Kekemelik Nedenleri

Kekemelik Nedenleri

Kekemelik Nedenleri, Kekemelik; tutukluk, bir sözcüğü ya da sesi yineleyerek duraklama, kimi sesleri uzatma ya da patlatma nedeniyle konuşmayı olağan ritim ve akıcılığıyla sürdürememe durumudur. Bazen bunların yanında, birtakım yüz, el, kol ve vücut devinimleri gibi belirtiler de konuşmanın ritim ve akıcılığında iletişim bozukluğuna eşlik eder.

Kekemelik Nedenleri


Kekemelin nedenleriyle ilgili birçok farklı görüş ortaya atılmıştır.

Yapısal nedenli bir problem olduğunu düşünenlerin yaptığı araştırmalara göre kekeme kişilerin soyunda kekeme kişiler vardır.
• Solaklık kekemeler arasında daha çoktur.
• Kekemelik ikiz doğum yapan ailelerde ikiz doğum olmayan ailelerden daha fazla görülür. Yine, ikiz doğum kekeme olan ailelerde kekeme olmayan ailelere oranla daha fazladır. Yani ikizler arasında kekemelik daha çok görülür.
• Kekemelerin dil gelişimleri incelendiğinde “gecikmiş konuşma” problemi görülür.
• Kekemeler arasında sinir sistemini etkileyecek biçimde uzun süren ateşli hastalık geçirenlerin sayısı oran olarak fazla görülmektedir.

Kekemelik öğrenilmiş bir davranıştır görüşünü savunanlar; kekemeleri bir küme olarak, kekeme olmayanlardan ayrı gören ya da gösterenlere karşıdırlar. Bu görüştekilere göre kekemelerle kekeme olmayanlar arasında küme olarak kalıtım, fizik gelişim, sağlık gelişimi, zekâ ya da kekemeliğe neden olabilecek tek etken yönünden hiç bir ayrıcalık yoktur. Kekemelik öğrenilen bir davranıştır. Aslında konuşmanın kendisi öğrenilen bir süreçtir.
Kekemeliğin soy kovalaması onun kalıtsal olduğunu göstermez. Zaten soy kovalanması da ileri sürüldüğü kadar yüksek değildir. Aynı ailede görülen kekemelik olgularının nedeni, genlere bağlı kalıtsal olmaktan çok, geleneksel bir hal olmasındandır.

Kekemelik bir kişilik bozukluğudur görüşünü savunanlara göre Kekemelik benlik ve rol çatışmasıdır. Kekeme, kekeleyerek konuşmakla düzgün biçimde konuştuğunda doyuramadığı birtakım ruhsal gereksinmelerini doyurmaktadır. Kekemelerde belirli bazı kişilik özellikleri vardır. Bebeksi, zorlayıcı, çekingen, endişeli, güvensiz, bağımlı, yalnız, utangaç gibi sıfatlardan biri ya da birkaçı ile tanımlanabilecek kişilik özellikleri gösterir kekemeler.

Bir direniş belirtisi olarak kekemelik görüşünde olanlar insanoğlunda değişikliğe karşı bir direnmenin var olduğunu savunurlar. İnsan, organizma olarak, kendini bir önceki duruma alıştırmıştır. Önceki durum değişse, etkisi ortadan kalsa bile, organizma bir süre onu hissetmeye devam eder. Trenle uzun bir yolculuk yapan kişinin trenden indikten sonra, bir süre yine kendisini trendeymiş gibi hissetmesi bunun örneklerinden biridir. Heyecanlı bir olayla karşılaşan kişinin olay yerinden ayrıldıktan sonra bir süre sonra hala aynı heyecanı duyması da diğer bir örnektir. İnsanın günlük yaşamında bu gibi etkiler çoktur. Fakat çoğunlukla bu gibi durumlar vardır ki etkisi ve direnme uzun sürer. Duygusal gerginlik ve kaygılar bunlar arasındadır. Eğer birey direnmeye neden olan bir durumun etkisi altındayken konuşmaya zorlanır ya da kişi kendini konuşmak için zorunlu hissederse, direnme etkisini onun konuşmasında gösterir. Yani direnme ve tepki, konuşmada irkilme, tutulma, yineleme ya da uzatma biçiminde ortaya çıkar.

Kekemelik Tek Bir Nedene Bağlanmaz

Yukarıda açıklanan görüşlerin hepsinin doğruluk payı vardır. Bunların birini kabul edip diğerlerini atmak ya da onlara karşı gelmek olanaksızdır. Neden bireyden bireye değişir. Bazen bir, bazen birden fazla neden bulunabilir kekemelikte. Bu görüşün başını çekenlere göre kekeme çocuklar, duygusal çatışmalar olan bir geçmişe; olağan sayılabilecek tutukluğu kekemelik diye tanılayan-damgalayan bir bünyeye; konuşmalarının akıcılığını engelleyen bir çevreye ve sınırlı hoşgörüye sahiptirler.

Kekemelik Hangi Yaşta Ortaya Çıkar?

Kekemelik genelde dil gelişiminin erken dönemlerinde ortaya çıkar (2-6 yaş). Kekemeliğin ortaya çıkma yaşı bazı durumlarda okul çağına, nadiren yetişkinliğe rastlamaktadır. Kekemelik toplumda %3 oranında görülmektedir. Erkeklerde kadınlara göre 3-4 kat daha fazla görülmektedir. Kentsel kesimlerde kırsala göre daha çok gözlemlenmektedir. En çok 2-6 yaşları arasında gözlenmekte olup ortalama başlangıç yaşı 5 yaş civarındadır.

Kekemeliğin Dönemleri


Gelişimi içinde kekemelik belli bazı dönemlerde ayrılıp incelenebilir. Çoğunlukla kabul edilen “birinci dönem kekemeliği” ile “ikinci dönem kekemeliği” diye adlandırılan ikili ayırımdır.

Birinci Dönem Kekemeliği
: Çocuğun konuşmasında duraklama, tutulma, yineleme ve uzatmalar dinleyenler tarafından fark ediliyor, fakat çocuk kendisi bunların farkında değil ve konuşmaktan çekinmiyorsa böylesi özürler birinci dönem kekemeliğidir denebilir.
İkinci Dönem Kekemeliği: Bu dönem kekemeliğinde, duraksama, tutulma, yineleme ve uzatmalardan başka, birtakım yüz el, kol ve vücut devinmelerinin eklenmesiyle konuşma daha çok “NASIL” a dikkat çeker hale gelir.

Kekemeliğin Belirtilerini Ortadan Kaldırma

Bu yaklaşımın hareket noktası, her kekemenin bu belirtilerden kurtulmak isteği ve bir arayış içinde oluşurdur. Bu istek ve arayıştan yararlanılmalıdır.
Belirtileri ortadan kaldırmaya yarayacak çalışmalar şöyle sıralanabilir.

• Kekemeliği oluşturan, sürdüren, ağırlaştıran etmenler ortadan kaldırılmalı ya da etkileri azaltılarak kekemeliğin gelişimi durdurulmalıdır. Kişi probleminin farkına vardırılmalı, özrü kabullendirilmeli ve özrü yenmek için istekli hale getirilmelidir.

• Kekemeliği kişinin kendisine iyice incelettirilmeli, belirtileri fark ettirilmelidir. Teybe alınan sesini dinlemesi, ayna karşısında konuşmasını izlemesi kekemeliği hakkında bilgi sahibi olmasına yardımcı olur.

• Belirtileri eleme planı yapılmalıdır. Belirtilenlerden en kolay elenebilecek onlar başa alınmalıdır.

• Bu belirtiler olmadan konuşma öğretilmelidir. Bunun yollarından biri, adım adım diye adlandırılan yavaş konuşmadır. Çocuk acele etmeden yavaş konuşma girişiminde bulunursa, eskiden yaptığı yersiz hareketlerin pek çoğunu yapmadığını görecektir. Diğer yol, davranış değiştirme yöntemlerini kullanmaktır. İstenmeyen davranışı söndürme, kekemelik belirtilerini elemek için de uygun düşmektedir. Eğer belirli davranış kişinin gereksinmesini doyurmazsa o davranışı sürekli kullanmaz. Onun yerine işini görecek başka davranış arar. Kekemelik belirtileri aynı ilkeleri uygulayarak ortadan kaldırılabilir. İstenmeyen davranışın bir karşıtı, yani istenileni vardır. Onu bulup ortaya çıkarmak, onu doyurucu davranış haline getirmek gerekir. İstenmeyeni yaptığında ödüllendirmeyip, isteneni yaptığında ödüllendirme esasına dayalı alıştırmalar yapılmalıdır.

• Kekemelik çocuğun ve çevresinin hoş görü düzeyine indirilmelidir. Herkesin bazı ufak tefek istenmeyen davranışları vardır. Ama kendisi bunları hoş görür. Fazla mesele yapmaz. Ta ki pek göze batıcı duruma gelinceye kadar. Yani insanoğlunun bir hoş görü özelliği vardır. Tabii bunun bir de sınırı vardır. Kekemeye, onun kekemelik belirtilerini biraz azaltarak hoş görülebilir düzeye indirmede yardımcı olmak gerekir. Bu, değişik çalışmalarla sağlanabilir.

Özellikle solunum araştırmaları üzerinde durulabilir. Genellikle, kekemelerin konuşma sırasında, soluklarını kullanamadıkları görülür. Soluğunu iyi kullanılabilir hale geldiğinde konuşması olumlu yönde değişiklik gösterecektir. Yine, orada belirtilen gevşetme ve rahatlama alıştırmaları üzerinde durulan konuşma hızını yavaşlatma çalışmaları bu konuda yararlı olur.

Yapılandırılmış Kekemelik Seansları


Kekemelik tedavisinde pek çok teknik ve yöntem kullanılmakla beraber seansların en önemli kısmı kekeme olan kişiye durumuyla ilgili farkındalık kazandırmak, neyi yanlış ya da eksik yaptığını anlamasını sağlamaktır.

Kekeme olan kişiye nefesi doğru yerde ve doğru zamanda almasını ve vermesini öğretmek çok önemlidir. Nefesi doğru zamanda kullanmadıkları için bu insanlar konuşma problemlerini sürekli biçimde yaşamaktadırlar.

Uzman olarak, uyguladığımız tedavide yapılandırılmış süreç çok önemlidir. Öncelikle kişiye doğru nefes alması ve vermesi, diyaframı çalıştırması öğretilir.

Diyafram- karın ve nefes egzersizleriyle birlikte tüm sesli harfler çalıştırılır. Nefesi doğru kullanma öğrenildikten sonra heceler üzerinden çalışılmaya başlanarak yavaş vavaş çok heceliler, şiir ve düzyazı; belli bir ritmle birlikte sürekli çalıştırılır. Kişinin çalışırken ritm tutması çok önemlidir. Çünkü bundandır ki hiçbir kekemenin bir şarkıyı söylerken takıldığı görülmemiştir. Çünkü her şarkının bir ritmi vardır. Amaçlanan; kişiye konuşmasında da bir ritm atamaktır.

Yorumlar

  • Dam** Asu** Bir**
    7 yıl önce
    Meraba adım damla. Kekemelik hastalığım var 5 senedir suan 13 yasındayım annemler aldırmıyorlar senn biseyin yok diyorlar beni anlamıyorlar bnde kendi kendime çözmeye karar verdim lütfen yardımcı olun kekemeliğimin gecmesi icin ne yapabilirim ?
    • Şifalı Bitkilerim
      7 yıl önce
      Lütfen ebeveynleriniz kontrolunde müracaat ediniz. Allah şifa versin. Bilgi Hattı : 0224 2-3-4-5-6-7-8

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp