Sarı Kantaron Kanser

Sarı kantaron kanser,kanser hastalığı tedavisine yardımcı olduğu söylenen bitkisel yöntemler hakkında bilgiler aşağıdaki makalemizde yer almaktadır.Kanser hastalığı için bitkisel tedavi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsanız aşağıdaki yazıyı okuyabilirsiniz...

SARI KANTARON (Hypericum perforatum)

İngl.Hardhay, Alm. Johanniskraut, Fr. Millepertuis

Yöresel adları :Kanotu, kılıçotu, koyunkıran, mayasılotu, yaraotu. (Bitkinin literatürümüzdeki bilimsel adı Binbirdelikotu. Ama bu adhalk arasında yerleşemediği için, burada sarı kantaron adı kullanıldı.)

Drog adı :Hyperici herba / tüm bitki (kök hariç)

Tentür :Hypericum D3-D6

Kantaron yağı :Hyperici oleum

Toplama/kurutma : Sarı kantaron haziran sonuna doğru çiçeklenmeye başladığında, sapın toprağa yakın bölümünden kesilir ve demetler
halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır. İyice kuruduktan sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır.

Bileşim: Eterli uçucu yağ, flavonlar(Rutin, Querzitin, Hyperosid), reçine, tanen ve Rhodan. Ama en önemli etken maddeleri, Hypericin ve Pholabaphene.

Sarı kantaron preparatları: Befelka-öl(yağ), Hyperforat, Phytogran, Psychatrin, Psychotonin, Cesradyston® 200(kapsül), Cesradyston ® 200 (damla) gibi, yüzlerce preparat yalnızca Batı Avrupa ülkelerindeki eczanelerden temin edilebilir.

Etkileri:

İltihap giderici, yara iyileştirici, yatıştırıcı, antidepressif, kramp çözücü, ağrı kesici, antiseptik.

Kullanım alanları: Yakın geçmişte Avusturyada yapılan bir bilimsel deneyde, kullanılan bir sarı kantaron preparatı, deneklerin %67'sinin hafif ve orta dereceli depresyondan kurtulmalarını sağlamıştır. Bu sonuç, daha önceleri yapılmış olan benzer deneyleri doğrular niteliktedir. Sarı kantaron yağına kırmızı rengini veren Hypericin adlı ana etken maddedir. Bu madde antidepressif ve çok güçlü antiviral etkilere sahiptir. Bu etki (virüslere karşı etki) öyle güçlüdür ki, geçtiğimiz yıllarda, AIDS'e karşı etkili olup olamayacağı konusunda geniş kapsamlı laboratuar araştırmaları yapmak gereği duyulmuştur. Doğrudan bitki kullanımı yoluyla pek çok virütik hastalığın tedavi edilebileceği ise kanıtlanmış bir gerçektir.

Sarı kantaron, sinirsel rahatsızlıklara karşı kullanılabilecek en değerli şifalı bitkilerden biridir. Bitki geleneksel olarak da zaten hep, korku, gerginlik, uykusuzluk ve depresyona karşı kullanılagelmiştir. Özellikle menopoz döneminde görülen bu tür rahatsızlıkların tedavisinde çok olumlu sonuçlar alınabilir. Uykuda idrar kaçırma da sarı kantaron çayı ile tedavi edilebiliyor, çünkü bu rahatsızlık genelde ruhsal nedenlerden kaynaklanır. Hormon düzeyindeki değişikliklerin belirtilerini azaltan ve bedene yeni güçler kazandıran özellikleri sayesinde menopoz sıkıntılarına karşı sarı kantaron çayı mutlaka kullanılmalıdır. Sarı kantaron ayrıca, karaciğeri ve safrakesesini güçlendirebilen önemli bir toniktir.

Dudak uçuğu(herpes), suçiçeği ve zona, nevralji, bel ve sırt ağrısı, kas ve eklem ağrıları da bitki çayı, tentürü ve preparatları ile tedavi edilebilir.

Kırmızı renkli kantaron yağı da hiçbir evde eksik olmaması gereken çok önemli bir ilaçtır. İyileştirme gücünü en az iki yıl korur ve yalnızca açık yaralarda, yeni yaralarda, hematomlarda(deride mavi-mor lekeler), beze şişkinliklerinde ve pürüzlü yüzlerde bakım ve tedavi ilacı olmakla kalmayıp, sırt ve bel ağrıları, siyatik ve romatizmada da etkili bir friksiyon ilacı olarak kullanılabilir. Yanıklarda, haşlanmalarda ve güneş yanığında da kantaron yağı başarıyla kullanılabilir.

Karnı ağrıyan bebeklerin karıncıklarına kantaron yağı sürüldüğünde ağlamaları sona erer. Tüm lenf bezi şişkinliklerinde kantaron yağı ile yapılan hafif friksiyonlar büyük rahatlık sağlayabilir. Bu yağ içten de kullanılabilir: Örneğin, safra salgılarını arttırmak, sinirsel kökenli mide rahatsızlıklarını yatıştırmak ve mide ülserini tedavi etmek gibi durumlarda, günde 2 kere yarım tatlı kaşığı kantaron yağı içilir.

Kullanım biçimleri:

Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine kadar ısıtılır, üstü kapalı olarak 5 dakika kada demlendirilir ve süzülür. Günde 2-3 bardak taze demlenmiş kantaro çayı, aç karnına veya öğün aralarında, soğutulmadan içilir. Bu çay yara tedavisinde de dıştan, yıkama veya kompres biçiminde kullanılır.

Tentür: Çiçeklenme aşamasında toplanarak kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki, geniş ağızlı bir cam şişeye veya kavanoza 1:5 oranında koyulur, çalkalanabilecek kadar mesafe kalana kadar, kanyak, votka veya 35-40 derecelik etil alkol-su karışımı eklenir ve kapak iyice
kapatılır. İki hafta boyunca arada bir çalkalanarak bekletilir ve süre sonunda dört kat tülbentten geçirilerek süzülür. Tentür koyu renkli şişelerde saklanmalıdır. Kantaron tentürünün (Hypericum) genelde D6 inceltisi çok etkilidir. Bu inceltinin hazırlanışı ile ilgili bilgiyi, kitabın şifalı bitkiler bölümünün başlangıcındaki Tentür Bölümünden alabilirsiniz. Eğer Hypericum D6 tentürünü örneğin Almanyadaki bir eczaneden temin edebilirseniz çok daha iyi olur. Homöopathik ilaçlar genellikle kent merkezlerindeki büyük eczanelerden satın alınabilir.

Kantaron yağı: Güneşli havada toplanan genç çiçekler hafifçe ezilerek şeffaf bir cam şişenin veya kavanozun boğazına yakın bölümüne kadar
doldurulur, üstüne sızma zeytinyağı eklenir ve mayalanma süreci tamamlanana kadar(3-4 gün) kapağı açık olarak güneşte bekletilir. Sonra kapağı kapatılır ve arada bir çalkalanarak 3-5 hafta güneşte bekletilir. Çok güzel bir kırmızı renk kazanan yağ iki kat tülbentten geçirilerek süzülür, çiçek posaları da sıkılır ve kantaron yağı koyu renkli şişelerde, çok sıcak olmayan ortamda saklanır. 2-3 yıl boyunca kullanılabilir.

Uyarı:

Uzun süreli kantaron çayı kullanımı, güneş ışığına veya solaryuma karşı duyarlılık oluşturur. Çay içimine son verildiğinde bu duyarlılık sona erer. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp