Yayının Genişleyen Yankılan

Yayının Genişleyen Yankılan
Eleştiri ve Tiksinti


Paderborn'dan Elke s.: Aslında yayınınızı severek dinleyenlerden biriyim. Önceki yayınlara dair dinleyici reaksiyonlarının okunmasını da doğru buluyorum. Fakat artık, "Çok özel bir sıvı-idrar" konusuyla ilgili mektupların okunmasına bir son veremez misiniz acaba. Idrarın çeşitli tatlanmadan bahseden bir dinleyicinin mektubu okunduğu sırada, kahvaltı ediyordum. Böylesine bir zevksizlik karşısında, lokmam tam anlamıyla boğazımda kaldı ve kahvaltım sona erdi. Bu düşüncemde yalnız olmadığımı, birkaç hafta önce, başka bir dinleyicinin reaksiyonundan öğrendim.

Ruhr bölgesinde Mülheim'dan Hildegard S.: İdrar tedavisi ile her derde çare bulunduğu tam zamanında ortaya çıktı: Doktorlar ve eczacılar bundan böyle bizden zor para alırlar. Bu harika ilaç neden bu kadar gecikti? Birçok kobayın canı yanmazdı. Şu anda piyasada 70.000 tür ilaç var. Her perşembe sabahı kahvaltıda bir idrar öyküsü dinlemek, vücuttaki yağları atmak için en iyi çare, böyle devam edin!

Münster'den Franz w.: İdrarın çok özel bir sıvı olduğunu herhalde dinleyicilerin çoğu biliyordu, doğru veya yanlış bir dolu söylenti var. insan biraz derin düşününce, harika bir yapıya sahip olan vücudun, aynı zamanda bir kimya ve ilaç fabrikası olduğunu haklı olarak iddia eder. Sadece vücuttaki dolaşım bile bir mucize. İdrarın, şeker hastalığı ve böbrek hastalıklarının habercisi olmasından başka, ilaç olduğunu da, savaşta ayaklarım yara olduğu zaman öğrenmiştim. Fakat idrar içmek düşüncesi beni tiksindiriyor. Fakat gene de sormadan edemiyorum, ben veya bir başkası ölümcül bir hastalığa yakalanmış olsa ve tek çare idrar deseler, ne yapardık. Sanırım böyle düşününce, eskiden idrarın neden ilaç gibi içildiği veya gizlice içirildiği daha iyi anlaşılır. Midede hoş olmayan bir his uyandırmakla birlikte, neden idrarda belli bir iyileştirici güç bulunmasın? İdrar da tıpkı kan gibi vücudumuzun bir ürünü bilmem hala yapılıyor mu bazı vücutlarda çıkan inatçı kabarcıklara karşı, insana kendi kanı enjekte edilirdi. Bunu ben de yaptım, yararlı oldu. Her neyse, Bayan Thomas, yayınınız hepimiz için öğretici oldu, aynı zamanda önemli ve iyi bir tatil programıydı.

Münster'den Klaus H.: Vücudumuzdan atılan şeyin ne kadar yararlı olduğunu öğrenmek gerçekten çok ilginç ve şaşırtıcıydı. Gene de siz bu konuya, bence fazla önem verdiniz. Hemen her hafta program için gecikmiş mektupları okuyorsunuz. Kimisi dökülen saçını yeniden çıkarmak için idrarla kafasını ovuşturuyor, kimisi daha çabuk filizlensin diye kabak çekirdeklerini idrara yatırıyor. Bir hanım dinleyici anjine karşı idrarla gargara yapı-yor, bir diğeri, pahalı kremler yerine, yüzüne idrar sürüyor. Doğrusunu söyleyeyim, gecikmiş tepkileri her dinleyişimde direksiyonu ısıracak gibi oluyorum. Bana öyle geliyor ki, bazı dinleyiciler, sizin yayınınız sayesinde, sahneye çıkmak için treni kaçırmak istemiyorlar. Bir tek, kendi idrarımızda rahat bir banyo yapmadığımız kaldı. Korkarım siz de, bu dinleyici güruhunun mikrofonu olmayı sürdüreceksiniz. Melle'den isminin verilmesini istemeyen bir dinleyici: İnsan daha ana karnında oluşurken, amnios (cenin suyu) ile karışan kendi idrarını da içer. (Yeni doğmuş bebek içmeyi bildiğine göre bunu doğumdan önce de denemiş olmalıdır.) Bu dönemde insan kendi başınadır (ben-sen-iyi-kötü yoktur) her şey kendisidir. Sonra ana rahminden yanlış gelir. Ayrılış çok acılı olur. Bebek içer, ama aynı zamanda çıkarır da, bir şeyleri bırakır, ayrılır. Ana karnında içme ve çıkarma duygulan arasında fark yoktur. Bebek kendi çıkardığı şeylerden iğrenmeyi bilmez. Aynen onun gibi çok ilkel kabilelerde de iğrenme yoktur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp