İnme Ayırıcı Tanı
İnme Ayırıcı Tanı : İnmenin çeşitli biçimlerinin ayırt edilmesi kesin tedavi ve sonuç açısından kuşkusuz önemlidir, ama acil girişim açısından fazla önem taşımaz. Zaten deneyimli bir hekim bile inmeye yol açan beyin hasannın niteliğini ilk anda saptayamaz. Bununla birlikte inmenin en yaygın nedenlerini ayırt etmeye yönelik bazı ölçütlere değinmek yararlı olabilir.Bir ölçüt inmenin nasıl geliştiğidir. İnme embolide ani. kanamada belirginbiçimde hızlı (1-2 dakikadan 1-2 saate), trombozda ise görece yavaş (birkaç dakikadan birkaç saate) ortaya çıkar. Em- bolide hasta hızla iyileşebilir; kanama ve trombozda ise hasarın belirtileri kalıcı olmasa bile çok uzun sürebilir. Em- bolide ve trombozda hastanın bilinci genellikle açık kalır; oysa beyin kanamasında komaya sık rastlanır.
Beyin kanamasında beyin zarı örselenmesine ya da kafaiçi basıncının artmasına bağlı olarak gelişebilen ense sertliği ve kasılma nöbetleri de emboli ve trombozda çok ender görülür.İnme herhangi bir durumda ortaya çıkabilir; bazen baş ağrısı, zihinsel- ruhsal etkinliğe bağlı kas hareketlerinde huzursuzluk gibi uyarıcı belirtilerin ardından gelişir. Gündüz hasta aniden düşer; düştüğünde ya komadadır ya da bilinci açıktır, ama felç gelmiştir. Gece ise uyku durumundan komaya geçebilir ya da yataktan kalkmaya çalışırken düşer.Hastanın yüzüne kan toplanmış, solunumu güçleşmiş, ateşi yükselmiştir. Derin koma gelişmişse gözbebekleri ışığa tepki göstermez (ışığa bağlı olarak büyüyüp küçülmez). Hasta komadayken gözleri ve başı genellikle lezyon tarafına doğru döner (eski deyişle hasta kendi lezyonuna bakar). Yüz felcinde gevşek yanak aralıklı olarak şişer. Vücudun bir yanındaki kol ve bacak felç olur (tek taraflı felç) ve kaldırıldığında sağlıklı yandakinden çabuk düşer.
Konuşma çoğunlukla bozulur; bazen de olanaksızlaşır.Hasta konuşma yeteneğini bir ölçüde ya da tümüyle yitirmiştir; söylenenleri anlayabilir, ama konuşamaz ya da çok zor konuşur. Bazen inmeye özgü bir konuşma güçlüğü (afazi) içindedir; söyleneni ve ne söylemek istediğini bilir, ama sözcükler ağzından yanlış çıkar. Bu durumda hasta sakinleştirilmeye çalışılmalı, hareketlerle ve yapabi- lir-se yazıyla iletişim kurmaya ikna edilmelidir. Söylemek istediği anlaşıldığı zaman bu durum hastaya bildirilmelidir. Bazen de hastanın konuşmasında bir bozukluk görülmez, ama bilincinin açık olmasına karşın anlama merkezi hasara uğradığından söylenenleri anlayamaz.