Kadınlarda Cinsel Soğukluk Tedavisi

Kadınlarda Cinsel Soğukluk Tedavisi

Kadınlarda Cinsel Soğukluk Tedavisi, Kadınlarda son yıllarda cinsel istek azalması (cinsel isteksizlik, cinsel soğukluk), cinsel tiksinti bozukluğu, cinsel uyarılma bozukluğu gibi cinsel işlev problemleri artmaktadır.

Kadınlarda Cinsel Soğukluk Tedavisi

Kadınlarda Cinsel Soğukluk



Cinsel tedavinin başlıca teknikleri cinsel birleşme konusunda eğitim ve destek verilmesi, cinsel endişelerin tartışılması ve başarısız, yıkıcı davranışların düzeltilmesine yönelik ev ödevleri verilmesinden oluşur.

Cinsel isteksizlik tedavisinde temel amaç, bu sorunu yaşayan kişide cinsel isteği engelleyen nedenin bulunup ortadan kaldırılması ve kadının cinsel arzularıyla uyumlu bir cinsel yaşamı sağlamaya çalışmaktır.

İlk olarak , bu soruna yol açan herhangi bir fiziksel rahatsızlığın, jinekolojik anlamda bir problemin olup olmadığına bakılması gerekir. Hastada cinsel soruna neden olabilecek hormonal bir bozukluk, ilaç kullanımı ya da başka tıbbi neden var ise önce cinsel isteksizliğe yol açan bu fizyolojik faktörlerin ortadan kaldırılması gerekir. Daha sonra bu soruna yol açan psikolojik faktörlere geçilir. Daha öncede belirttiğimiz gibi cinsel isteksizliğin sadece %1‘lik kısmı fizyolojik bir faktörlere bağlıdır. Diğer %99‘luk kısmında psikolojik faktörler etkilidir.

Kadınlarda görülen cinsel isteksizliğin psikolojik tedavisi, bu soruna yol açan psikodinamiklerin anlaşılması ve bunlara yönelik girişimleri planlanmasıyla başlar Dinamikler anlaşıldıktan sonra en göründen/ortada olandan en derindekine doğru tek tek etkisizleştirmek ve başarılı cinsel deneyimler oluşturmak gerekir. Bu anlamda hastadan iyi bir vaka öyküsü almak gerekir.
Tedavide diğer önemli bir aşma ise, çiftlere cinsel organlar, anatomik yapı, cinsellik gibi konularda cinsel eğitim ve bilgilendirme konularını içeren cinsel danışmanlık aşamasıdır. Bu aşamada çiftlere gerekli bilgilendirme yapıldıktan sonra merak ettiği sorular yanıtlanır, cinsellikle ilgili yanlış bilgiler düzeltilir yerine doğru olan konulur. Terpistin ise bu konular hakkında eğitim alamsı gerekli bilgi donanımına sahip olması gerekir.

Cinsel isteksizliğin nedeni eğer depresyon veya anksiyete bozukluğu gibi herhangi bir psikolojik rahatsızlık ise o zaman kişiye bireysel terapi (psikoterapi) uygulamak yapılacak en sağlıklı uygulamadır.

Kadınlarda cinsel istek bozukluğuna , kendine partnerine, karşı cinse, cinselliğe yönelik kızgınlık, fantezilerden, tutkudan, geçmiş deneyimlerden dolayı utanma, fantezilerden, fiziksel ağrıdan, hamile kalmaktan dolayı korku, performansa, reddedilmeye, fiziksel ağrıya, uygun karşılık bulamamaya yönelik endişe duyguları en çok eşlik eden duygulardır.Terapist tarafından bu duyguların varlığının araştırıp abartılı olanı normale indirmesi gerekir. Bu duyguların nedeni ise kişinin kendi ile ilgili, partneri ile ilgili, cinsellikle ilgili oluşturduğu olumsuz düşüncelerdir. Terapide danışanlara işte bu negatif düşüncelerden kurtularak hayata nasıl daha uyumlu bir bakışla yaklaşabilecekleri öğretilir. Bu süreçte, danışanlar gevşeme, güven duyma, konuşma, dokunma, aşk oyunları, kendilerine güvenme ve kendi bedenleriyle barışık olma, cinsel hayatlarındaki problemlere çözüm üretebilme ve hızlı bir iyileşme göstermelerini sağlayacak bir “kendine yardım tekniği” konusunda bilgilendirilirler ve kendilerini geliştirirler. Ayrıca kaygının azaltılmasına yardımcı olmak amaçlı nefes, gevşeme egzersizleri öğretmek tedaviye başarısını arttıran unsurlardan biridir.

Partnerle arasındaki iletişim problemlerinin, ailevi sorunların da cinsel isteksizlik nedeni olduğunu söylemiştik. Bu anlamda çiftelerin iletişimini güçlendirme, yakınlığı arttırma, çatışmalarını çözümleme ve ilişkideki diğer konuların çözümüne yönelik bir çift terapisi uygulamak gereklidir.
Cinsel tedavide ayrıca cinsel iletişim ne kadar önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Cinsel iletişim bilgi paylaşımını ve ortaklığını güçlendirir. Ne istediğimizi, ne hissettiğimizi, kendi yeterliğimizi, partnerimizin deneyimi hakkında konuşmak hem cinselliği daha zevkli hale getirmek hem de insanın kendini gergin ve yalnız hissetmesini engellemek adına önemlidir. Terapist, kadının cinsellikle ilgili beklentilerini, isteklerini belirlemeli daha sonra, bunları söylemeye engel olan faktörlerin neler olduğunu belirleyip gidermeye çalışmalıdır.

Cinsel isteksizlik tedavisinde ev ödevleri önemli bir yer tutar. Bu ödevlerin amacı, çiftlere cinsel ilişkinin cinsel birleşmeden ibaret olmadığını anlatmak, çiftlerin cinsel iletişimini güçlendirmeye sağlamaya çalışmak, performans kaygısını azaltmaya çalışmak, çiftelerin birbirini yeniden keşfetmelerini sağlamaya çalışmak, cinsel beklentileri hakkında yeni bakış açıları geliştirmelerini sağlamak, cinsel sorunların yinelenmesinin önlenmesini sağlamak için yanlış davranışların değiştirilip yerine doğru davranışların konulmasını sağlamaktır. Danışanların özgün sorunlarına ve çiftlerin kişilik özelliklerine uygun ,hem tek başına hem de eşiyle birlikte uygulaması gereken ev ödevlerine örnek olarak, uyarılma noktalarının keşfedilmesi, mastürbasyon, masaj, cinsel birleşeme teknikleri vb. verilebilir. Ev ödevlerinde eşlerin aktif katılımı ve desteği cinsel terapinin başarısı açısından son derece önemlidir.

Cinsel soğukluk "cinsel birleşmeden gereğince zevk almamak" olarak tanımlanabilir. Cinsel birleşmenin en yüksek haz derecesi olarak kabul edilen orgazma ulaşamamaktan, bu derecenin biraz gerisinde kalmaktan başlayarak cinsel birleşmeden, en ufak bir zevk almak bir yana, nefret etmeye kadar değişen durumlara rastlanabilir.

Bir kadının cinsel bakımdan soğuk olması onun kısır olması demek değildir. Çünkü kadınlar hiç cinsel birleşme yapmadan da (örneğin sunî döllemede hekimin spermayı bir şırıngaya doldurup döl yatağına şırınga etmesinde olduğu gibi) gebe kalabilirler. Genel olarak bütün kadınlar yeterli bedensel ve ruhsal uyarmalarla hazırlandıkları takdirde cinsel birleşmeden zevk alabilirler. Kadınlardaki bu yetenek erkeklerdekinden daha az değildir. Ancak aşağıda belirtilecek olan nedenlerle - özellikle toplumumuzda - cinsel soğukluk daha çok kadınlar arasında görülmektedir.

Hiç orgazma erişemeyen ya da yetersiz orgazma erisen bir kadın için, evliliğini bir mezarlıkta yasıyor, denilebilir. Yeni evlenmiş bir kadının orgazma ulaşmayı öğrenebilmesi için belirli bir süre gereklidir. Ancak bu sürenin uzunluğu ya da kısalığı kadına göre değişir. Yapılan bazı araştırmalara göre, kadınların yüzde yirmi dördü ilk cinsel birleşme denemelerinde, yüzde yirmi yedisi evliliklerinin ilk bir kaç haftasında, yüzde yirmi altısı evlendikten bir yıl sonra, yüzde on altısı bir yıldan daha uzun bir süre sonra orgazma ulaşmışlar, yüzde yedisi ise orgazmı hiç bir zaman tadamamışlardır. Ancak, kadınların yüzde yirmi dördünün ilk cinsel birleşmede orgazmı başarabildikleri iddiası oldukça kuşku götürür bir sonuçtur. Yapılan bir başka araştırma kadınların ancak yüzde dördünün ilk cinsel birleşmede orgazma ulaşabildiklerini, yüzde ellisinin ise evliliklerinin ilk bir kaç haftasında aynı başarıya eriştiklerini belirtmektedir.

Bu konuda yapılan araştırmaların tümü göz önüne alındığı zaman ortaya çıkan sonuç şudur: Her dört kadından ikisi cinsel bakımdan soğuktur, (frijittir) Ancak, çoğu kez, yaklaşık olarak bir yıllık bir uğraşmadan sonra bu iki kadından biri kurtulabilir. Geriye kalan dörtte bir ise daha uzun bir süre soğukluk çekmeye mahkûmdur. Kadınların büyük çoğunluğu, soğuk olmalarının gerçek nedenini kocalarının beceriksizliğinde ararlar. Oysa, çoğu kez durumdan erkek kadar, hatta ondan daha fazla, kadın sorumludur.

Erkeklerin Sebep Olduğu Cinsel Soğukluk:


a) İlk Gece Yapılan Yanlışlar


ilk kez cinsel denemeye girişen erden bir kızın, bir miktar acı duyması olağandır. Ama eşinin anlayışlı ve yumuşak davranması bu acıyı geniş ölçüde azaltabilir. Erkeğin sabırsız, hoyrat, ya da düşüncesiz davranışları, kadında, cinsel birleşmeden acıdan başka bir şey beklenemeyeceği duygusunu uyandırabilir. Bu tür duygular zamanla çok derin bir korku haline gelebilir ve kadının cinsel yönden soğuk kalmasına yol açabilir.

b) Erkeğin Cinsel Aksaklık ya da Eksiklikleri


Penisin yeteri kadar sertleşememesi, erken meni gelmesi, çok büyük ya da çok küçük penis, cinsel soğukluğa benzer bir durum yaratabilir kadında. Ama aslında bu gerçek bir soğukluk değildir. Kadın bu tür kusurları olmayan bir başka erkekle doyuruya ulaşabilir. Böyle bir durum karsısında, erkeğin bir hekime görünmesi gereklidir.

c) Yanlış Cinsel Teknik


Genel olarak, kendi cinsel tekniğini ilerletmeye çalışan erkek, bunu yaparken eşinin cinsel gelişimini pek göz önüne almaz. Bunun sonucu olarak da, başlangıçta eşinin utangaçlık duyguları içinde olabileceğini düşünmez. Oysa bundan daha yanlış bir davranış olamaz. Erkek, kadınların alelacele öğrenilmiş, yalan yanlış uygulanan sevişme tekniklerinden hoşlanmadıklarını bilmelidir. Kendisi iyi niyetle hareket ediyor bile olsa, çok geçmeden eşinin soğuklaştığını görecektir.

Kadınların Kendilerinden Gelen Cinsel Soğukluk:


a) Cinsel Gelişimde Gecikmeler


Yumurtalıklardan gelme bir bozukluk ya da aksaklık dolayısı ile üreme organları gerektiği gibi gelişmemiş olabilir ve bu, kadında cinsel isteğin azalmasına ve giderek cinsel soğukluğa yol açabilir. Ama bu konuda fazla kaygıya kapılmak yersizdir. Kadın evlendikten sonra olgunlaşacak, fazla derin olmayan aksaklıklar kendiliğinden geçecek, ve sonunda orgazm mümkün olacaktır.

b) Üreme Organlarında İltihaplar

Parametritis (döl yatağı çevresindeki bağ dokusu iltihabı) çeken, ya da döl yatağında, yumurtalık tüplerinde, yumurtalıklarında ya da diğer üreme organlarından birinde iltihap olan kadınlar cinsel birleşme sırasında acı duyarlar. Dış organların tersine, iç üreme organları iltihapları kolay kolay farkedilemez ve çoğu kez iltihabın başlangıcında tedaviye başlanamaz. Bu yüzden kronik hale gelen bazı iltihaplar dolaylı olarak cinsel soğukluğa yol açabilir. İltihap, çocuk aldırma, doğum, ya da kirli ellerle dokunma yoluyla alınmış bel soğukluğu mikrobundan ya da bir başka mikrop dolayısı ile meydana gelmiş olabilir. Başka hiç bir nedenden ötürü cinsel soğukluk duymamış kadınlarda bile bu tür soğukluğa rastlanabilir.

c) Doğum Sırasında Açılmış Yaralar


Kadın doğum yaparken meydana gelen yırtılmalar ya da kesiklerin sonradan iyi tedavi edilmemiş olmaları, ya da üst üste yapılan doğumlar sonucu döl yolunun gevşemiş olması nedeni ile, cinsel birleşmeden zevk alamaz hale gelebilir ve bu da zamanla cinsel soğukluğa yol açabilir. Doğum sırasında meydana gelen yırtılma ne kadar ufak olursa olsun, hemen yeniden dikilmelidir. Bazı kadınlar, hekimin kestiği yeri yeniden dikmesine izin vermezler. Oysa, hekimin doğumu kolaylaştırmak amacı ile perineum'u (apış arası) kesmesi, sonradan yapılan dikiş iyi tutturulduğu takdirde, hiç de kaygı verecek bir işlem değildir. Bu işlemin cinsel duygular üzerinde her hangi bir etkisi olmaz.

d- Duygusal Baskılar


Cinsel ilişkileri günah ya da kirli sayan bir takım dinsel ya da toplumsal baskıların altında kalmış olan kadınlar cinsel yönden soğuk olabilirler. Bu tür soğukluk özellikle, bilgisizlikleri yüzünden cinsel birleşme sırasında hareketsiz kalan kadınlarda görülür.

e-- Duygusal Şok


Bir takım seyrek durumlarda, cinsel soğukluğun eskiden kalma bir ruhsal «yara»ya bağlandığı olur. Kadın, başından geçmiş olan bir cinsel zorlanma olayını ya da çocukluğundan hatırladığı cinsel oyunlar ya da daha önceki başarısız cinsel denemelerini unutamadığı için soğuk olabilir.

f- Homoseksüellik

Homoseksüel ilişkilerin kurulmasına etken olan bir çok ruhsal faktörlerden biri de erkeklerden tiksinme durumudur. Erkeklerden tiksinen bir kadının da onlara karşı soğuk olması olağandır.

g- Güzellik ve Çeşitli Nedenlerle, Kocayı Küçük Görmek


Güzelliği herkes tarafından övülen bazı kadınlar kendilerinden ve kendi görünüşünden başka bir şey düşünmez olurlar. Genellikle kocalarından memnun değildirler, her dakika daha iyi bir eş seçmedikleri için yakınırlar. Eşlerinin kendilerine son derece bağlı olmalarını, kendilerinden hiç bir şey esirgememelerini dilerler, ama bu konuda kendilerinden bir şey vermeye yanaşmazlar. Bu tür kadınlarını çoğu cinsel yönden soğuk olmaya yatkındırlar.

h- Gebe Kalma Korkusu

Bir kadın ister çocuk sahibi olsun, ister hiç çocuk yapmamış olsun, artık çocuk istememekte kesin kararlı ise, cinsel bakımdan soğuklaşabilir. Doğum kontrolü ve kürtaj işleminin yaygınlaşmaya başlamış olması, bu nedenle meydana gelen soğuklukları oldukça azaltmıştır. Ama sık sık çocuk aldırmış kadınlar arasında bile bu tür soğukluğun kurbanı olanlar görülür, çünkü durmadan kürtaj yaptırmak hoşa giden bir şey değildir. Ayrıca bir kadının kürtaj sırasında karşılaşabileceği komplikasyonlar «gebe kalmak» tehlikesini onun gözünde büyüterek cinsel soğukluğuna yol açabilir.

Çevre ile İlgili Cinsel Soğukluk:


a- Ev İçindeki İlişkiler


Kayınbaba ya da anası ile, görümceleri ya da kayınbiraderleri ile ya da kendisi ile aynı evde oturan diğer akrabalar ile iyi geçinemeyen bir kadın cinsel bakımdan soğuklaşabilir. Bu durumda olan bir kadın, aslında kocasına karsı olan hoşnutsuzluğunu dolaylı bir yoldan belirtmektedir,

b- Yatak Odasının Uygun Olmayışı


Çiftin yatak odasının üçüncü bir kişi tarafından paylaşılıyor olması, ya da hemen bitişiklerindeki odada bir başkasının yatıyor olması, ya da örneğin banyoya giden yolun çiftin yatak odasından geçmesi gibi durumlarda, kadın cinsel birleşme sırasında birinin odaya girebileceği korkusu ile her an tetikte olmak zorundadır. Bu durum, giderek cinsel soğukluğa yol açabilir.

Yukarda kısaca özetlenen nedenlerden ötürü kadında cinsel soğukluk meydana gelebilir. Çoğu kez, adı geçen nedenlerden bir kaçı birleşerek cinsel soğukluğun doğmasında etken olurlar. Bu yüzden, cinsel bakımdan soğuk (frijit) olan bir kadın, kadın hastalıkları uzmanının yanı sıra bir de ruh hastalıkları uzmanına görünmelidir.

Cinsel İstek Bozukluğunun Tedavisi

Cinsel tedavinin başlıca teknikleri cinsel birleşme konusunda eğitim ve destek verilmesi, cinsel endişelerin tartışılması ve başarısız, yıkıcı davranışların düzeltilmesine yönelik ev ödevleri verilmesinden oluşur.

Cinsel isteksizlik tedavisinde temel amaç, bu sorunu yaşayan kişide cinsel isteği engelleyen nedenin bulunup ortadan kaldırılması ve kadının cinsel arzularıyla uyumlu bir cinsel yaşamı sağlamaya çalışmaktır.

İlk olarak , bu soruna yol açan herhangi bir fiziksel rahatsızlığın, jinekolojik anlamda bir problemin olup olmadığına bakılması gerekir. Hastada cinsel soruna neden olabilecek hormonal bir bozukluk, ilaç kullanımı ya da başka tıbbi neden var ise önce cinsel isteksizliğe yol açan bu fizyolojik faktörlerin ortadan kaldırılması gerekir. Daha sonra bu soruna yol açan psikolojik faktörlere geçilir. Daha öncede belirttiğimiz gibi cinsel isteksizliğin sadece %1‘lik kısmı fizyolojik bir faktörlere bağlıdır. Diğer %99‘luk kısmında psikolojik faktörler etkilidir.

Kadınlarda görülen cinsel isteksizliğin psikolojik tedavisi, bu soruna yol açan psikodinamiklerin anlaşılması ve bunlara yönelik girişimleri planlanmasıyla başlar Dinamikler anlaşıldıktan sonra en göründen/ortada olandan en derindekine doğru tek tek etkisizleştirmek ve başarılı cinsel deneyimler oluşturmak gerekir. Bu anlamda hastadan iyi bir vaka öyküsü almak gerekir.
Tedavide diğer önemli bir aşma ise, çiftlere cinsel organlar, anatomik yapı, cinsellik gibi konularda cinsel eğitim ve bilgilendirme konularını içeren cinsel danışmanlık aşamasıdır. Bu aşamada çiftlere gerekli bilgilendirme yapıldıktan sonra merak ettiği sorular yanıtlanır, cinsellikle ilgili yanlış bilgiler düzeltilir yerine doğru olan konulur. Terpistin ise bu konular hakkında eğitim alamsı gerekli bilgi donanımına sahip olması gerekir.

Cinsel isteksizliğin nedeni eğer depresyon veya anksiyete bozukluğu gibi herhangi bir psikolojik rahatsızlık ise o zaman kişiye bireysel terapi (psikoterapi) uygulamak yapılacak en sağlıklı uygulamadır.

Kadınlarda cinsel istek bozukluğuna , kendine partnerine, karşı cinse, cinselliğe yönelik kızgınlık, fantezilerden, tutkudan, geçmiş deneyimlerden dolayı utanma, fantezilerden, fiziksel ağrıdan, hamile kalmaktan dolayı korku, performansa, reddedilmeye, fiziksel ağrıya, uygun karşılık bulamamaya yönelik endişe duyguları en çok eşlik eden duygulardır.Terapist tarafından bu duyguların varlığının araştırıp abartılı olanı normale indirmesi gerekir. Bu duyguların nedeni ise kişinin kendi ile ilgili, partneri ile ilgili, cinsellikle ilgili oluşturduğu olumsuz düşüncelerdir. Terapide danışanlara işte bu negatif düşüncelerden kurtularak hayata nasıl daha uyumlu bir bakışla yaklaşabilecekleri öğretilir. Bu süreçte, danışanlar gevşeme, güven duyma, konuşma, dokunma, aşk oyunları, kendilerine güvenme ve kendi bedenleriyle barışık olma, cinsel hayatlarındaki problemlere çözüm üretebilme ve hızlı bir iyileşme göstermelerini sağlayacak bir “kendine yardım tekniği” konusunda bilgilendirilirler ve kendilerini geliştirirler. Ayrıca kaygının azaltılmasına yardımcı olmak amaçlı nefes, gevşeme egzersizleri öğretmek tedaviye başarısını arttıran unsurlardan biridir.

Partnerle arasındaki iletişim problemlerinin, ailevi sorunların da cinsel isteksizlik nedeni olduğunu söylemiştik. Bu anlamda çiftelerin iletişimini güçlendirme, yakınlığı arttırma, çatışmalarını çözümleme ve ilişkideki diğer konuların çözümüne yönelik bir çift terapisi uygulamak gereklidir.
Cinsel tedavide ayrıca cinsel iletişim ne kadar önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Cinsel iletişim bilgi paylaşımını ve ortaklığını güçlendirir. Ne istediğimizi, ne hissettiğimizi, kendi yeterliğimizi, partnerimizin deneyimi hakkında konuşmak hem cinselliği daha zevkli hale getirmek hem de insanın kendini gergin ve yalnız hissetmesini engellemek adına önemlidir. Terapist, kadının cinsellikle ilgili beklentilerini, isteklerini belirlemeli daha sonra, bunları söylemeye engel olan faktörlerin neler olduğunu belirleyip gidermeye çalışmalıdır.

Cinsel isteksizlik tedavisinde ev ödevleri önemli bir yer tutar. Bu ödevlerin amacı, çiftlere cinsel ilişkinin cinsel birleşmeden ibaret olmadığını anlatmak, çiftlerin cinsel iletişimini güçlendirmeye sağlamaya çalışmak, performans kaygısını azaltmaya çalışmak, çiftelerin birbirini yeniden keşfetmelerini sağlamaya çalışmak, cinsel beklentileri hakkında yeni bakış açıları geliştirmelerini sağlamak, cinsel sorunların yinelenmesinin önlenmesini sağlamak için yanlış davranışların değiştirilip yerine doğru davranışların konulmasını sağlamaktır. Danışanların özgün sorunlarına ve çiftlerin kişilik özelliklerine uygun ,hem tek başına hem de eşiyle birlikte uygulaması gereken ev ödevlerine örnek olarak, uyarılma noktalarının keşfedilmesi, mastürbasyon, masaj, cinsel birleşeme teknikleri vb. verilebilir. Ev ödevlerinde eşlerin aktif katılımı ve desteği cinsel terapinin başarısı açısından son derece önemlidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp