İlaç Alerjisi Döküntü

İlaç Alerjisi Döküntü : İlaçlara bağlı olarak ortaya çıkan istenmeyen ilaç reaksiyonları önemli bir sağlık sorunudur. Tedavi sırasında hastaların % 5-15' inde ilaçlara karşı istenmeyen reaksiyonlar gelişmekte, hastaların % 0.1' inde ise ölümle sonuçlanan reaksiyonlar olmaktadır.

İlaç alerjilerinde görülen reaksiyonlar 4 grupta incelenir. Tip1 (IgE aracılı) en sık karşılaşılan gruptur.

En fazla alerjik durumlara yol açan ilaçlar antibiyotikler (penisilin, sefalosporin ve sülfonamidler), epilepsi ilaçları (fenitoin), ağrı kesiciler, ameliyatlarda hastayı uyutmak için kullanılan ilaçlardır. İlaç alerjisi görülme sıklığını belirleyen hastaya ve ilaca ait bazı özellikler vardır:

İlaca ait özellikler:

1. İlacın tüketilme oranı (Daha çok kullanılan ilaçlarla daha fazla görülür)
2. İlacın yapısal özellikleri (Yapısı karışık olanlar ve molekül ağırlığı daha fazla olan ilaçlar ile daha fazla görülür)
3. İlacın kullanılan dozu
4. İlacın veriliş yolu (En fazla deri altına veya damar içine uygulamalarda)
5. İlacın veriliş sıklığı ve süresi (Sık aralıklarla uygulamada ya da uzun süreli uygulamada daha fazla görülür).
6. Birlikte kullanılan ilaçlar.

Hastaya ait özellikler:

1. Cinsiyet (kadınlarda bir miktar daha fazla),
2. Yaş (Erişkin yaşta daha fazla, çocuklarda azdır),
3. Kalıtım (Bazı ilaç alerjilerinin ailevi geçişi olduğu gösterilmiştir),
4. Eşlik eden hastalık (Uzun süreli ve tekrarlayıcı tedavi gerektiren hastalıklar; kronik sinüzit..).
5. Daha önce geçirilmiş ilaç alerjisi.

İlaç alerjisinde görülen belirti ve bulgular

İlaç alerjisinde en sık karşılaşılan belirtiler cilde ait olanlardır.

Belirli bir organa ait belirtiler


a) Deri bulguları: En sık olarak deri bulguları gözlenir. Bu bulgulardan; kızamık benzeri döküntü (makülopapüler ilaç erüpsiyonu), kaşıntılı kabarmalar=kurdeşen (ürtiker), kaşıntısız kabarmalar (anjioödem); sabit ilaç döküntüsü (fiks ilaç erüpsiyonu) görülür. Ürtiker ve anjioödem genelde ilaç alımını takiben kısa sürede çıkar. Kızamık benzeri döküntü birkaç gün sonra ortaya çıkar. Bunun dışında daha seyrek olarak diğer çok çeşitli cilt bulguları da görülebilir. Cildin katlar halinde soyulduğu "eksfoliatif dermatit" ile "Toksik epidermal nekrolizis" ilaçlara bağlı olarak görülen çok ciddi ve yaşamı tehdit eden durumlardır. Hastaneye yatırılarak tedavi edilmeleri gereklidir.

b) Alt ve üst solunum sistemine ait bulgular: İlaç alımını takiben bazı hastalarda aynı astımda olduğu gibi hırıltı, nefes darlığı ve öksürük olabilir. Üst hava yollarında ise nezle olmuş gibi burun akıntısı, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, hapşırma başlar. Bunun dışında boğazda tıkanıklık (larinks ödemi) olabilir.

c) Mide-bağırsak sistemi: Bulantı, kusma, karın ağrısı

d) Karaciğer ve böbrek tutulumu

Genel belirtiler

a) Anaflaksi: İlaç alımı sonrası görülebilecek en tehlikeli tepki türüdür. İlaç alımını takiben dakikalar içinde ortaya çıkabilir. Tansiyon düşüklüğü, vücutta kızarma ve kabarmalar (ürtiker/anjioödem), boğazda tıkanıklık hissi (larinks ödemi), bilinç kaybı, nefes darlığı görülebilir. Hemen tedavi edilmezse öldürücü olabilir.

b) İlaç ateşi: Beraberinde ciltte döküntüler de olabilir. İlaç kesildikten 48-72 saat sonra ateş düşer.

c) Vaskülit: Ciltte özellikle bacaklarda ve kalça bölgesinde döküntüler ile beraberinde ateş, kas ağrısı, eklem ağrısı ve halsizlik olur.

d) Serum hastalığı: İlaç alımını takiben 6 ile 21 gün sonra görülür. Ateş, halsizlik, ciltte döküntüler, eklem ağrısı ve lenf bezlerinde büyüme olur.

İlaç alerjilerinde tanı


Bir kaç yöntem birlikte değerlendirilerek tanıya ulaşılmaya çalışılır.

a) Öykü:

Tanıda ilk basamak hasta tarafından hekime aktarılan bilgilerdir

1. Tepkinin ilacın hangi dozunda, ne kadar süre sonra ortaya çıktığı ve özellikleri araştırılmalıdır.
2. Hasta kullandığı tüm ilaçları doktoruna bildirmelidir. (Son 1 ayda kullanımını sonlandırdığı ilaçlar dahil olmak üzere)
3. İlaç alımı ile belirtilerin ortaya çıkışı arasındaki zaman belirtilmelidir.
4. İlacı kullanma şekli (ağızdan, damardan veya kabadan), tedavi süresi, daha önceden uygulanıp uygulanmadığı bilinmelidir.
5. Ortaya çıkan belirtiler ve hastanın şikayetleri ayrıntılı olarak anlatılmalıdır.
6. İlaç kullanımı kesilmiş ise bu durumda belirtilerin kaybolup kaybolmadığı belirtilmelidir.

b) Testler:


Genel inanışın tersine belirli bir cilt testi veya kan testi ile bir hastanın hangi ilaçlara alerjisi olduğu tayini yapılamaz !
Hastanın anlattıkları doğrultusunda şüphe uyandıran ilaç kullanılarak testler uygulanabilir. Kullanılan testler; ilaca özel cilt testleri, kan testleri, ilacın kontrollü olarak tekrar uygulanmasıdir.

Deri testleri


1.Cilt testleri (prick test ve deri içine uygulanan testler) her ilaç alerjisinin tanısında kullanılmaz. Şüphelenilen ilaç tip1 ilaç alerjisine neden olmuşsa cilt testleri uygulanır.
2.Testte, ilaç sulandırılarak belirli aralıklar ile giderek artan dozlarda uygulanır . Testlerin ilacın kullanımından en az 4-6 hafta sonra yapılması gereklidir.
3.Testlerin acil yardım tedbirlerinin bulunduğu hastane koşullarında yapılması gereklidir.
4.Cilt testleri hastanın daha sonra gerektiğinde hangi ilacı kullanabileceğini saptamak için veya hastanın merakını gidermek için yapılmaz.
5.Yapılan test sadece o kür tedavi için geçerlidir. Tekrarlayan tedavilerde tekrar test yapmak gerekir.
6.Cilt testleri hastanın ilaca karşı duyarlılaşmasına yol açabilir. Bu nedenle gerekmedikçe yapılmamalıdır.
7.Her ilaç ile cilt testleri yapılmaz. Pratikte antibiyotikler, küçük cerrahi girişimler sırasında kullanılan bölgesel uyuşturucular, ameliyatlar sırasında kullanılan uyutucu ilaçlar ile test yapılabilir.

Yama testleri

Alerjik etkisi geç ortaya çıkan ilaçlar için ilacın özel bir malzeme içinde sırta yapıştırılarak 48 saat süre ile tutulup cilt bulgularının oluştuğu bir testtir.

İlaç alerjilerinin tedavisi


Tedavide amaç oluşmuş olan şikayetleri geriletmek ve bu şikayetlerin tekrarlamaması için gereken tedbirleri almaktır.

1. Sorumlu ilaç kesilir.
2. Mevcut yakınmalara yönelik tedavi uygulanır (Bu tedaviler mutlaka doktor tarafından önerilmelidir. Hasta kesinlikle kendi başına ilaç almamalıdır. Böyle bir uygulama çok ciddi sonuçlara neden olabilir)
3. Hasta, yanında takip edildiği doktor tarafından verilen hangi ilaçlara alerjisi olduğunu gösteren künye ya da kart taşımalıdır.
4.Hasta kesinlikle kendiliğinden eczaneden ilaç almamalı ya da kullanmamalıdır.
5. Kendisine reçete yazacak olan her doktora ilaç alerjisi olduğunu söylemesi ve bu konuda yapılmış testler varsa göstermesi gereklidir.
6. Hastanın alerjik olduğu ilaç doktor kararı ile mutlaka kullanılacak ise (mevcut hastalığın tek tedavisi ise, alternatif bir ilaç yoksa), bu konuda uzmanlaşmış merkezlerde hasta hastaneye yatırılarak "desensitizasyon" (alerjik olduğu kesin kanıtlanmış ilacın çok düşük dozlardan başlanılıp, belirli aralıklarla doz arttırılarak vücudun ilaca alışmasının sağlanması) uygulanabilir.
7. Hastanın alerji yapan ilacı kullanması zorunlu değilse farklı kimyasal yapıya sahip bir ilaçla test yapılarak alternatif bir ilaç önerilebilir.
8. İlaç alerjisi olayı ile karşılaşıldıktan sonra o ilacın bir daha kullanılmaması gerekmektedir. Bu ilaç ile benzer kimyasal sahip ilaçlar da kullanılmamalıdır. Bu ilaçların bilinmesi, hastanın bu ilaçların listesini yanında taşıması gereklidir.
9. İlaç alerjisi gelişmesi riskini azaltmak için gerekmedikçe ilaç
kullanılmamalıdır. İlaç kullanılacaksa enjeksiyonlar (damar ve kas içine)daha fazla risk taşıdığı için ağız yoluyla ilaçların alınması tercih edilmelidir..

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp