Hıv Enfeksiyonun Varlığı Ve Aıds Olasılılığı Bir Travmatik Etkendir

Hıv Enfeksiyonun Varlığı Ve Aıds Olasılılığı Bir Travmatik Etkendir : HIV enfeksiyonu kronik ve öldürücü bir hastalığa dönüşme olasılığı olan bir durumdur. Hastalanan kişinin yaşamını ve yakınlarıyla ilişkisini değiştirir. 8u tanıyı alan kişiler yaşamlarının anlamını ve varlıklarının anlamını yeniden gözden geçirmek durumunda kalır. Kısaca, HIV enfeksiyonunun varlığı kişinin yaşamını tehdit eden bir olay olarak travmatik olup travma sonrası yukarıda açıklanan ruhsal hastalıkların gelişmesine eğer bu tür ruhsal hastalıklar varsa onların yeniden şiddetlenmesine neden olabilir.Cinsel bir saldırı yaşayan kişiler sürekli olarak bir korku içindedir. Ayrıca, CYBH olması korkularını bir kere daha tazeler ve pekiştirir. Yeni yaşadıkları hastalıkları ile ilgili olarak veya yeni yaşam biçimlerinde vermek durumunda oldukları önemli kararları bu korkular bozar, etkiler ve karıştırır. Temel korkunun "ölüm korkusu" olduğu ileri sürülmektedir.Cinsel taciz yaşayanlar genelde ilişkilerive cinsel rollerinde şaşkınlık karışıklık yaşarlar. Bir de CYBH eklendiğinde cinsellik, uygun cinsellik, yakın ilişkiler onlar için daha da problem olur. Partnerleriyle seksle ilgili nasıl konuşacaklarını ve ne yapacaklarını bilemezler.Giderek artan sayıda çalışma dünyada partner şiddeti ve cinsel şiddetine maruz kalan kadınların CYBH ve HIV riskini arttırdığına işaret etmektedir.

Çocukluk çağında yaşanan cinsel taciz ve şiddet aynı zamanda sağlık riski doğurmakta. Tecavüz mağdurlarının yaklaşık üçte biri yaşamlarında tecavüzle bağlantılı TSSB geliştirmektedir (NVC 1992)CYBH lar bu arada AIDS'le mücadele etmenin en temel ilkesi hastalığa karşı korunmaktır. Yukarıda kısaca açıklandığı gibi damgalayıcı, olumsuz değerler taşıyan bir hastalığın açıklanması farklı sorunlara gebedir. Eşler başka bir bedensel hastalığı açıkladığı gibi CYBH açıklayamaz. Bu açıklama aynı zamanda eşe sadık kalmadığının açıklanmasıdır. Başka bir kişi ile ilişkide bulunan partner bunu gizli tutmak isterken diğer partner ilişkiyi zorluğa sokacak, tehdit edecek bir durumu deşmeye istekli değildir. CYBH la mücadele ederken hastalığın eşlere açıklanma ve açıklanamamasını etkileyen koşulların iyi tanınması ve bu engellerin kaldırılması için uygun stratejiler geliştirilmesi gerekir. Toplumsal boyutta haberdarlık ve koruma çalışmalarında bu konuda çalışmalar arttırılmalı. Bireysel olarak çalışılan ve durumu eşi veya eşlerinden saklayan hasta kişilerde açıklama ve açıklamama konusundaki zorlukları konuşmasına uygun bir ortam ve danışmanlık sağlanmalıdır. Büyük açıklamaların tek adımda değil basamaklı olduğunun da çiftlere tanıtılması yararlı olabilecektir.

Ayrıca farklı çalışmalarda eşlerine durumu açıklayanların kendilerinin hastalığı ile kabulünü görmesi ve sürekli bir ilişkiyi sürdürürken saklamanın verdiği zorluklar olarak belirtilmiştir.Hastalığın varlığını ve geçiş yollarını bilmemek veya azımsamak korunmayı zayıflatır. Doğal olarak bu durumun uzun ve kısa süreli ilişkilere etkileri farklı olabilir. Farklı senaryolar geçerli olabilir, ilişkibaşladığında eşlerin hiçbirinin CYBH yoktur. Zamanla birinde hastalık çıkar. Çift varolan ilişkilerine bu yeni durumu yerleştirmek durumundadır. Bir bütünleştirme yapabilirler veya yapamazlar. Bazıları bu gerçek testten sonra ilişkinin kuvvetlendiğini bazıları ise bu zorluğu taşlamadıklarını bildirmektedir. İkinci olasılık, hasta olan bir kişinin yeni ilişkiye başlaması. Bazı ilişkilerin başında bu açıklama yapıldığında bilerek ilişkiye karar verenler olabilir. Bazıları ise hastalığı öğrendiğinde ilişkiyi askıya alabilir ve ilişkiyi sürdürme veya sürdürmeme kararını daha sonra verebilir.Ancak iki partnerde durumu bildiğinde ikisine ortak olarak korunma esas alınarak cinsel tedavi yapılabilir. Bu tedavide, yaşayacakları duygusal ve cinsel sorunlara odaklanmak mümkün olabilecektir. Yakın ilişkilerde gizli saklı uzun süre kalamaz. Eşlerin sırları paylaşması ilişkide genelde yakınlığı pekiştirici gerekli parçası olmakla birlikte açıklamalar daima olumlu gelişmelere gebe olmaz. Açıklamanın içeriği durumu belirleyicidir. Eşler sorunlu konulan birbirlerine açıklama durumunda kalabilirler.

CYBH varlığı gibi önemli bir bilginin açıklanması çiftin ilişkisini ve iletişimini yönlendirecektir. Yazarlar uzun süreli bir ilişkide bu açıklamanın sıklıkla tekil bir olay olmadığını, zaman içinde parça parça yayılan bir süreç olduğunu belirtir. Küçük adımlarla sorun konuya giderler (Newton, McCabe 2005).

Cinsel tacize uğrayan bir kişi veya yakınları ne yapabilir?
Cinsel şiddet mağdurlarının bilmesi gereken önemli konulardan biri uğradıkları şiddetin hiç bir şekilde kendi suçları olmadığıdır. Şiddetin gerçekleştiği anda mağdurun nerede olduğu, gece veya gündüz olduğu, ne giydiği, ne söylediği, nasıl davrandığı tacizde kendilerini suçlamalarını gerektirmez. Hangi durumda olursa olsun bir kişi istemediği halde cinsel temas yaşıyorsa burada onun suçu yoktur. Suçlu istemediği halde kendisine tacizde bulunan kişi/kişilerdir. Saldırgan hükmetme, aşağılama, kötü davranma arzusuyla hareket eder. Cinsel taciz, saldırganlığın cinsellik yoluyla ifadesidir, aşk, tutku, haz, şehvet, ihtiras ve arzuyla ilişkisi çok azdır.Mağdurların izin verdiği arkadaşlarına, aile veya akrabalarına , eşine, polise ve savcılığa başvurmak mağdur için yararlı olabilir. Eğer yasal işlem yapmak istemiyorsa bile bir sağlık merkezine gidip tedavi edilmeli, tecavüz, taciz değerlendirilmesi sırasında cinsel yolla bulaşan hastalıklar, HIV ve gebelik konusunda bilgilendirilmeli gerekli testler yapılmalı ve tacizle ilgili tıbbi raporlar oluşturulmalıdır. Değerlendirilmesi biten mağdur psikolojik destek için yönlendirilmeli, kriz değerlendirilmesi yapılıp, mağdurun eşi,ailesi mağdurun izniyle durumdan haberdar edildiyse onlara da bilgi verilmelidir.Erken başvuru daima çok değerlidir. İlk 72 saat içinde başvuruda adli tıbbi delillerin toplanması, cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisi, acil doğum kontrolü müdahalesi ve HIV profilaksi danışmanlığı mümkündür. Hekimin veya ilgili sağlık görevlisinin tacizin açıklanmasında empatik, destekleyici ve değerlendirme sürecinde yargılayıcı olmadan iletişime açık kabullenici ve saygılı bir dinleyici olması önemlidir.

Tecavüz sözkonusu olduğunda hastanın bakış açısından öznel deneyimlerin yaşadığı tacizle ilgili duygularının, korkularının, kaygılarının normal tepkiler olduğunu belirtilerek konuşmaya ve kendini ifadeye cesaretlendirilmen. Mahremiyet için özen gösterilmeli. Mağdurun aile üyeleriyle bağlantı kurmak için daima mağdurun izninin alınması gerekir. Mağdur 18 yaş altında ve kendi karar verecek yeterlikte değilse ve adli bir durum sözkonusu ise bilginin en azından bir bölümünün gizli kalmayacağı görüşme sırasında kendilerine açıklanmalıdır. Mağdurun güvenliği, saldırganla hala ilişkisinin olup olmadığı, saldırganla mağdurun ortak kullandıkları araba, ev aynı apartman, çevrede yaşayıp yaşamadıklarının belirlenmesiyle mümkün olabilir. Hekim mağdurun psikolojik, psikiyatrik tedaviye ihtiyacı olup olmadığını süren ruhsal şikayetleri değerlendirmesiyle saptayıp yönlendirmelidir. Cinsel taciz yalnız mağduru etkilemez, aynı zamanda ailesini, sevenleri ve toplumu da etkiler. Yakınlar saldırıdan sonra yanlızca sevdiklerine yardım etmekle kalmaz aynı zamanda önem verdikleri kişinin mağduriyetiyle ilgili kendi duygularıyla olayın üstesinden gelmeye çalışırlar.Bu durum yakınların mağdurla benzer duyguları yaşamasına neden olur yani onların da desteğe ihtiyacı olabilir. Mağdura destek olurken onu yargılamadan dinlemeli, tacizin kendi suçları olmadığı, zarardan korunmakiçin yaptıklarının gerekli ve doğru olduğu belirtilmeli, mağdur tıbbi değerlendirme için cesaretlendirilmen, eğer mümkünse tacizi avukatla, ruh sağlığı uzmanıyla veya güvendikler kişilerle konuşması için cesaretlendirilmelidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp