Safra Taşları Tedavi

Safra Taşları Tedavi : 1972'ye değin safra taşı için hekimle­rin önerdiği tek tedavi safrakesesinin(ve taşların) cerrahi girişimle alınma- sıydı. Günümüzde kolesterol taşı olan birçok hasta ameliyat istemediği ya da edilemediği için başka yöntemlerle te­davi edilmektedir.Tıbbi tedavi hastaya her gün keno- dezoksikolik ve ursodezoksikolik asi- tin verilmesinden oluşur. Kenodezok- sikolik asit insan safrasında, ursode­zoksikolik asit ise ayı safrasında bulu­nan safra asitlerindendir. Yukarıda be­lirtildiği gibi kolesterol taşlarının olu­şumu safranın aşırı kolesterol içerme­sine ve/ya da safra asitlerinin yetersiz­liğine bağlıdır.Kenodezoksikolik ve ursodezoksi­kolik asit verilmesiyle safranın bileşi­mindeki safra asitleri artar. B öylece safra, taşı oluşturan kolesterolü çöze­rek yavaş yavaş atabilecek duruma ge­lir. Çözünme süreci taşın boyutlarına bağlı olarak yavaş ve aşamalıdır. Orta­lama süre 1-2 yıl arasında değişir.

Bü­yük taşların çözünmesi daha çok za­man alır, ama en kısa çözünme süresi 6 ay kadardır. Safra taşlannda tıbbi te­davinin başarı olasılığı büyük ölçüde hekimin bu tür tedavi için hasta kabul ölçütlerine bağlıdır. Hastanın safrake­sesi aç kamına iyi doluyor ve yemek­ten sonra düzenli boşalıyorsa, safrake- sesinde de X ışınlarını geçiren koleste­rol taşlan varsa kenodezoksikolik/ ursodezoksikolik asit tedavisinden iyi sonuç alınır.Hastalann büyük bölümünde safra asitiyle tedavi sorun yaratmaz. Az sayı­da hastada, özellikle tedavinin ilk gün­lerinde ishal gibi geçici belirtiler ortaya çıkabilir. Ana safra kanalında taş, saf- rakesesinde irin birikmesi (ampiyem), mukuslu sıvı birikmesi (hidrops) ve kanserleşme gibi komplikasyonlarda bu tip tedavi uygulanmaz; acil cerrahi giri­şimle sorunun ilerlemesi önlenir.

Çün­kü ampiyem kann zan iltihabına (peri­tonit), ana safra kanalının taşla tıkan­ması safra göllenmesine bağlı sanlığa ve gittikçe artan zehirlenmeye, safrake­sesi kanseri de kanserin başka organla­ra yayılmasına yol açabilir.İlaçların dikkatli ve düzenli olarak alınmasına karşın tıbbi tedavi her za­man etkili olmamakta, birçok kişi bun­dan yarar görmemektedir. Bunda psi­kolojik etkenlerin de rolü vardır. Et­kinliklerinin azaldığı duygusuna kapıl­mak ve sürekli perhiz yapmak bazılannın ruhsal durumunu olumsuz etkile­mektedir. Aynca bu tip tedaviyle taş tümüyle erişe de yüzde 40 olasılıkla iki yıl içinde yeniden oluşmaktadır.Son yıllarda safrakesesinin içine dışarıdan yerleştirilen bir tüp aracılı­ğıyla bazı özel ilaçlar verilerek taşla­rın doğrudan eritilmesi yoluna da gi­dilmektedir. Tedavi süresi (birkaç gün) safra asitiyle tedavi süresinden çok daha kısa ve başarı oranı daha yüksektir.

Ama hastanın safrası taş yapıcı özelliğini koruduğu için yinele­me olasılığı gene yüksektir.İlaç tedavisinin başarısız kalması, çeşitli komplikasyonların ortaya çık­ması ve kötü huylu tümör gelişmesi gibi olasılıklar nedeniyle birçok hasta­da safrakesesinin cerrahi girişimle alınması yoluna gidilir.Safrakesesi safranın depolandığı organdır. Organizma için yaşamsal önemi yoktur ve alınması fazla bir so­run yaratmaz. Cerrahi girişim de ol­dukça basittir. Tanının konmasından sonra ameliyat ne kadar erken yapılır­sa o ölçüde kolaylaşır.Çünkü zaman geçtikçe safrakesesi ve çevresindeki organlar arasında ya­pışıklıklar oluşarak cerrahi girişimi zorlaştırır. Ameliyattan sonra hasta normal yaşamına dönebilir; beslen­meyle ilgili katı kısıtlamaları kaldıra­rak sağlıklı her insan gibi yaşayabilir. Ameliyat teknik açıdan basittir, ama yapışıklıkların bulunması ve safra yol­larında sık rastlanan yapısal bozukluk­lar nedeniyle bazen komplikasyonlar ortaya çıkabilir.

Ameliyat sonrasında genellikle dü­zenli iyileşme görülür ve 10-12 gün sonra hasta iyileşmiş kabul edilir. Cer­rahi girişimin ana safra kanalım da kapsadığı durumlarda, buraya yerleşti­rilen özel tüp yaklaşık 15 gün sonra alınır. Hastaneden çıkan hasta olağan günlük etkinliklerine dönebilir.Bazı hastalar ameliyattan sonra ameliyattan öncekilere benzer çeşitli belirtilerden yakınır. Bazen aylarca süren bu durum, "safrakesesi alınması sonrası sendromu" olarak adlandırılır. Sinir sistemi düzensizlikleri olanlarda daha sık görülen bu sendrom, safra yollarının ve bağırsağın, safrakesesi­nin yokluğuna uyum sağlama çabasına bağlıdır.

Zamanla hafifler; özellikle de perhize dikkat edilmesi, sindirime yar­dımcı ve safra salgısını artırıcı ilaçla­rın kullanılmasıyla bir süre sonra ge­çer.Son yıllarda böbrek taşları gibi safra taşlarını da ses üstü (ultrason) dalgalardan yararlanarak parçalama olanağı doğmuştur. Taşlar mekanik olarak ya da laser ışınlarıyla da kırıla- bilmektedir. Aynca klasik cerrahi dı­şında endoskopik (laparoskopik) safra­kesesi ameliyatı yöntemi geliştirilmiş­tir. Bu işlemde göbek ve karın duvan- na açılan iki delikten içeri sokulan la- paroskop aracılığıyla safrakesesi çıka­rılmaktadır. Hasta ertesi gün evine dö- nebilmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp