Prostat Nedir

Prostat Nedir?


Prostat nedir? Sorusuna yanıt olarak prostat hakkında faydalanacağınız bilgileri ve bu prostat hastalığının bitkilerle nasıl tedavi edildiğini bu makalede öğrenebilirsiniz.

Prostat Büyümesi NEDİR?


İdrar kesesi çıkışında tıkanıklık belirtileri (idrara çıkma sıklığında artış, ani sıkışma ve noktüri, idrar akış hızı ve kalibresinin düşmesiyle birlikte bekleyerek ve kesik kesik işeme).
Genişlemiş, sertleşmiş prostat bezi.
Tıkanıklığın devam etmesi durumunda üremi oluşumu.

Prostat bezi, idrar kesesinin altında ve üretrayı kuşatan, ceviz büyüklüğünde tek bir bezdir. Spermin hareketliliğini
artıran sulu, süte benzer, alkalin bir sıvı salgılar ve enfeksiyonun engellemesi için üretrayı kayganlaştınr. Prostat salgılan, yumurtanın başarılı bir şekilde döllenmesi için son derece önemlidir.

Prostat bezinin selim (habis olmayan) genişlemesi tıbbi olarak selim prostat hiperplazisi (benign/prostatic hyperplasia; BPH) olarak bilinir. Büyümüş prostat idrar akışını sıkıştıracağı için, BPH idrara çıkma sıklığında artış, idrar kesesini boşaltmak için gece uyanmak ve idrarın kalibre (akış hızı) ve gücünde azalma gibi idrar kesesi tıkanıklığı belirtileriyle tanımlanır.

UYARI: Prostat rahatsızlıktan sadece bir hekim tarafından teşhis edilebilir. Kendi kendinize teşhis koymayınız. Prostat kanseri ya da BPH ile ilişkili kimi belirtilere sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, doğru teşhis için hemen bir hekime görününüz.

BPH son derece yaygındır. Mevcut kanıya göre, erkeklerin yüzde ellisinin yaşadığı bir hastalıktır. Artan yaşla birlikte görülme sıklığı da artar. Otuzlu yaşlarda görülme oranı yaklaşık yüzde 5 ila 10 arasında iken, seksen beş yaşını geçmiş erkeklerde yüzde doksandır.

PROSTAT BÜYÜMESİNİN TEŞHİSİ


Kırk yaşını geçmiş erkeklerin her yıl prostat kontrolü yaptırmaları sık sık önerilmektedir. Bu kontroller ileri teknoloji gerektirmezler Bu kontroller hekimin eldivenli parmağım rektuma sokarak, herhangi bir anormalliği anlayabilmesi için, prostatın alt kısmına dokunarak kontrol etmesinden ibarettir. Anca».BPH durumunda, genellikle prostat, fizikso bir kontrolde anlaşılacak kadar büyümez Kanser durumunda ise dijital kontrol yeterince güvenli değildir.

BPH'ye bağlı klasik prostat büyümesi normalden daha yumuşak hissedilir ve normalde» iki üç kat daha büyüktür. BPH'de prostat gevşek değildir. Bu durum prostatitten farklıdır Prostat kanserinin klasik bulgusu, prostatın çok daha sert hissedilmesi ve sınırlarının sağlıklı bir prostata gibi belirgin olmamasıdır.

BPH'nin kesin teşhisi ultrason ölçümler yardımıyla yapılabilir. Fakat BPH ve prostat kanserinin belirtileri benzer olduğundan BPH'yi, daha ciddi bir durum olan prostat kanserinden ayırt edebilmek için basit bir kan testi uygulanabilir. Prostat spesifik antıjen (PSA) testi prostatta üretilen proteinin düzeylerini ölçer. PSA testinin prostat kanserini teşhis etmede hassas ve son derece önemli bir yöntem olduğu kabul edilir. PSA için normal değer her mililitre için 4 nanogramdan azdır. 10 ng/ml üzerindeki bir değer prostat kanserinin göstergesidir.

Prostat kanserinde PSA'nın tarama testi olarak kullanımı yeterince güvenilir değildir. Prostat spesifik antijenin yükselen düzeyi yüzde doksan oranında prostat kanserini işaret etse de orta düzeydeki PSA yükselişinin, BPH'den kaynaklanabileceği ve PSA düzeyleri yükselmemiş olsa bile prostat kanserinin söz konusu olabileceği akılda tutulmalıdır.

Bu test mükemmel olmamasına rağmen, basit, değerli bilgiler sağlayabilecek görece noninvazi bir testtir. PSA taraması, Amerikan Kanser Derneği, Amerikan Üroloji Derneği ve diğer hekim grupları tarafından desteklenmektedir.

Elli yaşını geçmiş bir erkekseniz ve yakın akrabalarınızın içinde prostat kanseri olan biri varsa (baba, erkek kardeş ya da amca), her yıl prostat kontrolü ve PSA testi yaptırmanız çok yararlı olacaktır.
Prostat Büyümesindeki hormonal faktörler.

BPH büyük ölçüde, yaşlanmakla bağlantılı hormonal değişikliklerin sonucudur. Prostat bezinin içindeki erkeklik hormonlarının (androjen) hareketlerine bağlıdır. Prostattaki bu değişiklikler, erkeklik (androjen) ve kadınlık (östrojen) hormonları ile yaşlı erkeklerdeki hipofiz hormon düzeylerinde anlamlı değişimlere neden olurlar. Temel erkeklik hormonu testosteron (T) artan yaşla düşüş gösterirken, östrojen, prolaktin, LH ve FSH düzeylerinin tümü yükselir. Bu değişimlerin esas etkisi, prostat bezinde testosteron konsantrasyonundan artış ve testosteronun, daha güçlü bir formu olan dihidrotestosterona (DHT) dönüşümünün artmasıdır.Testosteron ve DHT düzeylerindeki artış, büyük oranda, testosteronun atılımının azalması ve testosteronu DHT'ye dönüştüren 5-alfa-redüktaz enziminin aktivitesindeki artışla bağlantılıdır. Yükselmiş östrojen düzeyleri, BPH olgularında prostat bezinden DHT'nin atılmasını engelleyen kilit bir faktör olarak kabul edilir.

PROSTAT BÜYÜMESİ TEDAVİSİ


Eğer tedavi edilmezse, BPH sonunda idrar kesesi çıkışım tıkar ve idrarın tutulmasına sebep olarak böbreğe zarar verir. Bu durum hayati bir önem taşıdığından düzgün bir tedavi şarttır.Geçmişte, tıbbi tedavi TUR-P (transüretral prostat rezeksiyonu) olarak bilinen bir işlemi kapsardı. Yüksek ölüm oranına ve durumun kötüye gitmesine sebep olduğundan, geçerli başka bir alternatif varsa bu ameliyat düşünülmemelidir.
Beslenme Unsurları

Beslenme prostat bezinin sağlığı açısından kritik bir rol oynar. Pestisidlerden kaçınmak, çinko ve esansiyel yağ asitleri alımım artırmak ve kolesterol düzeylerini 200mg/dl'nin altında tutmak özellikle önemlidir.
Yüksek Protein Diyeti

Yüksek protein diyeti (toplam kalorisi: yüzde kırk dört protein, yüzde otuz beş karbonhidrat, yüzde yirmi bir yağ) 5-alfa-redüktazı (testosteronu DHT'ye dönüştüren enzim) engellerken, düşük protein diyeti (yüzde on protein, yüzde yetmiş karbonhidrat ve yüzde otuzyağ) enzimi harekete geçirir. Yüksek protein diyeti BPH hastası erkeklerin tedavisinde pek de kullanılmadığı için tartışmalıdır ancak dene-meye değerdir.
Çinko

Yeterli çinko alımı ve emilimi, BPH tedavisindeki en iyi plandır. 1970'lerde yürütülen çalışmalarda, çinko desteğinin prostat ölçüsünü küçülttüğü ve birçok hastanın belirtilerini azalttığı gösterilmiştir.Çinkonun etkinliği, hormon metabolizmasındaki birçok duruma kritik bir şekilde dahil olmasından dolayıdır. Çinkonun bağırsaklardan emilimi östrojenler tarafından zarara uğratılır ancak androjenler tarafından desteklenir. BPH'li erkeklerin östrojen düzeyleri de yüksek olduğundan, çinko emilimi azalabilir.

Çinkonun, testosteronu DHT'ye geri dönüşsüz olarak çeviren 5-alfa-redüktaz enziminin aktivitesini engellediği görülmektedir.Çinko aynı zamanda androjenlerin sitozole ve nükleer androjen reseptörlerine bağlanmasını engeller. Bu etkiler çinko desteğinin BPH'ye yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Çinko hipofizin prolaktin salgılamasını da engeller.Prolaktin hormonu, testosteronun prostat tarafından alımını artırır; böylelikle DHT'nin yüksek düzeylerine öncülük eder.Prolaktinin salınmasını engelleyen bromokriptin benzeri ilaçların, prostat hiperplazisinin belirtilerini azalttığı gösterilmiştir. Ancak bu ilaçların ciddi yan etkileri vardır ve sınırlı yararlan vardır. Bira (ancak saf alkol değil), triptofan ve stres, prolaktin salgılanmasını arttırır ve böylelikle etkenleri güçlendirebilirler.
Esansiyel Yağ Asitleri

Esansiyel yağ asitleri (EFA) kompleksinin düzenlenmesi birçok BPH hastasında kayda değer iyileşmelere yol açmıştır.Kontrolsüz bir deneydeki on dokuz kişinin tamamının rezıdüel idrar miktarında azalma olmuş ve haftalar süren tedavinin sonunda on iki kişide rezidüel idrar görülmemiştir. Bu etkiler EFA yetersizliğinin altında yatan nedenlerin düzeltilmesine bağlıdır. Çünkü bu hastaların prostat ve sperm lipit düzeyleri ve oranları genellikle anormaldir.
Aminoasitler

Glisin, alanin ve glutamik asitten (2 haftada günde 3 kere 390 mg'lık 2 kapsül ve ondan sonra günde 3 kere bir kapsül) oluşan aminoasit bileşiklerinin, çeşitli çalışmalarda BPH'nin birçok belirtilerini ortadan kaldırdığı görülmüştür. 45 erkeğin bulunduğu kontrollü bir çalışmada, yüksek düzeydeki gece idrara çıkma (noktüri) yüzde doksan beş oranında ortadan kalkmış ya da azalmış, ani sıkışma yüzde seksen bir, idrar sıklığı yüzde yetmiş üç ve idrar gecikmesi yüzde yetmiş gerileme göstermiştir. Bu sonuçlar başka kontrollü araştırmalarda da belirlenmiştir.İşleme mekanizması tam olarak bilinememektedir ancak genellikle nörotransmitter inhibitörü olarak hareket eden ve idrar torbasının tümünün dolu olduğu hissini azaltan aminoasitlerle ilintili olduğu sanılmaktadır. Başka bir deyişle, sadece asit tedavisi belirtiler konusunda yardımcı olabilir.
Kolesterol

Serbest radikallerin zarar verdiği kolesterol, prostat için özellikle toksik ve kanserojendir. Kolesterolün zarar gören formlarının, BPH'de prostat hücresi oluşumunu harekete geçirmekte rol oynadığına inanılır. Düşük kolesterol düzeylerine sahip ilaçların, BPH'de uygun bir etki yarattığı ortaya konmuştur. Tüm çabalar, KOLESTEROL bölümünde üzerinde durulan prensipleri uygulayarak, kolesterol dü zeylerini düşürmek üzerine olmalıdır.
Soya

Soya fasulyesi özellikle fitosteroller (yapısal olarak kolesterole benzeyen bitki bileşikleri) özellikle beta-sitosterol bakımından zengindir.Fitosterolün kolesterol düşüren etkileri kanıtlanmıştır. Fitosterolün aynı zamanda BPH'yi hafiflettiği belirlenmiştir. Son çift kör çalışma, günde 3 defa bir plasebo veya beta-sitosterol (20 mg) almış 200 erkek üzerinde yapılmıştır.24 Beta-sitosterol taban çizgisini 99 ml/saniye'den 152 ml/saniyeye yükselterek, maksimum idrar akış oranını yaratmış ve idrara çıkıştan sonra idrar kesesinde kalan idrar miktarını 65,8 ml'den 30.4 ml'ye indirmiştir. Plasebo grubunda herhangi bir değişiklik görülmemiştir. 100 g soya fasulyesi, tofu ve diğer soya ürünleri yaklaşık olarak 90 mg beta-sitosterol içerirler.

Soya ve soya ürünlerinin tüketimindeki artış, prostat kanserinin oluşma riskini azaltır. Bu korumanın büyük kısmı soyanın fıtoöstrojenleri olan, genistein ve daidzein izoflovonoidleri dolayısıyla gerçekleşir. Östrojen reseptörleri üzerinde rol oynamalarına ek olarak, bu bileşikler 5-alfa-redüktazı da engellerler. Bu hareketin BPH tedavisinde açıkça yararlı etkileri vardır.
İlaçlar ve Pestisidler

Beslenme mümkün olduğunca pestisid ve diğer kirleticilerden yoksun olmalıdır çünkü bu bileşiklerin birçoğu (örn. dioksin, polihalojenli bifeniller, hekzaklorobenzen ve dibenzofuranlar) stereoidlerin 5-alfa-redüksiyonunu yükseltmektedirler.
Kadminyum

Kadmiyum çinkoya düşman ve 5-alfa-redüktazın aktivitesini yükseltici olarak bilinse de, prostat konsantrasyonu ve prostat üzerindeki etkileri yeterince net değildir. Birçok çalışma çelişkili sonuçlara varmıştır. Kadmiyumun en büyük kaynağı sigara dumanıdır.

Prostat için şifalı bitkiler


Prostat günümüzde ileri yaşlarda büyük sorunlar oluşturmakta ve prostata iyi gelen pek çok bitki, ürünler, gıdalar, ilaçlar ve yöntemler vardır. Bu sayfada sizlere prostat için şifalı bitkiler hakkında bilgiler sunuyoruz.

Prostat erkeklerin ileri yaşlarda karşılarına çıkan en büyük problemlerden biri işte prostata iyi gelen bitkilerden bazıları.

Alman bilim adamları tarafından 250 prostat hastasıyla yürütülen bir araştırmaya göre düzenli olarak kara yemiş tüketmek hastalığın etkilerini yüzde 66′ya kadar azaltabiliyor. Günde iki kez 50 mg kara yemiş kabuğu özü tavsiye ediliyor.

Prostat için Meyankökü


Bitki, testesteron hormonunun başka hormona dönüşmesinin önüne geçer.

Prostat için Kabak Çekirdeği


Yetişkin erkeklerin her gün en az bir avuç kabak çekirdeği tüketmesi tavsiye ediliyor. Çekirdeğin içinde bulunan “cucurbitacin” isimli madde, testesteron hormonunun dihidrotestosteron isimli başka bir hormona dönüşmesini önler. Ayrıca yarım bardak kabak çekirdeği 8 mg oranında çinko bulunur. Araştırmalar çinkonun prostatı küçültmede ektili olduğunu gösteriyor. Kabak çekirdeğinde bulunan “alanin”, “glisin” ve “glutamik” isimli güçlü amino asitler de prostatın etkilerini önemli ölçüde ortadan kalkmasında etkilidir. Yer fıstığı, susam, badem ve cevizide deneyebilirsiniz.

Prostat için Isırgan Otu


Uzmanlar, ısırgan otunun kökünün prostat tedavisinde etkili sonuçlar verdiğini söylüyor. Çalışma için 60 yaş üzerindeki 67 prostat hastası erkeğe her gün bir çay kaşığı ısırgan kökü verildi. Bunun sonucu gece idrara kalkma ihtiyacında önemli bir düşüş gözlendi. Bilim adamları, prostatla savaşmak için günde 2-3 çay kaşığı ısırgan otu kökü özü tavsiye ediyor.

Prostat için Cüce Palmiye


Prostata karşı savaşmak için oldukça etkili bir bitkidir. idrar akışını arttırır, mesanede kalan idrar miktarını azaltır ve idrara çıkma sıklığını azaltır. bu bitki, testesteron hormonunu dihidrotestesteron hormonuna çeviren enzimi etkisiz hale getirir. Alman bilim adamları, günde 1-2 gram cüce palmiya tohumunun prostat belirtilerini önemli ölçüde yatıştırdığını ortaya koydu.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp