Kan Hastalıklarında İlaç Tedavisi

Kan Hastalıklarında İlaç Tedavisi :

Tedavi, tedaviyi gerektiren semptomları azaltmak ve kontrol altına almak için yapılmalıdır. Semptomlar ortadan kalkarsa tedaviye devam etmeye gerek yoktur. Geleneksel olarak, first-line tedavi, 3-4 haftada bir 4-7 gün, günde 4-6 mg oral klorambusilden oluşur. Yaygın hastalığı olanlarda, ayda 5 gün 15 mg/m2/gün gibi yüksek dozlar kullanılmalıdır. Bu tedavi ile tümör yükü (lenfasitaz, lenf nodu büyümesi ve splenomegali), genellikle aylar ve yıllar içinde azalır. Bununla beraber, klorambusil tedavisi yaşam süresini uzatmaz.

Günümüz çalışmaları, başlangıç tedavisi olarak bir nükleozid analogu olan fludarabinin tek başına klorambusilden daha etkili olduğunu göstermiştir. Daha yüksek oranlarda tam ve parsiyel remisyon sağlar ve yanıtın devamı klorambusil ile elde edilenin iki katına yakındır. Yine de; uzam ış sağkalım veya kür hakkında kanıt yoktur. Fludarabinin, maliyetinin yüksek olması, intravenöz yoldan uygulanması, fazla miktarda myelosüpresyon ve immün süpresyon gibi dezavantajları vardır. Fludarabinin günümüzde önerilen verilme şekli, ayda 5 gün 25 mg/m" intravenöz bolus şeklindedir. Optimum cevap alındıktan sonra tedaviye 2 ay daha devam etmek gerekir .. Dört-altı aydan daha uzun süre kullanıldığında, CD4 lenfasitlerde oluşacak önemli azalmaları önlemek amacıyla T hücre alt grupları monitorize edilmelidir. İlave olarak, fırsatçı enfeksiyonları önlemek amacıyla, bactrim ve flukonazol ile profilaksi önerilir. Fludarabin tedavisinin komplikasyonu olarak, otoimmün hemolitik anemi ve uzam ış trombositopeni görülebilir. Daha önce yoğun şekilde tedavi edilmiş hastalarda, fludarabin (3gün, günde 30 mg/rrr}, siklofosfamid (3 gün, günde 300 mg/m2) ile daha iyi yanıtlar elde edilir. Bu kemoterapiye, CD20'e karşı bir monoklonal antikor olan rituksimabın ilavesi ile %77'lere varan oranda tam yarııt sağlanabilir. Kll'de rituksimab, dolaşımdaki çözünür CD20'nin varlığının üstesinden gelebilmek için daha yüksek dozlarda (haftada 500-2250 mg/m2) verilmelidir. Bu tür tedavilerin sonuçları henüz bilinmese de, bu gibi kombinasyonların yüksek tam yanıt oranlarından dolayı genç hastalardaki otolog periferal kan kök hücre nakillerinde kullanmak mümkündür.

Başlarıgıç tedavisi başarısız olan hastalarda, 2'-chlorodeksiadenozin (2-CdA) ve pentostatin (deoksikoformisin) ikinci seçenek olarak kullanılan ilaçlardır. Bu ajanlar, fludarabine benzer şekilde ciddi immünsüpresyona neden olabilir. Diğer bir alternatif ise, 'comrnon lymphocyte antigen' (CD52)'ye karşı oluş-turulmuş bir monoklonal antikor olan alemtuzumab (Campath-1H)'dır. Rituksimab ya da alemtuzumab kullanan hastalarda, titreme, ateş, hipotansiyon ve solunum sıkıntısı gibi semptomlardan oluşan 'ilk doz' etkisi sık olarak görülür. Bu sendrom, alemtuzumab alan hastaların % 14'ünde ciddi olabilir. Daha agresif lenfomaya dönüşüm olan hastalarda, kombinasyon kemoterapisi endikedir. Semptomatik bulky adenapati, lokal radyoterapiye hızlı bir şekilde yanıt verir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp