Rahimde Enfeksiyon

Rahimde Enfeksiyon

Rahimde Enfeksiyon hakkında öncelikle bilinmesi gerekenler;

Rahimde enfeksiyon neden olur,rahim enfeksiyonuna karşı alınması gereken önlemler nelerdir, rahim enfeksiyonu belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir konu hakkında tüm merak ettikleriniz ve detaylı bilgiler bu makalemizde yer almaktadır..

Pelvis: kadının iç (yukarı) genital organlarının yer aldığı kemik çatısı, pelvik: bu kemik çatı ve içeriğine ait olan

Pelvik enfeksiyon, kadının yukarı genital organlarında çeşitli mikrobiyolojik etkenler (bakteri, virüs gibi) tarafından oluşturulan bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyonların büyük kısmı cinsel ilişkide bulaşan bakterilerle, kalan daha ufak bir kısmı ise doğum, kürtaj, veya bölgedeki ameliyat ve müdahalelere bağlı olarak (sezaryan, histerektomi (rahimin alınması, kist operasyonları) meydana gelirler.
Pelvik enfeksiyonların cinsel yolla bulaşan bakterilerle oluşan alt grubuna PID ("pi ay di" =Pelvic Inflammatory Disease) adı verilir. Pelvik enfeksiyonlar en sık bu yolla meydana gelirler.

Pelvik enfeksiyonların kadın sağlığı üzerinde çok önemli olumsuz etkileri olabilmektedir. Amerika'da kadında "kısırlık" oluşmasına neden olan etkenler arasında pelvik enfeksiyonlara bağlı Fallop tüpü tıkanıklıkları birinci sırada yer alır. Türkiye'de de sağlıklı istatistiksel veriler elde edildiğinde muhtemelen benzer bir tablo çıkacaktır.

Kimlerde daha sık görülür?


Pelvik enfeksiyonlar sıklıkla cinsel yolla bulaştıklarından çok eşli cinsel yaşamı olan, veya eşi çok eşli cinsel yaşam sürdüren kadınlarda daha sık görülür.

Daha önceden pelvik enfeksiyon geçirmiş olmak, yeni takılmış spiral, sosyoekonomik seviye düşüklüğü ve buna bağlı doktora geç başvurma eğilimi diğer önemli etkenlerdir.

Nasıl oluşur?


Pelvik enfeksiyon yapma özelliği olan etken sıklıkla ilk önce rahimağzında bir enfeksiyon yapar. Şartlar elverdiğinde daha yukarı çıkarak rahim iç tabakasını, sonra Fallop tüplerini, daha da ileri aşamalarda tüplerden dışarı çıkarak pelvis içi diğer organları ve karın iç zarını, çok daha ilerlediğinde ise tüm karın içi organları tutar.

Kadının doğal bedensel savunma mekanizmaları normal şartlarda rahimağzında başlayan enfeksiyonu kolaylıkla durdurabilir. Ancak etkenler çok yoğun bir şekilde bölgeye hücum ettiklerinde veya çeşitli nedenlerle bölgenin savunması azaldığında (yeni geçirilmiş bir enfeksiyon, yeni geçirilmiş bir müdahale) veya kolaylaştırıcı etkenler olduğunda (yeni takılmış spiral gibi) rahimağzındaki enfeksiyon genital sistemin daha yukarılarına ilerleyerek pelvik enfeksiyon tablosunu başlatabilir.

Rahimağzı enfeksiyon yapma yeteneği olan bakterilerin yukarıya çıkmasını engelleyen önemli bir bariyer görevi yapar. Bu bariyer progesteron hormonu etkisi altındayken oldukça güçlüdür ve adet kanamasıyla birlikte kanda progesteron seviyesi düştüğünde nispeten zayıflar. Bu yüzden adet kanaması döneminde enfeksiyon daha kolay oluşur.

Pelvik enfeksiyonun tehlikesi nedir?


Pelvik enfeksiyonun en büyük tehlikesi bazı durumlarda hayatı tehdit eden bir tablo yaratabilmesidir. Günümüzde cerrahi müdahalelerde ve doğumda steril şartlara özen gösterilmesi ve ameliyatlarda koruyucu antibiyotiklerin yaygın olarak kullanılması nedeniyle bu nedenlere bağlı ciddi enfeksiyonlar giderek azalmaktadır. Ancak yine de cinsel yolla oluşan pelvik enfeksiyonlar (PID) bazı durumlarda hayatı tehdit edebilen enfeksiyonlara neden olabilmektedir.

PID, toplumun özelliklerine bağlı olarak (cinselliğin serbestlik derecesi, insanların "cinsellik alışkanlıkları") ülkelerarası önemli farklılıklar göstermektedir. Ülkemizde çok ciddi bir sorun olmamasına karşın Amerika'da PID tanısı ve tedavisi için harcanan sağlık giderleri milyar dolarlarla ifade edilmektedir!

Pelvik enfeksiyonun hayati tehlikesi dışında en büyük tehlikesi Fallop tüplerinde tıkanma veya daralma, pelvis içi organlar arasında yapışıklık yapmasıdır. Bu iki durum da (tüplerde tıkanma ve yapışıklıklar) kadının gebe kalamama riskini veya gebelik oluştuğunda bunun bir dış gebelik olma riskini önemli derecede artırır.

Pelvik enfeksiyonun diğer bir riski de pelviste yapışıklık ve nedbeler yaparak kadında rahatsız edici boyutlarda kalıcı ağrılara neden olabilmesidir. Geçirilen enfeksiyon sayısı ne kadar fazlaysa tüplerde tıkanma, yaygın yapışıklıklar meydana gelme ve kalıcı bel ve kasık ağrıları oluşma riski o kadar fazladır.

Pelvik enfeksiyon seyrinde tubo-ovaryan abse (tüp ve yumurtalığın beraberce oluşturduğu boşluk içinde oluşan abse) geliştiğinde sekel riski (yapışıklık, tıkanıklık ve kalıcı ağrılar) oldukça yükselir ve absenin her an "patlayarak" karında yaygın enfeksiyon yapma riski olması nedeniyle bu abseyi boşaltmak için ameliyat gerekebilir.

Pelvik enfeksiyon hangi bakterilerle oluşur?


Pelvik enfeksiyonun cinsel ilişki sonucu gelişen tipinde (PID) Neisseria Gonorrhea (gonore=bel soğukluğu etkeni) ve Chlamydia Trachomatis (klamidya) esas etkenlerdir. Bu iki etken beraberce veya ayrı ayrı enfeksiyonu başlatırlar ve sonradan enfeksiyona diğer bakteriler de katılır.

Gonore kelime olarak "sperm akıntısı" anlamına gelir. Klamidyalar rahim iç tabakasında enfeksiyon (endometrit) yaptıklarında kasık ağrısıyla birlikte düzensiz kanama (en sık ara kanaması şeklinde) yapabilirler.

Bu iki ana etken dışında mikoplazmalar, toksoplazma, tüberküloz basili, B grubu streptokoklar ve spiral kullanan kadınlarda aktinomiçes grubu etkenler de pelvik enfeksiyon yapabilirler.

Nasıl belirti verir?


Pelvik enfeksiyonun en önemli ve "olmazsa olmaz" belirtileri kasık ağrısı ve akıntıdır. Bu iki belirti dışında adetin düzensizleşmesi, ateş, ishal, idrar yaparken yanma, vajina içi sıcaklığın artması gibi belirtiler de olabilir. Akıntı tek başına olduğunda muhtemel tanı pelvik enfeksiyondan çok vajina enfeksiyonudur.

Nasıl tanı konur?


Genel olarak şikayetlerin sorgulanması ve tipik muayene bulgularıyla (muayenede rahimağzının elle hareket ettirilmesinin ağrı uyandırması, kasık bölgelerinin muayenesinin ağrı vermesi, akıntı) tanı konur. Pelvik enfeksiyon kesin tanısı, belirti ve bulguların birbirine benzemesi nedeniyle mutlaka dış gebelik, apandisit ve idrar yolu enfeksiyonu gibi hastalıklardan ayırıcı tanısı yapıldıktan sonra konur.

Şüpheli durumlarda laparoskopi iyi bir tanı aracıdır. Bu incelemede tüpler ödemli, kızarmış şekilde görüldüğünde diğer muhtemel nedenler de araştırıldıktan sonra tanı kesinleşir.

Nasıl tedavi edilir?


Hafif belirti ve bulgularda hasta ayaktan tedavi edilir. Bu amaçla her iki ana etkene de (gonokok ve klamidya) etki eden bir veya daha fazla sayıda antibiyotik verilir. Hastalığın cinsel yoldan bulaştığı düşünülüyorsa eş tedavisi de mutlaka yapılır. Aksi takdirde tedaviden belli bir süre sonra enfeksiyonun tekrarlama riski çok yüksektir.

Tedavinin başlamasını takiben bir haftalık bir süre cinsel ilişkide bulunulmaması önerilir. İstirahat tüm hastalıklarda olduğu gibi esastır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp