İmmunoglobülin E

İmmunoglobülin E :

Alerjik olaylardan sorumlu antikorun IgE olduğunun keşfedilmesi astım ve diğer alerjik
hastalıkların teşhis ve tedavisi için önemli bir adım olmuştur. Prausnitz ve Kustner 1921 'de
alerjik reaksiyonlardan serumda bir proteinin sorumlu olabileceğini göstermesi, 1966'da
Ishizaka'nın E immunoglobulin'in fizikokimyasal özelliklerini tanımlaması alerjik hastalıkların
mekanizmalarının anlaşılmasında yeni ufuklar açmıştır.

IgE'yi meydana getiren plazma hücreleri, solunum ve gastrointestinal sistem lenfoid dokusu
içine yayılmıştır. Bu hücrelerin en çok bulunduğu organlar, tonsil ve adenoid dokularıdır. IgE'ler
lokal olarak sentezlendikten sonra sistemik dolaşıma karışır, sonradan da dokulardaki mast
hücreleri ve kandaki bazofillerin yüzeyindeki reseptörlerine homojen olarak yerleşir.

Yüzeyinde IgE içeren B hücreleri fetal hayatın 11. haftasından itibaren akciğer dokusunda
mevcut olduğu ve anneden fetuse geçen antijenlerin intrauterin hayatta IgE sentezine yol
açabildiği bilinmektedir. Plasentadan geçişi olmadığından yeni doğanda serum IgE seviyesi
oldukça düşüktür (0,5 IU/cc). Doğumdan sonra serum IgE seviyesi yükselerek 10-15 yaşlarında
erişkin seviyesine ulaşır. Erişkin erkeklerde ortalama serum IgE düzeyi kadınlara nazaran daha yüksektir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp