Önermeler ve ispat

Önermeler ve ispat :

Önerme: Alışkanlıklar; zihnin doğal işleyiş sistemine bağlı olarak oluşur, devam eder ve son bulur. ispat: Anlatım kolaylığı açısından bilgisayar ile beyin arasında bir benzeşim kurmak iyi olacak. Beyin. bilgisayarın mekanik (hard ware) kısmına; zihin ise. bilgisayarın işletim ve yazılım (softwa re) kısmına benzer. Bu benzeşimden hareketle de. alışkanlıklar; insamn yaşamındaki yeri. rolü ve görevine bağlı olarak. bir ya da birkaç klasör ve birçok dosyadan oluşan özel program lar gibidir. Zihin nedir? Zihin; Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünlüğü. Yaşantıları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, bellek. ihin; yaşantıların ve öğrenilenlerin geçmişle ilişkisini sürekli canlı tutan ve saklayan süreç olduğuna göre, doğumla başla yan ve ölümle son bulan doğal bir süreçtir. Yani zihnirı işleyişi, doğuştan var olan ve kendiliğinden otomatik olarak işleyen bir sistemdir. Sonradan öğrenilmez, eğitimle kazanılmaz. Zihin, canlılığın devam ettirilme sürecidir. O halde süreç nedir? Süreç; belli bir düzen içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olaylar veya hareketler dizisi. Bu anlatım APAçıK alışkanlık kavramını tanımlamıyor mu sizce de? Alışkanlıkların da özü nün, tekrar olduğunu daha önce tespitlemiştik. Tüm alışkan lıklar belli bir düzen içinde ilerler, gelişir ve bilinçdışı otoma tik olarak tekrarlanır durur. O halde alışkanlıklar, bir süreç tir ve bu sürecin kaynağı zihin ve zihin işleyişidir. Zihin işle yişi tüm insanlarda evrensel ve doğaldır (öğrenmeye bağlı değil, doğuştan programlanmış). Buradan çıkan APAçıK sonuç; alışkanlıkların oluşması, de vam etmesi ve son bulması, zihnirı doğal işleyiş sistemine bağlıdır. Önerme: Alışkanlık kavramı iki boyut içerir. Statü ve süreç boyutu. Statü boyutu; kişinin benlik kavramını ve kimlik duygusunu işaret eder. Süreç anlamı; yaşam tarzını ve zihin işleyiş sistemini işaret eder. ispat: Tanımları gereği alışkanlık, süreci; süreç, alışkanlığı; iki si birlikte APAçıK zihin Işleyiş sistemini işaret ediyor zaten. Bu, önerme -1 ile de açıktır. Alışkanlıkların, benlik kavramını oluşturmaya yarayan araçlar olduğunu, sayfa x de tespitlemiş ve detaylı olarak ırdele miştik. Buna göre, bir alışkanlığın statü boyutu; o alışkanlığın adı ile özdeşiir (kimlik duygusu).

Statü 'ben' kelimesi ile başlar ve kişinin kim olduğunu, ne yaptığım belirler. Örneğin; ben bir sigara tiryakisiyim, ben dudak tiryakisiyim, ben sporcu yum, ben sigara kullanmam ... gibi. Alışkanlığın statü boyutu, süreç boyutu ile varlığını sürdürebilir. Alışkanlık, statünün varlığının ve devamlılığının göstergesidir. Devamlılık, ayın zamanda bir yaşam tarzıdır. Devamlılığı sağlayan sistem, zihindir. O halde bir alışkanlığın varlığından bahsediliyorsa; zihin de hem bir statünün varlığı, hem de bir sürecin varlığı söz konusudur. Biri olmadan diğeri olmaz. Buradan şu sonuç da kendiliğinden ortaya çıkıyor: Bir alış- kanlığa son vermek iki yönlü bir değişimdir. Hem bir statünün değişimi, hem de alışkanlığın devam etmesini sağlayan zihin işleyiş sürecinin değişimi. 3. Önerme: Kişinin yaşamında alışkanlıklar mutlaka olmak zorundadır. Alışkanlıklar; yaşamı kolaylaştırmak, şartlara uyum sağlamak ve yaşamı düzenlemek için gerekli zihinsel programlardır. Ancak; alışkanlığın seçimi kişinin tercihine bağlıdır. ispat: Zihin işleyişi olmadan alışkanlık olmaz (önerme-I). Zihin işleyişi; canlılığın, devamlılığın ve tutarlılığın ifadesidir. O hal de kişinin yaşamında alışkanlıkların olması zorunludur ve doğaldır. Canlılığının tutarlı bir şekilde devamlılığım, alışkanlıkları ile sürdürür. Alışkanlığın statü boyutu, benlik kavramını ve kimlik duygusunu işaret eder (önerme-2). Benliği olmayan ve benliği tanımlanmamış ya da tanımlanamayan insan yok tur. Bu nedenle alışkanlığı olmayan insan yoktur. Alışkanlık yaşamı nasıl kolaylaştırır? Bir alışkanlık özün de; ayın davranışı bilinçdışı otomatik olarak sürekli tekrar etmektir. Belli bir konuda sürekli yapılan tekrar; beceri, yete nek, ustalık, uzmanlık, deneyim ve bilgi kazanmak demektir. Bunların yaşamı kolaylaştıracağı, şartlara uyum sağlamayı ve hayatta kalmayı güvence altına alacağı açıktır. İnsan belli bir yaşam tarzını benimseyerek, yaşamına anlam ve yön vermiş olur. Alışkanlıkların doğumdan sonra kazanılması, her alışkanlığın her insanda olmaması, her sosyal grupta ya da toplumda aynı alışkanlıkların olmaması, istenmeyen alışkanlığın sona er dirilebilmesi, alışkanlıkların kişilerin tercihine bağlı olduğunun ispatıdır.Önerme: Kişi tarafından edinilmiş her alışkanlığın; o kişinin yaşamında en az bir yeri, rolü ve görevi vardır. Alışkanlığın özgün eylemi, bu beklentileri yerine getirmek için tekrarlanır. İspat: Alışkanlıklar, benlik kavramını ve kimlik duygusunu oluş- turmaya yarayan araçlardır ve her alışkanlık bir süreç ve bir statüdür (önerme-2). Bu nedenle; herhangi bir alışkanlığın kişinin yaşamında bir yeri, rolü ve görevi olacağı doğaldır. Ör neğin sigara kullanma alışkanlığı; kişiye erkeklik statüsünü (sembolik kimlik) kazandırır. Büyümüş olduğunu hissetme ve ispat etme rolünü oynar.

Kişi boş kaldığı anlarda sigara içiyorsa sigara kullanmak, bu boşluğu doldurma görevi üstlenmiş olur. Kişi üzüntü anında sigara içiyorsa; sigara kullanmak, üzüntünün azaltılması ya da geçiştirilmesi görevini üstlenmiş olur. Bu durumların bir kişinin yaşamındaki varlığı, sigara kullanma alışkanlığının kişinin yaşamında bir yer edindiği anlamına gelir. Ona bir yaşam tarzı da sağlamış olur. Yani kişi, alış- kanlığın özgün eylemini (örneğin sigara içmek) bu beklentileri yerine getirmek için tekrar eder ve sürdürür. Kişi, yok yere ve hiçbir beklentisi olmadan sigara içmez. Önerme: Her alışkanlık özünde; bir statüyü ve bir yaşam tarzını sürdürmek, özgün bir eylemi istemli ya da istemsiz tekrar etmektir. İspat: Statüyü ve yaşam tarzını sürdürme önermesi; 2. ve 4. önermelere bağlı olarak açıktır. Birinci önermede; alışkanlıkların bir süreç olduğu ve sürecin; belli bir düzen içinde tekrarlanan olaylar veya eylemler dizisi olduğunu saptamıştık. Her alışkanlık; bir tek ya da belli bir dizi eylemi içerir. Örneğin tırnak yeme alışkanlığı, yalancı emzik alışkanlığı bir tek eylem içerir. Sigara kullanmak ise bir dizi eylemi içerir. Ancak hepsi de bir bütünün tamamlayıcı parçalarıdır. Bu nedenle bir tek eylem olarak ele alınır. Her alışkanlığı tanımlayan belirli ve özel bir eylem olduğu için; ona, "özgün eylem" demek uygun olur. Her alışkanlıkta, özgün eylem aracılığıyla, bir statü ve bir yaşam tarzı otomatikman sürdürülür. Bir alışkanlığın özgün eylemini istemli yapmak demek; bilerek, isteyerek, farkında olarak ve karar vererek yapmaktır. Bu du rum, alışkanlığın kontrol ve denetim altında olmasıdır. Bunu yapabilmek mümkündür. Bir alışkanlığın özgün eylemini is temsiz yapmak demek; bilinçdışı, farkında olmadan, kendiliğin den otomatik olarak yapmaktır.

Bu durum, o alışkanlığın amacının bilinçdışı olmasından kaynaklanır. Sigara içen insanlar bazen istemli ve bazen istemsiz olarak sigara içerler, fakat çoğunlukla istemsiz içerler. Bir alışkanlığın özgün eylemini tekrar etmek, istemli de istem siz de olsa; hep aynı eylemlerin, hiç değişmeden yapılması olduğu için, bu bir otomatik tekrardır. Otomatik tekrara otomatizm hali denir. Sigara kullananlar çoğunlukla bu otomatizm halini yaşarlar. "İçmemeyi tercih ediyorum" sloganı, bu otomatizmi is temli içmeye dönüştürür. Alışkanlık zorlayıcı etkisini kaybeder. 6. Önerme: Alışkanlıklar, zihnin bilinçaltı tarafından yönlendirilirler. İspat: Zihnin doğal işleyiş sistemini bilmek için; zihnin bölümlerini bilmeliyiz. Zihnin bölümleri ve her bölümün görevleri sayfa 13Tde detaylı olarak irdelenmişti. Şimdi bilinçaltından yine biraz bahsedelim. Bilinçaltı; bütün alışkanlıkların yönetim merkezidir. Bilinçaltının görevi; alışkanlık oluşturmak ve otomatik olarak işletimini sağlayarak bilincin yükünü hafifletmektir. Bilinçaltı; farkında olmadan bizi yönlendiren güç merkezidir. Canım sigara içmek istiyor diye diye, sürekli sigara içilmiyor mu? İşte bu gücün (istek ve arzu) merkezi bilinçaltıdır. Alışkanlıkların bilinçaltı tarafından yönlendirildiğini nereden biliyoruz? Alışkanlıkların genel özelliği; irade dışı, istemsiz, farkın da olmadan ve otomatik tekrardır. Bilinçaltının çalışma özelliği de aynıdır; irade dışı, farkında olmadan ve otomatik İşleyiş. Bilinçaltı tarafından yönlendirilen her davranış için şu tanım kullanılır; "İçimden ... yapma isteği geliyor, elimde değil, engel olamıyorum ... " Bu ifa deler, alışkanlıkların bilinçaltı tarafından yönlendirildiğinin açık kanıtıdır. Eğer alışkanlıklar bilinç tarafından yönetılse idi; daha rahat kontrol edilebilir ve herkes her alışkanlığa kolaylıkla son verebilirdi. çünkü bilinç; her an durum değerlendirmesi yapar, düşünür, verileri mantık süzgecinden geçirir, duruma göre karar verir ve uygular. Bilinçaltı ise, düşünmeden hep aynı kararı verir. Alışkanlık da budur zaten. "Ben sigara kullanmayan bir insanım. İçmemeyi tercih ediyorum. Yaşam bo yu" ifadesi; yaşam boyu sigara içmeme alışkanlığını bilinç altına kural olarak kaydeden bir komuttur 7. Önerme: Bir alışkanlık oluşurken. zihinde, bellek izi bağlantısı (bib) sistemi oluşur. Bib, alışkanlığın varoluş anlamulu. ispat: Bu önerme, "bibson yöntemi ve sigara kullanma alışkanlığı" baş- lığı altında (sayfa 320) şematik olarak verilmişti. Tekrar oku yapabilirsiniz. Anlam; bir duruma ya da olguya ait veriler arasında sebep-so nuç bağlantısı kurmaktır. Bellek izi bağlantısı (bib) da, kuru lan sebep sonuç bağlantısının ifadesel ve görsel tanımıdır. Bu nedenle bib, bir alışkanlığın varoluş anlamıdır. Yanlış ve mantıksız bile olsa, her olaya ve duruma bir anlam verilir ve verilen her anlam belleğe kaydedilir. Örneğin; sigara kullanma alışkanlığında, sigara kullanma davranışına birden çok anlam yüklenmiştir. Anlam, kişiyi yaşama bağlayan bağlardır.

Bu nedenle, sigarayı bırakınca yaşamın bir anlamı kalmayacağına inanılıyor. Alışkanlık da böylece devam ettirilir. 8. Önerme: Oluşan bib sistemi; alışkanlığın özgün eyleminin tekrar edilmesini sağlayan tetikleyici görevi yapar. ispat: Bu önerme de, "bibson yöntemi ve sigara kullanma alışkanlığı" (sayfa 320) ve "alışkanlık ve çağrışım' başlıkları altında (sayfa 161) detaylı olarak irdelenmiş ve açıklanmıştı. Tekrar okuyabilirsiniz. 9. Önerme: Bir alışkanlığın oluşması için zorunlu ve yeterli şart; bib sistemi ile, en az bir Düşünce ve inanç Kalıbınuı (DiK) var olmasıdır. DiK, alışkanlığın varoluş amacıdır. İspat: Bib sisteminin alışkanlık oluşumundaki rolü, önerme Tden dolayı açıktır. Önerme-f ile de, alışkanlığın zihnin bilin çaltı tarafından yönlendirildiği açıktır. Bilinçaltımn tşleyiş düzeninin, sayfa 141'de açıklandığı üzere, önceden oluşturulan kural ve kanunlara göre sağlandığı da açıktır. Genelleme prensibi ile oluşturulan bu kurallara "Düşünce ve inanç Kalıbı" adını vermiştik. Böylece, yeni önermemiz açıklık kazanmıştır. Şimdi bu açıklamaları bir örnekle müspetleyelim. Eğer bir kişi üzülünce sigara içerse, üzüntü duygusu ile sigara içme davranışı arasında otomatikman bir bib kurulur. Zihin bu davranışı belleğe "üzulünce sigara içtim" tanımı ile kaydeder.

Bilinçaltı bu tanımı genelleyerek "üzülünce sigara içerim" kuralına çevirir ve alışkanlığın temelini atar. Üzülünce sigara içmek değişmez bir kural olur. Üzüntü duygusu, sigara içme davranışını tetikle yen bir faktör haline gelir. Zihin amaçsız bir şey yapmayacağına göre (zihin yasası); üzülünce sigara içmenin bir amacı var demektir. Bu amaç nedir? Üzüntüyü hafifletmek, geçirmek ya da teselli etmektir. Peki si gara içmek gerçekten üzüntüyü hafifletir, geçirir ya da teselli eder mi? Böyle bir DİK (şartlanma) oluşursa evet. Fakat ger çekte tütünün böyle bir etkisi yoktur. Kısacası; alışkanlık varsa, mutlaka en az bir DİK vardır. DİK varsa mutlaka bir amaç vardır. Amacın mantıklı ya da şart lanmış olması fark etmez. Bib; alışkanlığın özgün eyleminin hangi durumda tekrar edileceğini, DİK ise; hangi amaçla (gö rev) tekrar edileceğini belirler. Bu noktada şu kritik soru akla gelecektir. Bib mi önce oluşur DİK mi? Elbette ki önce bib oluşur. DİK, oluşan bib'in genellenmiş ifadesidir. Blb: adından da anlaşılacağı gibi, sadece bağlantıdır. Onu, elektrik taşıyan teller gibi düşünebiliriz. Görevi; enerji merkezi (DİK)ile tüketim ünitesi (davranış) arasında bağlantıyı sağlamak ve enerjiyi (isteği) iletmektir. DİK olmadan enerji olmaz. Bib olmadan alışkanlık sistemi kurulmaz. Tiryakiler: enerji üretimini kesmeden (DİK'leri iptal etmek), bib'lere son verme ye çalışırlar. Bu durum, şarteli indirmeden çıplak kabloyu ellemek gibi olur, adeta çarpılırlar. 10. Önerme: Bir alışkanlığın devam etmesini sağlayan, "istek" olarak bilinen zihinsel enerjiyi yaratan; Düşünce ve inanç Kalıplandır. ispat: Bu önerme, önerme 6 ve 9 ile kısmen açıklık kazanıyor. Fakat burada açıklığa kavuşturacağımız şey; Düşünce ve İnanç Kalıpları ile istek arasındaki ilişkidir. Bir eylemi yapmak için mutlaka bir enerjiye ihtiyaç vardır. Bu bir doğa yasasıdır. Alışkanlığın yönetim merkezi zihin olduğu na göre, alışkanlığın özgün eyleminin sürekli tekrar edilmesini sağlayan enerjinin türü de zihinsel olmalıdır. Zihinde işlemlerin düşünceler ile yapıldığı bilinen bir şey. Bilinçaltı bu dü- şünceleri genelleyerek kural ve prensiplere çeviriyor. Bunlara Düşünce ve İnanç Kalıbı demiştik zaten. Düşünce ve İnanç Kalıpları; davranışın amacını, yönünü ve beklentiyi tanımlayan ifadelerdir. Yani bir alışkanlığın kişinin yaşamındaki yeri, rolü ve görevlerini belirtir. Alışkanlığın yeri, rolü ve görevi olması; o alışkanlığın kişi için bir ihtiyaç haline gelmesidir. "istek"; ihtiyaç haline gelmiş bir eylemin yapılmasını teşvik eden ve yönlendiren zihinsel enerjidir. İşte bu nokta da, isteği yaratan kaynağın Düşünce ve İnanç Kalıbı olduğu apaçık anlaşılmaktadır. Sigara kullanmayı "madde bağımlılığı" olarak tanımlayan otori teler, alışkanlığın devam etmesini sağlayan isteğin nedenini, vücudun tütünlnikotin ihtiyacı olarak değerlendirmişlerdir. Oysa ki bu isteği yaratan, Düşünce ve İnanç Kalıplarıdır. Bu önermeyi, aklınıza gelen tüm alışkanlıkları dikkate alarak düşünmelisiniz. Örneğin tırnak yemek, kumar oynamak, ya lancı emzik, küfür etmek, spor yapmak, bilgisayar kullanmak ... v.b. 11. Önerme: istek; alışkanlığın özgün eyleminin tekrarında kullanılırsa, Düşünce ve inanç Kalıbının tanımladığı durum gerçekleşmiş olur ve kişi tatmin duygusu yaşar. Eğer istek yerine getirilmez ise; iç gerilim, stres enerjisine dönüşür ve alışkanlığın özgün eylemi gerçekleştirilene kadar şiddeti artar. İspat: İsteğin, alışkanlığın özgün eylemini tekrar etmek için yaratmış zihinsel enerji olduğu, önerme-lO ile açıktır. İçsel bir gerilim (zihinsel enerji) olarak hissedilen isteğin he defi, alışkanlığın özgün eylemidir. Alışkanlığın özgün eylemi gerçekleştirilmeden, bu içsel gerilim sona ermez. Açığa çıkan enerji harcanmamış olur. Özgün eylem gerçekleştirildiği anda ise, bu içsel gerilim boşalmış olur ve kişi rahatlar (tatmin olur). Çünkü Düşünce ve İnanç Kalıbında tanımlanan amaca ulaşılmış olur. Alışkanlığın yeri, rolü ve görevi gerçekleştirilmiş olur.

Alışkanlığın doğası gereği; bib'ler nedeniyle sürekli tetiklenme olur ve her tetiklenmede yeni bir içsel enerji (istek) açığa çıkar. Eğer alışkanlığın rutinleşmiş özgün eylemi geciktirilir, ertele nir ya da engellenirse, açığa çıkan enerji strese neden olur. Bu şekilde zaman geçtikçe, yeni bib'lenmelerle açığa çıkan yeni enerjiler de harcanmadan birikerek stresin derecesini artırır. Şiddetine dayanılması güç olan bu birikmiş enerji, bazıları ta rafından; vücudun nikotin isteği, yoksunluk kesilme belirtisi ve dolayısıyla madde bağımlılığının kanıtı olarak yorumlan maktadır. Oysa hiç ilgisi yoktur. Sigara kullanma alışkanlığını bırakmaya çalışan insanların yaşadığı stres durumu, bu önermede ifadesini bulur. Bu birikmiş enerjiyi hisseden insanlar, dayanamayıp bir sigara yakar ve derhal rahatlar. Bırakma girişimleri de başarısızlıkla sonuçlanır. Önerme: Bir alışkanlığın tekrar edilme sıklığı veya aralığı; o alışkanlığın kişinin yaşamındaki yeri, rolü ve görevine bağlı olarak değişir. ispat: Bir alışkanlığın tekrar edilme sıklığı ve aralığı her kişide aynı değildir. Bu durum herkesin her an aktif olarak gözlemleyebileceği bir gerçektir. DSÖ, en az altı ay her gün düzenli olarak bir tek sigara içen kişiyi tiryaki kabul ediyor. Günde üç paket (60 tane) sigara içen de tiryakidir. Bu iki kişinin alışkan lığı tekrar etme sıklığı ve aralığının aynı olmadığı apaçıktır. Günde bir paket (20 tane) sigara kullanma alışkanlığı olan iki kişiyi ele alalım. Biri sabahtan akşama kadar eşit aralıklarla içerken, diğeri öğleden sonra içmeye başlayıp 20 taneyi bitire bilir. Otobüs ve uçakla yapılan yolculuklarda sigara içme sık lığı ve aralığı otomatikman değişir. Her alışkanlığın kişinin yaşamında bir yeri, rolü ve görevleri olduğuna göre (önerme-4); tekrar edilme sıklığı ve aralığı bunlara göre olacaktır. O halde; bir alışkanlığı bırakırken stres hissedilmemesi, zihin de doğru işlemlerin yapıldığını gösterir ve alışkanlığı bırakmış olmanın en somut kanıtı sayılmalıdır. Önerme: Bir alışkanlığın devam etmesini sağlayan tüm Düşünce ve İnanç Kalıpları değiştirildiği (feshedildiği) anda, tetiklenmeler iç gerilim yaratmaz olur. Alışkanlığın özgün eylemini tekrar etme ihtiyacı da (zorunluluğu) ortadan kalkmış olur. ispat: Düşünce ve İnanç Kalıplan; alışkanlığın varoluş amacıdır (önerme-9). Düşünce ve İnanç Kalıplan; alışkanlığın devam etmesini sağlayan enerjinin kaynağıdır. (önerme-10). Alışkanlığın enerjisi kesildiğinde ve amacı ortadan kaldırıldığında (feshetmek), alışkanlığın özgün eylemini tekrar etme ihtiyacının hissedilmeyeceği açıktır. Enerjinin olmaması; alışkanlığın özgün eylemini tekrar etme isteğinin ve de zorunluluğunun olmaması anlamındadır ki, bu durumda alışkanlık bırakılmış demektir. Önerme: Bir kişinin herhangi bir alışkanlığı; dış bir güç tarafından, kişinin kendi isteği, inisiyatifi ve işbirliği olmaksızın sona erdirifemez. Dış baskı ve yasaklar, alışkanlığı aşağılamak ya da kötülemek, ego (benlik) savunma mekanizmalarını harekete geçirir. İspat: Alışkanlığın statü boyutu; kişinin benlik kavramını işaret eder (önerme-2). Her alışkanlığın kişinin yaşamında en az bir yeri, rolü ve görevi vardır (önerme-4). Her alışkanlık özün de, bir statüyü sürdürmektir (önerme-5). Bu önermelerden, her alışkanlığın (kişi için zararlı dahi olsa) kişinin yaşamında bir önem ve değer arz ettiği açıktır. Bu şartlarda kişinin alış- kanlığına yapılacak her türlü müdahale; benliğe ve kişiliğe yapılmış bir müdahale olacaktır ki; bunun, direnç ve savunma ile karşılanacağı da açıktır. Ayrıca; eğer bir alışkanlık gelenek olma özelliği de kazanmış ise (örneğin sigara içmek); bu alışkanlığa yapılacak her türlü müdahale, geleneğe yapılmış bir müdahale olacaktır ki; kişiler canı pahasına gelenekleri sürdürmek ister.

Sigara içme alışkan lığına tarihin her döneminde yapılan yasaklama ve baskılar bu nedenle sonuç vermemiştir. 15. Önerme: Bir alışkanlığı denetim altına almak (kontrollü işleyişini sağlamak) mümkündür. Bunu yapmanın yolu; o alışkanlığın devam etmesini sağlayan tüm Düşünce ve İnanç Kalıplarınında ırkında olmak ve isteğe göre yönlendirebilmektir. ispat: Bir alışkanlığın oluşması için zorunlu ve yeterli şartın; bib ve DİK sistemi olduğunu biliyoruz (önerme-9). Bir alışkan lığın tüm Düşünce ve İnanç Kalıpları biliniyorsa (kişi bunların farkında ise), onları denetlernek ve değiştirmek mümkün dür. Çünkü farkındalık; zihnin denetim ve kontrol aracıdır. istenen DiK istendiği zaman yürürlüğe konulur ya da kaldırıla bilir. Arasıra sigara içenler ve istediği zaman içen istediği zaman içmeyenlerin durumu, bu önerme ile açıklanır. Bu önerme doğrultusunda hareket edebilen kişiler, istedikleri anda sigara kullanma alışkanlıklarına kolaylıkla ara vere bilmekte ya da son verebilmektedir. 16. Önerme: Bir alışkanlığa tamamen SON vermiş olmak için zorunlu ve yeterli şart; a) Statüyü ve yaşam tarzını sürdürmekten vazgeçmek, b) Alışkanlığın yaşamdaki yeri, rolü ve görevine son vermek, c) Tüm Düşünce ve İnanç Kalıplarını feshetmek, d) Bu alışkanlığın zihin işleyiş sürecini denetim altına almak. Alışkanlığa son vermiş olma durumu; bu dört maddenin yerine getirilmiş olmasına bağlı olarak, o alışkatılığı tekrar etme ihtiyacının hissedilmemesi durumudur. ispat: Geldiğimiz bu noktada bu önermenin dört maddesi de apaçık bir önermedir artık. Fakat yine de tek tek ele almakta yarar vardır. a) Bir alışkanlığın statü anlamı; o alışkanlığın özgün adıdır ve benlik kavramı ile ilişkilidir (önerme-2). Örneğin sigara kullanma alışkanlığı olan bir kişinin statü tanımı; "sigara kullanan insan" ya da "tiryaki"dir. Sigara kullanma alışkanlığına son vermek isteyen bir kişi, ilk olarak bu statüyü sürdürmekten vazgeçmek zorundadır. Çünkü statüyü değiştirmeden alışkanlık değişmez. Yeni statüsü; "sigara kullanmayan insan" olacaktır. Statünün bir yaşam tarzı sergilediği de apaçık bir önermedir. Tiryakilik statüsüne son veren bir insan, doğal olarak, sigara kullanılmayan bir yaşam tarzını benimsemiş demektir. Bir konuda da iki statü olamaz. Ya eski statü, ya yeni statü. Ancak biri tercih edilebilir. b) Alışkanlığın yaşamdaki yeri, rolü ve görevine son vermek: alışkanlığın varoluş nedenlerinin ortadan kaldırılması anlamındadır. Varoluş nedeni ortadan kaldırılmış bir alışkanlık; tedavülden kaldırılmış para gibidir. Değerini ve gücünü yitirmiştir ve bir anlam ifade etmez. c) Tüm Düşünce ve İnanç Kalıplarının feshedilmesi; o alışkan lığın tekrar edilmesini ve devam etmesirıi sağlayan amaçları ve dolayısıyla isteği ortadan kaldırır (önerme-13). d) Bir alışkanlığın statü anlamını sürdürmekten vazgeçmek, tüm Düşünce ve İnanç Kalıplarının feshedilmesi, yaşamdaki yeri, rolü ve görevine son verilmesi; zihin işleyiş sisteminden çıkarılması ve yok edilmesi anlamına gelmez. çünkü; zihinde silme ve yok etme işlemi yoktur. Bu nedenle, alışkanlıkların zihin işleyişinin yok edilemeyeceği açıktır. Bu durumda, bir alışkanlığa son verebilmenin tek seçeneği olarak, o alışkanlığın zihin işleyiş sürecini denetim altında tutmak kalıyor. Alışkanlığın zihin işleyiş sürecini denetim altın da tutmak; bilinçaltını denetlemeyi bilmektir. Örneğin sigara kullanma alışkanlığında; tiryakilik ve özgürlük yolunu bilinç li olarak kullanmayı bilmektir. Zihin, alışkanlığı gereği tiryaki lik yoluna gitmek isterken, by-pass yaparak özgürlük yoluna gitme sini sağlamaktır. Zihin işleyiş sisteminin denetimini bilen her kişi, onu dilediği gibi yönlendirebilir. Sigarayı bırakmak isteyip de bırakamayanlar; alışkanlığın zi hinsel işleyiş sürecini bilemedikleri için, yapılması gerekenleri yapmadıkları ve hatta tam tersine girişimlerde bulundukla n için, alışkanlığa SON verememektedirler. Alışkanlığa SON vermeyi başaramayan insanlar bunun nedenini; irade zayıflığı, madde bağımlılığı ya da madde yoksunluk belirtisi olarak tanımlamaktadırlar ki, bu doğru değildir. 17. Önerme: Alışkanlıklar, ruhsal ve davranışsal bir bozukluk ya da bir hastalık değildir ve bu nedenle tedavi edilemez; ancak işleyiş düzeni değiştirilebilir ya da SON verilebilir. İspat: Alışkanlıkların ruhsal ve davranışsal bozukluk ya da hastalık olmadığını ispatlamadan önce, hastalık ne demektir onun tanımına bir bakalım. Hastalık; 1. OrganiZmada bir takım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla fizyoloji görevlerinin bozulması. 2. Ruh sağlığının bozulması durumu. Sigara kullanma olgusunun bir alışkanlık olduğunu biliyoruz. çay içmek, spor yapmak, tiyatroya gitmek, kitap okumak, trafik kurallarına uymak, yere tükürmek ve küfür etmek gibi ol gular da bir alışkanlıktır.

Fakat, bunların hiçbiri hastalık tammına uymuyor. Ne ruh sağlığı, ne de fizyolojik bir bozukluk söz konusu değil. Olamaz da. Trafık kurallanna uymaya alış- mış birine hasta diyebilir mısınız? Kurallara uymayan da has ta değildir. Sadece alışkanlığı öyle. Alışkanlıkları; yararlı ve zararlı diye iki gruba ayırabiliriZ. Fakat her ikisi de yine hastalık değildir. Hastalık olmayan bir şeyin tedavi edilmesi söz konusu edilemez. Bu çok açıktır. Ancak; bir alışkanlık bir hastalığın nedeni olabilir. Ama alışkanlığın kendisi hastalık olamaz. Hastalık; belli bir organın ya da işlevin bozulması demektir. Alışkanlık, hangi organın ya da işlevin bozulmasıdır? Hangi alışkanlıkta hangi organ ya da işlev bozulur? Böyle bir şey var mıdır? Alışkanlıklar; bir organ ya da işlev bozukluğu değildir. Bu nedenle de, tedavi söz konusu değildir Alışkanlık kavramının, statü ve süreç boyutları vardır (önerme-2). Her alışkanlık; özünde, bir statüyü sürdürmek ve öz gün bir eylemi istemli ve/veya istemsiz tekrar etmektir (önerme-S). Zihinde silme ve yok etme işlemi yoktur. O halde bir alışkanlık ancak değiştirilebilir ya da görevine son verilebilir. Alışkanlığın değiştirilmesi demek; o alışkanlığı yönlendiren Düşünce ve İnanç Kalıplarını feshetmektir (önerme-13). Bu işlem bir tedavi değildir. Alışkanlığa son vermek demek; tiryakilik yolunu kullanmaya son vererek, zihinde by-pass yapıp, özgür lük yolunu kullanıma açmak demektir. Bu da bir tedavi işle mi değildir. ra kullanma alışkanlığının Düşünce ve İnanç Kalıpların dan birini çalıştırmak demektir. Eğer, Düşünce ve İnanç Kalıplarından herhangi biri tam olarak harekete geçirilmemiş ise, alışkanlık tekrar düzenli olarak başlamaz.

Bu gerçeklerin farkında olmayan kişilerin, sigara kullan ma alışkanlığının aylar yıllar sonra tekrar başlamasına getirdiği yorum şudur; "nikotin bağımlılığı çok güçlü bir bağımlılık tır. Yıllar sonra bir tek sigara içilse bile, kişi tekrar bağımlı duruma gelir". Bu, kabul edilemez bir yorumdur. 18. Önerme: Alışkanlıklar; unutulamaz, silinemez, yok edilemezler. Son verilen bir alışkanlık, yıllar sonra bile, bir nedenle tekrar başlayabilir ya da başlatılabilir. Ancak; son verilen bir alışkanlığın özgün eylemini tekrar edip etmemek, her zaman kişinin kendi inisiyatifindedir. Kişi, o alışkanlığın özgün eylemini yapmadan, eski alışkanlık kendiliğinden başlamaz. Son verilen bir alışkanlığın herhangi bir Düşünce ve inanç Kalıbı tekrar çalışmadan da, o alışkanlık yeniden düzenli olarak başlamaz. ispat: Alışkanlıklarda zihinde bib sistemi oluşur (önerme-7). Bib sistemi; beyin hücreleri üzerinde kurulmuştur. Beyin hücresi bozulmadığı ya da yok olmadığı sürece, bib'ler kaybolmaz. Zihindeki hiçbir bib, DiK ya da yol silinemez, silinmeye karşı doğal koruma altındadır (zihin yasası). Bu nedenle var olan bir alışkanlık yıllar sonra bile tekrar başlayabilir ya da başlatıla bilir. Bu önermeyi sigara kullanma alışkanlığına uygularsak; "tirya kilik yolu" silinmeden yerinde durur demektir. Yıllar sonra bile kullanıma hazır demektir. Fakat, biz istemediğimiz sürece o yolu kullanmayız. Alışkanlığa son verdikten sonra (gün ya da yıl fark etmez) bir tek sigara içmek, bu yolu tekrar bir kez daha kullanmak demektir. Günler ya da yıllar sonra bir tek sigara içmek; sigaranın eski görevlerinden birini yerine getirmektir. Bu ise, siga- 19. Önerme: Herhangi bir alışkanlığa son verildiğinde geçici olarak bir sıkıntı yaşanabilir. Ancak yaşanması şart değildir. Eğer sıkıntı yaşanıyorsa aşağıdaki durumlardan birinin varlığının işaretidir; A) Alışkanlığın doğal işleyiş sürecinin getirdiği doğal tetiklenmelerin by-pass edilmek yerine, bastırılmaya çalışılması veya tetiklenmenin yanlış yorumlanması. B) Zihnin doğal işleyiş sürecine aykırı bir girişimin var olması. Unutmaya çalışmak, eski alışkanlığı övgüyle ve özlemle düşünmek gibi. Bu, eski alışkanlığa geri dönüş niyeti anlamına gelir. C) Son verilen alışkanlığın statü ve işleyiş düzeninin sona ermesinin kişinin yaşamında yarattığı boşluğa uyum sağlama sürecinin devam etmesi. D) Son verilen alışkanlığın kişinin yaşamındaki yeri, rolü ve görevinin önem derecesinin ya da boyutunun büyüklüğü. E) Sıkıntı beklenenden uzun sürüyorsa bu; a) Son verilen alışkanlığın Düşünce ve inanç Kalıplarından biri ya da birkaçı ile yeni durum arasında bir çatışmanın varlığının işaretidir. b) Son verilen alışkanlığın kişinin yafamındaki yeri, rolü ve görevinin telafi edilemediğinin işaretidir. ispat: Bu önerme çok açıktır. Birçok kişi, hiçbir sıkıntı yaşama dan istediği bir alışkanlığına son verebilmektedir. Bu durum, yaşanan bir gerçektir. Sıkıntının tanımı ve nedenleri sayfa 289'da ele alınmıştır. Eğer sıkıntı yaşaruyarsa aşağıdaki durumlardan biri vardır. Bunlar değiştirildiği anda, sıkıntı biter. A) Bir alışkanlığa son verilince, o alışkanlığın bıb'lerı değişme den kalır. Çünkü günlük yaşamla bağlantılıdır. Örneğin; banyo yaptıktan sonra bir sigara yakmaya alışmış birinin, "banyo bib' i" var demektir. Sigara alışkarılığıru bırakmış olsa da, doğal olarak banyo yapıp çıkacaktır. Her banyo yapma sının, doğal olarak sigara Içrneyi hatırlatma olasılığı vardır. Bib; alışkanlığın özgün eyleminin tekrar edilmesini sağla yan tetikleyici görevi yapar (önerme-8). Alışkanlığın doğal Işleyış sürecinin getirdiği bu doğal tetik1enme by-pass edi lirse, gerilim yaratmadan istek kaybolur. Eğer by-pass etmek yerine; "canım sigara içmek istedi, bir tane içsem mi, içmemem lazım, aklımdan çıkmıyor" gibi yanlış yorumlarla bastınlmaya çalışılırsa, her defasında sıkıntı yaratılmış olur. B) Bir alışkanlık bırakıldıktan sonra, doğal olarak zaman zaman hatırlanır. Çünkü bib'leri ve DİK'ları bellekte kayıtlı olarak kalır (zihin yasası). Zihinde unutma ve silme işlemi yoktur. Eğer kişi bu yasaya aykın olarak alışkanlığı unut mak gibi bir beklentide ise, bu asla gerçekleşmeyeceği için, bırakmaya çalıştığı alışkanlığın yeri, rolü ve görevi bitirilmemiş olacaktır ki, bırakılmış alışkanlığın özgün eylemini tekrar etme isteği olarak algılanacaktır. Bu da sıkıntı demektir. Benzer şekilde; bırakılmış ya da yeni bırakılmakta olan es ki bir alışkanlığı, herhangi bir nedenle övgüyle ve özlemle düşünmek, o alışkanlığın kişinin yaşamında yeri, rolü ve görevleriyle ilgili bir beklenti anlamı taşıyabileceği için, bırakılmış alışkanlığın özgün eylemini tekrar etme isteği olarak algılanacaktır.

Bu, eski alışkanlığa geri dönüş niyeti an lamına gelir, sıkıntı yaratır. C) Alışkarılığın statü boyutu, kişinin benlik kavramı ile ilişkilidir (önerme-2). Alışkanlık bilinçdışı otomatik tekrardır ve otomatik tekrarın dayanağı zihin işleyiş sistemidir (önerme-5). Alışkanlığa son verildiği anda, benlikte ve zihin işleyiş sisteminde bir boşluk olacağı apaçıktır. Her değişim de bir uyum süreci vardır. Uyum sağlama süreci kişiden kişiye farklılık gösterir ve uyum sağlamak da bir alışkanlık tır. Örneğin; üzülünce sigara içmeye alışmış bir kişinin, siga ra kullanma alışkanlığına son verdiğini varsayalım. Alış- kanlığa son verdikten sonraki dönemde hissedeceği bir üzüntü, sigara kullanma eylemini yine tetikleyecektir. Fa kat kişi artık, sigara kullanmayan bir insan statüsündedir. Yeni statüsünde, üzüntü durumunda ne yapacağına karar verememişse, karar verene kadar sıkıntı hisseder. Yani yaşanan bu sıkıntının nedeni, üzüntü durumunda ne yapa cağının belirlenmemiş olmasıdır. Karar verdiği anda belir sizlik biter ve sıkıntı hissetmez. İşte bu dönem bir uyum sağlama dönemidir ve yaşanması doğaldır. Yaşanan bu sıkıntının nedeni, madde bağımlılığı ya da yoksunluk sendromu değildir. Son verilen bir alışkanlığın kişinin yaşamındaki yeri, rolü ve görevinin sona ermesinin yarattığı boşluğun anlamlandırılamaması ya da yeni bir alternatif çözüm üretememektir. D) Kişi tarafından edinilmiş her alışkanlığın kişinin yaşamın da en az bir yeri, rolü ve görevi vardır (önerme-4). Örneğin; sigara kullanmak bazı insanda üzüntüyü azaltma görevi görürken, bir diğerinde yalnızlığı paylaşan bir eylem rolü oynar. Bir diğerinde çaresizliğin çaresi rolünü oynar. Eğer bir insan sürekli yalnız ise ve de sigara kullanma alı kanlığı onun için bir paylaşım aracı olmuş ise, zaten sigara kullanma alışkanlığına son vermeyi istemeyecektir. Eğer sağlık nedenleri ile son vermek zorunda kalırsa, sıkıntı yoğun olacak ve muhtemelen uzun sürecektir. Eğer aynı kişi sigara kullanma alışkanlığına çaresizliğin çaresi rolünü de vermiş ise, alışkanlığın boyutunun büyük olduğunuıı işaretidir. Bu durumda sıkıntı daha çok olabilir. Çok olsun demiyorum, çok olabilir diyorum. Çünkü; eğer isterse sıkıntı çekmeyebilir. Bunun için; "Bibson Alışkanlık Yasasi"nll1 gereklerini yerine getirmiş olması yeterlidir. E) Sıkıntı beklenenden uzun sürüyorsa; a) Son verilen alışkanlığın Düşünce ve inanç Kalıplarından biri ya da birkaçı ile yeni durum arasında bir çatışmanın varlığının işaretidir, demiştik. Bir örnekle bunu açıklayalım. "Erkek adam sigara içer" DİK ile sigara kullanmaya başlayan bir kişiyi ele alalım. Bu kişi sigara kullanma alışkanlığına son verdiğinde, cinsel kimliği ile yeni durum arasında bir çatışma olacağı açıktır. Diğer bütün faktörleri yok saysak dahi, yine de bir çatışma vardır. Eğer bu kişinin cinsel kimliği ile bir sorunu ya da endişesi var ise; çatışmadan kaynaklanan sıkıntı uzun sürecektir. Bu sıkıntıdan kurtulmak için, muhtemelen son verilen alışkanlığa tekrar dönülecektir. Ancak bu dönüş, madde bağımlılığı ya da yoksun luk sendromu nedeniyle değildir. Statü çatışmasını çözümleyememek nedeniyledir. Çok kısa süreli bir psıko terapi ile aşılabilecek bir durumdur. b) Son verilen alışkanlığın kişinin yaşamındaki yeri, rolü ı'e görevinin telafi edilemediğinin işaretidir, demiştik. Örneğin; sigarayı, bir iletişim aracı olarak kullanan kişiler vardır. Her karşılaştığı kişiye hemen sigara ıkrarn ederler. İlişkide ilk adımdır bu. Eğer böyle bir kışı, hangi nedenle olursa olsun, sigara kullanma alışkanlığına son verirse; iletişim kurmakta güçlük yaşayacaktır. Bu durum bir sıkıntı kaynağıdır. Eğer ilk iletişim kurma durumun da yeni bir araç ya da yöntem geliştirmediyse (görev tela fısı), sıkıntı devam edecektir. Ancak yaşanan bu sıkıntının nedeni, madde yoksunIuğu değildir. Son verilen alış- kanlığın görevini telafi edecek bir alternatif geliştirdiği an da bu sıkıntı geçer. 20. Önerme: Bir alışkanlığa son verilip verilmediğini zaman ölçüsü ile test etmek ya da zaman sınırı kriteri koymak yanlıştır. Statü değiştirildiği ve o alışkanlığın yaşamdaki yeri, rolü ve görevine son verildiği andan itibaren alışkanlık sona ermiş kabul edilir. Ispat: Bir alışkanlığa son vermek; o alışkanlıktan elde edilen tüm yararlar, avantajlar, bekleniller ve yaşam tarzından vazgeçme kararıdır. Bu karar verildiği andan itibaren, o alışkan lığın varoluş amacı ve anlamı ortadan kalmış olur. Vazgeçme kararında bir zaman ölçüsü olamaz, çünkü ortada test edile cek bir durum yoktur. Alışkanlığa son verme kararından sonraki geçen zaman içinde, oluşacak ya da erişilecek herhangi bir aşama, derece, mertebe ya da boyut ta yoktur. Alışkanlığa son verme kararı; o alışkanlığın yasalarını yürürlükten kaldırma kararıdır. Yasanın yürürlükten kaldırılıp kaldırılmadığı, za man süreci ile ölçülmez. Karar verildiği anda uygulama başlar. Çünkü karar, kesin hüküm demektir. Bunu bir örnekle somutlaştıralım. Et; doğal protein kaynağı olan doğal bir ihtiyaçtır. Kırmızı et yemeyi çok seven bir kişinin, "kırmızı et yeme alışkanlığı" var demektir. Bu kişi, ürik asit sorunu (gut hastalığı) yaşadığında; doktorlar kırmızı et yeme alışkanlığını bırakmasını önerir. Çünkü sağlığı ancak o zaman düzelecektir. "Ben kırmızı et yemeye son verdim" dediği andan itibaren, alışkanlık sona erer ve o günden sonra kırmızı et yemez. Yemediği sürece de, yememiş olur. Kırmızı eti hayatı boyunca bir daha hiç yemeyebilir de, ayda yılda bir kaç kez yiyebilir de. Ayda yılda bir kere yemiş olması, alış- kanlığı bırakamadığını göstermez. Ara sıra et yemesi, madde bağımlılığı ya da bırakamamak olarak da tanımlanamaz. Sigara kullanma alışkanlığındaki durum, et örneğindeki durumdan farklı değildir. Üstelik tütün doğal bir ihtiyaç da değildir. Yapay bir ihtiyaçtır. Sigara kullanma alışkanlığına son vermiş bir kişi, içmediği sürece, sigara içmemiş olur. Bırakıp bırakamamak gibi bir süre sının olmaz. Ayda yılda ya da ara sıra sigara içmesi, alışkanlığı bırakamadığı ya da yeniden başladığı anlamına gelmez. Son verilen her alışkanlık, bir anı olarak hatırlanır.

Bu hatırlayış; alışkanlığı bırakamamak ya da bırakma güçlüğü anlamına gelmez. Bu hatırlayış, madde isteği anlamına da gelmez. Alışkanlıklar; zihnin doğal işleyiş sitemine bağlı olarak oluşur, devam eder ve son bulur (önerme-l). Tek başına bu önerme bile; bir alışkanlığa son vermiş olmanın, zaman birimi olarak ölçüsü olamayacağını apaçık izah eder. 21. Önerme: Bir alışkanlığa son verme girişiminin başarılı olması aşağıdaki/aktörlerin tamamına bağlıdır. a) Kişinin o alışkanlığa son verme istek ve kararlılığı, Bu, niyettir. b) Kişinin bu değişimden beklentisi. Bu, motivasyondur. c) Zihnin doğal işleyiş sistemiyle ilgili bilgi ve beceri seviyesi. Bu, iradedir. d) Alışkanlık Yasasının bilinmesi ve doğru uygulanması. Bu, yöntemdir. ispat: Bir konuda girişimde bulunmak; istenen bir sonuca ulaşmak için harekete geçmek, yapılması gereken uygulamaları yapmaktır. istenen sonuç alınınca, girişim başarılı; alınamayınca, girişim başansız olarak tanımlanır. Ulaşılacak sonuç; tamamen kişinin kendi iç faktörlerine (akıl, irade, istek, bilgi, dikkat v.b ... ), bağlı ise başka, dış faktörlere de (ortam ve hava şartları, diğer insanlar v.b ... ), bağlı ise başka olacaktır. Alışkanlık, kişinin iç faktörlerine bağlı bir durum dur. Bu nedenle, bir alışkanlığı bırakma girişiminin başarısı kişinin kendine bağlıdır. Bu bağlılığın içeriği aşağıdaki faktörlerdir. al insanın her bilinçli davranışı, doğal ya da yapay bir ihtiyacı karşılama amacına yöneliktir. Bu bir doğa yasası- dır. istek, bu yönelimin düşünsel ifadesidir. Bir düşün sel yönelimi davranışa dönüştürerek gerçekleştirme işini zihinde onaylamaya, karar verme diyoruz. Karar verme süreci; ciddiyet, dikkat ve anlayış etkenleriyle des teklenirse, tam olarak ne yapılması gerektiği bilgisi zihinde belirir. Bu bilginin sağladığı güç ve güvenle; kara n uygulama ve sonuç alınıncaya kadar devam ettirme düşüncesi kesinleşir. Bu kesinliğin adı inançtır. Ne istediğini ve nasıl hareket edeceğini zihninde belirlemiş olma durumu ise niyettir. Bu nedenle; kişi bir alışkanlığı- nı değiştirmeye niyet ettiği ölçüde, girişimi başarılı olur. Bu çok açıktır. bl Eğer kişi bir alışkanlığını değiştirme girişiminde bulu nuyorsa; ya kurtulmayı ya da kavuşmayı beklediği bir durum var demektir. ikisi birlikte de olabilir. Bu bir doğa yasasıdır. Kişi, kurtulmak istediği durum tarafından itilir, kavuşmak istediği durum tarafından çekilir. Bu itilim ve veya çekim gücünün toplam değeri, psikoloji biliminde motivasyon olarak tanımlanır. Motivasyon, kişi yi beklentisine ulaştırmak için harekete geçiren içsel bir güçtür. Bu nedenle; bir alışkanlığa son verme girişiminin başarısı, kişinin motivasyonuna bağlı olarak değişir. Bu çok açıktır. c) Alışkanlıklar; zihnin doğal işleyiş sistemine bağlı olarak oluşur, di' vam eder ve son bulur (Önerme-l). Bu yasadan apaçık anlaşılacağı gibi; bir alışkanlığa son verme girişiminin başarısı, zihnin doğal işleyiş sistemini yönlendirebilme bil gi ve becerisinin derecesine doğrudan bağlıdır. İstenen sonucu almaya yetecek kadar doğru ve geçerli bilgi olmaz ise, zihin denetimi ve davranış kontrolü tam sağla. namamış olacak ve girişim başarısızlıkla sonuçlanacak. tır. Zihin işleyişine tamamen zıt işlemler yapılırsa, alış. kanlığa son verme girişimi yine istenen sonucu vermeyecektir. Zihin denetimi ve davranış kontrolünün psikoloji bili mindeki tanımı iradedir. Buradan çıkan apaçık sonuç; bir alışkanlığa son verme girişiminin başarı derecesi ki. şinin irade seviyesine bağlıdır. d) Alışkanlıklar rastgele değil, Zihin İşleyış Yasası çerçeve si içinde sistemli ve düzenli olarak hareket ederler. Eğer bu yasalar biliniyor ve doğru olarak uygulanıyorsa, bir alışkanlığa son verme girişimi başarı ile sonuçlanacak tır. Bu çok açıktır ve aksi düşünülemez. Bir amaca erişmek için takip edilen sistemli ve planlı yol, "yöntem" olarak tanımlanır. Zihin İşleyış Yasasına daya narak oluşturulmuş yöntem bilgisi olur ve de doğru ola rak uygulanırsa, alışkanlığına son vermeye çalışan kişi nin girişimi başarılı olacaktır. Eğer bu dört faktör tam olarak yerine getirilmiş ise, alış- kanlığa son verme girişimi mutlak başarıyla sonuçlanır. 22. Önerme: işleyişine SON verilen bir alışkanlığın tekrar başlama şartları; a) Kişi tarafından bilinçli olarak; eski alışkanlığın yeri, rolü ve görevinin biri, birkaçı ya da tamamının yeniden yürürlüğe konması. • ispat: Son verilen her alışkanlık, eskiden kazanılmış bir beceri ve yetenektir. Son verilmiş dahi olsa; her alışkanlığın, kişinin yaşamında en az bir yeri, rolü ve görevi vardır (önerme-4). Kişi, son vermiş olduğu herhangi bir alışkanlığa dilediği za man kolaylıkla tekrar dönebilir. Son verilen her alışkanlık, kullanımına ara verilen bir eşya, araç-gereç gibidir. İstenildiği zaman kullanılmak üzere yerinden çıkanlıp kullanılabilirler. Kişi bunda hiç zorluk çekmez. b) Ortam belleği ya da durumsal tetiklenme nedeniyle, geçmişte son veri len bir alışkanlığın (son vermiş olunma süresine bağlı olmaksızın), bilinçli ya da bilinçdışı olarak, o an en iyi ya da tek çözüm (çare) olduğuna karar verildiği anda, eski alışkanlığı tekrar etme isteği yaratılmış olur. Bu istek anlık ve geçici olmasına karşın; eski alışkanlığın özgün davranışını tekrar etmek için kritik bir andır. Eski alışkanlık çoğunluk la bu kritik anlarda tekrar edilmeye başlanır. Alışkanlığı tekrar başlatmak tamamen kişinin beklentisine ve isteğine bağlıdır. ispat: Bu önerme de çok açıktır. Sadece ortam belleği ve durumsal tetiklenmeyi açıklamaya gerek vardır. Ortam belleği: Zihin, bulunulan ortamdaki her uyaranı ortamla birlikte bir bütün olarak kaydeder. Örneğin; bir odada birkaç kişiyle tanıştımz. Zihin odada olan kişilerle birlikte; odadaki kokuyu, renkleri, konuşmaları, eşyaları, hareketleri, sesleri, kısaca var olan her şeyi de kaydeder. O odadaki bir kişi size sigara ikram etmiş ise; o odayı hatırladığımzda, o kişi nin size sigara ikram ettiğini de hatırlarsınız.

O odadaki her şey, size sigara içmeyi hatırlatabilir. Sigarayı bu hatırlayışınadı, ortam belleğidir. Bu hatırlayış, yıllar sonra da devam eder. Sigara içmeyi ortam belleği nedeniyle hatırlamak, vücudun madde isteği ya da bırakamamak anlamına gelmez. Durumsal tetiklenme: Bib sistemi her faktör arasında kurulabilir. Örneğin; aşırı korku ya da heyecan anlarında sigara kullan maya alışmış bir kişi için, korku ve heyecan duygularını his setmek, durumsal bir tetiklenmedir. Sigara kullanma alışkan lığına son verdikten yıllar sonra bile; zihin işleyiş yasaları gereği, ortam belleği ve durumsal tetiklenme olabilir. Sigara içmek hatırlanabilir. Bu çok doğal ve olağan bir durumdur. Si gara kullanma alışkanlığının, çaresizliğin çaresi rolünü oynayan evrensel bir araç olduğunu da anımsayalım. c} Alışkanlığın zihin işleyiş yasalarını ve denetimini bilmeyen kişiler; bu isteği alışkanlığı bırakamamak olarak yorumlar ve eski alışkanlığı yeniden başlatmış olurlar. ispat: b maddesinde tanımlanan durumlar çok doğal ve olağan dır. Ancak, böyle bir olguyu bilmeyenler; durumsal tetiklenme ve ortam belleği nedeniyle olan tetiklenmelerde nasıl davranılacağını bilmeyenler, otomatikman eski alışkanlığın özgün eylemini tekrar etmeye başlayabilirler. Bu başlayış, alışkanlığa son verememek ya da madde bağımlılığı etkisi anlamına gelmez. 23. Önerme: Son verilen bir alışkanlığın özgün eylemini tekrar etmek (yıllar sonra bile olsa), o alışkanlığı bırakamamak anlamına gelmez. Ya da otomatikman işlemeye başlamış ve devam edilmek zorunda olmak anlamına gelmez. O alışkanlığı, o an için tekrar etme ihtiyacı hissetmek anlamına gelir. Bir tekrardan sonra özgün eylem yine son bulabilir. Ya da kişinin yeni kararına göre, istenen bir düzen içinde yönlendirilebilir. ispat: Alışkanlıkların unutulamayacağı, silinemeyeceği ve 404 yok edilemeyeceği önerme-18 ile apaçıktır. O halde; eski bir alışkanlığa ait özgün bir eylemi, yıllar sonra bile olsa bir kez tekrar etmek; o alışkanlığın en az bir rolü ya da görevinden yararlanmak anlamınadır. Tüm rol ve görevlerin otomatikman başlaması anlamına gelmez. Zihin denetimi bilen bir kişi için, her şey denetim altındadır. Alışkanlığa son vermiş olduğu halde, arasıra arkadaş hatırı ya da ısrarı ile birkaç tane sigara içmek, bu önerme ile açıklanır. Aylarca sigara içip, aylarca içmeden durmak yine bu önerme ile açıklanır. 24. Önerme: Bir alışkanlıkta bir nesne ya da maddenin araç olarak kullanılması; zamanla o nesne ya da maddenin alışkanlığın esas amacı olarak algılanmasına neden olur. ispat: Her alışkanlıkta zihinde bib sistemi oluşur (önerme-7). Bib, iki faktör arasında ilişki ve bağlantı kurmaktır. İlişki ve bağlantı kurmak, anlam vermektir. Anlam vermek, sebep-so nuç bağlantısı kurmaktır. O halde bir alışkanlıkta araç ya da madde kullanılıyorsa, zamanla alışkanlığın yeri, rolü ve göre vinin kullanılan araç ya da madde ile ilgili olduğu sonucunu çıkarır zihin. Böylece o araç ya da madde amaç durumuna ge çer. Bu durum, "bibson yöntemi ve sigara kullanma alışkanlığı" başlı- ğı altında şematik olarak da irdelenmişti (sayfaxx). Örneğin; bebeklerde yalancı emzik alışkanlığı bu önerme ile açıklanır. Bebek doğduktan sonra çeşitli nedenlerle ağlar. Ağ- lamasının iyi olmadığı düşünülerek, ağladığı zaman ağzına, şekerli suya batırılmış emzik verilir. Bu durum birkaç kez tek rar edilirse, bebek ağladığı zaman emzik almaya alışır (şartlanır). Yani, ağlamakla yalancı emzik arasında bib sistemi olu- şur. Bu bir alışkanlık haline gelir. Dişleri çıktıktan sonra bile yalancı emzik alışkanlığından vazgeçirmek zor olur. Yalancı emzik artık şekerli madde içermez. Yalancı emzik ile vücuda bir madde de girmez. Yalancı emzik uyku veren birnesne ya da madde de değildir. Fakat; uyumak üzere yatmak ile, emzik ernmek arasında kurulan bib ve zaman içinde olu- şan DİK nedeni ile; sanki emzik, uyku veren ya da rahatlatan bir araç olarak algılanmaya başlarur. Aynı durum sigara kul1anma alışkanlığı için de geçerlidir. Er keklik statüsü kazanmak ya da büyümüş olduğunu ispatlamak amacıyla başlanan Sigara kul1anma davranışı, kısa süre içinde alışkanlığa dönüşür. Amaç statü kazanmak ve büyüdü- ğünü ispat etmek iken; alışkanlıkta kul1arulan araç (Sigara), alışkanlığın amacı durumuna dönüşür. Bu durum, sigara kullanma alışkanlığının tanımlanmasında da, son verilmesinde de bir kavram kargaşası yaratmaktadır. Alışkanfıkta esas olan, ilk niyet ve amaçtır, Yani statü kazanma isteği ve alışkanlığın kişinin yaşamındaki yeri, rolü ve görevi. Hurafe (boş inanç) olarak nitelenen tüm durumlar aynı öner me ile açıklanır. Alışkanlığın ilk amaç ve niyeti; kul1arulan araç ya da maddeye kayar. Dilek ağaçları, uğurlu eşya inancı, sern bol1ere tapınma gibi tüm durumlar buna örnektir. Obsesyon (takıntı) denilen durumlar bu madde ile açıklık kazanır. 25. Önerme: Eğer bir alışkanlık kişinin yaşamma bir anlam katmaya başlamışsa ve bir nesne ya da maddenin araç olarak kullanımmı da içeriyorsa,• o alışkanbk doğalolarak ikincil başka amaçlara da hizmet etmeye başlar. Alışkanbğın birinci! ve ikilicil amaçları zamanla iç içe geçer. ispat: Bu önermenin bir önceki önermeden farkı, alışkanlığın amaçlarına sıralama getirmiş olmasıdır. Bir alışkanlıkta "nesne kullanımı" ifadesiyle; şapka, toka, küpe, kaşkol, şal, fular, eldiven, gözlük, saat, yüzük, mücevherat, makyaj malzemeleri, oyuncak, bıçak, silah vb ... gereç, malzeme ve aksesuar türü şeyler ima edilmiştir. Bir alışkan lıkta "madde kullanımı" ifadesiyle; tütün, alkol, ekmek, şeker, çikolata, biber, çay, kola gibi tüm yiyecek ve içecekler, ilaçlar vb ... şeyler ima edilmiştir. Nesne kullarumı dışsal (mekanik, fi ziksel), madde kullanımı içsel (biyokimyasal) bir faktördür. Anlam; içsel ya da dışsal herhangi olay, süreç ya da durumu izah etmek üzere, sebep sonuç bağlantısı kurma sürecidir. Bir alışkanlığın kişinin yaşamına anlam katması demek; onu ya- şama başlayan bir sebep haline gelmesi demektir. Alışkanlık lar kişiyi yaşama, bir yandan statü ve benlik duygusu kazandırarak, diğer yandan yaşam tarzını belirleyerek (önerme-2) bağlar. Statü, benlik duygusu ve yaşam tarzı, alışkanlığın birincil amacını oluşturur. Alışkanlığın birincil amaçları, kişilik ve karakter oluşumundaki evrensel faktörlerdir. Alışkanlığın ikincil amaçları ise; zaman içinde ortaya çıkan, çıkarılan ya da kişi tarafından tanımlanan anlam ve amaçlar dır. Bu ifadeyi, üç değişik alışkanlıkla örnekleyelim. Sigara kullanma alışkanlığının birincil amacı merak, ortama uymak, büyüme hevesi, özgüven kazanmak, benlik duygusu gibi faktörler iken; zaman içinde karizma belirlemek, iletişim sağlamak, yalnızlığı gidermek, oyalamak, dikkat toplamak, stres gidermek, duyguları yönlendirmek, çaresizlikIere çare olmak gibi ikincil amaçlara hizmet eden araç durumuna getirilmiştir.

Sigara kullarıma alışkanlığı aynı zamanda, madde (tütün) kullanılan bir alışkanlıktır. Bu nedenle elbette ki, yukarıda belirtilen durum dışında; maddenin bedende yarattığı biyokimya sal ve/veya fizyolojik değişimlere bağlı, ikincil amaçların oluşması da doğaldır. Ancak şu noktayı dikkatlerden hiçbir zaman kaçırmamak gerekir. Sigara kullanmaya ilk adımı atmada ve bu alışkanlıktan vazgeçememede, biyokimyasal ve/veya fizyolojik etki beklentisi öncelikIi değildir. Sigara kullanma olgusunun "madde bağımlılığı" olarak tanımlanmasında, ikincil amaçlar arasında ele alınması gereken biyokimyasal ve/veya fizyolojik değişimler birincil amaç olarak ele alınarak; bu alışkanlıkla mücadelede olumsuz bir şartlanma yaratılmıştır. Bu nedenle, bu önerme ışığında sigara kullanma olgusu yeniden tanımlanmak zorundadır. Tanımladık zaten. Soğuk ya da sıcaktan başı korumak amacıyla başlatılan şapka kullanma alışkanlığı; zaman içinde meslek, cinsiyet, rütbe, mevki, inanç, cazibe belirlemek gibi ikincil amaçlara hizmet eder duruma getirilmiş bir araçtır. Heyecan ve çekingenliğini yenmek için tırnak kemirme alış- kanlığı edinen bir çocuk, bu alışkanlığını anne ve babasının ilgisini çeken bir araç durumuna dönüştürebilir. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere; alışkanlığın birincil ve ikincil amaçları zamanla iç içe geçer, birbirine karışır. Kimileri için birincil olan amaç, diğerleri için ikincil olabilir. Amaç lar zaman içinde ve duruma bağlı olarak yer de değiştirebilir. 26. Önerme: Bir alışkanlıkta; bir nesne ya da maddenin araç olarak kullanılması, alışkanlık yasa/arını değiştirmez, Aynı yasa/ar yine geçerlidir. ispat: Bu önerme kendi içinde ve birinci önerme ile de çok açık tır. "Tüm alışkanlıklar, zihnin doğal işleyiş yasalarına bağlı olarak oluşur, devam eder ve son bulur". Bu önerme aynı zamanda bir önceki önermeler (24 ve 25) ile de desteklenmektedir. Şu anda; hem sigara kullanma alışkanlığının, hem de tüm diğer alışkanlıkların her aşamasını ve işleyiş düzenini belirleyen "alışkanlıklar; zihnin doğal işleyiş sistemine bağlı olarak oluşur, devam eder ve son bulur" teorisinin geçerli ve doğru olduğunu ispatlamış olduk. Teorimizin adı, "bibson teort

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp