takiplerinin devamının önemini gösterir.

Kanserle İlişkisi var mı?
Bu hastalık bir kanser değildir. Ancak, bu hastalığın seyrinde B lenfosit olarak bilinen bazı kan hücrelerinden köken alan lenfomalara yatkınlık artmıştır. O nedenle bu hastaların periyodik olarak bu açıdan takibi şarttır

Başka Organları Tutar mı?
Sjögren Sendromu seyrinde eklemlerde ağrı şişme; deride çeşitli döküntüler, akciğer tutulumu, böbrekte taş oluşumu ve böbrekte kireçlenme gibi ek sorunlar gelişebilir. Ayrıca kemik iliğini etkileyerek kan hücrelerinde düşmeye de yol açabilir. Ağız kuruluğu nedeni ile dişlerde erken ve tekrarlayan çürümeleri olabilir. Göz kuruması nedeni ile yıllar içinde sklera denilen gözün ön tabakasında aşınmalar, hatta delinmeler olabilir. Sinir uçlarını etkileyerek nöropati yapabilir. Gebelik olursa bazı olgularda bebekte kalp sorunlarına yol açabilir.

Kabakulak Hastalığı Nedir?

Kabakulak; tükürük bezlerinde gelişen enfeksiyona bağlı olarak bu bezlerin şişmesiyle seyreden bir hastalıktır. Kulağın alt tarafında gelişir, adını da buradan alır. Çocukluk döneminin hastalığıdır. En sık 2-6 yaş arasında görülür. Fakat çocukluk döneminde geçirilmediğinde yetişkin dönemde de görülebilir ve yetişkin dönemde tablo daha ağırdır.

Tüm yaşam boyunca sadece bir kere geçirilir. Hastalığın etkeni paramyxovirüstür. Yani viral bir enfeksiyondur. Kış sonu ve bahar aylarında daha sık görülür. Kabakulak bulaşıcı bir hastalıktır. Bulaşmanın en yüksek olduğu dönem bezlerin şişmesinden 24 saat sonrasından üç güne kadar süredir. Ancak şişlik başlamadan önce bulaşıcılık başlar ve şişlik bitene kadar sürer.

Direk temas, tükürük damlacıkları yolu ve hastanın tükürüğü bulaşmış eşyalar yoluyla bulaşır. Hastalık hakkında bu özet bilginin ardından şimdi de kliniğine, tanının nasıl konulduğuna ve tedavisine bakalım.

Kabakulak Hastalığı Nelere Neden Olabilir?
Kabakulak tanısı öykü, klinik ve fizik muayenede bezlerin şiş görüntüsü ile konulur. Laboratuar bulguları destekleyicidir. Hastalığın bulgusu çok tipik olduğu için anneler doktora başvurmadan önce de tanıyı koyarlar. Komplikasyon gelişmediği sürece de evde iyi bir bakımla hastalık tedavisiz atlatılır. Ancak bazı durumlarda doktora başvurmayı gerektirir.

Önce doktora başvurmayı gerektirecek komplikasyonlardan (komplikasyon: hastalığın gidişi sırasında ortaya çıkabilen ve hastalığı ağırlaştıran tablo) biraz bahsedelim sonra da evde yapacaklarımızı anlatalım. Kabakulak komplikasyonları erkeklerde daha sık görülür. En sık ateş, baş ağrısı, kusma ve ense sertliğiyle giden meningoensefalit gelişebilir. Çocuk başını arkaya doğru hareketsiz bir şekilde tutar.

Hemen doktora başvurulması gereken bir tablodur. Bunun dışında erkek çocukta epididimorşit denilen durum gelişebilir. Genellikle şişliğin 8. gününde ateş, karın ağrısı, titreme, kusma şikâyetleriyle birlikte testisler şiş, ağrılı ve üzeri kırmızıdır. Bu iki komplikasyonun dışında Nadiren de pankreatit, artrit, hepatit, myokardit gelişebilir. Tüm komplikasyonlar doktora başvurmayı ve kesinlikle tedavi edilmeyi gerektirir.

Kabakulak Hastalığının Tedavisi Nasıldır?

Kabakulağın tedavisinin evde yapıldığını söylemiştik. En etkili tedavi yatak istirahatidir. Beslenmede de kolay çiğnenen ve ekşi olmayan gıdalar tercih edilmelidir. Gerektiğinde yine doktorun önereceği ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Gereğinde sözüne vurgu yapmak istiyorum. Çünkü başta antibiyotikler olmak üzere birçok ilaç bilinçsizce kullanılmaktadır.

Bu nedenle birçok antibiyotiğe direnç gelişmiştir ve bu antibiyotikler etkisini yitirmiştir. Antibiyotiklerin bakterilere etkili olduğunu, kabakulak ise virüs kaynaklı olduğu için hiçbir etkisinin olmayacağı için kullanılmaması gerektiğini ayrıca belirtmek isterim. Günümüzde aşılanma ile kabakulaktan etkin bir şekilde korunma sağlanmıştır. 12. Ayda KKK ( kızamık-kızamıkçık-kabakulak) aşısı tüm çocuklara uygulanır. Ayrıca ilköğretim birinci ve sekizinci sınıflarda ek dozları yapılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp