kadınlarda cinsel isteksizlik çözümleri

Kadınlarda Cinsel İsteksizlik Bitkisel Çözüm

Kadınlarda Cinsel İsteksizlik Bitkisel Çözüm, Isirgan tohumu: Iste size ufak bir mucize. Bir kilo bal ile 100 gr. isirgan tohumunu karistirin ve bundan her gun bir kasIk yiyin. Kendinizi bomba gibi hissedeceksiniz.

Kadınlarda Cinsel İsteksizlik Bitkisel Çözüm

A. Nedim Atilla‘nın En Yaygın Aşklar Yemekte Başlar kitabında seçtiğimiz “Anadolu Halk Tıbbında yaygın olarak kullanılan afrozidyak bitkiler”den birkaçını sizlerle paylaşıyoruz.

Uyarı: Bu bölümde önerilen bitkilerin, dalların, yaprak ve köklerin kullanımında halk dilinde ‘eser‘ miktarda denilen oranlara azami dikkat gösterilmelidir.

Ademotukökü

Dünyadaki afrodizyakların ilk sırarında yer alan ginseng‘in Anadolu akrabası olan ademotu çok yıllık bir bitkidir. Boyu 75 cm kadar uzar. Gövdesi dik ve düzdür; ince, testere dişli yaprakları beşli gruplarda, yeşilimsi sarı ya da pembe olan çiçekleri ise 15 ila 30‘luk gruplarda çıkar. Meyvesi kırmızı, pürüzsüz ve parlaktır. Anadolu‘da Kayseri, Sivas ve Bergama‘da görülür. En yaygın bulunduğu bölge Bergama-Çandarlı arasındadır.

Fiziksel ve zihinsel gücü artırmak için kalp, damar ve merkezi sinir sistemini uyaran ginsenositler, kan şekerini düşüren panaksanlar ve bağışıklık sistemini güçlendirip diyabet tedavisine yardımcı olan polisakaritler, ginsengin ana maddeleridir. Cinsel gücü artırdığına inanılan trifolium de bu özellikleri taşımaktadır. Anadolu‘da bu kökün kanseri önleyici, yaşlanmayı engelleyici ve iştah açıcı özellikleri de olduğu iddia edilmektedir.

Aksöğüt


Aksöğüt has Anadolulu bir bitkidir. Latince adı salix alba olan söğüt ağacı tarih boyunca kehanetle ilişkilendirmiş. Druidlerin, dolunayda söğüt sepetler içinde insan kurban ettikleri söylenir. Eski Mısırlılar için ağaç, mutluluğun simgesiydi. Japon efsanelerine göre ilk insanın omurgası aksöğütten yapılmıştı. Efes‘te Artemis‘in simgesi olan aksöğüt, bereketi temsil ederdi. Kudüs‘teki ilk tapınağın yerle bir edilmesinden sonra, kederi simgeler oldu. Çin‘de kadın güzelliğiyle bağdaştırılmıştır. Söğüt odunu, kriket sopasıyla ressam kömürü yapımında da kullanılır.

Anemon lalesi

Tüm dünyada önemli bir afrodizyak olarak kabul edilir. Balıkesir ve Kütahya‘da rüzgargülü deniyor. Kıskanç Yunan tanrıçası Flora, kocası Zefir‘in dikkatini çektiği için, Anemon adlı periyi rüzgargülüne dönüştürür; Zefir de Anemon‘u esen rüzgarda terk eder. Aşk tanrıçası Afrodit, Adonis‘in cesedine sarılmış ağlarken çiçeğin, Adonis‘in kanından çıktığı da söylenir. 16. yy botanikçisi John Gerard, Paskalya‘da çiçek açan bitkiye, ‘paskalya çiçeği‘ adının verildiğini öne sürmüştü. Anemon lalesinin haşlanmış suyu göz ve cinsel organın tedavisinde de kullanılıyor.

Cezayir menekşesi


Latince adı ‘Vinca rosea‘ olup, şiirlere ve manilere konu olmuş bir bitkidir. Muskalarda ve aşk büyülerinde kullanılan Cezayir menekşesine; Fransızlar, ‘büyücü menekşesi‘ derdi. Avrupalılar, bitkinin kötü ruhları çıkarma gücü olduğuna da inanırlardı. Ortaçağ‘da kötü ruhları çıkarma gücü olduğuna da inanırlardı. Bitkiyi ölüm çiçeği olarak anan İtalyanlar, bebek mezarlarının üstüne menekşe kolyeleri koyarlardı. Avrupa‘da Aydınlanma döneminde Fransızlar, bitkiyi dostluk simgesi olarak kullandılar.

Civanperçemi


Bu bitki saraylara kadar uzanan bir afrodizyaktı. Gençlerin gerçek aşklarını rüyalarında görebilmeleri için bazen bitkiyi yataklarına koyduğu söylenir. Bitki aynı zamanda tarih boyunca savaşta yaralanan askerlerin kanamasını durdurmak için kullanıldığından asker otu olarak da anılır. Bitkinin bu kullanımı bilimsel verilerle de destekleniyor. İçerdiği achillin ve achilleine maddelerinin, iç ve dış kanamaları durdurduğu kanıtlanmıştır. İçerdiği kamasulen ise afrodizyak olarak tanımlanmasının temel nedenidir. Civanperçemi bugün Trakya ve Ege bölgelerimizde yetişmekte ve bahar aylarında bulunmaktadır.

Dağ papatyası


Latince adı Arniva monyana olan bitki, aşk falıyla ilişkilendirilmiştir. Yapraklarını teker teker ‘seviyor, sevmiyor‘ diyerek koparan aşıklar sevilip sevilmediklerinin ortaya çıkacağına inanırlardı. Victoria döneminde papatyalar masumiyeti simgelerdi. Amerika yerlileri, aşıboyası ve ardıçkuşu parçalarıyla karıştırdıkları bu bitkinin bir türünden ‘aşk iksiri‘ yaparlarmış. Günümüzde trakya‘da yaşamını sürdüren Türkiye Çingeneleri arasında da benzer bir adet bulunmaktadır. Aşık olan erkek ya da genç kız nehre girer, sevdiğinin adını söyleyerek toz haline getirilen karışımı yüzüne sürer.

Kaya koruğu


Latince adı Ephedra sinica olan bitki bugün İzmir/Karaburun ve Antalya‘da yabani olarak yetişiyor. Tarih boyunca çok farklı şekillerde kullanılmıştır. Frengi tedavisinde etkili olduğuna inanılan çayı, Eski Batı‘nın bazı kesimlerindeki genelevlerinde verildiğinden ‘genelev çayı‘ adını da almıştır. Kaya koruğu turşusu, Batı Anadolu‘da cinsel gücü artırıcı olarak biliniyor.

Geven


Anadolu‘nun yaygın afrodizyaklarından biridir. Gevenin Çin yöresindeki adı ‘huang ki‘dir. Huang harfi sarı anlamına gelir; hem bitkinin içindeki sarı renge hem de Çinlilere göre yaşam veren toprağın rengine atıfta bulunur. Saygıdeğer anlamına gelen ‘ki‘ harfi ise Çin tıbbındaki üstün konuma gönderme yapmaktadır. Farklı tonlamalarda ifade edildiğinde ‘ki‘ ayrıca yaşam gücü, beslenme ve tensel zevklere olan bağımlılık anlamına da gelir. Anadolu‘da tensel zevklere düşkün erkeklere de ‘geven‘ diye lakap takıldığına rastlanmaktadır. Sivas, Erzincan ve Erzurum‘da geven doğal ortamda yetişmektedir.

Hezaren


Latince‘de yunus anlamına gelen Delphinium adı, goncaların yunusları andırması nedeniyle bu bitkiye verilmiş. Victoria döneminde sevgililer birbirlerine sadakati simgeleyen hezarenin bir türünü verirlerdi. Sadakatin yanı sıra çiftleri ateşleyici özelliği de vardı. Bitki ayrıca yıllar yılı saçtaki bit ve sirkeleri öldürmek için de kullanıldı. Romalı ansiklopedi yazarı ve doğa uzmanı Büyük Plinius‘un da afrodizyak etkisine değindiği bitkinin bu kullanımı günümüzde de devam etmektedir.

Kuşburnu


Anadolu‘nun hemen her yerinde yetişen kuşburnunun ve çayının faydaları saymakla bitmez. Bazı kültürlerde gülyağının kısırlık sorunları yaşayan kadınların gebe kalmasına yardımcı olduğuna bile inanılırdı. Antik çağ Helenleri ve Romalılar bayramlarında kuşburnu kolyeleri takarlardı; kuşburnunun, şarabın etkisini hafifleteceğine inanıyorlardı. Neredeyse bütün inançlarla bir bağlantısı olan bitki, Güller Savaşı Dönemi‘nde ayrıca önem kazandı. Güzelliğinin yanı sıra, çiçek yaprakları kokusu ve tadı için de değerli bulunmuştu.

Melekotu


Bu bitki Anadolu‘nun yüksek yaylalarında yabani olarak yetişmektedir ve yaygın halk inancına göre kadınların cinsel iştahını artırmaktadır. Çinliler bu ota ‘kadın ginseng‘i derlermiş. Melekotu ayrıca düzensiz adet, adet dönemi öncesi ağrı ve kramplar, menopoz dönemi sıcak dalgaları ve rahim kanamaları gibi pek çok kadın hastalığının tedavisinde kullanılır. İçerdiği kumarin türevleri kan damarlarını genişletir, kan pıhtılaşmasını etkiler; ayrıca spazmlara karşı da etkilidir. Kan temizleyicisi olarak, romatizma, yara ve yüksek tansiyon tedavisinde kullanılır.

Meyankökü


Günümüzde Anadolu‘da özellikle Gaziantep ve Şanlıurfa‘da şerbeti içilen bir bitkidir. Afrodizyak olduğuna inanılır. Bu bitki çiğneme tütününe ve bazı sigaralara tat vermede kullanılır. Meyan kökü sanılan tat aslında anasondur; meyan kökü çok tatlı ve ağır olur. 16. yüzyılda yaşayan şifalı ot yazarı John Gerard zencefil ekmeği dendiği meyan kökü suyu, zencefil ve baharatlardan yapılan öksürüğe iyi gelen bir şekerlemeden söz etmiş…

Tarçın


Tarçın, antik çağdan beri afrodizyakların başında gelir. Aromatik, tıbbi ve koruyucu özellikleri nedeniyle hep değerli olmuştur. Eski Mısırlılar kutsal bir adak ve mumyalama yağı olarak kullanmışlar. Araplar da tarçın hasadıyla ilgili büyülü masallarıyla, tarçın ticaretini tekelleştirmişlerdi. Eski Mısırlılar, tarçını yaşam ağacı olarak görürlerdi. Avrupalılar ise ağacın cennetten geldiğine inanırlardı. Bugün yemek baharatı, tütsü, diş macunu ve ağız gargarası tatlandırıcısı olarak kullanılıyor. Tarçın, elbette günümüzde de önemli bir afrodizyak…

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp