Kadın Ve Hamilelik

Kadın ve Hamilelik

Kadın ve Hamilelik Hakkında Genel Bilgiler

Kadın ve hamilelik;kadın ve hamilelik hakkında bilmek istedikleriniz ve daha fazlası için aşağıda sizin için hazırladığımız yazımızı okuyabilirsiniz.


KADINDA KISIRLIK NEDENLERİ
1.YUMURTLAMA BOZUKLUKLARI
Yumurtlama bozuklukları kadında en sık görülen kısırlık nedeni olup, yumurtlama bozukluğu dendiğinde, yumurtlamanın hiç olmaması veya düzensiz ve seyrek olması anlaşılır. Adetlerin seyrek veya hiç görülmemesi çoğu zaman bir yumurtlama bozukluğunu gösterir, ancak adetlerin tamamen düzenli olduğu durumlarda da yumurtlama bozukluklarına rastlanabilir. Yumurtlama bozuklukları başlıca üç grupta toplanabilir.
- Yumurtalıklardaki yumurta üretimini uyaran hormonların doğuştan eksikliğine bağlı olarak beyin sapından salgılanamaması,
- Beyin sapından süt hormonu prolaktinin normalden fazla salgılanması,
- Polikistik over sendromu.

2.TÜPLERİN HASARLI VEYA TIKALI OLMASI
Tüplerin kısmen veya tamamen tıkalı olması sperm ile yumurtanın buluşmasını engelleyerek döllenme ve gebeliği olanaksız kılar. Tüplerdeki bu hasar, geçirilmiş enfeksiyon, endometriozis veya geçirilmiş bir ameliyat sonrası kalan karın içi yapışıklıkları gibi birçok nedene bağlı olabilir. Gelişmiş ülkelerde cinsel yollardan bulaşan enfeksiyonlar tüplerdeki hasarın en önemli nedeni. Ülkemizde çocukluk çağında alınan verem mikrobu da tüplerde geri dönülmez hasar oluşturabilir.
3.ENDOMETRİOZİS
Endometriozis rahim içini döşeyen dokunun (Endometrium) rahim dışında gelişmesi olarak ifade edilir. Endometriozis tıpkı rahim içini döşeyen doku gibi hormonlara duyarlı olup adet sırasında kanar. Karnın içinde oluşan bu mikro kanamalar zamanla iltihap bezleri yangısal durum oluşturup ve yapışıklıklara sebep olur.
Endometriozis yumurtalıklarda yerleştiği zaman kist oluşumuna neden olur. Bu kistlere endometrioma adı verilir. Endometriozisi olan kadınların yaklaşık %50‘sinin çocuk sahibi olabilmeleri için tedavi olmaları gerekir. Yine kısırlık nedeni ile başvuran kadınların yaklaşık %25‘ inde endometriozis saptanır.
4. RAHİM AĞZINA AİT PROBLEMLER
Rahim ağzındaki yapısal, enfeksiyona ait veya bu bölgedeki salgıyla (Mukus) ait bozukluklar kısırlık sebebi olabilir. Rahim ağzında salgılanan mukus spermlerin genital yoldan taşınmasını kolaylaştırır. Östrojen ve progesteron hormonları etkisi altında mukusun siklus sırasında miktarı ve niteliği değişir. Polip gibi iyi huylu tümörler veya bu bölgeye uygulanmış olan cerrahi girişimler kısırlık sebebi olabilir.
5. ALERJİK NEDENLER
Alerjik nedenler kısırlık nedeni olabilmekle birlikte teşhisleri ve tedavileri zordur. Alerjik durumların tedavi etkinliği belli olmadığı ve tedavi edilen veya edilemeyenlerdeki gebelik oranları çok farklı olduğundan rutin olarak ölçülmelerinin gerekliliği tartışılıyor.

ERKEKLERDE KISIRLIK NEDENLERİ
Çocukları olmayan çiftlerin yaklaşık %30-50‘sinde problem erkekten kaynaklanır. Erkekteki kısırlık nedenleri başlıca iki ana grupta toplanır.
1. Spermin sayı ve kalitesini etkileyen üretim bozuklukları.
2. Spermi dışarıya taşıyan kanallardaki tıkanıklıklar.
Erkekteki bu problemlerin nedeni, %30-40 olguda açıklanamaz. Sperm kalite ve sayısındaki bozuklukların nedeni bulunamadığında birtakım deneysel ilaç tedavileri uygulanır. Ancak, bu tedavilerin herhangi bir etkinliği olmadığı gösterilmiştir. Mikroenjeksiyon tekniğinin 1992 yılından itibaren uygulanmaya başlanması erkek kısırlığının tedavisinde bir dönüm noktası olup, bu teknik ile şiddetli erkek kısırlığı durumlarında bile yüksek gebelik oranları elde edilmektedir.
1.SPERM ÜRETİM BOZUKLUKLARI
Erkek kısırlık olgularında spermin üretim ve olgunlaşma bozuklukları en çok rastlanılan sorundur. Üretim bozukluğu sperm sayısı ile ilgili olabileceği gibi kadın yumurtasının döllenmesini engelleyen sperm hareketlerinin zayıflığı veya sperm şekillerinin (Morfoloji) anormalliği ile de ilgili olabilir.
Erkeğin sperminin normal kabul edilebilmesi için sayısının en az 20 milyon/ml, hareketli sperm oranının %30 ve yapısal olarak normal sperm oranının %4‘ün üzerinde olması gereklir. Sperm değerlerinin yukarıda belirtilenin altında olması halinde doğal yollardan gebelik elde edilmesinde belirgin zorluklar yaşanmaya başlanmaktadır. Birçok faktör spermiogenezi (sperm hücrelerinin üretimi ve olgunlaşması) olumsuz yönde etkileyebilir.
İltihabi hastalıklar
Bazı bakteri ve virüsler erkekte yumurtalık iltihabına sebep olur. Yumurtalıklarından iltihabi bir hastalık geçiren erkeklerin yaklaşık %25‘inde kısırlık problemi oluşturur.
Hormon bozuklukları
Erkeklik hormonu olan testesteron hormonunun üretimini kontrol eden hormonlarda bozukluk olması durumu.
Çevresel problemler
Kanser tedavisi için kullanılan ışın ve ilaçlar sperm üretimini bozabilir.
2.YAPISAL BOZUKLUKLAR
Spermin üretim yeri olan testislerden dışarı çıkmasını engelleyen tam veya kısmi tıkanıklıklar kısırlık nedeni olabilir. Bu tıkanıklıklar doğuştan olabileceği gibi sonradan geçirilmiş bir enfeksiyona bağlı da olabilir. Testlerden geçirilmiş bir cerrahi müdahale de tıkanıklığa sebep olabilir.

NEDENİ AÇIKLANAMAYAN KISIRLIK
Günümüzde tıbbın olanakları ile ortaya konulamayan kısırlık durumlarında nedeni açıklanamamış kısırlık (idiopatik infertilite) söz konusu olur. Testler ile ortaya çıkarılamayan sperm enfeksiyon bozuklukları, yumurtanın çatlaması ve tüpler içindeki hareketinde bazı bozuklukların varlığı öne sürülen varsayımlar arasındadır.
Nedeni açıklanamamış kısırlık olgularında rol oynayan psikolojik etkenlerin varlığı tam olarak belli değil. Stresin kadın üreme sistemi ve hormon dengesi üzerinde olumsuz etkiler yapabileceği biliniyor. Ancak burada sebep-sonuç ilişkisi belli değil. Yani kısırlık nedeniyle mi stres olmakta, yoksa stres nedeniyle mi kısırlık olmakta. Stresin ortadan kalkma durumunda doğal yollardan gebeliklerin oluştuğu bildiriliyor. Özellikle kısırlık tedavilerine cevap alınamayan çiftlerde bazen tedavinin kesildiği ve çifte dinlenme şansı verildiği aylarda kendiliğinden gebelik olabilmekte.
Nedeni açıklanamamış kısırlık terimi günümüzdeki tanı yöntemlerinin sınırını gösteriyor. Tanı yöntemlerindeki ilerlemelerle birlikte bu gruba sokulan çift sayısı da azalacak.

KISIRLIĞIN TEŞHİSİ
Kısırlık problemi ile başvuran çiftlerde, kısırlık nedenini kısırlık nedenini açıklamaya yönelik bazı tetkikler yapılması gerekir. Bunlardan ilki erkekte yapılan sperm analizi ve kadında, rahim ve tüplerin geçirgenliğini değerlendirmek amacıyla rahim filmi (histerosalpingografi) çekimidir. Ayrıca yine kadının hormonal durumu ve yumurtalıklarının kapasitesini değerlendirmeye yönelik hormon testleri adet kanamasının üçüncü gününde yapılır. Son zamanlarda tanısal laparospinin yeri tartışmalı olabilmekte bazı özel durumlarda kullanılabilir.

TEDAVİ
Aşılama
İnseminasyon daha çok rahim ağzına ait problemlerin bulunduğu , sperm sayısından ve hareketliliğinden hafif bozuklukların bulunduğu veya çifte ait hiçbir problemin bulunmadığı, açıklanamayan kısırlık durumlarında uygulanır.
İnseminasyon için erkekten alınan sperm sayısı laboratuvar koşullarında çeşitli yıkama işlemlerine tabi tutularak sperm hücreleri dışındaki tüm sıvılardan arındırılır, sperm hücreleri çok az bir sıvı içinde konsantre edilip, sayı hareketlilik oranı arttırılır. Daha sonra bu sıvı ince bir kateter yardımı ile rahim ağzından geçirilerek doğrudan rahim içine verilir.
Bu tedavi rahim ağzından salgılanan mukusun spermin rahim içine geçişini engellediği durumlarda en iyi sonucu verir. İnseminasyon ayrıca nedeni açıklanamamış kısırlık olgularında ve hafif erkek kısırlığı olgularında da daha düşük başarı oranları ile kullanılır. En yüksek gebelik oranlarının ilk üç uygulamada olduğu altı uygulamadan sonra gebelik şansının çok düşük olduğu gösterilmiştir. Uygun koşullarda yapılmış üç inseminasyon sonrası yardımcı üreme tekniklerine geçilmesi düşünülebilir. Özellikle nedeni açıklanamayan kısırlık olgularında çiftlerin yaklaşık %25‘inde tüp bebek uygulamasında spermden veya yumurtadan kaynaklanan büyük döllenme bozukluğu görülür. İnseminasyon tedavisiyle gebelik şansı altı uygulama sonucu yaklaşık olarak %30 civarındadır.
SONUÇLAR OLUMLU:
HİNTLİ BİLİM ADAMLARI BAZI MEYVELER VE DENİZ ÜRÜNLERİNDE BOL MİKTARDA BULUNAN LİKOPEN MADDESİNİN ERKEK KISIRLIĞINI TEDAVİ ETTİĞİNİ ORTAYA ÇIKARDI. ARAŞTIRMA YENİ DELHİ'DEKİ HİNDİSTAN TIBBİ BİLİMLER ENSTİTÜSÜ'NDE YAPILDI. YAŞLARI 27 İLE 49 ARASI DEĞİŞEN 30 KISIR ERKEK 3 AY BOYUNCA LİKOPEN MİKTARI YÜKSEK OLAN YİYECEKLERLE BESLENDİ. 1 İLE 20 YIL ARASIN DA KISIR OLAN VE NEDEN KISIR OLDUKLARI BİLİNMEYEN DENEKLERDEN 19'UNUN PARTNERİ HAMİLE KALDI.

SAYISI ARTIYOR:
BİLİM ADAMLARI ANTİOKSİDAN İŞLEVİ GÖREN LİKOPENİN SPERM HAREKETİNİ ARTIRDIĞINI BELİRTİYOR. HASTALAR MENİDE KALİTE YETER SİZLİĞİ, ANORMAL MENİ YAPISI VE HAREKETSİZLİĞİ GİBİ RAHATSIZLIKLARDAN ŞİKAYETÇİYDİ. SONUÇTA LİKOPEN DÜZEYİ İLE KISIRLIK ARASINDA DOĞRUDAN BİR İLİŞKİ BULUNDU. TEDAVİ SONRASINDA HASTALARIN YÜZDE 67'SİNDE GELİŞ ME KAYDEDİLDİ. SPERM HAREKETLİLİĞİ YÜZDE 73'ÜNDE ARTARKEN, YÜZDE 63'ÜNDE SPERM YAPISI DA GELİŞTİ.

MUCİZE YİYECEKLER:
* KARPUZ
* ISTAKOZ
* İSTİRİDYE
* KALAMAR
* MİDYE
* ÜZÜM
* DOMATES
* PAVURYA

Yardımcı üreme tekniklerinde amaç yeterli sayıda ve iyi kalitede embriyo elde edilebilmesidir. Bunun için ilk basamak ise yeterli sayı ve kalitede döllenme yeteneğine sahip yumurtanın oluşturulmasıdır. Bu amaçla hastanın yaşına, hormon düzeylerine, ultrasonografide saptanan küçük yumurta sayısına yani yumurtalıklarının rezervine göre her hastaya özel tedavi protokolleri kullanılmaktadır.

Yumurtalıkların uyarılmasında amaç yeterli sayıda 16-20mm çapında follikül (içinde yumurta bulunan küçük kistler) elde etmektir. Tüm tedavi şemalarında adet kanamasının 2. veya 3. gününde ultrasonografik değerlendirme ve kanda hormon düzeylerinin belirlenmesi sonrasında tedavi şekline karar verilir.

Tedavi süresince belli aralıklarla ultrasonografi ile folliküllerin büyümesi, rahim içi adet tabakasının kalınlığı ve kan hormon düzeylerine göre ilaç dozu ayarlanır gerektiğinde başka ilaçlar da eklenebilir. Her kadının tedaviye cevabı farklıdır ve bütün bu değerlendirmeler hastaya özel olarak yapılmaktadır.

Yumurta gelişimi ortalama 10-12 gün sürmektedir ve bu süre her hastada yumurtalıkların cevabına bağlı olarak değişmektedir.

Yumurtanın içinde bulunduğu follikül belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra yumurtanın olgunlaşmasını sağlamak amacıyla ilaç uygulanır ve bu uygulamadan ortalama 36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır.

Yumurtalıkların Baskılanması İçin Kullanılan İlaçlar

GnRH analogları: (Decapeptyl ®, Lucrin®, Suprefact®, Synarel® vb)

Bu ilaçlar hipofiz bezinden FSH ve LH salgılanmasını durdurarak yumurtalıkların uyarılmasını önler ve tedavide yumurtaların kontrolsüz ve uyumsuz büyümelerini, istenilen zamandan önce olgunlaşmalarını ve atılmalarını engellerler.

Bu grup ilaçlar, yumurtalığı uyarıcı ilaçlardan önce baskılama amacıyla kullanılırlar.

İlacın tipine göre enjeksiyon şeklinde (subkütan=cilt altı veya intramüsküler= kas içine) ya da burun yoluyla (intranazal) kullanılabilirler.

Yan etkileri; lokal cilt reaksiyonları (kızarıklık, ürtiker vb), baş ağrısı, sıcak basması, uyku bozukluğu, vajinal kuruluk, ruh halinde değişiklikler ve yumurtalıklarda kist oluşumu. Bu yan etkiler ilacın kesilmesi ile ortadan kalkar.

İlaç kullanımı sırasında iki haftadan daha uzun adet gecikmesi durumunda mutlaka gebelik testi yapılmalıdır.

GnRH antagonistleri: (Cetrotide®, Orgalutran® vb)

Bu ilaçlar günümüzde GnRH analoglarına alternatif olarak geliştirilmiştir. GnRH antagonistleri ile ön hazırlık ve yumurtalık baskılanmasına gerek kalmadan adetin ikinci gününde gonadotropinler ile yumurtalıklar uyarılmaya başlanır ve folliküller belli bir büyüklüğe ulaştığında GnRH antagonisti başlanarak yumurtaların istenilen zamandan önce olgunlaşıp atılmaları engellenir.

Yumurtalıkların Uyarılması İçin Kullanılan İlaçlar (Gonadotropinler)

Menotropinler: ( Menopur, Menogon, Merional)

Menopozdaki kadınlardan toplanan idrardan saflaştırma yoluyla elde edilen doğal FSH ve LH hormonlarıdır. Kas içine (intramüsküler) uygulanırlar. İdrardan saflaştırılarak elde edildikleri için ilaç miktarları ampullerde küçük farklılıklar gösterebilir.

Follitropinler: (Gonal-F®, Puregon®)

Saf FSH içeren ve laboratuar ortamında rekombinant DNA teknolojisi kullanılarak üretilen ilaçlardır. Her ampul, flakon, kalem veya kartuştaki hormon miktarı standarttır, cilt altına (subkütan) veya kas içine (intramüsküler) uygulanabilirler.

Menotropinlere göre daha pahalı ilaçlardır. Rekombinant LH (Luveris®) içeren cilt altına uygulanan başka bir follitropin grubu da mevcuttur.

Gonadotropinlerin Yan Etkileri

1- Yumurtalıkların aşırı uyarılması sendromu (Ovarian Hiperstimulasyon Sendromu= OHSS)

Tüp bebek tedavisinde yapılan yumurtalıkların aşırı ancak kontrollü olarak uyarılmasıdır. Bu yöntemle, doğal siklusta bir veya birkaç tane olan olgun follikül sayısı arttırılarak çok sayıda yumurta ve dolayısı ile çok sayıda ve iyi kalitede embriyo elde edilebilmektedir.

Ancak bazen yumurtalıkların cevabı istenilenden daha fazla olabilir ve hastanın takibini ve bazen de tedavisini gerektiren (OHSS) durum ortaya çıkabilir. Bu sendromun görülme riski, yumurtalıklarda gelişen follikül sayısı ve kandaki östrojen (E2) seviyesi ile doğru orantılıdır.

Yumurtalıkların uyarılması sırasında yapılan yakın ultrasonografik izlem ve kan östrojen düzeylerinin sık takip edilmesinin amacı da bu sendromun engellenmesidir. Ancak yumurtalıkların uyarılması amacıyla kullanılan ilaçlara her hastanın farklı cevap vermesi nedeniyle bu sendromun ortaya çıkmasının önüne geçilememektedir.

Klinik tablo hafif, orta veya şiddetli olabilir.

Hafif ve orta şiddette OHSS, olguların yaklaşık %10‘unda görülür. Yumurtalıklarda büyüme, karın şişliği, karında rahatsızlık hissi, kilo artışı ve bulantı mevcuttur. Hafif OHSS durumunda hasta ayaktan takip edilirken orta şiddetteki olgularda hastanın klinik durumuna göre ayaktan veya hastaneye yatırılarak takip edilebilir.

Şiddetli OHSS olguların %2‘sinde görülen ve yakın takip ve tedavi amacıyla hastanın hastaneye yatırılmasını gerektiren bir durumdur. Karında ileri derecede şişlik, şiddetli karın ağrısı, bulantı, kusma, nefes darlığı ve idrar miktarında azalma görülebilir. Bu tablo genellikle gebelik gerçekleşen olgularda ortaya çıkar. Gebeliğe bağlı olarak tablo şiddetlenebilir ve düzelmesi uzun zaman alabilir. Yumurta toplama aşamasında kan östrojen düzeyleri ve toplanan yumurta sayısı ile şiddetli bir OHSS tablosu öngörülebiliyor ise döllenme ve embriyo oluşumu sonrası embriyolar dondurularak, bir başka siklusta, rahmin embriyoların yerleşmesine hazırlanması sonrası transfer yapılabilir.

2- Çoğul gebelik

Tüp bebek tedavisinde hedef tekil gebeliklerin sağlanmasıdır. Ancak hastanın yaşı, yumurtalıklarının cevabı, embriyoların kalitesi ve rahime yerleştirilen embriyo sayısı gibi faktörlere bağlı olarak çoğul gebelik oluşumu riski bulunmaktadır.

3- İlaç uygulama bölgesinde kızarıklık ve ağrı, baş ağrısı, yorgunluk

Yumurtalıkların uyarılmasının uzun dönem yan etkisi olarak kansere neden olup olmadığı konusunda tartışmalar vardır. Bu sorunun yanıtı günümüzde tam olarak verilememektedir ancak bugüne kadar yapılan araştırmalar böyle bir riskin olmadığını göstermektedir.

Yumurtaların Olgunlaşması İçin Kullanılan İlaçlar

İnsan Koryonik Gonadotropini (HCG= Human Chorionic Gonadortopin) içeren ilaçlardır. (Pregnyl®, Profasi®, Ovitrelle® vb)

Yumurta toplama işleminden ortalama 36 saat önce uygulanırlar. Sadece kas içine veya hem kas içine hem cilt altına uygulanabilen ilaçlar mevcuttur. Bu ilaçlar belli büyüklüğe ulaşmış yumurtaların toplama işlemi öncesi olgunlaşmasını sağlar.

Yumurta olgunlaştırıcı iğneler için uygulama zamanı mutlaka belirtilen saatte olmalıdır. Erken uygulama durumunda yumurta toplanması planlanan saatte, öncesinde yumurtlama gerçekleşmiş olduğu için yumurta bulunamayabilir. Geç uygulama durumunda ile toplanan yumurtalar istenilen olgunlukta olmayabilir. Bu nedenle ilaç bir şekilde istenilen zamanda yapılamadı ise mutlaka takip eden ekibe haber verilmelidir, yumurta toplama zamanının değiştirilmesi gerekebilir.

Embriyoların Rahime Tutunmalarına Yardım Eden İlaçlar

Progesteron (Progestan®, Crinone jel®):

Bu grup ilaçlar normal siklusta içinden yumurtanın atılmasından sonraki aşamada kist haline gelen follikülden salgılanan ve embriyonun rahime yerleşmesine yardım eden ve sonrasında gebeliğin düşmesine engel olan doğal progesteron hormonunu içerir.

Bu ilaçlar yumurta toplanmasını takiben başlanır ve gebelik gerçekleştiyse gebeliğin 11. haftasına kadar devam edilir. 11. gebelik haftasından itibaren progesteron hormonu plasenta olarak adlandırılan bebeğin eş dokusu tarafından salgılanmaya başladığı için ilaç uygulamasına son verilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp