Karpal Tünel Sendromu Bileklik

Karpal Tünel Sendromu Bileklik :

-Ellerinizde ve bileklerinizde uyuşukluk, yanıcı bir ağrı veya karıncalanma hissediyormusunuz?

-Şikayetleriniz özellikle geceleri daha mı belirgin?

-Nesneleleri düşürmeden elinizde tutmakta güçlük mü çekiyorsunuz?

-Bilgisayar klavyesi ya da faresini kullanmak gibi tekrarlayıcı el hareketlerini ağrısız olarak yapmak giderek daha imkansız hale mi geliyor?

Eğer bu sorulara yanıtınız evetse sizde de karpal tünel sendromu denilen bir sinir sıkışıklığı hastalığı olabilir. Olguların yarısı mesleklerle bağlantılıdır ve tüm meslek grupları ile bağlantılı hastalıklar ve yaralanmalar içerisinde, iş gücü kaybına en fazla yol açan durumdur.

ABD verilerine göre her yıl yaklaşık 260.000 karpal tünel olgusu opere edilmektedir.

Karpal tünel sendromu medyan sinir üzerindeki bantın kalınlaşması ve tekrarlayıcı hareketlerin kombinasyonu neticesinde bilekte sinirin enflamasyonu sonucu ortaya çıkar. Özellikle 40-60 yaşlarındaki kadınlarda, piyanistler, kuaförler, bilgisayar operatörleri, bankacılar, dişçiler, heykeltıraşlar, ev hanımları gibi ellerini aşırı kulanan meslek gruplarında sıklıkla izlenir.

Hamilelik, şeker hastalığı, tiroid hastalıkları, menapoz, bilekte kırılan yada yerinden kayan kemikler ve aşırı şişmanlık hastalığın görülme oranını arttırır. Eller ile cisimlerin sık ve şiddetli şekilde tutulması, bileğin bükülmesi ve artrit benzer şekilde görülme oranlarını arttırır.

Bu şikayetlerin ilk ortaya çıkmasının ardından tedavi için zaman kaybetmeden başvurmak oldukça önemlidir. Başvurmak için ağrının aşırı artmasını, tahammül sınırlarını aşmasını beklemeyin.

Cerrahi dışı konservatif tedavinin asıl amacı medyan sinir üzerinde tekrarlayan yaralanmaları bitirmek ya da azaltmaktır. Bu amaçla sinir üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için bir bileklik ile bilek hareketleri kısıtlanabilir. Eğer bu işe yaramaz ise ödemi azaltmak için enflamasyon giderici ilaçlar yazılabilir veye bileğe kortizon enjeksiyonları yapılabilir. Ağrıları azaltmaya yönelik bir takım özel el ve bilek egzersizleri önerilebilir.

Eğer hastalar istirahat, rehabilitasyon, veya diğer cerrahi dışı tedaviler ile ağrılarından kurtulamaz iseler median sinir üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için farklı cerrahi teknikler uygulanabilir. En sık uygulanan teknik karpal tunel serbestleştirilmesi denilen ve açık ya da endoskobik yöntemler ile uygulanabilen yöntemdir. Açık cerrahide bilek bölgesine bir kesi yapılarak median sinir üzerine bası oluşturan bant kesilerek sinir serbestleştirilir. Endoskobik yöntemde ise daha ufak bir kesi yapılarak bir minyatür kamera ile tünel görüntülenir ve bant kesilir.

Karpal Tünel Serbestleştirilmesinde yeni bir teknik: Mini Açık Yaklaşım

Karpal tünel serbestleştirilmesinde standart yaklaşım karpal ligamanın açık cerrahi ile kesilmesidir. Bu standart yaklaşım ile sonuçlar genel olarak oldukça iyidir. Ancak cerrahi sonrası oluşan skar dokusuna bağlı ağrı ve bilekte hareket kısıtlılığı önemli bir sorundur. Yara iyileşmesi yapılan kesinin nisbeten uzun olmasına bağlı gecikir. Diğer bir sıkıntı Pilar sendromu denilen avuç ici adelelerde yoğun ağrıdır. Komplikasyon oranları %1-20 arasında değişmektedir. Bu nedenle 1990 lı yılların başında kesi uzunluğunu azaltmak, böylelikle bu sorunların üstesinden gelmek için endoskop ile minimal yaklaşım teknikleri kullanılmaya başlanmıstır. Bu teknik ile yara yeri ile ilgili sorunlar çözülmüş ancak median sinir, damarlar, tendonlar ve hatta ulnar sinir yaralanma sıklığı artmıştır. Aynı zamanda cerrahi süresi belirgin derecede uzamıştır. İşlem endoskobik sistem kullandığından hastane ortamında yapılmasını gerektirir.

Mini açık yaklaşım tüm bu sorunlar göz önüne alınarak geliştirilen yeni bir cerrahi yöntemdir. Endoskobik cerrahide olduğu gibi ufak bir kesi yapılarak median sinir ile karpal bant arasında bir tünel yaratılır. Aynı zamanda karpal bant ile cilt altı arasında bantı tam olarak ortaya koyacak şekilde ikinci bir tünel açılır. Bant daha sonra özel bir lazer bıçağı ile kesilir.

Mini açık yaklaşımın endoskobik yaklaşımdan en önemli avantajı endoskobi aletleri gerektirmediği için hastane ortamında yapılmasının zorunlu olmamasıdır. İşlem süresi anlamlı derecede kısalmıştır. Açık cerrahi sonrası görülebilen hastayı bazen ileri derecede rahatsız edebilecek skar dokusu oluşumu, operasyon sahasında ağrı, pilar sendromu gibi problemleri son derece azaltmıştır. Yara iyileşmesi yapılan kesinin kısa olması ve cilt altı dokulardaki asgari yaralanma nedeniyle son derece kısalmıştır. Açık cerrahi sonrasında kolun 2 hafta süre ile askıya alınması ve immobilizasyonu gibi sorunlar ortadan kalkmıştır.

Hastalar bu cerrahi ile operasyonun ertesi günü ellerini hafif işlerde kullanmaya başlarlar ve el askıya alınmamaktadır. Açık cerrahi ile cerrahi sonuçlar yönünden bir fark bulunmamaktadır.

Kısaca bu yeni tekniğin avantajları:

• Maksimum doku korunması

• Teknik olarak basit oluşu

• Cerrahi sürenin anlamlı derecede kısalması

• Endoskop kullanımı gerektirmemesi

• Hasta açısından maliyetin düşük oluşu

• Operasyon sonrası iyileşme süresinin kısalması

• Cerrahi saha ve etrafında operasyon sonrası oluşabilecek kızarıklık, hassasiyet, ağrının en aza inmesi

• Opere edilen elin yeniden kullanımı, işe geri dönüş süresinin çok kısalması

Karpal tünel sendromundan korunmak, ellerimizin doğru kullanımı ile ilgili altın öğütler

• El bileğinin uzun süreli ve güçlü şekilde aşağı-yukarı hareketlerinden, gergin şekilde parmaklarla bir şeyi tutmaktan (dikiş iğnesi gibi), bileği başparmak veya küçük parmağa doğru bükme hareketinden kaçın

• Avuç içi yukarı bakacak şekilde yük taşımamaya özen göster

• Bileği sıkı saran bantlardan (kol saati gibi) uzak dur

• Aşırı soğuk veya korunmasız vibrasyondan kaçın

• Telefon gibi sık kullanılan objeleri calışma sahanıza olabildiğince yaklaştır. Böylece aşırı uzanmaktan kaçın.

• Araba sürerken, eşya taşırken direksiyonu çok sıkı tutma. Mümkün olduğunca eli dinlendir.

• Daktilo ya da keyboard kullanırken elleri her 15 dk da bir dinlendir.

• Boya fırçası, kalem, gazete, veya kitap türü cisimleri uzun süre tutmaktan kaçın

• Eller kullanılırken vücüdun genel postürüde çok önemlidir. Çalışma alanının yüksekliği, otururken ya da ayakta iken bileklerin notral ya da hemen hemen düz pozisyonda kalmasına imkan tanıyacak şekilde düzenlenmelidir. Çalışma esnasında omuzların yeteri kadar serbest, dirseklerin konforlu bir şekilde yanlarda olmasına özen gösterilmelidir.

• Oturma esnasında sırt ve bel iyi desteklenmiş şekilde ayaklar yere basmalıdır. Oturulan sandalye her bireyin kendisine göre ayarlanmalıdır.

• Özellikle daktilo yazımı, keyboard kullanımı türü işlerde postür özellikle önemlidir. Doğru ayarlanabilir bir koltuk, yeterli ışık ve masa için uygun yükseklik yararlıdır.

• Daktilo esnasında uzun süre, sık bir sekilde tuşlara basılır. Bu nedenle olabildiğince hafif şekilde tuşlara dokunmak önemlidir. Aşırı sert bir şekilde tuşlara basılması gereksiz yorulmaya neden olacaktır. Bu problemi aşmak için sıkca kısa aralıklar verilmesi yararlı olur. Aynı şekilde boyun, omuz ve kol adalelerinin rutin bir şekilde rahatlatılması da önemlidir.

• El aletlerinin seçimi önemlidir. El aletinin tutulan kısmı elinizin büyüklüğü ile orantılı olmalıdır.

• Elinizi yoğun şekilde kullanmanızı gerektiren yeni bir iş ögrendiğinizde, elinize bu yeni işe alışması için zaman tanıyın. Bu tıpkı bir atletin bir yarışa hazırlanmasına veya diğer atletik yarışmalara benzer. Ellerin istirahati için yeterli aralıklarla molalar verilmelidir.

• Eğer eldiven giyiyorsanız ellere uygun ölçülerde olmalıdır. Çok büyük olursa objeyi tutmak için gerekli harcanacak güç daha fazla olacak, çok sıkı olursa elleri sıkıştıracaktır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp