migren tedavisi için kullanılan ilaçlar

Migren Tedavisi

İlit, Morıtmorilonit
 
• Dönüşümlü olarak alnınıza ve ensenize soğuk lapa uygulayın, ısınmaya başlar başlamaz değiştirin.
 
• Şakaklarınızı lavanta yağıyla losyonlayın ve çayırmelekesi çayı için.
 
• Sıcak ayak ve el banyosu yapın, suya bir çorba kaşığı deniz tuzu ekleyin.

Migren tedavi edilebilir bir hastalıktır ama bir mit gibi toplumsal bilince yerleşmiş olan “Migrenin tedavisi yoktur, onunla yaşamayı öğrenmek gerekir” düşüncesinin dışına çıkmak çok zordur. Migrenli hastalar, anneleri, çocukları, çevresindekiler migrenden kurtulamadıkları için yaşamdaki pratik karşılığı da bu durumu doğrulamaktadır. Migrende en yaygın kullanılan ilaçların etkisi olsa da geçicidir. Yaşam içinde migren azalsa da bu kişinin kendi gelişimi içinde olmaktadır. Yaşam boyu migreni durduran bir ilaç yoktur.

Hasta her zaman çare arar, ağrısından kurtulmak ister ama migrenden kurtulamayacağına da inanmıştır. Bu çelişkili durumu aşmak gerekir. “Ağrı varsa nedeni de vardır” düşüncesi üzerinden geliştirilen tedavi yaklaşımı doğrudan nedenlere yönelir. Her türlü migren için nedenler bulunur ve nedenler düzeltilince migren de düzelir.

Migrenin nedeni stres, hormonlar, lodos ya da bazı yiyecekler olarak düşünülürse de migren tedavi edilemez, onunla yaşam öğrenilmeye, yaşamda kısıtlama ve kontroller yapılmaya çalışılır. Migrenin nedeni çevresel faktörler değildir. Migren tamamen bedenin bio-elektriksel sistemi ile ilişkilidir. Çevresel faktörler sadece migreni tetikler.

Migrenin bio-elektriksel bir hastalık olduğu unutulmadan çare olarak sunulan yöntemlerin etkisi sorgulanmalıdır. İlaç dışı tıp içinde yer alan bilimsel yöntemlerin (nöral terapi, akupunktur, hipnoz…) etkinliği ilaçlardan çok çok fazladır. Etkinliği en yüksek tedavi neden yönelik tedavidir. Böylece her migrenin nedeni bulunup çözülebilir.

Migren İçin Civanperçemi

Latince ismi : Achillea millefolium Diğer isimleri : Binbiryaprak, Yaşlı Adam Biberi, Asker Yarası, Şövalye Binyaprağı, Bin ot, Burun kanaması, Marangoz Otu, Kan değeri, Sağlam Ot.

Yetiştiği yer

Civanperçemi, yıl boyu süren, Avrupa ve Asya’nın yerel şifalı otudur. Kuzey Amerika’da ve dünyanın diğer tüm ülkelerinde kabul görmüştür. Civanperçemi çok yaygın olarak yol kenarları boyunca, eski alanlarda, çayırlarda, doğudaki meralarda, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Kanada ‘da bulunmaktadır.

Yetiştirilişi

Civanperçemi, verimsiz topraklarda bile kolaylıkla yetiştirilir. Kuru toprağı, güneş gören bir şekilde yerleştirmeniz tavsiye edilir. Bu bitki çok iyi bir dosttur.

Civanperçemi 10 – 20 inç yüksekliğinde büyür, tek dallıdır, lifli ve tüylüdür. Birbiri ardına sıralı olan yaprakları 3 – 4 inç uzunluğunda ve 1 inç genişliğindedir. Tabanındaki göbeği daha geniştir, dalını kavrar. Yaprak şekli, çok parçacıklar halinde aşk merdiveni gibi kesik kesiktir. Yaprakları koyu yeşildir üstü tüylerle kaplı bir görüntü verir. Çiçekleri, çeşitli ve üzeri düz demetler halindedir, beyaz çiçeklerinin tepeleri küçük ve pek çok kalabalık çiçekten ibarettir. Minicik olan çiçeklerinin her biri papatyayı andırır. Tüm bitki daha çok veya az tüylüdür, beyaz çiçekli olanın tüyleri ipek gibidir. Çiçekleri Mayıs – Ağustos arası açar. Dalı büzgülüdür, yaprakları ve çiçeği açar ve kuruduktan sonra şifalı ot olarak kullanılır. Kuru olan bu şifalı ot baharat olarak ya da tat vermek için yenilebilen bir bitkidir, adaçayı gibi keskindir.

Özellikleri

Civanperçemi ilaç gibi kullanılabilen, çok değerli bir şifalı ottur. Birçok bilimsel kanıtıyla alternatif tıpta, bir antiseptik *( cilde ve dışarı açılan boşlukların mukozasına dıştan uygulanarak kullanılan antimikrobik madde), antipasmodik *( spazmı önleyen veya yok eden madde), astrenjan *( vücutta yumuşak dokuların kasılmasını sağlayan, kanamayı ve salgılamayı kontrol altına alan madde), karminatif *( mide ve bağırsaklardaki aşırı gazı yok eden madde), diyaforetik *(terlemeyi arttıran madde), sindirimi kolaylaştırıcı, uyarıcı *( psikiyatride; beyin ve sinir sisteminin işlevini hızlandıran kimyasal madde), tonik ve vazodilator *( damar düz kasını gevşeterek damarı genişleten) olarak kullanılır. Civanperçemi, soğuk algınlığı, kramplar, ateşlenmeler, böbrek düzensizlikleri, diş ağrılarına karşı, tahriş olmuş cilde, kanamalar ve kadınların adet dönemini düzene sokmak için kullanılır. Safra akışını uyarıcıdır ve kanı temizler. Şifalı çayı, şiddetli soğuk algınlıkları ve gripler için, mide ülserleri için, mide krampları, apseler, travma ve kanamalar için ve iltihap azaltıcı olarak kullanılan çok iyi bir ilaçtır.

Bir aromatik çaya : 1 çay kaşığı kurutulmuş otu 1 fincan kaynamış suya ekleyin, tadını tatlılaştırmak için 10 dakika demlemeye bırakın. Yatma vaktinde alınız. Kandil çiçeği, bindir yaprak otu adlarıyla da tanınan civanperçemi bitkisi, özellikle kadınlar için vazgeçilmez bir yardımcıdır.

Reçete

Hem bitki uzmanı hem de bir rahip olan Kneipp yazılarında civanperçemi için söyle der; “arada sırada da olsa, hanımlar ona el atsalardı pek çok hastalığı çekmemiş olurlardı.”

Bu bitki, bayanların sancılı ve depresif gecen regl dönemlerinde, menopoz öncesi ve sonrası çekilen rahatsızlıklarda çok etkilidir. Ayni zamanda kadınların üreme organları için de pek çok faydası vardır. Rahim kanseri, çeşitli rahim rahatsızlıkları, yumurtalık iltihaplarında içilen civanperçemi çayları çok yararlıdır. Miyomlar ve beyaz akıntılar için, yarım banyolar tavsiye edilebilir. Yarım banyo için; 100 gr civanperçeminin yaprak ve çiçekleri tam olarak geceden soğuk suyun içine konur. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılıp, banyo suyuna ilave edilerek kullanılır. Yalnız banyo sırasında böbrek bölgesi suyun dışında kalmalıdır. 15 k. suda kalınır banyo sonrası kurulanmadan havluya sarınarak bir saat kadar dinlenilir.

Migren Belirtileri

Migren belirtileri; ön belirtiler (haberci belirtiler), aura ve atak sırasında görülen belirtiler olarak 3’e ayrılmaktadır.

Ön Belirtiler: Migren atağından 1-2 gün öncesinde kabızlık, depresyon, aş erme, hiperaktivite, sinirlilik hali, boyun ağrıları ve kontrol edilemeyen esneme gibi öncü belirtiler görülebilir.

Bu belirtiler bazı kişilerde belirgin bir şekilde görülürken, bazıları migrenin bu aşamasını net belirtiler olmadan geçebilir.

Aura: Aura, migren öncesi “atmosfer” olarak tanımlanabilir. Hem migren öncesinde, hem de migren sonrasında ortaya çıkabilen aura, ışığa ve sese/gürültüye duyarlılığın artması, flaş şeklinde ışık patlamaları, hareket ve konuşma kabiliyetinde bazı değişimler görülebilir.

Aura aşamasının diğer belirtileri, kol ve bacaklarda sanki iğne batırılıyormuş gibi ağrılar ve görüş kaybıdır. Görüş kaybı görüntünün bir kısmının bulanıklaşması, görüntü üzerinde noktalar şeklinde bulanık noktalar, görüntünün zig-zag şeklinde deformasyonu olarak meydana gelebilir.

Aura her migren hastasında görülmez ve migren “auralı ve aurasız” olarak 2’ye ayrılmaktadır. Bazı migren hastalarında sadece aura aşaması görülür ve aurayı takip eden baş ağrısı yaşanmaz.

Atak: Migren atağı sırasında başın tek (ağrılar daha çok başın tek tarafında görülür) ya da her iki tarafında ağrılar meydana gelir. Ağrı genellikle zonklama şeklindedir.

Atak sırasında ışığa, sese ve bazen kokuya karşı hassasiyet gelişebilir. Bu dönemde mide bulantısı ve kusma sık görülür. Görüş bulanıklaşarak, baş dönmesi ve göz kararması yaşanabilir.

Eğer migren tedavisi görmüyorsanız bu ataklar 3 gün kadar sürebilir.

Migren Nedir

Migren, çoğunlukla ataklar halinde gelen bir baş ağrısı tipidir. Ataklar 4 saatten 72 saate kadar değişen uzunluklarda olabilir. Kişi ataklar arasında kendini tamamiyle normal hisseder, ancak bir sonraki atağın endişesi içindedir. Eskiden "sadece bir baş ağrısı tipi" olarak görülen migren, artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir.

Migren ağrısı genellikle orta şiddette ya da şiddetlidir ve kişinin normal aktivitelerini engelleyebilir, hem migren yakınması olan kişinin hem de yakınlarının yaşam kalitesini bozabilir. Baş ağrısı zonklayıcı ya da nabızla birlikte atan şekilde hissedilebilir ve başın tek bir yanında yerleşebilir. Bulantı, kusma, ışığa veya sese karşı hassasiyet baş ağrısına eşlik edebilir.

Migren kadınlarda erkeklerden daha sık görülür; kadınlarda %18.6 ve erkeklerde %6.5 oranında görülmektedir. Yapılan çalışmalarda bir hekim tarafından tanı konulmamış olan migren hastası oranının kadın hastalarda %59'a, erkeklerde ise %70'e ulaştığı gözlenmektedir.

Birçok kişide ağrı ve diğer semptomlar o kadar şiddetlidir ki, sadece karanlık bir odada yatıp uyumak isterler. Bu da günlük yaşantıyı aksatır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp