Metabolik Komplikasyonlar

Metabolik Komplikasyonlar

Diabetin bu yönüne girmeden önce, kısaca şeker hasatçılığının kimyasından bahsetmek gereklidir.

Diabetik bir bünyede kimyasalolayların oluşumunda etkili birçok madde vardır. Bunlar içinde glikoz, Aseton,Serbest yağ asidieri, lnsülin ve glukagon acil komplikasyonların meydana çıkışında etken olan maddelerdir.

Glikoz veya (dextrose):

Canlıların damar yatağında ve dokularında bulunan şekerdir. Meyvelerde az miktarda bulunur. Pancar' ve şeker kamışında bulunan Sakkaroz'un bir kısmı glikoz bir kısmı ise früktozdur. Glikoz Benedict ayıracını portakal rengine, şeker tayin edilen enzimatik

ayıraçların rengini de yeşil maviye çevirir.

Fruktoz (veya levüloz):

Çok az miktarda insan bünyesinde mevcuttur. Fakat esas kaynağı meyvelerdir. Bunlar organizmada % 30 nisbetinde glikoza dönüşürler. Benedict çözeltisi ile hafif portakal rengine dönüşüm yapar, fakat

enzimatik metodlarla hiçbir reaksiyon vermezler.

Sakkaroz:

Şeker kamışı ve pancar şekeridir. Sindirim sistemin parçalanarak glikoz ve fruktoz haline döner. Sakkaroz halinde Iken şeker tayininde kullanılan ayıraçların hiçbiri ile reaksiyon vermez.

Keton cisimleri (yani Aseton, Aseto-asetik asid, Beta-oksibütlrik asid).

Bu maddeler yağların parçalanma ürünleridir, Diabetik bir organizmada insülin noksanlığına bağlı olarak glikoz yanamaz ve enerji temin için yağlar ilpollze uğrayıp serbest yağ asidlerl haline dönerler. Serbest yağ asidileri de karaciğerde toplanarak yukarda bahsedilen keton maddelerine parçalanır ve kanda toplanırlar. Bunlar organizma için zararlı ve toksik maddelerdir.

İnsülin:

Protein tabiatında olan bu hormon pankreas guddesi tarafından yapılır. 51 amino asidden meydana gelmiş ki zincirden oluşur. Insülin anabolizan etkili olup organizmayı yenileyen ve onaran hormonlardandır. Insülin organizmaya giren karbonhidratların parçalanmasını, yanan ürünlerin zararsız halde dışarı atılmasını ve bünye için gerekli olan enerjiyi temin eden bir hormondur. Ayrıca yağların yanma ve parçalanmasına, depolanmasına protein yıkılmasının önlenmesine etkili tek hormondur.

Glukagon:

Protein tabiatında olan bu hormonda pankreas guddesi tarafından yapılır. Kan şekerini yükselten şeker düşmesini önleyen bir hormondur. Bu hormonun insülinle dengeli bir çalışması vardır. ikisi arasındaki bu dengenin bozulması karbonhidrat yani şeker metabolizmasında değişikliklere sebep olur. Bugün acil kan şekeri düşmesine bağlı koma ve kollaps hallerinde glukagon kan şekerini yükseltmek içln damar yolu veya adaleden kullanılmaktadır.

Serbest Yağ Asidieri:

Kolesterol ve lipidler gibi serbest yağ asidieri de gıdalarla alınan yağların depolanmadan önceki safhasında veya depolardan salındıktan sonraki devrede (lipoliz) e kanda bulunan yağ ürünleridir. Serbest yağ asidierinin kanda artması, dokularda glikozun kullanılmasını önleyici bir etki yapar. Eğer insülin eksikliğinde buna eklenirse hem glikoz kullanılamaz, hem de yağlar toplanır, ve bunun neticesi olarak daha önce bahsedilen keton cisimlerl dediğimiz (aseton) ve benzeri maddeler kanda artar. Bu bakımdan diabetik bünyenin yetersizliğini gösteren önemli elemanlardan biride yağ asidieridir.

Diabetin Metabolik, Acil Komplikasyonları:

Bunları üç gurupta toplamak mümkündür. Ayrıca diabetin bir komplikasyonu olmayıp, diabet seyrinde görülebilen iki durumu da buna ilave edebiliriz.

1 - Keto-asidoz,

2 - Hiperglisemik diabet koması,

3 - Hiperosmolar non-ketetik koma,

4 - Hipoglisemi koması,

5 - Laktik Asidozis ve Kornası.

KETO-ASİDOZ TABLOSU

Diabetik bir organizmada insülin eksikliği az veya çok derecede vardır. Metabolik olaylarda anahtar görevi olan

insülin noksanlığı, gıda yoluyla alınan glikozun kullanılmasını önler. Dokularda ve kanda glikoz birikmeye başlar.Glikozun yanmaması organizma için gerekli olan enerjiyi

başka yoldan aramak zorunluğunu ortaya çıkarır ve bu arada yağ depolarından yağlar salınmaya, karaciğerde toplanmaya başlar, bunların bir kısmı keton cisimleri denen ve

önce anlatılan maddelere dönüşmeye başlar. insülin eksikliği diğer taraftan da proteinli maddelerin parçalanıp glikoz haline dönüşmesine (Glikonegenez) yol açar. Bu şekilde organizmada fazla miktarda glikoz, yağ ve aseton ve benzeri maddeler toplanmaya başlar. Keton cisimlerinin kan düzeyinde artışları ve bu artışla birlikte hastanın klinik tablosunda husule gelen değişiklikler kan PH'nın asid

tarafa kaymasına sebep olur.

Asidoz tablosu şu belirtilerle meydana çıkar:

Hastada devamlı su içme ve susuzluk hissi vardır.Kanda artan glikoz ve asidli maddelerin atılmasını temin bakımından devamlı bir diürez (osmotik idrar artısı) başlar. Hasta içtiğinden daha fazla idrar çıkarır. Atılan idrarla birlikte şeker, üre, ve aseton da dışarı atılır. Ve bu de

hidratasyon denen vücudun su ve tuzlarının eksilmesiyle ortaya çıkan bir tablo yaratır. Tansiyon düşmesi, halsizlik, adale yorgunlukları ve ağrıları, karın ağrıları bazen de sırt ve yan ağrıları buna eklenir. Su ve elektrolitlere (tuzlar ve Madenler) kaybeden dokularda kurumaya bağlı olarak sürtünme ağrı ları çok olur ve bu devrede yanlış teşhis ile hastaların çoğu apandisit, mide perforasyonu, safra iltihabı veya taşı şüphesi ile ameliyata sevk edilirler. Bunun için diabetli bir hastanın kan şekerinin çok yüksek olduğu, asidozunun bulunduğu devrede ameliyattan önce muhakkak 6 saat süre ile asidozu ve kan şekerini düzeltici tedavi denemeli ondan sonra ameliyat kararı vermelidir.

Asidoza götüren sebepler nelerdir?

Asidoza ve onun neticesi olan koma sebepleri başında insülin eksikliği gelir. Bu durum yeni teşhis edilmiş bir diabetlide hastalığın ağır bir şekilde meydana çıkışıdır. Veya insülin ihtiyacı olan diabetli gerekli insülini almamıştır. Bir üçüncü ihtimal de insülin ihtiyacını artıran bir faktör araya girmiştir.

İhtiyacı artıran faktörler, dieti bozma, ateşli hastalık,ileri derecede sinirsel ve ruhsal bozukluk, travma, ameliyat, gebelik gibi durumlardır.Asidoz ve ketoz tablosu organizma için bir Intoksikasyon (zehirlenme) halidir. Kanda ve dokularda artan bu maddeler ve onların ürünleri önce beyin dokusunu sonra karaciğer ve böbreğin ve daha sonra da bütün dokuların çalışma düzeyini bozarak biraz sonra izah edilecek koma öncesi tablosunu doğururlar. Bu tablonun uzun devam etmemesi, bir an önce eksik olan insülin, kaybolan sıvı ve tuzların tamamlanması ve diabetik organizmanın normal hale döndürülmesi gerekir.Aksi takdirde diabetik koma yerleşir.

HiPERGLiSEMiK DiABET KOMASI

Hiperglisemik diabet koması insülin eksikliğinin bi sonucudur. Bu eksiklik neticesi artan kan şekeri, toplana ve salgılanan yağlar ve yağ ürünleri, parçalanan proteinlerin ara ürünleri ve asid maddeler ile azotlu maddelerin (Üre ve benzerı) kanda çoğalması koma tablosunu hazırlayan faktörlerdir.Koma dendiği zaman bellek (hafıza) kaybı ile şahsın kendini kaybetmesi ve derin bir uykuya dalması anlaşılır.

Koma çeşitleri ve sebepleri :

1 - Kan şekerinin düşmesi veya yükselmesine bağlı komalar,

2 - Ürenin yükselmesine bağlı komalar,

3 - Karaciğer yetersizliğine bağlı komalar,

4 - Merkezi sinir sisteminin kanama, tromboz, tümör veya IItihablarına bağlı olan komaları,

5 - Zehirlenmeler esnasında meydana çıkan komalar.

Şeker Yükselmesi Komasının Sebepleri de Şöyle

Sıralanabilir:

A - Jüvenil yaşı ve jüvenil tipi diabetin ilk olarak keto-asidoz ve koma ile meydana çıkışı (Buna neden olarak, ateşli hastalık, aşılar. püperte devrinin harmanai değişimleri travma ve ameliyatlar olabilir).

B - Diabetli bir hastanın ilaçlarını ihmal etmesi, bilhassa insülin kullanan bir kimsenin aniden bunu kesmesi.

C - Organizmada şeker ayarını bozan yaralanmalar,ameliyatlar, yanıklar, doğum ve ateşli hastalıklar, kan çıbanı, antraks (Şiri-pençe), abse, diş iltihabı ve kisti gibi, Bu sebeplerden ötürü kan şekerlnin aniden yükselmesi ve ona parelelolarak kanda aseton, yağ asidierinin artması biraz sonra tarif edilecek klinik tabloyu meydana getirir.

Diabetik hipergliseml komasında, komayı meydana getiren ASETON ve benzeri maddelerin artmasına yukardaki nedenlerden başka sunlarda yol açarlar. Fazla yağlı bir

rejimle beslenmek, uzun süre aç kalmak (açlık asetonu)aşırı vücut hareketleri ve egzersizler, uzun süre soğukta kalmak, hipofiz bezinin büyüme hormonunun aşırı salqılan

ması, böbrek üstü bezinin salgıladığı kortizon ve benzeri hormonların aşırı salınımı veya kullanılması ile tiroid bezi bozukluğu (hipertiroidi) nedenler arasındadır.

insülin eksikliğinin doğurduğu kan şekeri yükselmesine yukarda sayılan faktörlerin de ilavesi komayı kolaylaştıran faktör olarak karşımıza çıkar.Diabetik komanın bulgularını başlangıç ve yerleşmiş

devre bulguları diye iki kısımda değerlendirebiliriz.

Komanın Başlangıç Bulguları :

- Ağız kuruluğu, hararet, fazla su içme,

- Huzursuzluk, baş ve boyun bölgesinde ağrı zeka ve kavramada azalma,

- ileri derecede halsizlik, iştahsızlık, bulantı,

- Solunum adedinin ve temposunun hızlanması ve

bozulması,

- Cildin kuruluğu, mukozaların kuruluğu,

Ağızda aseton kokusu. idrarda aseton çıkması ve glikozürinin artışı.

Komanın Yerleşme Devrindeki Bulguları:

Yukarıda bildirilen bulgular hasta veya etrafını uyar mamış ve önleyici önlemler alınmamışsa, hasta hiperglisemt koması tablosuna girer.

Bunun bulguları:

- Karın ağrısı, bulantı ve kusma,

- Şiddetli baş ve boyun ağrısı, uykuya meyil ve uyuma,

- Devamlı idrar kaybı, su kaybı ve elektrollt (tuzlar)kaybının sebep olduğu ci lt kuruluğu, cildin esnekliğini kaybetmesi, cılt altı yağ dokusunun yağ ve suyunu kaybetmesi neticesi olarak cildin buruşması, pullanması (tonus veturgor azalması)

- Kanda artan asidli maddelerin beyindeki hayati merkezi etkilemeleri neticesi olarak solunum temposu bozulur. Dakikada 18-20 olan solunum sa)'ısı hızlanıp yavaşlamalar şeklinde değişiklikler ve solunum zorlukları gösterir.

Solunum havasındaki aseton fazlalığı nedeni ile hastanın odasına girilince hemen aseton kokusu (çürük elma veya sarımsak kokusu) hissedilir.

Reflekslerde azalma veya kaybolma (patella, aşil, ve cilt reflekslertj görülür.

Göz küresi basıncı azalmıştır (fazla sıvı kaybına bağlı).Nihayet derin uyku, uyaranıara cevapsızlık ve komayagiriş.Bu şekilde rastlanılan bir hastanın daha önce belirtilen koma şekillerinden ayrılması ve ona göre tedaviye başlanılması gerekir. Bu yönden en önemli ayınca vasıflar

şunlardır. idrarda glikozüri varlığı (şeker çıkması) kan şekerinin çok yüksek düzeylere çıkması (400 mg % üstünde), idrarda aseton varlığı, hastanın su kaybından dolayı kurumuş duruma gelmesi diabet komasını değerlendiren ayırır. Hastanın dlabettk olduğu biliniyorsa ayırmada hipoglisemi (şeker düşmesi) komasını düşünmek gerekir.Bu ikisini ayırmada en önemli araç veya önlem hastaya

serum glikoze (% 30 şekerli serum) vermektir. Eğer hasta hipoglisemi komasında ise bu tedavi ile hemen açılır.Açılmadığı takdirde hiperglisemi koması (şeker yükselme)olduğu anlaşılır. Tedavi bölümünde komaların tedavisi ayrı olarak ele alınacaktır.

HİPEROSMOLAR NON-KETOTİK KOMA

Bu tip koma kan şekeri seviyeleri çok yüksek olmasına (800-1000 mg) rağmen hastada aseton ve diğer keton cisimlerinin bulunmaması ile kendini gösterir. ileri yaş diabetik hastalarda rastlanıldığı gibi, aşağıdaki durumlarda hiperosmoslar non-ketotlk ko maya neden olabilir. Hldan

toin, kortizon ve benzeri ilaçların uzun süre ve kontrolsuz kullanılması böbrek yetersizliklerinin periton dializle (yıkanması) tedavisi, yüksek ateşli hastaların soğutulması (hipotermi) da, ciddi yanıkların tedavisi ile akut pankreatit seyrinde ve diabetes insipidus (şekersiz şeker hastalığı) hastalığında görülebilir.

HiPEROSMOLAR HIPERGLISEMIK NONKETOTIK

KOMA NEDENLERI

1) % 5 - 7 vaka'da spontan olarak

2) Enfeksiyon seyrinde (pnömoni, septisemi)

3) Akut pankreatit seyrinde

4) Serebro - vasküler olaylarda

5) Periton ve hemo-dializ tatbikinde

6) Hipetermide

7) Steroid tedavisi (yüksek doz) kullanımında

8) Thiazid, furosemid, propronolal tedavisinde Şeker hastalarında 60 yaşın üstünde olanlarında çok

lukla görülür. Juvenil tip diabetiklerde çok nadir rastlanır.

Fazla su içme ve fazla yemek yeme vardır. Fakat fazla idrar ekseriya yoktur. Bulantı ve kusma sık rastlanır. İleri derecede dehitratasyon (su kaybı) vardır, cilt ve mukozalar (dudak, dil) kurumuştur. Tansiyon düşüktür. Ateş, taşikardi ve solunum hızlanması vardır. (Fakat hiperglisemi komasındaki gibi atipik Kussmaul solunumu yoktur). Halsizlik, etraflarda (kol ve bacak) hareket ve his kusurları,hatta felce kadar gidebilen bozukluklar ortaya çıkabilir.

Bu komada teşhise götüren en mühim bulgular şunlardır: Kan şekerinin çok yüksek düzeylere ulaşması (80-1000 mg %), kanın osmolaritesinin 350 m/Osrn'ın üstüne çıkması (normalde 285 m/Osm) , kan sodyum değerinin 150 m Eq/L'den daha fazla artması, kanın hematokrit değerinin ve viskozitesinin yükselmesi esas bulgulardır. Çok fazla yükselen kan şekerinin doğurduğu zorunlu diürez ve hipernatremi vücut su kaybının esas sebebini teşkil eder. Bu hastalarda tedavi de üzerinde durulan ve dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlar da bunlardır.Diğer komalardan ayırıcı en mühim farkı keton maddeleri denen aseton ve benzerlerinin yokluğudur. Tedavisi daha sonra tedavi bölümünde anlatılacaktır.

LAKTIK ASİDOZİS VE KOMASI

Laktik asidoz yalnız diabetiklerde görülen bir metaboIizma bozukluğu değildir. Laktik asid, glikozun hücrede parçalanıp organizma için enerji temin etmesi esnasında meydana gelen kimyasal bir maddedir. Bu ara madde normal parçalanma ürünü olarak çok az miktarda husule gelir. Fakat organizma hücrelerinde kimyasalolayları ayarlıyacak kafi miktarda oksijen mevcut değilse laktlk asidbirikimi başlar laktik aşidin normal kan değeri 0.4-1.4 m.MoI/L'dir. Laktik asidoz durumlarında bu 7 m.MoI/L üzerine çıkar. Laktik asidozisli bir kimsede görülen en mühim bulgu, ileri derecede yorgunluk, kol ve bacak ağrıları tansiyon düşüklüğü kanda karbondioksit birikmesi ve keton cisimleri (aseton) artması şeklindedir.

Diabetiklerde uzun süre ve yüksek dozda fenforınin (biguanid) kullanılması yanında barbütüratlar, sülfonamidler, salisilatlar, dietilstilbestrol, klorpromazin ve Antabuse gibi ilaçların uzun süre ve yüksek dozda kullanılmasında laktik asidoz görülebilir.

LAKTiK ASiDOZ NEDENLERi

1) Glikoz, Fruktoz ve pirüvat İ.V. fazla verilmesi

2) Aşırı egsersiz.

3) Aşırı alkol alınması

4) Fazla bikarbonat infüzyonu

5) Hipervantilasyon

6) Biguanid (phenformin) yüksek doz ve uzun süre kullanılması

7)Konjenital metabolik hastalıklarda

Ayrıca bazı hastalıkların seyrinde de laktik asidoz meydana çıkabilir. Bunlar kalp ve akciğer hastalıkları, böbrek yetmezlikleri, pankreatitler, kronik alkolizm, pnömoni ve enfeksiyonlardır.Hastayı çok ciddi bir komaya götüren bu metabolik bozukluğun hemen düzeltilmesi gereklidir. Tedavisi dahasonraki bölümlerde anlatılacaktır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp