Testosteron Eksikliği Nasıl Giderilir

Testosteron Eksikliği Nasıl Giderilir

Testosteron hormonunun üretimi beyinden komuta edilir. Beyin içerisinde bulunan hipotalamus adı verilen merkezden salgılanan bir hormon hipofiz bezi dediğimiz başka bir organı etkiler. Bu etkileşme sonucunda hipofiz bezinden başka bir hormon salgılanır ve bu da testisleri etkiler. Testislerde bunun sonucunda testosteron hormonu salgılarlar. Fizyolojik olarak kısaca bu şekilde özetleyebiliriz. Testosteron hormonu testislerin yanısıra böbrek üstü bezlerinden de salgılanmaktadır.

Eğer hipotalamusta ya da hipofiz bezinde sorun ya da yetersizlik var ise onların salgıladığı hormonları vererek ya da benzeri ilaçları vererek testosteron seviyesinin yükselmesi sağlanabilir. Testosteron düşüklüğü varsa bu şekilde bir tedaviyle salgı arttırılabilir. İlerleyen yaşla birlikte testosteron üretiminde azalma görülür. Bu tür durumlarda ise testosteron ihtiva eden ilaçlar yardımıyla bu eksiklik giderilir.

Testosteron için değişik ilaç türleri bulunur. Bunlar ağız yoluyla alınarak, jel kıvamında olup deriye haricen sürerek, deriye yapıştırılan bir takım aparatlar yardımıyla ya da kas içi enjeksiyon yapılarak vücuda verilir. Testosteron düşüklüğü sebebiyle hayat kalitesi düşen insanlarda sadece testosteron seviyesini yükseltmek başlı başına bir çözüm olmayacaktır. Bu insanlar daha dinamik bir hayata başlamalı, spor yapmalı ve diyetlerini de düzenlemelidir.

Testesteron Nedir

Testosteron androjen grubundan bir steroid hormondur. Memelilerde testosteron birincil olarak, erkeklerde testisler, dişilerde yumurtalıklarda üretilir. Çok az bir oranda da böbreküstü bezlerinden salgılanır. Erkek cinsiyet hormonudur.

Sağlık, enerji, libido, bağışıklık sistemi ile ve kemik erimesi ile yakından ilgilidir. İnsanlarda yetişkin bir erkeğin kanındaki derişimi yetişkin bir kadındakinin 40-60 katı kadar olabilir. Ancak kadınlar davranışsal açıdan (anatomik ya da biyolojik açı yerine) bu hormona karşı çok daha fazla hassasiyet gösterir.

Erkeklerde saçların dökülmesine neden olabildiği gibi saç dökülmesi, sadece testosterona bağlı bir olgu değildir.

Kadınlarda eritrosit sayısının erkeklere göre daha düşük olmasının nedenlerinden biri de kadınlardaki testosteron seviyesinin erkeklere göre daha düşük seviyede olmasıdır.

Testesteron Tedavisi

hormon replasman tedavisini içerir. Alım yöntemini yaş ve eksikliğin süresi belirler. Oral testosteron (metiltestosteron) karaciğer toksisitesi ve karaciğer tümörleri ile bağlantılı bulunmuştur, bu yüzden tedbirli şekilde reçete edilir.

Yetişkinler için tedavi, ikincil cinsiyet özelliklerinin, enerji, güç, ruh hali ve iyi olma duygularını korumayı ve kemik dejenerasyonunu önlemeyi amaçlar. Uygulanma yöntemleri transdermal, mukozaya yerleştirme ve kas içi enjeksiyondur.

Bir testosteron bandıyla (yani, deri yoluyla) uygulanan transdermal yöntem, yetişkinlerde testosteron eksikliği tedavisinde kullanılan en yaygın yöntem haline geliyor. edilen erkeklerin %92''sinde önemli bir yan etkiye neden olmadan yeterli kan düzeyini sağlar ve korur.

Bir bant testis torbası ya da vücutta herhangi başka bir yere yerleştirilir ve kontrollü aralıklarla testosteron deri yoluyla serbest bırakılır. Bantlar genellikle 12 veya 24 saat süreyle ve egzersiz, banyo ya da yorucu bir aktivite sırasında takılabilir. Skrotal olan ve olmayan mevcut olan iki transdermal bant vardır.

Skrotal olmayan bant karın, bel, uyluk ya da üst kola uygulanabilir ve her akşam saat 8 ile gece yarısı arasında aynı saatte uygulanmalıdır. Eğer bant öğleden önce düşerse, o akşam yeni bir bant uygulayana kadar düşenin yerine yeni bir bant kullanın. Eğer bant öğleden sonra düşerse, o akşam yeni bir bant uygulayana kadar yenisini kullanmayın.

Skrotal bant tedavisiyle ilgili en sık görülen yan etkiler, uygulama yerinde kaşıntı, rahatsızlık ve tahriştir. Bazı erkeklerde, sıvı tutulumu, akne ve geçici anormal meme gelişimi (jinekomasti) yaşanabilir.

Üst kol ya da karın bölgesinde temiz ve kuru cilde uygulanan iki transdermal jel vardır. Doğru kullanıldığında bu jeller 24 saat boyunca testosteron sağlar. Kıyafet giyilmeden önce jelin ciltte kuruması beklenmeli ve duş ya da yüzmeden en az 6 saat önce kullanılmalıdır. Jeller genital bölgeye uygulanamaz.

Jellerle birlikte, doktorların ilacın dozunu ayarlamasına olanak sağlayan bir ölçülü doz pompası mevcuttur. Transdermal jellerin yan etkileri arasında, uygulandığı bölgede olumsuz reaksiyonlar, akne, baş ağrısı ve saç kaybı (alopesi) vardır.

Mukozaya yerleştirme, testosteronun sindirim kanalından ve karaciğerden geçmeden doğrudan kan dolaşımına katılmasını sağlar.
Bukkal testosteron sistemi, dişeti ya da günde iki kez yanağa yapıştırılan tablet benzeri bukkal bir sistem aracılığıyla testosteron veren bir hormon replasman tedavisidir. Ağız içinde dişetinin üst dudakla birleştiği yere yerleştirilir ve çözünerek 12 saat boyunca orada kalan bir jele dönüşür. Ürün nemi emdikçe, yavaş yavaş sindirim kanalı ve karaciğerden geçmeden doğrudan kana karışan testosteronu serbest bırakır. Klinik çalışmalarda bukkal testosteron kullanan hastaların yaklaşık %87''si normal testosteron düzeyine ulaşmıştır.

Yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir ve 2 hafta içinde düzelir. Ağız tahrişi, ağrı ve şişme (ödem); acı bir tat ve baş ağrısı bunlardan bazılarıdır. Anormal meme gelişimi (jinekomasti) de oluşabilir. Hastalar kalıcı dişeti anormalliklerini doktorlarına rapor etmelidir.

Bukkal testosteron sistemi, prostat veya meme kanseri olan erkeklerde kullanılmamalıdır ve kronik kalp, böbrek, karaciğer veya akciğer hastalığı olan kişilerde dikkatle kullanılmalıdır. Ödem, konjestif kalp yetmezliği ve uyku apnesine neden olabilir ve prostat büyümesi ve prostat kanseri riskini artırabilir. Bu ilacı kullanan hastalar düzenli olarak dijital rektal muayene (DRM) ve prostat spesifik antijen (PSA) testinden geçmelidir.
İntramüsküler (kas içi) enjeksiyon (IM) daha az sıklıkla kullanılır, çünkü düzensiz testosteron seviyeleriyle ilgilidir. Enjekte edilen testosterona bağlı birincil yan etkiler, testosteron seviyesinin enjeksiyonla birlikte hızla artması ve bir sonraki dozdan hemen önce çok düşük olmasından kaynaklanan, değişken ruh hali, enerji seviyesi ve libidodur.

Kallmann sendromu, inmemiş testisler (kriptorşidizm) ve kısırlığı düzeltebilen koryonik gonadotropinle tedavi edilebilir. Gonoadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) tedavisi, testosteron ve diğer cinsiyet steroidlerinin salgılanmasını tetikler, virilizasyonu başlatabilir ve üremeyi sağlayabilir.
Düşük testosteron ve gecikmiş ergenlik sorunu olan çocuklar ve ergenler, ergenliği tetiklemek için düşük dozlu kas içi enjeksiyonla tedavi edilebilir. Ergenler giderek artan ve vücutta daha uzun süre kalan dozlar alabilir, çünkü yaş arttıkça normal gelişimin etkilemesi riski daha da azalır.

Testesteron Eksikliği Nedenleri

Testosteron eksikliği (hipogonadizm) doğuştan var olabilir (konjentinal) ya da sonradan gelişebilir (edinsel).
Testosteron eksikliği, hipotalamus-hipofiz-gonadal ekseni boyunca kaynaklandığı yere göre sınıflandırılır:
  • Primer, testislerde aksama
  • Sekonder, hipofizde aksama
  • Tersiyer, hipotalamusta aksama
En yaygın konjentinal sebep Klinefelter sendromudur. Fazladan bir X kromozomundan kaynaklanan bu durum, kısırlık, yüz ve vücut kıllarında seyreklik, anormal meme büyümesi (jinekomasti) ve küçük testislerle sonuçlanır.
Luteinleştirici hormon salgılatıcı hormon (LHRH) eksikliği ve gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) eksikliği (örneğin, Kallmann sendromu) gibi konjenital hormonal bozukluklar da testosteron eksikliğine neden olabilir.
Diğer doğumsal nedenler arasında testis yokluğu (anorkidi; edinsel de olabilir) ve testislerin skortum içine inememesi (kriptorşidizm) olabilir.

Testosteron eksikliğinin edinsel sebepleri şunlar olabilir:
  • Kemoterapi
  • Bir ameliyat sırasında hipofiz bezi, hipotalamus ya da testislere zarar verilmesi.
  • Hipotalamusu etkileyen kafa travması
  • Enfeksiyon (menenjit, frengi, kabakulak gibi)
  • İzole LH eksikliği (örneğin, harem ağası sendromu)
  • Radyoterapi
  • Testis travması
  • Hipofiz bezi, hipotalamus ya da testis tümörleri
Çalışmalar, obezite, diyabet ya da hipertansiyon hastası erkeklerde düşük testosteron seviyesi görülme oranının, normalin iki katı olduğunu gösteriyor.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp