Şişmanlığın Zararları

Şişmanlığın Zararları : Gereğinden fazla yağ dokusunun birikmesi sonucunda meydana gelen ağırlık artışı, organların daha fazla çalışmasına ve gereksiz bir ağırlığın taşınarak yorulmanın oluşmasına neden olmakta, hastalıkların ortaya çıkışını kolaylaştırmakta ve bazı dokularda yapısal bozukluklara yol açmaktadır. Böylece şişmanlık sonucunda ortaya çıkabilecek sorunlar şunlar olmaktadır.

5.1. Psikolojik Sorunlar:Birçok kişi şişmanlığın estetik görünümlerini, etkilediğini güzellik ölçülerinden uzaklaştırdıklarını düşünmekte ve bu endişelerinden dolayı şişmanlamaktan kaçınmaktadırlar. Şişman olan bireyler görünümlerinden dolayı mutsuzdurlar, endişelidirler ve genellikle aşağılık kompleksine kapılırlar. Bu durum çeşitli psiklojik bozukluklara yol açar ve bazı hallerde hastalarda nevrosis gelişir. Şişmanların birçoğunda uykusuzluk ve huzursuz uyumalar tesbit edilmiştir.

5.2. Mekanik Yetersizlik:İnsan iskeletinin yapısı her zaman fazla yük taşımaya uyum sağlamaz.

Özellikle orta yaşlı ve yaşlılarda ağır vücudun taşınması eklemlerde ağrılar, bacaklarda uyuşma ve karıncalanmaya yol açar. Düz tabanlık, dizlerde, kalçalarda ve bel omurga kemiklerinde eklem iltihapları oluşturur.İç organlara destek olan karın ve bacak kaslarının kontraksiyonu ile toplardamar ile kanı kalbe geri döndürürler. Şişmanlarda karın ve bacak kaslarının, yağ ile kaplanması sonucu bu mekanik etkiler bozulur. Bunu takiben karında fıtık ve varis, bacaklarda selülit oluşur.

5.2.1. Selülit:Kadınları en çok üzen olayların başında gelir. Bu bacaklarda, kalçada derinin portakal kabuğu ya da tavuk derisi şeklini almasıdır. Selülit bünyevidir. En büyük etken kadınlık hormonudur. Deri altı yağ dokusunda hücre metabolizması bozulur, metabolizma artıkları geri gönderilmez; yani lenf drenajı bozulmuştur. Dolayısıyla deri altı yağ dokusu deforme olur. Giderilmesi için diyet ve egzersiz yapmak, yemeklere az tuz ilave etmek gerekir.

5.2.2. Varis:a. Primer Varis: Sadece yüzeysel sistem venlerinin genişlemesidir.

b. Sekonder Varis: Burada, bozukluk derin venlerdedir.İlk başlarda sadece estetik bir problem olan varisler, kısa sürede bacaklarda dolgunluk hissi, yorgunluk, karıncalanma, batma, yanma ve gece krampları ile başlıbaşına sorun olurlar.

Tedavi:

a. Rahat ayakkabı ile yapılan hızlı yürüyüşler, bisiklete binme, su içinde yürüme ve yüzme.

b. Mümkün olduğunca az ayakta kalınmalıdır. Eğer mesleki nedenlerle bu kaçınılmazsa, bandaj ya da elastik çorap giyilmelidir. Bu yakınmaların daha da artacağı sıcak havalarda da uygulanmalıdır.c. Bacakların havaya kaldırıldığı zamanlar; bu tür istirahatlerde ideali, yerde yatıp ayakları duvara dayayıp yukarı kaldırmaktır.

d. Zayıflamae. Dışkılanmanın düzenlenmesif. Yatağın ayak kısmının biraz yükseltilmesi de olumlu etki yapar.Ayrıca göğüs kafesi ve diyafragma etrafında yağ birikmesi, diyaframın nefes alma hacminin azalmasını, hareketliliğini engeller ve nefes darlığına, soğuk algınlıkları ve Bronşite zemin hazırlar. Ağır şişmanlarda horlama, çarpıntı, yorgunluk hissi ve uyuşukluk olur.Şişmanlığın sebep olduğu dolaşım bozukluğundan dolayı bacaklarda yıllarca kapanmayan yaralar oluşur.

5.3. Metabolik Bozukluklar:Genellikle şişman bireylerde orta yaşlarda diyabet kolaylıkla ortayaçıkar.

Az rastlanan bir hastalık olan Gutun (Damla hastalığı) şişmanlar arasında daha yüksek oranlarda görüldüğü belirlenmiştir.Ayrıca şişmanlarda plasma kolesterol düzeyi genellikle yüksektir. Bu durum safra kesesi taşlarına neden olur. Kanda total yüksek kolesterol, lipid ve ürik asit seviyeleri normalin üzerinde çıkar.Bel/Kalça çevresi oranının yüksek olması diabetes mellitus, yüksek LDL-lipo protein kolesterol düzeyleri ve yüksek trigliserid düzeyleri ile ilişki gösterdiği saptanmıştır.

5.3.1. Kolesterolle Mücadele:Kolesterol damarın en büyük düşmanı ve kalp krizinin habercisidir. Bugün serum seviyesi tayini yapılan 3 tip kolesterol vardır ve bunların yalnız biri tehlikelidir.

Aslında kolesterolün vücudumuzda önemli işlevleri vardır. Safranın yapımı ve böylece yağların emilimi ve sindirimi, seks ve adrenal hormonların yapımı bunlardan önemli olanlarıdır, ne var ki kolesterolün bir kötü yanı, onu istenmeyen bir madde haline sokmuştur. Kolesterol artmasına; yüksek tansiyon, şişmanlık, hareketsizlik gibi etmenler de etki eder. Kolesterol, atardamar duvarlarında birikmeyi sever. Yıllar boyu süren bu birikim sonunda damarı daraltır ve hatta tamamen tıkayabilir. Böylece kalp krizine, yol açar.Kolesterol, kanda protein yapısında taşıyıcılar ve trigliserid denilen yağlar ile beraber taşınır. Bu molekül topluluğuna "lipoprotein" denir. Lipoproteinler içerdikleri proteinlerin yoğunluğuna göre gruplara ayrılırlar. Buna göre üç önemli lipoprotein ve taşıdıkları kolesterolü şöyle sıralayabiliriz.

a. HDL: High Density Lipoprotein (Yüksek yoğunluklu protein). Az kolesterol taşır, yani "iyi kolesterol" budur.

b. LDL: Low Density Lipoprotein (Az yoğunluklu protein). Çok kolesterol taşır, yani "kötü kolesterol"dur.c. VLDL: Very Low Density Lipoprotein (Çok az yoğunluklu lipoprotein). Azdır ve taşıdığı kolesterol önemsizdir.Kadınlarda HDL, yani iyi kolesterol daha yüksektir. Kadınlarda kalp hastalıklarının daha az görülmesinin önemli bir nedeni de budur.Çocuklarda bu durum farklıdır. Doğumda kolesterol 70 mg/dl'dir, yani çok azdır, sonra 17 yaşlarına kadar hemen hemen sabit kalır, sonra tekrar yükselir.

5.3.2. Erişkinlerde Total Kolesterol:Üst sınır : 20 mg/dl'dir.Sınırlarda riskli grup: 201-239 mg/dl.Yüksek riskli grup : 240 mg/dl yukarısı.Bu toplamlar içerisinde HDL'nin oranının 30-70 mg/dl arasında olması beklenir.Kanda kolesterolün yükselmesi nasıl önlenir. Bunun cevabı, kolesterol ve doymuş yağlı besinleri azaltmak, düzenli egzersiz yapmak ve tuzu az almaktır.

Balıkta doymuş yağ azdır. Yine tavuğun beyaz etinde yağ azdır. Bu nedenle, koyun ve sığır eti yerine, suda pişmiş beyaz tavuk eti ve ızgara balık tercih edilmelidir.Kuru fasulye, barbunya, taze fasulye, mercimek çeşidi kalbinizin büyük dostlarıdır. Fasulyenin içinde bulunan maddeler, kalbe giden damarların çeperlerinin temizlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

Enginar, Cynarin isimli bir madde ihtiva etmektedir. Bu madde karaciğer ve safra kesesinin çalışmasını hızlandırmakta ve kandaki yağın çözülmesine yardım etmektedir. Kırmızı biber de aynı etkiyi görebilir. Mantar, kolesterolü düşürücü özelliği nedeniyle kalp ve damar hastalıklarında bir diyet olarak kullanılabilir.Ayrıca kepekli ekmek, bulgur, sebze ve meyvede posalı maddeler vardır. Bu maddeler bağırsakların çalışmasını sağladığı gibi, kan kolesterolünü düşürücü etki yaparlar.İnsanda 10.7 kg'lık kilo kaybının HDL kolesterolün % 5 oranda artışına neden olmaktadır. LDL düzeyinde de % 15'lik bir azalma görülür.

5.4. Kardiovasküler Bozukluklar:Şişman bireylerin kan basınçlarının, normal bireylere göre dahayüksek olduğu ve daha sık olarak hipertansiyon ortaya çıktığı görülmektedir. Bu bireyler ağırlık kaybetmeye başladıkları zaman kan basınçlarının normal düzeye düştüğü saptanmıştır.Kiloları normalin üzerinde olan bireylerde, herhangi bir hareketin yapılabilmesi normale göre daha fazla mekanik çalışmaya gerek gösterir. Bu durum ise kalbin çalışma yükünü arttırmaktadır. Buna paralel olarak artan kan basıncı da kalbin çalışma yükünü ek olarak arttırır. Bu durum orta yaştaki şişman bireylerde kardiak bozukluklara yol açmaktadrı.

Otuzbeş-kırkdört yaşlarındaki erkeklerde ortalama ağırlıktaki % 10'luk artış koroner kalp hastalığı riskinde % 38'lik bir artışa eşlik etmektedir. Yirmi yaşından sonra orta yaş dönemine kadar 10 kilo alan kadınlar kalp krizi riskini ikiye katlarken, kilosu ortalamanın altında olan kadınlar ise düşük riske sahip oluyorlar.Yağın, özellikle karın bölgesinde toplandığı bir kişide hipertansiyon, kalp hastalığı ve diabet riski, yağın büyük ölçüde gluteal bölgede toplandığı bir kişiden daha fazladır.Yine yapılan bir diğer araştırmada subskapular deri altı yağ kalınlığının fazla olması halinde koroner arter hastalığının gelişme riskinin daha fazla olduğu bulunmuştur.

5.5 Deri Komplikasyonları:Deri altında toplanmış olan fazla yağ dokuları terleme, çabuk kirlenme dolayısıyla kıl dibi keselerinin tıkanmasına, vücudun bazı kıvrımlarında (koltuk altı, meme altı vb) iltihaplanmalarına ve deri enfeksiyonlarına yol açmaktadır.

5.6. Kazalar:Şişman kişiler genellikle yavaş ve hantaldırlar. Bu yüzden her çeşit kazaya normal ağırlıktakilere oranla daha fazla uğramaktadırlar. Hareketlerindeki yavaşlılık ve reflekslerinin azlığı çarpmalara, düşmelere ve kaymalara neden olmakta, bunun sonucunda zedelenmeler, kırıklar ve yanıklar görülmektedir. Bu gibi bireyler iş kazaları ile daha çok karşı karşıya kalmakta ve özellikle hareketlerin az oluşu nedeniyle trafik kazalarından etkilenmektedirler.

5.7. Ortalama Yaşam Süresi:Şişmanlığın insan sağlığına yaptığı bu olumsuz etkiler çeşitli araştırmalarla ortaya konmaktadır. Yapılan bir hesaplamada 40-44 yaş arasında, normal ağırlıktan % 20 şişman olanlarda ölüm oranı olmayanlardan % 30-40 daha yüksektir. Aynı yaşların % 40 ve daha şişmanlarında ise, ölüm oranı % 80-100 artmaktadır. Elli yaşlanndaki bir kimsenin olması arzu edilen ağırlığına 25 kg kadar eklenmesi, beklenen yaşam süresini, şişman olmayan bir kimseninkinin yarısına indirmektedir. Zayıflamadan sonra ise; fertlerin yaşama umutlarının artmış oldukları tesbit edilmiştir.

5.8. Diğer Faktörler:Günümüzde idrar kesesi hastalığı ile şişmanlık arasındaki ilişkiden kimsenin kuşkusu kalmamıştır. Erkeklerde şişmanlığın boyutunun artmasıyla kolon, rektum ve prostat kanserleri artış riski arasında bağlantı bulunmaktadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp