Şeker Hastalığı (dıabetes Mellitus) Statik Testler

Şeker Hastalığı (dıabetes Mellitus) Statik Testler : • Kan şekeri - Kan şekerinin saptan­ması için toplardamardan; parmak ucu ya da kulakmemesindeki kılcal damar­lardan kan alınır. Kılcal damardan kan alma daha az miktarda kan kullanılma­sını ve daha hızlı bir değerlendirme sağlar; kılcal damar kanındaki şeker dü­zeyi, toplardamar kanındakine oranla biraz yüksek (bazal koşullarda yüzde 3- 4 mg, şeker yükleme testinde yüzde 30- 40 mg), plazmada saptanan kan şeke­rinden biraz düşüktür.Şeker hastalarında, sağlıklı bireyler­den farklı olarak gün boyunca kan şeke­rinde dalgalanmalar olabilir; en uygun tedaviyi saptamak için kan şeker düze­yinin dikkatle kontrol edilmesi gerekir.

• Glikozüri (idrarda şeker) - Normal olarak böbrekteki kılcal damar yumak­larında (glomerül) süzülen glikoz, boru- cuklardan hemen tümüyle geri emilir. 24 saatlik idrarda 30-40 mg kadar şeker bulunabilir.Kan şekeri yüzde 180 mg'yi aştığın­da idrarda şeker çıkar; bununla birlikte, bu değerin bireyden bireye değişebile­ceği göz önüne alınmalıdır. Bu nedenlekan şekeri yüzde 180 mg'nin altında ol­duğunda da idrarda şeker bulunabilir ya da yaşlılarda olduğu gibi, kan şekerinin yüksek olmasına karşın idrarda şeker bulunmayabilir.

• Ketonüri (idrarda keton cisimcikle­rinin çıkması) - Normal olarak keton cisimleri (asetasetik asit, betahidroksi- bütirik asit ve aseton) idrarda bulunn- maz. Yağ yıkımının arttığı durumlarda (uzun süren açlık ya da insülin yetmez­liği) idrarda görülür.Piyasada, kan şekeri, glikozüri ve ketonürinin hızla saptanması için, evde kolayca kullanılabilen şeritler satılmak­tadır.

• İnsülinemi (kan insülin düzeyi) -Kimilerine göre, kandaki insülin düze­yinin saptanması, şeker hastalığının ta­nısı açısından bir önem taşımaz. Genç tipi şeker hastalığında kan insülin düze­yi çok düşük, oysa erişkin tipinde nor­mal hatta yüksektir. Sağlıklı bireylerde de gerek bazal koşullarda, gerek şeker yüklemesinden sonra, insülin düzeyinde şeker hastalarındaki değişikliklere ben­zeyen dalgalanmalar saptanmıştır. Gli­koz dayanıklılığı azalan kişiler şeker hastalığına daha fazla eğilim gösterir.

• Peptit-C - İnsülin vücutta proinsülin olarak yapılır; bu molekül daha sonra insülin ve peptit-C'ye ayrılır. Her ikisi de aynı miktarda salınır, yan ömürleri benzerdir (insülininki biraz daha uzun­dur); buna karşılık, insülinin büyük bö­lümü karaciğerde tutulurken, peptit-C idrarla tümüyle atılır. Bu nedenle bu molekülün saptanmasıyla pankreasın beta hücrelerinin salgı gücü kesin ola­rak değerlendirilebilir. Yalnızca insülin miktarının belirlenmesi kanda insülin karşıtı antikorların bulunduğu durum­larda yanlış değerler vereceğinden, pep- tit-C'nin de belirlenmesi daha önce in­sülin tedavisi görenlerde çok önemlidir.

• Glikozlu hemoglobinler - Glikozlu hemoglobin terimi normal insan he­moglobininin glisit köklerine bağlanan fraksiyonlarını belirtir. Klinik açıdan bu fraksiyonların en önemlisi, sağlıklı bi­reylerde hemoglobinin yaklaşık yüzde 4'ünü oluşturan ve şeker hastalarında 3- 4 kat artabilen HbAlc'dır. Glikozlu he­moglobin, kandaki şeker düzeyinin gös­tergesi olarak kabul edilir; özellikle son araştırmalar bu bileşiğin, testten önceki son 3-4 haftalık kan şekeri düzeyini yansıtabildiğim göstermektedir.Şeker hastalığının erken tanısında ağızdan yapılan şeker yükleme testiyle birlikte glikozlu hemoglobinin de kulla­nılması önerilmiştir. Bazı çevrelere gö­re, bu yöntem yükleme testinin sahte pozitif çıktığı durumlarda (örneğin, hi- perürisemi (kanda ürik asit miktarının artması) alkolizm, kurşun zehirlenmesi, aspirin kullananlar ve patolojik hemog­lobinlerin varlığında) yararlıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp