Okul Astım Ve Allerjik Hastalıklar

Okul Astım Ve Allerjik Hastalıklar :

OKUL, ASTıM VE ALLERJİK HASTALIKLAR

Okul allerjisi Bazı anne-babalar, çocukları için 'Bizimkinde okul allerjisi var' sözünü çok kullanırlar. Bunlar okula gitmek istemeyen, okullarını sevmeyen çocuklardır. Kiminin öğretmenleriyle, kiminin sınıf arkadaşıyla bir problemi vardır. Kimi kitap okumayı sevmez, kimi ödev yapmaktan hoşlanmaz. Kiminin başı ağrır, kiminin karnı ... kimi nefes alamaz ... kimini bitmeyen kaşıntılar sarar. Okul allerjlsl, okullar tatile girdiğinde tamamen kaybolur. Okuldaki allerjenler Okul, çocukların zamanlarının önemli bir kısmını geçirdikleri ikinci bir evleri sayılabilir. Allerjik çocukların sağlıklı olabilmeleri okulda da bazı önlemlerin alınması, öğretmenlerin ve okul idareci lerinin ve yardımcı personelin bu konuda bilgilendirilmeleriyle mümkündür. Okul ortamında bu tür duyarlılığı olan çocukların hastalıklarını alevlendirebilecek pek çok faktör vardır: • Allerjenler • İrritan maddeler • Egzersiz • Yiyecekler • Virüsler Allerjenler Okullarda da evlerde bulunan akar, küf, hayvan ve polen allerjenlerine rastlanır. Bunlar hakkında ayrıntılı bilgi için 'Allerjenler ve Korunma Yöntemleri' bölümüne bakınız. Bu bölümde daha ziyade bu aIlerjenlere karşı alınması gereken önlemlerden bahsedeceğim.

Akarlar için neler yapılabilir ? Karanlık, iyi havalandırılmayan, rutubeti fazla olan ve zeminleri halı ile kaplı olan sınıflarda çok miktarda, akarlara ait allerjen bulunabileceği gösterilmiştir. Çocukların sürekli hareket halinde oldukları, koşuşturdukları hesaba katılacak olursa, sınıfların havasında ne kadar çok akar allerjeni bulunabileceği daha iyi anlaşılır. • Akar allerjisi olan çocuklar güneş gören, rutubeti az olan sınıflarda okumalıdır. Bodrum katındaki sınıflar allerjik ve astımlı çocuklar için son derecede sakıncalıdır. • Sınıflar her gün havalandırılmalı ve temizlenmelidir. • Sınıfların zeminlerinin parke, marley veya benzeri plastik maddelerle kaplanması daha uygundur . • Temizlik, çocuklar sınıftan ayrıldıktan hemen sonra yapılmalı, derslerden önce temizlikten kaçınmalıdır, çünkü temizlik işlemi sırasında havaya dağılan tozların birkaç saat havada kalabilmeleri mümkündür.

• Halı ile kaplı sınıflar emiş gücü yüksek süpürgelerle temizlenmelidir. • Halıların akarisit ismi verilen akarları öldüren ilaçlarla temizlenmeleri de büyük yarar sağlar. • Çocukların sınıf odasında top oynamaları, koşmaları engellenmelidir. Küflere karşı önlemler Bu bölümde küflere karşı alınması gereken önlemleri anlatacağım: • Sınıf güneş görmeli, her gün havalandırılmalıdır. • Sınıf ta küfleri barındırabilecek saksı çiçekleri olmamalıdır. • Küfüreyen ortamlar ortadan kaldırılmalıdır. Bu amaçlajimgusit ismi verilen mantarları öldüren kimyasal maddelerden yararlanılabilir. 1/10 oranında su-çamaşır suyu karışımı da fungusit olarak kullanılabilir. Bu ortamlar iyice temizlendikten sonra, mantar üremesi olmasa bile her hafta tekrar silinmelidir. Mantarlar, ev akarlarının besin kaynaklarından olduğu için, bunların azaltılması akarlara allerjisi olanların da işine yarayacaktır. • Sınıflardaki rutubet ve ıslaklık azaltılmalıdır. Sınıf havasının nemi %50'nin altında tutulmaya çalışılmalıdır. Bunun için nem giderici aletlerden yararlanılabilir. • Parke veya marley zeminler tercih edilmelidir. Islak halı ve kilimler küflerin üremesi için idealortamlardır. • Nemli duvar küğıtlanna da dikkat edilmelidir. • Nemli duvarların seyreltilmiş çamaşır suyu veya muriatik asitle yıkanması küf üremesini engeller. • Çöp tenekeleri mümkünse sınıfın dışında ve plastik bir torbada kapalı olarak tutulmalıdır. • Beden eğitimi dersinden sonra terle ıslanmış spor kıyafetleri kesinlikle sınıfa getirilmemelidir. İnek Şaban'lara da dikkat! Günümüzde birçok okulda çeşitli hayvanların da bulunabileceğini biliyoruz. Kedi, köpek, kuşlar yanında, tavşan, kobay, fare ... gibi laboratuvar hayvanları, duyarlı çocuklarda astım krizleri veya diğer allerjik belirtilere yol açabilirler. Hatta, kendi evinde hayvan besleyen öğretmen ve öğrencilerin, bunlara ait allerjenleri elbiseleri ile sınıfa kadar getirebilecekleri. de akılda tutulmalıdır . • Okulda bulunabilecek hayvanlar özel yerlerde barındırılmalı, allerjik çocukların buralara girmeleri engellenmelidir. • Hayvanlar kesinlikle sınıflara alınmamalıdır.

Fare ve bamamböcekleri Fare ve hamamböcekleri için özel bir paragraf açmak istiyorum, çünkü son yıllarda bu yaratıkların da astım ve allerjik nezle nin önemli nedenlerinden biri olduğu anla§ılmı§tır. Ayrıca, bunların evlere göre okullarda çok daha fazla sayıda bulunmaları mümkündür. Özellikle, eski ve iyi temizlenmeyen okul binalannda, rutubetli ve güneş görmeyen ortamlarda yoğun olarak ya§ama ve üreme imkanı bulurlar: • Tüm okul pestisü ismi verilen kimyasal böcek zehirleriyle ilaçlanmalıdır. Bu işlem öğrenciler okul dışında iken yapılmalı, bu maddelerle temas etmemeleri için gereken önlemler alınmalıdır. • İlaçlamadan sonra, ölü böcekler ve bunların artıkları çok iyi bir şekilde temizlenmelidir. • Okullarda böceklerin girebilecekleri delikler kapatılmalıdır. Bu amaçla, duvar, yer, kapı ve pencere kasalarındaki çatlak ve delikler tamir edilmeli, borulann etrafı macunlanmalıdır. • Sınıf ta yemek yenmemelidir. • Çöpler ağzı kapalı kutularda saklanmalıdır. • Kesekağıdı. karton kutu, boş şişe ve kova ... gibi hamambö ceklerinin sık olarak bulundukları ortamlar sınıf ta bulundurulmamalıdır. Okul dışı allerjenler Çocuklar okul bahçesinde, sınıfla gidilen gezi ve pikniklerde ... dış atmosfer havasındaki polenlere de maruz kalabilirler. Polenler, allerjik nezle ve astıma yol açan allerjenlerdir. Bunlara karşı alınması gereken önlemler 'Allerjerıler ve Korunma Yöntemleri ' bölümünde ayrıntılı olarak ele alınmıştır. İrritan maddeler ABerjik hastalıkların alevlenmesine yol açan bir grup madde ise irritan maddelerdir. Bunlar gerçek allerjenler değildir; bunlara karşı oluşmuş I g E sınıfı antikorlar yoktur. İrritan maddeler, özellikle de yoğun olarak solunduklarında allerjik olsun veya olmasın tüm astımlıları etkileyebilirler. Sınıf ta bulunabilecek irritan maddelerin başlıcaları ve bunlara karşı alınacak önlemler şunlardır: • Tebeşir tozu: Allerjik çocuk tahtaya, dolayısıyla da tebeşir tozuna uzak bir yere oturtulmalıdır. • Kokulu kalemler: Hem tahtaya hem defterlere yazı yazmak amacıyla kullanılan keskin koku saçan kalemler astımlı çocuklar için zararlıdır. • Keskin kokulu patfümler, deodorantlar: Öğretmenler ve öğrenciler keskin kokulu parfüm kullanmaktan kaçınmalıdırlar. Hele, sıcak yaz günleri ter kokusuyla karışarı ucuz parfümler sadece astımlılar için değil, herkes için tiksinti vericidir. • Çeşitli kimyasal maddeler: Kimya, resim ... gibi derslerde yararlanılan çeşitli kimyasal maddeler, duyarlı çocuklarda krize neden olabileceğinden, astımlılarırı bu ortamlarda bulunmamaları gerekebilir. • Temizlik maddeleri: Zemin, sıralar ve tuvaletlerin temizliği tatil günleri yapılmalı, keskin kokulu temizleyiciler kullanılmamalıdır. • Böcek ilaçları: Okullar böceklere karşı ilaçlandıktan sonra çok iyi temizlenmelidir. • Boya, vemik, cila kokuları: Okulun boya, badana, cila ve diğer tamirat-tadilat işlemleri okul kapalı iken (yaz tatilinde) yapılmalıdır. • Yemek kokuları: Okul yemeklıanesinin kokuları sınıfları etkilememelidir. Aman hocaın, söndür şu sigarayı! Sigara dumanı da aslında bir irritandır ve pekala yukarıdaki listeye eklenebilirdi, ama bu sigara konusunu çok önemli saydığımdan ayrı bir başlık altına aldım. Okullardaki öğretmen odalarının 'kahvehanelerden daha dumanlı' olduğuna birçok kereler şahit oldum.

Bu beni iki bakımdan hayrete düşürüyor. Birincisi, sapsarı parmaklı öğretmenlerin çocuklara hangi inandırıcılıkla 'Sigara zararlıdır, sakın sigara içmeyin, içenleri uyarın' diye ders anlatabildikleri ... İkincisi de, öğretmen maaşıyla günde bir paket 'Marlboro'yu nasıl alabildikleri... Astımlı çocuk için, sigara içen veya içilen ortamlarda bulunan kişilerin elbiselerine sinen kokular bile rahatsızlık vericidir, hatta kriz nedeni bile olabilir. Sayın hocalar, hem kendi sağlığınız ve kendi cebiniz hem de öğrencileriniz için, lütfen, söndürün şu sigarayı! Beden eğitimi derslerine giremez raporu Doktorlar öğrencilere çeşitli nedenlerle rapor verirler: 1. Gerçekten hasta oldukları için yatak istirahati raporu 2. Lise son öğrencilerine mayıs ayında üniversite sınavlarına hazırlanabilmeleri için verilen yalancı hastalık raporu 3. Astımlılara beden eğitimi dersine giremez raporu Çocuklarına astım tanısı koyduğumuz anne-babaların ilk arzuları 'beden eğitimi dersine giremez raporu' almaktır; çünkü onlara göre astım ve spor, ateş ve barut gibi bir araya gelmeleri mümkün olmayan iki kelimedir. Haksız da sayılmazlar ... Birçok okulda beden eğitimi demek, çocukların soğukta ... sıcakta ... yağmurda ... yaşta kendi başlarına ... okul bahçesinde patlak bir topu kovalamaları bir duvardan ötekine koşuşturmaları değil midir ? Ancak işin bir de diğer tarafı var. 'Astım, Spor ve Beden Eğitimi' bölümünde, astımlı dünya şampiyonlarını ... Olimpiyat birincilerini ... görecek, tanıyacaksınız. Bilinçli yapılan sporun astımlılar için zararlı değil, aksine tedavilerinin önemli bir parçası olduğunu göreceksiniz. Bunlara dikkat! ... • Spor yapan astımlı çocuk mutlaka doktor kontrolü altında olmalıdır. • Spordan 15 dakika önce koruyucu ilaç alınmalıdır. • Spor ısınma hareketleri İle başlamalıdır. • Tok karına spor yapılmamalıdır. • Çok sıcak ve nemli ya da soğuk ve kirli havada spordan kaçınmalıdır. • Polenlere allerjisi olanlar, polen zamanı salon sporlarını tercih etmelidir. • Spor birden kesilmemeli, vücudun soğuması için egzersiz 10-15 dakika içinde yavaş yavaş bitirilmelidir. • Astımlı çocukların yalnız başlarına spor yapmalarına izin verilmemelidir. • Spor sırasında öksürük, hınltı, nefes darlığı şikayetleri başlayanlar derhal spora son vermeli ve nefes açıcı spreylerini kullanmalıdırlar. Hafif öne doğru eğilerek oturmak en rahat pozisyondur. Besin allerjisi Ciddi besin allerjisi olan çocuklarda, okul yemekhanesinde çıkan yemekler ya da kantinde satılan yiyecekler problem yaratabilir. Koku, tat, renk verici ya da bozulmayı önleyici katkı maddeleri içeren yiyecek ve içecekler de uygun değildir. Bunlar deri allerjilerin den anaflaksiye kadar her türlü allerjik hastalığa neden olabilirler.

Atopik çocukların yiyeceklerini evden getirmeleri en doğrusudur. Sınıftaki tozlarda yiyeceklere ait tanecikler de bulunabilir. Norveç'te yapılan bir araştırmada sınıftaki tozlarda, allerjisi olanlarda reaksiyon uyandıracak miktarda somon zerrecikleri bulunabileceği gösterilmiştir. Sınıfa yiyecek getirilmemeli ve sınıfta hiçbir şey yenmemelidir. Önce burnu akmaya başladı, gece yansı da nefesi tıkandı Solunum yollarında hastalık yapan pek çok virüs vardır. Hal kımız bunlara 'nezle-grip mikroplan' ismini verir, ama bunlar sadece nezle ve grip değil, başka daha pek çok hastalığa yol açarlar: Sinüzi tonsillit, larenjit, trakeit, krup, bronşit, zatürrie ... Nezle ve grip salgınları, hemen daima okullardan başlar, buradan topluma yayılır. Sınıfların kalabalık, çocukların birbirlerine yakın olmaları bulaşmayı kolaylaştıran en önemli faktördür. Hasta çocuğun hapşırması, öksürmesi sırasında havaya karışan virüsler, burun veya gözler aracılığıyla diğer kişilere geçer. Virüsler, tokalaşma sırasında ve hatta virüsle kirlenmiş kalem, gözlük, mendil... gibi eşyalarla da bulaşabilirler. Nezle virüsleri, çocuklardaki astım krizlerinin en önemli nedenlerinden biridir. Anneler bunu "Çocuğumun önce burnu akmaya başladı, gece yansı öksürük ve hırıluyla beraber ne/esi tıkandı. gene soluğu hastanede aldık. .. ' sözleriyle ifade ederler. Grip de solunum yollarının bir virüs infeksiyonudur; nezleye göre çok daha ağır bir hastalıktır. Yüksek ateş, baş, kat ve eklem ağrıları, halsizlik, iştahsızlıkla ... hastayı paçavraya çevirir. Grip, erişkinlerde ve çocuklarda çok ağır astım krizlerine yol açabilir. Nezle virüslerin sayısı çok fazla olduğundan bunlara karşı aşı hazırlamak mümkün olamamaktadır, fakat grip hastalığının her yıl ekim kasım aylarında yapılması gereken aşısı vardır. Merve'nin kötü karnesi İyi tedavi edilmeyen astım ve allerjisi olan çocuklarda okul başansızlığı ve okula devamsızlık çok sık karşılaşılan durumlardır. Solunum sıkıntısı, öksürük nedeniyle uykusuz geçen geceler ve bunların yarattığı yorgunluk, baş ağrısı, moral bozukluğu, ilaçların yan etkileri (çarpıntı, titreme, huzursuzluk, uyuklama ... ) çocukların ders dinlemelerini, konsantre olmalarını önleyen başlıca faktörlerdir. Allerjik rinitli çocuklarda işitme azalması, egzemalılarda sürekli kaşıntılar da öğrenmeyi olumsuz etkileyen nedenlerdir. Öğretmenler • Astım ve allerjik hastalıklar konusunda bilgiIendirilmeli, hasta çocuğun ailesi ve doktoru ile iletişim halinde olmalıdır. • Astım ve allerji tedavisinde kullanılan ilaçlar ve bunların yan etkilerini tanımalıdır. • Hasta çocuğa gereken anlayış gösterilmeli, ama diğer çocuklardan 'farklı muamele' de yapılmamalıdır. • Bazı çocukların hastalıklarını 'kullanmalanna' fırsat verilmemelidir. Okul idaresine düşen görevler • Okul binaları yoğun trafikten uzak yerlerde olmalıdır. • Okul bahçesinde kavak ağacı gibi çevreyi kirleten ağaçlar olmamalıdır. • Servis araçları öğrencileri beklerken boşta çalıştırılmamalıdır. • Her okulda bir hemşire ve revir bulunmalıdır. • Hasta çocukların anne-babalarının ve doktorlarının telefon numaraları bilinmelidir. • Acil durumlar için en yakın sağlık kuruluşu ile iletişim kurulabilmelidir.

ALLERJENLER VE KORUNMA YÖNTEMLERİ EV TOZU ALLERJİSİ

Ülkemizde ve dünyanın pek çok ülkesinde, solunum yolu alerjilerinin en sık rastlanan nedeni ev tozu allerjileridir. Bir çok hasta, evde temizlik yaparken, toz alırken, yatak düzeltirken, halı battaniye ... silkelerken hapşırma, burun akıntısı ... gibi allerjik nezle ya da öksürük, hırıltı, nefes darlığı ... gibi astım belirtilerinin ortaya çıktığını çok iyi bilir. Ev tozu ve astım arasındaki ilişki Ilk kez 1921 yılında Kern Isimli araştırmacı tarafından bildirmiştir.

Ev tozundaki allerjenler Ev tozu, içinde pek çok alerjen bulunan bir kanşimdır. Her evdeki tozu niteliği, coğrafi ve meteorolojik (ısı, nem, basınç ... ) faktörlere göre değişiklik gösterir. Ev tozu içinde bulunan allerjenlerin başlıcaları şunlardır: • Evakarlarına ait allerjenler • Evcil hayvanlara ait allerjenler • Hamamböceğine ait al1erjenler • Küf mantarları • Polenler • Bakteriler • Koltuk, halı, yatak, mobilya ... gibi eşyalardan kaynaklanan diğer allerjenler. İnsanlar, ev tozu diye tanımlanan bu karışımın içinde bulunan allerjenlerin herhangi birine karşı duyarlılık kazanabilirler, fakat içlerinde en önemlisi evakarlan ismi verilen küçük yaratıklarla ilgili olan allerjenlerdir. Kısaca ev tozu veya toz allerjisi denildiğin de anlaşılan, evakarı allerjisidir. Evakarlan Evlerimizin doğal konukları olan akarların pek çok türleri vardır, ama allerjik hastalıklar bakımından en önemli olanı ev akarlarıdır. Bunlar, halk arasında, ev tozu böcekleri, astım böcekleri ... gibi isimlerle de anılırlar. Bilimsel isimleri 'deri yiyen' anlamına gelen der matofagoides'ıit, çünkü, bu yaratıklar insan derisi ve saçının döküntüleri ve kepekle beslenirler. Kene ve örümceklerle aynı aileden olan akarlar, evlerimizin doğal misafirleridir; herhangi bir hastalık mikrobu taşımaz ve de bulaştırmazlar Evakarlarının birçok türleri varsa da, ülkemizde ve dünyanın başka birçok ülkesinde de en sık rastlananları, • Dermatofagoides [arinea ve • Dermatofagoides pteronyssinus'tur. • Daha çok şehir dışında, yiyeceklerin depolandığı yerlerde rastlanan depo akarlan da allerjiye neden olabilirler. Erişkin bir insandan, günde, 1,5 gram kepek dökülür. Bu miktar, binlerce akarın aylarca beslenebilmesi için yeterlidir. Akarlar, hemen hemen transparandır ve uzunlukları milimetrenin 1/3'ü kadardır. Bu nedenle, çıplak gözle kolayca seçilemezIer, ancak bir büyüteç veya bir mikroskopla görülebilirler. Akarların özellikleri Gözleri yoktur. 8 bacakları vardır. Ortalama ömürleri 3-4 aydır. Bir dişi akar 300 yumurta bırakır. Akarlar, en iyi, 20-2SoC ısıiarda ve %70-80 nem!i ortamlarda ürerler. Çok soğuk, nemi az (kuru hava), aydınlık ve iyi havalanan yerler akarların çoğalabilmeleri için uygun değildir. Akarlar, nem oranı azaldığı için 2000 metrenin üzerindeki yüksekliklerde çok az bulunurlar; 3000 metrenin üzerinde ise hemen hiç yaşamazlar. Bu nedenle, 2000 metreden daha yüksek yerlerde oturanlarda, akarlara bağlı allerjik hastalıklara çok az rastlanır. Astımlarla için 'yüksek yüksek tepelere ev kurmak' gerekir. Lüküs hayat, ama oh ne rahat değil Modern yaşam ve getirdiği kolaylıklar, bir taraftan da kendi olumsuzluklarını beraberinde getirmektedir.

Enerji tasarrufu için çok iyi izole edilmiş yeni binalar, iç ortam havasının nemli olması ve duvardan duvara kaplı halılar, akarların üremeleri için çok uygundur. Akarların en çok bulundukları yerler halı, yatak şiltesi, yastık, koltuk, kanepe, post, kadife perde, tüylü çocuk oyuncakları ... gibi eşyalardır. Bodrum gibi nemli ortamlarda doğrudan çimento zemin üzerine serilmiş halılar, akarların en yoğun olarak bulundukları yerlerdir. Mobilya veya diğer eşyalarm yüzeylerinde bulunan akar sayısı çok fazla değildir, fakat uygun şartlardaki bir yatak §illesi içinde milyonlarca akar bulunur. Akarların, evlerimizdeki eşyalar dışında, giysilerimizde ve hatta saçımızda bile yoğun olarak bulunabileceği gösterilmiştir. Akarlara çok ender de olsa, buğday ununda da rastlanabileceği ve bu undan yapılan yiyecekleri yiyen duyarlı insanlarda anaflaksi gibi ciddi reaksiyonlara yol açabilecekleri de bilinmelidir. Bu kişilerde aspirin intoleransı da sık rastlanan bir durumdur. Bizim evde akar var mı acaba? Evlerdeki akar düzeylerinin belirlenebilmesi için, herkes tarafından kolaylıkla uygulanabilecek hazır ticari testler vardır. Bunlardan biriAda Test, diğeri de Acarex test'dir. Akarlar nasıl allerji yaparlar? Akarlardaki allerjenler, bu yaratıkların sindirim sistemlerinde bulunan ve dışkıları ile çevreye atılan birtakım enzimlerdir. Bir akar birkaç aylık yaşamı boyunca kendi ağırlığının 200 katı kadar dışkı üretir. Akar dışkısı, üzeri salgıyla kaplı minik kürecikler şeklindedir ve bu sayede de tekstil eşyalannın !iflerine kolayca yapışır, Akar dışkışındaki allerjenler, glikoprotein yapısında olup ısıya dayanıklı ve suda çözünen maddelerdir. İçlerinde bu allerjenlerin de bulunduğu dışkı parçacıkları, zamanla kuruyup çok küçük taneciklere ayrışırlar ve halıda yürümek, koltuğa oturup kalkmak ... gibi hareketler sırasında bulundukları ortamlardan soluduğumuz havaya savrulurlar. Uygun şartlarda, i gram ev tozunda 10.000'den fazla akar bulunabileceği gösterilmiştir. 1 gram tozda 2 mikrogramdan fazla akar allerjeni bulunması allerjik hastalıkların oluşumu için bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. 1 gram tozda 10 mikrogramdan fazla allerjen bulunması ise astım krizlerinin ortaya çıkmasına neden olur.

EV TOZU ALLERJİSİNE KARŞI ÖNLEMLER

İnsanların zamanlarının çoğunun geçtiği yerlerde alınacak bazı önlemlerle akarlardan daha az etkilenmeleri mümkündür. Evinkonumu Akarlara karşı allerjik olarılar için, daha rutubetli oları bodrum katı, çatı katı ya da kuzeye bakan daireler uygun değildir. Evin tamamı ya da en azındarı oturma ve yatak odaları güneş almalıdır. Bu odalar ve ev her gün mutlaka havalandırılmalıdır. Kışın ev içi sıcaklık 20-22°C arasında olmalıdır. Yatakodası Yatak odası, olabildiğince boş olmalı, gereksiz hiçbir eşya bulunmamalıdır. Toz tutabilecek biblo, radyo, televizyon, elektronik aletler, kitaplık ve özellikle de tüylü ve içi doldurulmuş oyuncaklar ... yatak odasından çıkarılmalı veya en azından kapalı bir dolap içinde bulundurulmalıdır. Zemindeki halı, kilim, post... gibi yaygılar kaldırılmalıdır. İdeali, zeminin parke, marley, muşamba ... ile döşenmiş olmasıdır. Duvardan duvara halılı evler de astımlı1ar için çok zararlıdır. Kadife perde yerine, ayda bir kez yıkanacak sentetik perdeler tercih edilmelidir. Yatak odasında ranza varsa, astımlı çocuk için üst kat daha uygundur. AstımWar yer yatağında yatmamalıdır. Yatak, yorgan ve yastıklar Yün yatak, yün yastık, kuştüyü yastık yerine dakron veya or lon gibi sentetik liflerden yapılanlar tercih edilmelidir. Kuştüyü içeren yorgan ve yastıkların zararı kuş tüyünden değil, içinde barındırdığı akarlardan dolayıdır. Yatak ve yastıkların, allerjen geçirmeyen plastik veya vinil bir kılıfla kaplanması allerjenle teması önemli ölçüde azaltan bir uygulamadır. Bu kılıfların pek çok çeşidi vardır. Kırışan, katlanan ve terle meye yol açan plastik kılıflar ucuzdur, fakat kullanımı rahat değildir. Su buharını geçiren, ama akarlara ve bunİara ait allerjenlere karşı geçirgen olmayan mikraporlu özel kumaştan yapılmış olan kılıflar ise pahalı olmakla beraber hem kullanımları rahattır ve hem de terletmezler. A1lerjenlerden korunmada, kılıf fermuarlarının kaliteli olması da çok önemlidir. Yorgan ve yastıklar düzenli olarak yıkanmalı ve yastıklar her 2-3 yılda bir değiştirilmelidir, Yastıklardaki akarların uzaklaşmasında bunların 6 saat süreyle derin dondurucuda (deep-freeze) bırakılmaları da etkili bir yöntemdir. Yatak çarşafı, yastık kılıfı, nevresim ... gibi yatak takımları da haftada bir 60°C üzerinde sıcak su ile yıkanmalıdır. Soğuk su ve soğuk su şampuanları akarları etkilemez. Yeni yapılan bazı araştırmalarda, yıllardan beri hastalara önerdiğimiz sentetik yastıkların kuştüyü yastıklara göre daha fazla evakarı allerjeni barındırdıkları sonucuna varılması herkesi şaşırttı. Akarlara allerjisi olanlar ne kullansınlar ? Sentetik yastık mı kuştüyü yastık mı ? Herhalde doğru olan, yastığın sentetik veya kuştüyünden olması değil, yastığın allerjen geçirmeyen bir kılıfla kaplanmasıdır. Elektrikli battaniyeler Elektrikli battaniyeler, özellikle de sürekli çalıştırıldıklarında, akarların yaşayamayacağı kadar kuru ortamlar yaratırlar ve bu nedenle astımlı hastalar için çok yararlıdır. Yatak odasında tüylü oyuncak olmamalı Akarların kolay üreyebildikleri yerlerden biri de ayıcık, tavşancık, bebek ... gibi tüylü, yumuşak oyuncaklardır. Yatak odasında bu tür oyuncakların bulundurulmaması gerekir, ama bazı çocuklar tüylü oyuncaklarını çok severler, hatta bazıları bunlara sarılıp yatmadan uyuyamazlar. Ayıcığınızdan ayrılamıyorsanız: • Bu oyuncakları, 2 haftada bir, plastik bir torba içinde 12-24 saat süreyle derin dondurucuda bırakarak akarların ölmesini sağlayın. • Ölü akarların ve bunlara ait allerjenlerin temizlenmesi için de ayıcığınızı çamaşır makinesinde yıkayın, kurutun ve daha sonra da kürkünü ince bir tarakla tarayın. Oturma odası Günümüzün çoğunun geçtiği oturma odalarımızın da aşağıdaki özellikleri taşıması allerjik hastalar için çok önemlidir: • Oturma ve yatak odalarının tozu, gün aşırı olarak, nemli bir bezle teınizlenmelidir. • Süpürge ve standart elektrikli süpürgeler uygun teınizleme araçları değildir. • Kadife veya yünlü kumaş koltuklar yerine plastik veya deri kaplı olanları tercih edilmelidir. • Ev içindeki nemlilik %5O'nin altında, 0/040 civarında tutulmalıdır. Bu sayede, daha az akar antijenine maruz kalırız, çünkü akarlar nem oranının %4S'in altında olduğu ortamlarda üreyemezler. Evdeki nem oranları nem ölçer (higrometre) isıni verilen gereçlerle kolayca ölçülebilir. Bizim evimiz çok nemli Tabiidir ki, yaşadığımız yöredeki dış atmosfer nemini değiştirmek elimizde değildir, ancak evlerimizde alacağımız bazı önlemlerle nem oranını istenen düzeylerde tutabiliriz.

Ev ortamındaki nemin azaltılmasında, özellikle sıcak yaz günlerinde klimalar çok işe yarar. Ayrıca, nem giderici (dehumidifier) denilen ve yoğunlaştırrna prensibi ile çalışan aletlerden faydalanmak da mümkündür. Bu aletler, sıcak havayı emerek soğutulmuş bir metal sarmal üzerine üflerler. Havadaki nem, bu metal sarmal üzerinde su damlaeıkIarı şeklinde yoğunlaşır, Bu su bir rezervuar da birikir ve bir kanal aracılığıyla dışarı atılır. Böylece, havadaki su buharı miktarı azaltılmış olur. Bu aletlerin sadece istenildiği zaman çalıştırılabilenleri olduğu gibi, istenilen nem oranına göre otomatik olarak devreye girenleri de vardır. Oyuncaklar Oyuncakların, çocukların yaşamlarında çok önemli bir yeri vardır. Kİminin topu, kiminin treni, kiminin bebeği Astımlı çocukların oyuncakları, yıkanabilen, kolay temizlenen ve toz barındırmayan türden olmalıdır; yünlü ve içi doldurulmuş oyuncaklar uygun değildir. Bunlar ne kadar yıkansa da, içlerine yerleşmiş olan akarları ve tozları tamamen uzaklaştırmak mümkün olmaz. Tüylü oyuncaklar hiç kullanılmamalı ve en azından yatak odasında bulundurulmamalıdır. Hele, çocukların ayıcıkları, bebekleri ile ve onlara sarılarak uyumaları son derecede zararlıdır. Astımlı çocuklar için en iyi hediye, plastik ve sentetik oyuncaklardır. Ev temizliği En önemli akar kaynakları, yatak şiltesi, koltuklar ile yerdeki halı ve kilimlerdir, idealolanı bunların oturma ve yatak odalarından tamamen çıkarılmalarıdır. Bu, akarlardan kurtulmanın en etkili, en ucuz ve pratik yöntemidir. Sıcak iklimlerde, halının 3 saat süreyle güneşte bırakılması da akarların ölmesini sağlayabilecek basit ve bedava bir yöntemdir. Bu eşyalardan vazgeçmek mümkün olmadığında, en çok önerilen halıların bir elektrik süpürgesi ile sık sık temizlenmesidir. Bu şekilde, ortamdaki akarlar bir miktar azaltılabilir. Süpürme sırasında havaya çok miktarda aIlerjen karışacağı için, temizlik akar aIleıjisi olmayan biri tarafından yapılmalıdır. Temizlik yapılırken, aIlerjik olanlar o ortamda bulunmamalı ve temizliğin üzerinden bir saat geçmeden de o odaya girmemelidir, çünkü süpürme sırasında havaya kalkan tozlar uzun süre havada kalabilmektedirler. Süpürmeden sonra odanın iyice havalandırtlması da çok önemlidir. Elektrik süpürgeleri Ev temizliği için standart elektrik süpürgelerinden başka emiş gücü yüksek ve çektikleri tozu tekrar havaya karıştırmayarı özel elektrik süpürgeleri de vardır. Fiyatları, standart süpürgelere göre çok yüksek olan bu özel elektrik süpürgeleri, satıcılarının iddia ettikleri gibi mucizeler yaratmasalar da, tamamen etkisiz de değillerdir. Yüksek emiş gücü, çok cazip bir nitelik izlenimi yaratsa da, aslında fazla önemli değildir. Çünkü, halılarda o kadar çok akar yerleşmiştir ki, süpürgenin emiş gücü ne kadar yüksek olursa olsun bunların tamamen temizlenmesi mümkün değildir. Bu süpürgelerden esas beklenen, emilen tozların tekrar havaya karışmamasıdır. Bu amaçla, özel filtreleri olan ve bu sayede çektikleri tozları tekrar havaya karıştırmadan bir torbada toplayan elektrik süpürgeleri üretilmiştir. Bu filtrelerin en etkilisi çok küçük tanecikleri de tutan HEPA'dır. HEPA, İngilizce High Efficiency Partide Arresting kelimelerinin baş harflerinden türetilmiş bir isimdir ve 'yüksek etkili, tanecikleri tutan' anlamına gelir. HEPA filtreli süpürgeler ile yapılan temizlik sırasında havaya karışan toz miktarı en azdır. Maddi açıdan sorunu olmayanlar evlerinde bu özel elektrik süpürgelerinden yararlanabilecekleri gibi, standart süpürgelere uyan özel toz torbaları ve havalandırma filtreleri takılarak da toz sızıntıları önlenebilir. Dünyanın en pahalı süpürgesi Ile yapılan temizlikten sonra bile allerjenlerin çoğunun haıi da kaldığını tekrar hatırlatalım! Akarisitler Halı, koltuk ve kanepelerdeki akarları azaltmak için kullanılan kimyasal maddelere genelolarak, akarları öldüren anlamına gelen akarisit ismi verilir. Akarisit olarak piyasada üç tür kimyasal madde bulunmaktadır: • Tannik asit • Benzil benzoat • Likit nitrojen Tannikasit Bu madde, akarisit ismiyle bilinse de esasında akarları öldürücü etkisi yoktur; akarlara ait aIlerjenleri parçalayarak etki gösterir. Tanrıik asidin uygulandığı ortamlarda, akarlar yaşamlarını sürdürseler de, allerjenik etkileri ortadan kalkmış olur. Bu madde aynı zamanda kedilere ait allerjenleri de parçalama özelliğine sahiptir. Kedi evde kalmaya devam ettiği sürece etkili değildir, fakat kedi evden uzaklaştırıldıktan sonra allerjen miktarının azalmasını hızlandırır. Tannik asit, halıların üzerine sprey şeklinde püskürtülerek kullanılır. Doğrudan akarlar üzerine etkisi olmadığından, uygulamanın birkaç ayarayla tekran gerekir. Tannik asit, her ne kadar akarlara ve kedilere ait allerjenleri azaltsa da, hiçbir zaman halıların kaldırılması kadar etkili değildir. Sadece, halıların kaldırılmasının mümkün olmadığı durumlarda yatak odaları için önerilebilir.

Benzil benzoat Bu madde gerçek bir akarisittir. Halilara nemli toz olarak, yatak, yorgan, yastık ve koltuklara ise köpük veya sprey şeklinde uygulanır. Akarisitin etkisinin ortaya çıkması için bir süre beklendikten sonra, tozlar elektrik süpürgesi ile temizlenir. Bu uygulamanın yılda iki kere tekrarlanması önerilmektedir. Benzil benzoat kullanımının hastaların şikayetlerine olumlu etkileri olduğu belirlenmiş olmakla beraber, hiçbir zaman halının kaldırılması kadar etkili olmadığını bir kez daha hatırlatalım! Benzil benzoat, 60°C üzerinde yıkanması salcıncalı olan giyeceklerin düşük ısıIarda, elde veya çamaşır makinesinde yıkanmaları sırasında da kullanılabilir. Bu şekilde akar içerebilecek giyecekler akarlardan arındırılmış olur. Sıvı benzil benzoatdan, şilte, yorgan, yastık gibi büyük eşyaların küvet içinde yıkanmalarında da yararlanılabilir. Benzil benzoatla yapılan uygulamalar sırasında mutlaka eldiven giyilmeli ve maddenin mukozalara, deriye ve göze değmemesine dikkat edilmelidir. Çocukların, akarisit bir hafta sonra elektrik süpürgesi İle temizlenene kadar, ilaçlanmış halı ve mobilyalara temas etmeleri önlenmelidir. Hem akarisit ve hem de tarmik asit içeren ürünlerin daha etkili olabileceği düşünülebilir, fakat bu konuda kesin bir yargıya vanlamamıştır. Likit nitrojen Likit nitrojenle dondurma da akarları öldürebilir; uygulamadan sonra elektrik süpürgeleri ile yoğun bir temizlik yapılmalıdır. Bu işlemin, ancak deneyimli kişiler tarafından yerine getirilebilmesi ve belirli aralıklarla tekrarlanmasının gerekmesi olumsuz yönleridir. Hava temizleyici aletler Hava temizleyici aletlerin (air cleaner), allerjik insanlar için ne kadar yararlı oldukları tam belli değildir. Bunlara, diğer daha ucuz ve basit önlemlerle çevre kontrolünün tam sağlanamadığı durumlarda başvurulmalıdır. Bu aletler, sadece havada bulunan tanecikleri temizleyebilirler. Halı, yatak, koltuk ... gibi ortamlardaki allerjenler üzerine her hangi bir etkileri yoktur. Hava temizleyicilerinin etkinlikleri, filtre ettikleri havanın miktarına ve kullanılan filtreye göre değişir. İyi bir temizlik için, alet, odanın havasını günde 5-6 kere değiştirebilecek kapasitede olmalıdır. Hava temizliyicilerin, odalar için kullanılan taşınabilir, küçük şekilleri olduğu gibi, klima veya ısıtma sistemleri ile uygulanabilen daha büyük şekilleri de vardır. Hava temizleme aletlerinde çeşitli filtrelerden yararlanılır: • Bu filtrelerden birisi, daha önce söz ettiğimiz çok küçük parçacıkları da ternizleyebilen HEPA filtreleridir.

Bunların temizleyici özellikleri çok iyi olmakla beraber, pahalı olmaları ve daha güçlü bir ventilatör sistemi ile çalışmaları nedeniyle fazla gürültüye ve enerji sarfına yol açmaları, olumsuz yanlarıdır. • Elekrostatik çökeiticiler, havadaki taneciklere elektrik yükü verip bunların filtre içindeki zıt yüklü bir alana yapışmalarını sağlayarak çalışırlar. Bu filtrelerin çok etkili olmaları ve az enerji gerektirmeleri gibi olumlu özellikleri varsa da, filtre ler çok kolay kirlendikleri için sık sık değiştirilmeleri gerekir, bu da maliyeti artırır. • İyonizer ismi verilen aletler, ortamdaki allerjen miktarını azaltmadan, havadaki taneciklerin yüklenmesini ve böylece oda içindeki yüzeylere çökmesini ve yapışmasını sağlayarak etkigösterirler. • Bir başka filtre sistemi ise, havaya ozon gazı vererek çalışır. Bunların, havadaki allerjenler üzerine etkileri olmadığı gibi yüksek ozon düzeyleri solunum yolları için zararlıdır.

EvcİL HAYV ANLARA AİT ALLERJENLER

Evakarlarından sonra evlerdeki ikinci önemli allerjen kaynağı evcil hayvanlardır. Kedi, köpek, tavşan, at, kobay, sincap, maymun ... gibi pek çok hayvan allerjiye neden olabilirlerse de, bunlar içinde en önemlisi kedilerdir. Ülkemizde de evde hayvan besleme alışkanlığının giderek artması ve bu hayvanlara ait allerjenlerin çok etkili olması evcil hayvan allerjilerinin önemini artırmaktadır. AIleıjinin nedeni Herkes, evcil hayvanların kılları ve tüylerinin allerji yaptığını sanır. Oysa, bu düşünce yanlıştır: Kılın kendisi allerjen değildir. Üstelik kıl allerjen olsa bile, bunun bronşiollere ve alveollere girebilmesi için 5 mikrondan daha küçük olması gerekir. Evcil hayvanlara ait allerjilerin nedeni, hayvanın çeşitli salgılarında (salya, derideki yağ ve ter bezi salgıları, idrar. .. ) bulunan ve kıllarına yapışan maddelerdir. Kıllar üzerinde kuruyan bu salgılar daha sonra küçük zerrecikler şeklinde solunum havasına karışırlar. Buna göre, uzun kıllı hayvanların daha çok allerjiye neden oldukları görüşü de doğru değildir, ama hayvanın kılları ne kadar fazla ise üzerinde o kadar fazla allerjen bulunur. Memeli hayvanlara ait allerjenlerin çoğunun lipocaline protein ailesinden olduğu belirlenmiştir; bunların aerodinamik özellikleri de birbirine çok benzer. Bazen de allerji doğrudan hayvandan değil, onun yeminden, yem veya su kabında üreyen küf mantarlarından da kaynaklanabilir. Kedi alleıjisi Uteratürde bilinen ilk kedi allerjisi 1570 yılına aittir: Kedi bulunan bir odaya girdiğinde, gerginleşen, terleyen ve derisinde döküntüler oluşan kişi tarihteki ilk kedi allerjlsi hastasıdır. Evde en çok beslenen hayvan kedidir, çünkü kedinin hem bakımı daha kolaydır ve hem de ev yaşantısına daha kolay uyum sağlar. Kedilere ait allerjenler, hayvanın derisindeki salgı bezlerinden ve tükrüğünden kaynaklanır. Kedi yalanırken tükrüğü kıllarına yapışır, burada kurur ve daha sonra da küçük toz tanecikleri şeklinde havaya karışır. Bu allerjenlerin çapı birkaç mikron kadar olduğu için hem havada uzun süre kalabilirler ve hem de akciğerlere kolayca ulaşabilirler. Kedi tüylerindeki en önemli allerjen Fel d I'dir, Bunların %60 kadarı, 2.5 mikrondan daha küçük tanecikler halindedir ve çok uzun süre havada kalabilirler. Fel d ı allerjenlerinin kaynağı, kedinin deri altındaki yağ bezleri, derisindeki epitel hücreleri ve makatındaki salgılardır. Bunların üretimi testestoron hormonunun kontrolü altındadır. Araştırmalar, hadım edilmiş erkek kedilerin derisindeki allerjen miktarının 3-5 misli azaldığını göstermiştir. Kedi ve köpek yavrularının derileri yumuşak olduğu için, az dökülürler ve bundan dolayı da etrafa saçtıkları allerjen miktarı da daha azdır.

Hayvan yaşlandıkça deri yumuşaklığı azalır ve döktüğü allerjenler de artar. Kedisiz olamayanlaral. Dişi kedi yi tercih edin ya da kediniz erkek ise hadım ettirin. Kedi allerjenlerinin bir özelliği de yapışkanlıklarının çok fazla olmasıdır. Evin duvarlarına, halı ve mobilyalara, giysilere yapışırlar. Hiç kedi girmemiş evlerde, hastanelerde ve hatta allerji kliniklerinde bile kedilere ait allerjenler bulunabilir; bu durum, allerjenlerin kedisi olan kişilerin elbiseleri ile taşınması ile açıklanmaktadır. Bir kedim bile yok Helsinki'de yapılan bir araştırmada, otobüs, metro, tramvay gibi toplu taşıma araçlarında, duyarlı kişilerde şikayetlere neden olabilecek miktarlarda kedi ve köpek allerjenlerinin bulunabileceği saptanmıştır. İşin ilginç tarafı, bu allerjenlerin doğrudan bu taşıtlara alınan hayvanlardan değil de, hayvan sahiplerinin elbiselerinden kaynaklanıyor olmasıdır. Demek ki, kediniz olmasa da, kediye allerjiniz olabilmektedir. Bir araştırmada, kediye allerjisl olanların %48'inin kedi beslediği, %52'sinin ise kedilerinin olmadığı belirlenmiştir. Yaygınlık Farklı tanı teknikleri kullanılarak yapılmış olan araştırmalara göre, astımlıların, USA'da %31'inin, İsveç'de %63'ünün, Danimarka'da %50'sinin kediye allerjisi olduğu belirlenmiştir. Kediye allerjisi olanlar, 8 m g Fel d 1 gibi çok düşük düzeylerdeki allerjenlere bile duyarlıdırlar, ki bu provokasyon testlerinde kullanılan miktar kadardır. Gel de şaşma Son yıllarda yapılan bazı araştırmalar, yaşarnın ilk yıllarında evlerinde kedi, köpek gibi evcil hayvan beslenen çocuklarda ve çiftlik ortamında çiftlik ve kümes hayvanları ile temasları olan çocuklarda allerjenlere duyarlılığın, allerjik nezlenin ve astırnın daha az görüldüğünü ortaya koymuştur! İşin ilginç yanı, hayvanlarla birlikte büyüyen çocuklar sadece o hayvana ait allerjenlere değil, diğer allerjenlere de daha az duyarlı olmaktadırlar. Bu araştırmalann birinde, gebeliği süresince çiftlikte her gün çalışarı annelerin çocuklarında bile atopinin çok daha az görüldüğü belirlenmiştir. Eee, hadi öyleyse, aman çocuğum astımlı, allerjik olmasın diyen tüm gebeleri çiftliklere çalışmaya gönderelim!!! İşte, açıklaması! • Kedi ve köpek beslenen evlerde endotoksin düzeyleri yüksetir. Biyolojik aktif bir madde olan endotoksinin kaynağı hayvanlardaki gram-negatif bakterilerdir. Nitekim, endotoksinin ev tozundaki düzeyleri evde beslenen hayvanlarla ilgilidir. Kedi ve köpek beslenen evlerdeki endotoksin düzeyleri, hayvan bulunmayan evlere göre anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. • Endotoksinler, bağışıklık sistemini daha çok infeksiyonla savaşacak şekilde uyarmakta ve böylece bağışıklık sistemi allerjenlere karşı daha duyarsız hale gelmektedir. • Hayvanlarla bir arada büyüyen çocuklar, bunlardan kaynaklanan bakterilere ve özellikle de parazitlere maruz kalırlar. Yaşarnın ilk yıllarında bu etkenlerle geçirilen infeksiyonlar bağışıklık sistemini, infeksiyonlarla savaşabilecek şekilde güçlendirirler. Köpek allerjisi Köpekler kedilere göre daha az oranda allerjilere neden olurlar. Bunda, köpeklerin daha çok ev dışında kalmaları ve daha sık yı- kanıyor olmalarımn rolü olabilir. Köpeklere ait allerjenler, hayvamn derisinden ve tükrüğünden kaynaklanırlar . Bazı köpek cinslerinin daha az allerjiye neden olduğu doğru değildir. At allerjisi Atlara ait allerjenler en çok burun ve gözle ilgili belirtilere neden olursa da, ürtikerden astım krizlerine kadar çeşitli allerjik reaksiyonlar da gelişebilir, At allerjenlerinin kaynağı atın yelesi, ter ve idrarıdır. Bunlar, kedi allerjenleri gibi çok yapışkandır ve atla ilişkisi olanların elbiseleri ile kolayca taşınabilirler. Ata binen kardeşinin elbiselerinden saçılan allerjenlerle astım krizine giren çocuklar bile tanımlanmıştır. Ata allerjisi olanlarda, eşek, katır, zebra, midilli gibi hayvanlarla ve ayrıca da kedi, köpek ve kobayla çapraz al1erjiler olabilir. İguana allerjisi de olur mu demeyin, çünkü olur! Genel olarak allerjik hastalıklara neden olan hayvanlar, kürkleri olan yani tüylü hayvanlardır, fakat çok ender rastlansa da iguana (bir cins kertenkele) gibi pullu hayvanların da allerjiye yol açabilecekleri bildirilmiştir. Astım ve allerjik nezlesi olan ve evinde birçok hayvan besleyen 32 yaşındaki bir adamın şikayetlerinirı nedeninin kedi ve köpekten değil, evinde beslediği iguanamn pullarına karşı olan allerjisinden kaynaklandığı belirlenmiştir Balık allerjisi Balık eti yenmesinin allerjiye neden olduğu iyi bilinir; bunun ayrıntılarım 'Besin Allerjisi' bölümünde bulabilirsiniz! Peki ya evde balık beslenmesi allerjisi olanlar için zararlı mıdır ? Bu soruya evet demek pek doğru olmasa da, yapılan araştırmalar, açık balık pazarlarımn havasında, duyarlı olanlarda şikayete yol açacak miktarda bahklara ait aeroallerjenin bulunabileceğini göstermiştir. Hatta, Madrid'de gerçekleştirilen bir çalışmada, balık allerjisi olanların balık pazarlarına gittiklerinde solunumla ilgili şikayetlerinin ortaya çıktığı saptanmıştır.

O halde, balık allerjisi olanların böyle bir ihtimali göz ardı etmemelerinde yarar vardır diyebiliriz. Evcil hayvan allerjilerinin belirtileri Evcil hayvanlara ait allerjenler ürtiker ve anjioödemden, allerjik nezleye, astım krizlerinden anaftaksiye kadar değişen reaksiyonlara yol açabilirler. Evcil hayvanlarla ilgili allerjileri olan astırnh çocuklarda, hastalığın daha ağır seyrettiği (daha sık hastaneye yatış, daha fazla ilaç kullammı. ..) bilinir. Hayvan allerjileri hayvan ile karşılaştıktan sonra dakikalar içinde gürültülü bir şekilde ortaya çıkabileceği gibi, saatler sonra ortaya çıkan geç reaksiyonlar da görülebilir. Hatta, hayvan ile uzun yıllardır aynı evi paylaşan kişilerde olduğu gibi yavaş, sinsi ve daha hafif belirtilerle de karşılaşılabilir. Hayvanlara ait allerjenler, özellikle de kedilerinki, hem all erjik nezle ve astırnın kötüleşmesine ve hem de gözle ilgili belirtilere yol açarlar. Önlemler Evcil hayvanlara allerjisi olanların yapabileceği en iyi şey hayvanın evden uzaklaştırılmasıdır. Fakat, bunu söylemesi kolaydır da, uygulaması her zaman mümkün değildir. Birçok kişi hayvanı değil evden uzaklaştırmak, yatak odasından, yatağından çıkarmayı bile kabul etmez. Hemen belirtelim ki, hayvanı evden uzaklaştırmak da her şeyi halletmez; özellikle kedilere ait allerjenlerin titizlikle temizlenmeleri gerekir. Araştırmalara göre, evde, kedi çıkarıldıktan aylar, hatta yıllar sonra bile rahatsızlık yaratacak düzeyde allerjen bulunmaya devam eder. Bir araştırmada, kedi evden uzaklaştırıldıktan 5 yıı sonra bile, insanları sensitize edebilecek düzeylerde allerjenln hala evde bulunmaya devam ettiği saptanmıştır. Kedi uzaklaştırıldıktan sonra yapılması gerekenler • Ev iyice havalandırılmalıdır. • Duvarlar, zemin ve diğer yüzeyler yıkanmalıdır. • Halılar toplanmalıdır. • Şilte ve yatak takımları özel kılıflarla kaplanmalıdır. Hayvan evden çıkarılamıyorsa neler yapılmalıdır ? Hayvanından vazgeçemeyenler şunları yerine getirmelidirler: • Hayvanın hareket alanları sınırlanmalı, evin sadece bir odasında ya§amasına izin verilmeli, hele yatak odasına kesinlikle alınmamalıdır. • Hayvan girmese bile yatak odasının kapısı daima kapalı tutulmalıdır. • Allerjenlerin çok bulunduğu halı, kumaş mobilya .. gibi eşyalar mümkün olduğunca azaltılmalıdır. • Zemin ve açık yerler sık sık nemli bezlerle ve emiş gücü yüksek HEPA filtreli süpürgelerle temizlenmelidir. • Ev her gün havalandırılmalıdır. • HEP A filtreli hava temizleyici aletlerden yararlanılabilir. • Kedi haftada bir yıkanmalı veya ıslak bir bezle silinmelidir. Çok sık yıkanan hayvanların derilerindeki doğal lipit tabakası ve koruyucu yağlar soyulup dökülür ve hayvanın derisinde daha fazla kabukla§maya neden olur. • Hayvanın derisine sürüldüğünde allerjenleri azaltabilen ürünler de (Alerpet-C sprey, acepromazine ... gibi) vardır. Parası çok olan bunları da deneyebilir. • Hayvanın temizliği (taranması, fırçalanması ... ) ev dışında ve başka biri tarafından yapılmalıdır. Hamam böcekleri Evlerimizin istenmeyen misafirleri olan hamamböcekleri, ev içindeki allerjenlerin önemli kaynaklarından biridir. Evcil hamam böceği türlerinin başlıcaları: • Blatella germanica ve • Blatella americana'dır. Hamam böceğine ait bazı allerjenlerle (tropomyosin) ev akar ları ve karidese ait olanlar arasında yapısal benzerlikler vardır. Bu yaratıklar, eski binalarda, mutfakta ya da yiyeceklerin saklandığı odalarda, rutubetli ve güneş görmeyen yerlerde daha yoğun olarak yaşarlar. Allerjerıler, böceğin vücut parçalarında, dışkısında, tükrüklerin de ve diğer salgılarında bulunur. Evakarlarına allerjisi olanların %50 kadarında hamamböceklerine ait antijenlere karşı allerji vardır. Hamamböceği allerjisi, gecekondularda ve kalabalık evlerde yaşayanlarda ve düşük sosyo-ekonomik tabakada daha fazla görülür. Bunların, allerjik nezleye de, astı ma da neden olabilecekleri gösterilmiştir, Fareler Fare allerjerıleri, daha ziyade mesleksel olarak karşılaşılan allerjenlerdir ve laboratuvar çalışanlarında mesleksel astıma neden olduğu bilinir. Yakın zamanlarda USA'da yapılan bir araştırma bunların, düşük miktarlarda da olsa araştırılan evlerin %95'inde en azından bir odada bulunduklarını ortaya koymuştur. En yüksek allerjen miktarları mutfaklarda ve hamamböceği enfestasyonu olan odalarda saptanmıştır, İncelerı çocukların %18'inde fare allerjenleri ile deri testi pozitif bulunmuştur, Pozitiflik oranı, atopik yani başka allerjenlere de pozitif reaksiyon gösteren çocuklarda ve yüksek allerjen düzeyi saptanan evlerde yaşayanlarda daha fazla bulunmuştur Önlemler • Tüm ev ve bina pestisit ismi verilen kimyasal böcek zehirleriyle ilaçlanmalıdır. Çocuk ve evcil hayvanların bu maddelerle temas etmemeleri için gereken önlemler alınmalıdır. • ilaçlamadan sonra, ölü böcekler ve bunların artıkları çok iyi bir şekilde temizlenmelidir. • Evlerde böceklerin girebilecekleri delikler kapatılmalıdır. Bu amaçla, duvar, yer; kapı ve pencere kasalarındaki çatlak ve delikler tamir edilmeli, boruların etrafı macunlanmalıdır. • Evin sadece bir yerinde yemek yenmeli, yiyecekler oturma odası, yatak odası ... gibi diğer yerlere götürülmemelidir. • Yiyecek, içecek ve artıklar açıkta bırakılmamalı, bulaşıklar hemen yıkanmalıdır. Dolap ve çekmeceler düzenli olarak temizlenmelidir. • Evcil hayvanların yiyecek ve su kapları da açıkta bırakılınamalıdır. • Çöpler ağzı kapalı kutularda saklanmalıdır. • Evin nemliliği fazla olmamalıdır. • Kesekağıdı. karton kutu, boş şişe ve kova ... gibi hamam böceklerinin sık olarak bulundukları ortamlar ev içinde bulundurulmamalıdır . • Şilte ve yastıklar plastik kapla kaplanmalıdır. POLENLER Polenler. Bazen, çiçeklere dokunduğumuzda savrulan renkli bir toz bulutu gibi gördüğümüz. Bazen, gökyüzünde pamuklar gibi uçuşurken seyrettiğimiz. Bazen, bir yağmurdan sonra bir kenarda toplaşan sarı bir toz kümesi olarak gözümüze çarpan Polenler, yani çiçek tozları Burnumuz aktığında ... hap§ırdığımızda Gözlerimiz sulandığında ... kızardığında Derimiz kabardığında, kaşındığında ... Öksürdüğümüzde ... nefesirniz tıkandığında ... göğsümüz hırıldadığında ... suçladığımız ... §u çiçek tozları ... Polenler Polen nedir ? Polen ya da halk arasındaki ismiyle çiçek tozları, tohumlu bitkilerde erkek organların başcık kısımlarında bulunan erkek döl hücreleridir.

Bitkinin genetik bilgisini içeren polenler, yuvarlak ve ya elips şeklindedirler. Bitkilerin üremeleri için polenlerin aynı türden diğer bitkilere taşınmaları gerekir. Bu taşırıma böceklerle veya rüzgarla olur. Bazı bitkilerin kokulu, parlak ve nektarlı polenleri vardır. Arılar ve böcekler tarafından taşınan ve çapları ortalama olarak 100 mikron olan polenler allerji bakımından o kadar önemli değildir. Çünkü, bunların hem sayıları azdır, hem solunum yollarına giremeyecek kadar büyüktürler ve hem de yapıları balmumu gibi olduğundan, bir böceğin ayağına veya bir bitkinin yüzeyine kolayca yapışırlar ve atmosfer havasına karışmazlar. Allerjik hastalıklar bakımından asıl önemli olanlar, 20-60 mikron büyüklüğündeki, rüzgarın etkisiyle çok uzak mesafeIere de taşınabilerı polenlerdir. Bu boyutlardaki polenler, rüzgar, yağmur, kuruluk, nem ... gibi meteorolojik faktörlerin etkisiyle birkaç mik Tonluk çok daha küçük taneciklere parçalanırlar. Akçaağaç, diş budak, ıhlamur gibi ağaçların, hem böceklerle taşınarı büyük polenleri ve hem de rüzgarla taşınarı küçük polenleri vardır. Polenler, kapı ve pencerelerden, hatta pencerelerdeki teller den geçerek evlerimizin içine kadar girebilirler, fakat oda içinde hiçbir zaman dış atmosfer havasındaki kadar çok polen bulunmaz. Polenlerin yapısı Polenlerin ekzin ve intin olarak iki dış tabakası ve sitoplazma olarak bilinen iç tabakaları vardır. En dıştaki ekzin tabakası ısıya asitlere dirençlidir, fakat selüloz içeren intin tabakası ısı ve asitten etkilenir. Polenlerin yüzeylerinde ekzin tabakasının ineeldiği yerlerde por ismi verilen küçük delikler vardır. İntin tabakasındaki enzimlerin dışarıya çıkması bu porlar sayesinde olur. Her bitkinin kendine özgü polen zamanı vardır Bitkilerin türlerine göre polen zamanları farklıdır. Mesela hem yaprak döken hem iğne yapraklı ağaçlar ilkbaharda, otlar ve çiçeklerin çoğu haziran ve temmuz aylarında polen yayarlar. Geç açan ağaçlar ve yabani otlar ise yaz sonunda polen verirler. Ülkemizde, bölgelere göre farklılıklar olmakla beraber atmosferde en çok polen bulunan dönem nisan haziran aylarıdır. Sıcak iklimlerde, polen mevsimi 8-9 ay sürer. Atmosferdeki polen miktarları yıldan yıla değişiklik gösterir. İsveç'de, huş ağacı polenlerinin atmosferde çok fazla bulunduğu 1993 yılında, polen mevsiminde doğan çocuklarda huş poleni allerjisinin daha çok görüldüğü belirlenmiştir. Her polen aller,ji yaratmaz! Polenlerin allerjik hastalıklara neden olma potansiyelleri farklıdır. Bunu belirleyen dört önemli faktör vardır: • Allerjenite • Polenin boyutları • Solunan havadaki polen miktarı • Polenlerin havada kalma süreleri Allerjenite, bir antijenin duyarlı kişilerde antikor yapımını uyarabilme özelliğidir. Bir polen ne kadar çok IgE yapımına yol Öksürdüğümüzde ... nefesirniz tıkandığında ... göğsümüz hırıldadığında ... suçladığımız ... §u çiçek tozları ... Polenler Polen nedir? Polen ya da halk arasındaki ismiyle çiçek tozlan, tohumlu bitkilerde erkek organların başcık kısımlarında bulunan erkek döl hücreleridir. Bitkinin genetik bilgisini içeren polenler, yuvarlak ve ya elips şeklindedirler Bitkilerin üremeleri için polenlerin aynı türden diğer bitkilere taşınmaları gerekir. Bu taşırıma böceklerle veya rüzgarla olur. Bazı bitkilerin kokulu, parlak ve nektarlı polenleri vardır. Arılar ve böcekler tarafından taşınarı ve çapları ortalama olarak 100 mikron olan polenler allerji bakımından o kadar önemli değildir. Çünkü, bunların hem sayıları azdır, hem solunum yollarına giremeyecek kadar büyüktürler ve hem de yapıları balmumu gibi olduğundan, bir böceğin ayağına veya bir bitkinin yüzeyine kolayca yapışırlar ve atmosfer havasına karışmazlar. ABerjik hastalıklar bakımından asıl önemli olanlar, 20-60 mikron büyüklüğündeki, rüzgarın etkisiyle çok uzak mesafelere de taşınabilen polenlerdir. Bu boyutlardaki polenler, rüzgar, yağmur kuruluk, nem ... gibi meteorolojik faktörlerin etkisiyle birkaç mikronluk çok daha küçük taneciklere parçalanırlar. Akçaağaç, diş budak, ıhlamur gibi ağaçların, hem böceklerle taşınarı büyük polenleri ve hem de rüzgarla taşınarı küçük polenleri vardır. Polenler, kapı ve pencerelerden, hatta pencerelerdeki teller den geçerek evlerimizin içine kadar girebilirler, fakat oda içinde hiçbir zaman dış atmosfer havasındaki kadar çok polen bulunmaz.

Polenlerin yapısı Polenlerin ekzin ve intin olarak iki dış tabakası ve sitoplazma olarak bilinen iç tabakaları vardır. En dıştaki ekzin tabakası ısıya asitlere dirençlidir, fakat selüloz içeren intin tabakası ısı ve asitten etkilenir. Polenlerin yüzeylerinde ekzin tabakasının ineeldiği yerlerde por ismi verilen küçük delikler vardır. İntin tabakasında ki enzimlerin dışarıya çıkması bu porlar sayesinde olur. Her bitkinin kendine özgü polen zamam vardır Bitkilerin türlerine göre polen zamanları farklıdır. Mesela hem yaprak döken hem iğne yapraklı ağaçlar ilkbaharda, otlar ve çiçeklerin çoğu haziran ve temmuz aylarında polen yayarlar. Geç açan ağaçlar ve yabani otlar ise yaz sonunda polen verirler. Ülkemizde, bölgelere göre farklılıklar olmakla beraber atmosferde en çok polen bulunan dönem nisan haziran aylarıdır. Sıcak iklimlerde, polen mevsimi 8-9 ay sürer. Atmosferdeki polen miktarları yıldan yıla değişiklik gösterir. İsveç'de, huş ağacı polenlerinin atmosferde çok fazla bulunduğu 1993 yılında, polen mevsiminde doğan çocuklarda huş poleni allerjisinin daha çok görüldüğü belirlenmiştir. Her polen alleıji yaratmaz! Polenlerin allerjik hastalıklara neden olma potansiyelleri farklıdır. Bunu belirleyen dört önemli faktör vardır: • AIlerjenite • Polenin boyutları • Solunan havadaki polen miktarı • Polenlerin havada kalma süreleri Allerjenite, bir antijenin duyarlı kişilerde antikor yapımını uyarabilme özelliğidir. Bir polen ne kadar çok IgE yapımına yol açıyorsa, allerjenitesi o kadar fazla demektir. Bir maddenin allerjenitesi, kimyasal yapısına bağlıdır çayır polenlerinin allerjiye neden oldukları ilk kez bundan 130 yıl kadar önce Blackley tarafından bildirilmiştir. Blackleyı provokasyon testleri yaparak polenlere maruz kalanlarda allerjlk belirtilerin ortaya çıktığını göstermiştir. Polenlerin hastalık yapma potansiyelleri boyutları ile de yakından ilgilidir. Polenler astıma değil, daha çok allerjik nezleye neden olurlar, çünkü bunların çapı 20-60 mikron arasındadır ve bronşiollere ve alveollere kadar gelebilmeleri mümkün değildir. ABerjik hastalıklara neden olmada, solunan havadaki polen miktarı ve bunların havada kalma süreleri de çok önemlidir. Araştırmalara göre, bir polenin allerjiye neden olabilmesi için bir metreküp havada ortalama 25-50 polen bulunması gerekmektedir. Bir çavdar başağının 4 milyon, orta boy fındık ağacının 600 milyon ve bir çam kozalağının yılda 5 milyondan fazla, tek bir ağacın ise 10 milyardan fazla polen üretebildiğini söylersek, soluduğumuz havada ne kadar çok çam poleni bulunabileceği daha iyi anlaşılır. Ancak, çam po!enlerinin allerjeniteleri fazla olmadığı için bunlara bağlı allerjik hastalıklar oldukça seyrektir. Gösterişli ve renkli bitkilerin daha çok allerjiye neden oldukları sanılır. Mesela, gül nezlesi diye bilinen hastalığa gül polenleri değil aynı mevsimde atmosfere salınan ağaç ve çayır polenleri yol açar. Bazı polenler o kadar büyüktürler ki, havada çok kısa süre kalabilirler ve salındıktan hemen sonra toprağa düşerler. Bu yüzden de hastalık yapma özellikleri hiç yoktur. En çok allerji yaratan polenler

Ülkemiz doğal bitki örtüsü bakımından çok zengindir. Topraklarımızda 9OO0'denfazla bitkinin yetiştiği saptanmıştır, fakat bunların ancak %10 kadarının allerjiye yol açabileceği tahmin edilmektedir. Genel olarak, en çok allerjiye neden olduğu bilinen polenler aşağıdaki bitkilere aittir: Ağaç polenleri: Huş ağacı (Betulae verrucosa) Kızıl ağaç (Alnus

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp