Kalp Hastalıklarını Şimdi de Kalbin Anatomik Yapısına Göre Özetleyelim

Kalp Hastalıklarını Şimdi de Kalbin Anatomik Yapısına Göre Özetleyelim :

1. Kalbin en dış tabakasının (Perikard) hastalıkları:

Akut ve kronik perikarditisler gibi.

2. Kalp adalesinin hastalıkları:

Myokardid ve kardiyomyopati'ler gibi

3. Kalbin iç zarının hastalıkları ki, Endokardit olarak tanımlanır.

4. Kalp kapakçık ve deliklerinin hastalıkları olup valvul hastalıkları, valvulopati'ler olarak anılır.

Kalp kapaklarının bozulmasına genellikle iki önemli hastalık neden olur. Bunlardan en önde geleni ve en sık rastlananı romatizma infeksiyonudur.

Romatizma kalbi tuttuğu vakit genellikle Endokarditis, myokarditis ve perikaditis'e neden olur. Bu iltihaplanma ayrı ayrı görülebildiği gibi daha önce de söylediğim gibi, bazen da tüm kalp tabakalarının hepsi birden hastalanabilir, bu taktirde Pankarditis'den bahsedilir. İşte özellikle kapakçıkların kenarlarında yerleşen romatizma infeksiyonu iyileştiği zaman kapakçıkların normal yapısını (anatomisini) bozar, iyileşme genellikle netbeleşme ile sonuçlanır. İşte bu netbeleşme bazen kapakçıkların büzüşüp daralmasına (Stenos) bazen birbirleriyle yapışması veya büzüşüp küçülmesi nedeniyle kapanamamasına, yetmezliğe (insufizans) neden olur.

Bu olay kalbin her dört deliğinden hangi kapakçıklarda meydana gelmişse o bölge adıyla anılır. Örneğin mitral kapakçıklarında daralma olmuşsa mitral darlığı (mitral stenozu) aynı kapakçıklarda yetmezlik husule gelmişse mitral yetmezliği (mitral insüfizansı) adını alır.

Şayet stenoz ve yetmezlik beraber bulunuyorsa miks mitral hastalığı olarak tanımlanır.

Aynı durum aorta kapağında meydana gelmişse aort stenozu, aort yetmezliği veya ikisi beraber bulunursa aort stenoz ve yetmezliğinin bulunduğu söylenir. Durum pulmoner ve triküspit kapaklar içinde aynıdır.

Romatizma, yalnız bir kapağı veya iki kapağı bazen üç ve nadir hallerde bütün kapakları hasta edebilir. Ancak romatizmanın en sık tuttuğu kapak mitral kapağıdır. Sonra aort, daha sonra pulmoner ve en az olarak da trikuspit kapağı hastalandırır.

Romatizmal kapak hastalıkları ciddi sonuçlar ortaya getirebilen nitelikte önemli ve hatta çok önemli kalp hastalıkları grubundandır.

Ancak bazı hususların iyi bilinmesi ve yine bazı hususlara iyi riayet edilmesi ile bu çok önemli sonuçlar meydana getirebilecek karakterde olan kapak hastalıklarının sessiz kalıp hemen hiç bir ciddi ilerleme göstermeden, uzun ve normal bir hayat süresini tamamlamaya imkan verebildiklerini de ifade etmek isterim. Hatta bazı çok ileri safhaya kadar gelmiş stenoz ve yetmezlik vakalarında, kompansasyonun (telafi etmek) bozulmadığı ve araya giren başka bir hastalıktan kaybedilmeselerdi ileri yaşlarına rağmen yaşamlarını sürdürmeleri mümkün olabilecek pek çok vakayı hatırladığımızı ifade etmek isterim. Genellikle ilk romatizma enfeksiyonu geçtikten en erken 2 yıl sonra (şayet romatizma kalpte hastalık yapmışsa) kapak hastalığı husule gelebilir. Bu kapak lezyonu çoğunlukla hastanın değişik nedenlerle muayenesi sırasında tesadüfen ortaya çıkar.

Bu devrelerde pek çok vakada henüz belirti (semptom) yoktur. Örneğin hasta koşar oynar, yüzer fakat dikkati çeken bir nefes darlığı, çarpıntı vb. semptomlardan hiçbiri mevcut olmayabilir. Bu durum yeni bir romatizma hecmesi ile kapak afeti ilerlemediği, şahıs devamlı olarak ağır bedensel hareketler yaparak kalbini yormadığı veya sık sık boğaz anjini, bronşit ve diğer ateşli bir hastalığa yakalanarak, mevcut lezyonun daha ağırlaşmasına neden olmadığı taktirde, yıllarca böyle kompanse olarak, hiç bir semptom göstermeden devam edebilir. Bazen lezyon, karakteri ve ağırlaştırıcı faktörlerinin eklenmesi ile süratle ilerler ve hasta erken yaşlarda semptomlu hale geçebilir. Bu taktirde hekimi teşhisini koyar, tedavisini planlar, bu hastaların da çoğu normal yaşamlarını sürdürebilirler. Şayet belirtiler normal bir yaşam olasılığını ortadan kaldırır. Şahıs en ufak eforla, 5-10 adım yürümekle, en hafif bir işi yapmakla bile, nefes darlığı, çarpıntı ve öksürük gibi sıkıntıya maruz kalıyor ve yaşaması tahammülü güç bir duruma giriyorsa bu taktirde daha radikal tedavi çarelerine başvurulur.

Hasta kapak veya kapaklar cerrahi metotlarla tedavi edilir. Mitral stenozunda komussürotomi, denilen ameliyat yapılarak daralmış olan mitra deliği genişletilir veya kapak afetinin durumuna göre hasta kapak çıkarılır ve yerine sun'i kapak takılır.

Mitral Kapak stenozunda, önceki yıllarda rutin olarak yapılmakta olan açık veya kapalı Komüssürotomi denilen daralmış valvülü (kapağı] genişletme ameliyesinin yerini son bir kaç yıldan beri Balon Valvotomi (kapağın balonla genişletilmesi) girişiminin almakta olduğu görülmektedir.

KAPALI MİTRAL VALVATOMİ'nin etkinliği ve sonucunu uzun süre koruyabildiği hemen hemen kesinlikle kanıtlanmıştır. Son on yılda perkütan mitral balon valvuloplasti (PMBV) Kapalı Mitral valvotomiye alternatif bir girişim olarak gelişme göstermiştir. Nitekim bugün "PMBV" mitral stenozu tedavisinde, kapalı mitral valvotomiden daha sık uygulanmakta olan bir yöntemdir. Kapalı mitral valvotomi ve "PMBV" deki mortalite (ölüm) ve morbidite (tam düzelmeme) oranları aynıdır. "PMBV" hastanın normal faaliyetine hemen dönmesine imkan vermektedir. Maliyeti kapalı valvotomiden yüksek olmasına karşın diğer avantajları nedeniyle daha çok ve sık kullanılmaya yönelik bir eğilimi vardır. Eğer hastalık bu tür genişletme metotlarıyla tedaviye uygun değilse bu taktirde hasta kapak çıkarılır ve yerine sun'i (yapay) kapak takılır. Kapak değiştirme ameliyatı bir kapakta yapılabildiği gibi gerektiği taktirde iki ve hatta üç kapağın birden değiştirilmesi de mümkün olmaktadır. Burada kitabımızı hazırlamamızın asıl gayesi ve esprisini bir kere daha tekrarlamak istiyorum. Bir hastalığın tedavisi mümkündür diye, onu önemsememezlik etmeyiniz, en önemli olanın o hastalığa yakalanmamak olduğunu unutmayınız. Bunun için de Romatizmaya yakalanmamak şayet yakalanılmışsa, en iyi bir tarzda tedavi edilmek ve tekrarına meydan vermemek çarelerini arayınız. Romatizmal kalp hastalığı ortaya çıktığı zaman ise onun daha çok ilerlememesi için hekiminizin önerilerine uyunuz. Bu suretle meydana gelmiş olan kapak afetinin önlenmesine veya onun uzun bir yaşam imkanı verecek kadar yavaş ilerlemesine yardımcı olunuz. İşte bütün bu önlemlere karşın yine de gerekiyorsa o zaman Balon valvotomi veya cerrahi tedaviye baş vurulabilir.

Tekrar hatırlayalım ki bugün gerek tıbbi, gerekse cerrahi ve valvotomi ile pek çok kalp ve damar hastalıkları başarı ile tedavi edilebilmekte ve bu kimselere hemen hemen normal bir yaşam olasılığı sağlanabilmektedir.

Yukarıda anlattığımız gibi doğuştan kalp hastalıklarında ve romatizmaya bağlı kapak hastalıklarında yapılan başarılı ameliyatlar diğer kalp damar hastalıklarında da uygulanmaktadır.

Değişik nedenlere bağlı damar tıkanmaları, damar genişlemeleri (Anevrizma) veya daralmalar bu arada sayılabilir. Bu tıkanma genişleme ve daralmalar beyin damarlarında, böbrek damarlarında ayak ve bacak damarlarında da olabilir. Kalpten çıkan ve vücudun en büyük atardamarı olan aort atardamarının herhangi bir bölümünde de olabilir. Aortun göğüs boşluğu içindeki bölümlerinde olduğu gibi karın içindeki bölümünde de ortaya çıkabilir.

Beyinde husule geldiği vakit değişik semptomlarla kendisini belli eder. Baş dönmeleri, baş ağrıları, görme bozukluklarından başlayarak vücudun bir yarısında uyuşma, kuvvet azlığı veya tam felce kadar değişen sonuçlar ortaya çıkabilir. Bazen konuşma bozukluğu veya imkansızlığı, bazen de yutma güçlüğü en belirgin semptom olarak görülebilir.

Buraya kadar kısmen özet olarak anlattığım muhtelif organ atar damar hastalıkları ve tedavilerinden sonra ilerideki bölümlerde, insan yaşamında son derece önemli yeri olan ve hala büyük oranda mortalite ve morbiditeye neden olan kalp damarlarının, "Koroner (kalbi besleyen) atardamarların, uygulanan en yoğun tıbbı tedaviye cevap vermemeleri durumunda, uygulanılmakta olan, AORTA-KORONER BY PASS CERRAHİ TEDAVİSİ ile halkın" Balon tedavisi olarak ifade ettiği, "KORONER ANJİYOPLASTİ" (PTKA) tedavi metotlarını ve daha sonra buna alternatif olarak daha olumlu sonuç alınabileceği inancıyla geliştirilen, ENDARTEREKTOMİ (damar sertliği yapan plağın vakumla çıkarılması), ATEREKTOMİ (damar sertliği yapan plağın çıkarılması), ROTABLATÖR (yüksek hızla dönen aletle parçaları ayırma) ve LASER anjiyoplasti (darlığı laser ile ısınmış aletle açma) ve Stent (damar içine konulan cihaz) yöntemlerini ve sonuçlarını bu başlıklar altında ayrı ayrı anlatacağım.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp