Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi

Obsesif kompulsif bozukluk tedavisi için neler yapılmalı? Sorusuna yanıt olarak obsesif kompulsif bozukluk tedavisi için şifalı bitkiler ve obsesif kompulsif bozukluk tedavisi hakkında faydalanacağınız bilgiler bu makalede yer almaktadır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi Mümkünmü?

Tedavide amaç öncelikle var olan hastalığı tedavi etmek sonra da hastalığın tekrarlamasını önlemektir. Bu amaçla iki tedavi yöntemi kullanılmaktadır:

Seçici serotonin geri alım inhibitörleri kullanmak.Bilişsel davranışçı tedavi uygulamak.Hastaların hastalıkları konusunda kendilerini eğitmeleri çok önemlidir. Tedavinin başlarında bilişsel ve davranışçı tedaviyi oturtmak ve tedavi dozunu ayarlamak amacı ile haftada en az bir kez doktor kontrolüne gitmek gerekir. Hastalık yatıştıkça kontroller seyrekleşir, tamamen düzeldikten sonra da yılda bir kez bile olsa kontrole gitmekte fayda vardır.

İyileştikten sonra belirtiler tekrar başlar ve kognitif davranışçı tekniklerle kontrol edilemez ise, beklenmeyen ilaç yan etkileri görülürse, depresyon, anksiyete bozukluğu gibi başka ruhsal hastalık belirtileri görülürse veya bir yakınını kaybetmek gibi hastalığı kötü etkileyebilecek önemli bir yaşam olayı ile karşılaşılırsa vakit kaybetmeden psikiyatriste başvurmak gerekir.

Hastalığın tedavisi uzun süreli ve hastayı çok zorlayıcıdır. Tedavi süresince hastanın kendi kaygısını kontrol etmesi gerekir ki bu bazen imkansız hale gelebilir. Böyle yorucu bir tedaviyi geçtikten sonra aniden tedaviyi kesmek kesinlikle önerilmez. Tedavinin seyri sırasında tedavi ile ilgili sorunlar ortaya çıktığında bunun doktor ile paylaşılmasında fayda vardır.

HASTA YAKINLARINA DÜŞEN GÖREVLER NELERDİR?

Bu hastaların kendi hastalıkları konusunda genelde iç görüleri yoktur. Bu nedenle bu hastalarla yaşayan kişilere çok iş düşmektedir. Bu hastalığın aslında tedavi edilebilir olduğunu anlatmak ve doktora gelem konusunda bu hastaları ikne etmek genelde yakınlarına düşmektedir. Hastalığın tedavisi yorucudur ve hastayı oldukça gerginleştirir, bu dönemlerde hastanın yanında olmak ve destek vermek çok önemlidir. Belirtileri tartışarak düzeltmek mümkün değildir.

Hastalar zaten bu düşünce ve davranışın saçma olduğunun farkındadır, onlarla bunu tartışarak üzerlerine gitmek hastanın sıkıntısını artırmaktan başka işe yaramaz. Bunun yerine onları anladığınızı ve yanlarında olduğunuzu belirterek destek olmak tedavinin seyri açısından oldukça olumludur.

Davranış tedavisinde amaç takıntılı düşünceleri ortadan kaldırmak değil hastanın bu düşüncelerle barışık yaşamasını sağlamaktır. Örneğin çöp bidonunun yanından geçerken eline kir bulaştığını düşünerek defalarca elini yıkayan bir hastaya “hayır kir bulaşmadı” demek yerine “eline kir bulaşıp bulaşmadığına karar vermek için çaba harcamamalısın, kir bulaştığını kabul etsen bile elini tekrar tekrar yıkamamak için direnmelisin” düşüncesi aşılanır ve hastanın bunu başarması istenir. Bu nedenle hasta yakınlarının bu düşünceye uymayan yaklaşımları tedaviyi zora sokmaktan başka işe yaramaz. Bu tür yaklaşımlar OKB beliritlerinin artmasına sebep olabilir.

Aile içi sorunlar bu hastalığın sebebi olmaz ancak çoğu zaman hastalığın belirtileri aile içinde sorunlara neden olur. Bu hastalık pek çok hastalıktan daha fazla hasta yakınlarını rahatsız eder. Örneğin yıkanma obsesyonu olan bir hasta gün boyu banyoyu işgal ettiği için, hasta yakınları banyoyu kullanamaz hale gelebilir, veya dışarıdan kir bulaşacak diye obsesyonları olan bazı hastalar sadece kendileri değil ailenin diğer fertlerini de bazı davranışlar yapmaya zorlayabilirler (örneğin dışarıdan gelir gelmez soyunup banyo yapmak gibi).

Bu nedenle tedaviye gelindiğinde çoğu zaman hasta yakınları da hastalar gibi yorgun ve tükenmiştir. Yakınları OKB tedavisi gören kişilerin zaman zaman tedaviyi yapan doktoru ziyaret ederek tedavinin seyri konusunda bilgilendirmesi ve ne yapacakları konusunda bilgi alması oldukça faydalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp