Reflü Hastalığının Tedavisi

Reflü Hastalığının Tedavisi :

Reflü hastalarının az miktarda yemesi ve özellikle tok karına yatmamaları gerekiyor. Yağlı yemek, çiğ sebze meyve(özellikle domates soğan,narenciye),salçalı yemek, çay, kahve, asitli içecekler, sucuk, salam, sosis, mayalı hamur işleri ve özellikle alkolden uzak durmalı.

Ağır sporlar yapmamalı, 30 derece eğimli yataklarda mümkün olduğunca sol tarafına dönük yatmalı. Gıda rejimlerinin , sosyal hayat tedbirlerinin hastalığın gidişinde önemli bir faydası olduğuna dair bilimsel kanıt yoktur.

Hastalığın tedavisinde en etkin ajan proton pompa inhibütörü olarak adlandırılan ilaçların kullanılmasıdır. Mide fıtığı olan veya yemek borusunda yara açılan reflü hastalarında bu ilaçların hayat boyu kullanması gerekebilir. Reflü hastalarının medikal ve cerrahi olmak üzere iki seçenekleri vardır.

Medikal tedavide mide asit düzeğini düşüren proton pompa inhibitöleri (omeprol, lansor, prosec, Nexium vs. ) kullanılır. Reflüde neden kapakçık yetmezliği ise, mideden yemek borusuna kaçış medikal tedavi altındayken devam eder, fakat asit düzeyi düşük mide sıvısı kaçtığı için hastada yanma şikayeti olmaz. Ayrıca yemek borusundaki tahribatlar ortadan kalkar. Spor yapmak, sıkı elbise giymek reflüyü artırır.

İlaç tedavisi altında olan hastaların kapak yetmezliği ile orantılı olarak tedavinin kesilmesinden sonra şikayetleri tekrarlar.

Bunun ana nedeni PPI grubu ilaçların hastalığın ana nedeni olan kapakçık sistemini düzeltici etkileri olmaması, ilaç alındığı sürece asit düzeyini düşürerek hastayı rahatlatmasıdır. Hastalığın ana nedeni olan kapakçık sistemi düzeltilmediği sürece hastaların bir grubu hayat boyu ilaç kullanmak zorundadır.

Sürekli ilaç (PPI) kullanmanın yan etkisi var mıdır?

İlacın genel manada tanımı: faydası zararından daha fazla olan etkin maddedir. Sürekli PPI kullanılarak asit olması gereken mide suyunun bu özelliği ortadan kaldırılmaktadır. Bazı bilimsel çalışmalar PPI sürekli alındığında midenin asit ortamı ortadan kalktığı için kalsiyum emiliminin bozulduğunu ve buna bağlı kemik erimesi ve kalça kırığı riskinin ortaya çıktığını göstermektedir. Yine özellikle yaşlı hastalarda sık akciğer enfeksiyonu gelişimine neden olduğu iddia edilmektedir.

Reflü teşhisi nasıl konur?

Endoskopik muayene ile yemek borusunun içi, mide ve yemek borusu bileşkesi doğrudan görerek değerlendirilir. Endoskopide yemek borusunda mideden gelen asit ve safranın açtığı yaralar, ülserler görülebilir. Bazı reflü vakalarında hastanın şikayeti olmasına rağmen endoskopik bulgular yetersiz olabilir. Bu tür vakalarda yemek borusunun 24 saat boyunca asit ölçümü yapan kateterle değerlendirilmesi gerekebilir. Reflü hastaları şikayetleri nedeniyle kulak burun boğaz, göğüs hastalıkları ve kardiyoloji (kalp hastalıkları) bölümlerine başvurabilirler.

Reflüde kalıcı tedavi nasıldır?

Reflü hastalığının bugün için uzak dönem sonuçları bilinen kalıcı tek tedavi yöntemi Laparoskopik cerrahidir. Hastalarda yemek borusunda yara açıldığında, mide fıtığı endoskopi ile teşhis edildiğinde ve kapak yetmezliği vakalarında hastanın ömür boyu ilaç içmesi gerekebilir. Özellikle bu konumda olan hastalarda laparoskopik cerrahi kalıcı şifa sağlayan, hastayı sürekli ilaç kullanımından kurtaran ve yaşam kalitesini arttıran bir seçenektir.

ABD‘de laparoskopik reflü cerrahisi safra kesesinden ve şişmanlık ameliyalarından sonra üçüncü sıklıkla yapılan operasyondur.

Laparoskopik cerrahi sonrası hasta bir gün hastanede kalır, ertesi gün ağızdan beslenir. Hastaların ameliyat sonrasında yaptığı gıda rejimlerine ve sosyal tedbirlere gerek kalmaz. Konu ile ilgili tecrübeli cerrahların ameliyatları sonrasında uzun dönemde %90 üzerinde başarı vardır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp