Hiperkalsemi Tedavisi

Hiperkalsemi tedavisi için neler yapılmalı? Sorusuna yanıt olarak hiperkalsemi tedavisi için şifalı bitkiler ve hiperkalsemi tedavisi hakkında faydalanacağınız bilgiler bu makalede yer almaktadır.

Vücudumuzda kemik ve dişlerimizin önemli bir yapı taşı olan ve onlara sertliğini veren kalsiyum, oldukça önemli bir miktarda bulunmaktadır. Hücre içi olan kalsiyum dışında, aynı zamanda hücreler arası mesafe ve kanda da belirli miktarda kalsiyum bulunmaktadır. Çeşitli hormonların (başta parathormon ve vitamin D olmak üzere) etkisi ile serum kalsiyum konsantrasyonu belirli bir aralıkta tutulmaktadır.

Normal sınırlar laboratuvardan laboratuvara değişmekle birlikte, genellikle 8.8-10.5 mg/dl arasında bir total kalsiyum konsantrasyonu normal olarak kabul edilir. Ancak, bu seviyenin yaklaşık %40′ı esas olarak plazmada serbest (iyonize) halde bulunur ki, eğer iyonize kalsiyum seviyelerinde normalden herhangi bir sapma ortaya çıkarsa hiperkalsemi (yükselme) ve hipokalsemi den (düşme) den söz edilebilir. İyonize kalsiyumunun esas alınmasının sebebi, plazma proteinlerindeki değişimlerden etkilenmemesidir.

Hiperkalsemi sebepleri esas olarak; primer hiperparatiroidizm, tümörlere bağlı ortaya çıkan hiperkalsemiler ve D vitamininin fazla olduğu durumlardır. Kalsiyumun aşın yüksek olması özellikle kalpte oldukça olumsuz etkilere yol açar. Hatta hiperkalsemik kriz denilen aşırı yükselme durumlarında kalp durması sonucu ölüm dahi görülebilir. Hiperkalsemi böbreklerden sinir sistemine, eklemlerden damarlara kadar pek-çok organ ve sistemde önemli bozukluk ve hasarlara yol açabilmesi bakımından mutlaka tanımlanmalı ve erken tedavi edilmelidir. Ayıncı tanıda öncelikle serum parathormon düzeyinin değerlendirilmesi önemlidir. Buna bakarak hiperparatiroidizm (parathormon yüksekliği) ve diğer sebepler (parathormonun baskılanması) gibi altta yatan sebepler ortaya konabilir.

Hiperkalsemi tedavisinde öncelikle damardan tuzlu su (serum fizyolojik) verilmesi, çeşitli idrar söktürücüler (tiazid grubu verilmez), kemik çözünmesini ve kalsiyumun kana karışmasını engelleyen ilaçlar kullanılmaktadır. Krizdeki hastaların acil hemodiyalize alınması gereklidir. Esas tedavi, altta yatan sebebin bulunması ve ortadan kaldırılmasıdır.Tam tersi durum olan hipokalsemi ise; serum iyonize kalsiyum seviyesinin normalin altına inmesi durumudur.

İdiyopatik (sebebi bilinmeyen) hipoparatiroidi, bazı antibiyotiklerin kullanımı (aminoglikozid grubu), magnezyum eksikliği, tiroid ve paratiroid ameliyatları ile paratiroid bezlerin çıkarılması ve alkolizm gibi durumlarda da hipokalsemi görülebilmektedir. Hipokalsemik hastada gizli ya da aşikar tetani (kas-sinir kavşağında aşırı uyarılabilirlik neticesi kas spazmları) ortaya çıkar. Bunlar solunum yolunda gelişerek tıkanma ve boğulmalara kadar varabilir. Ağız etrafında ve parmak uçlarında uyuşmalar görülür. Tanıda serum iyonize kalsiyum ve fosfor düzeyleri (hipoparatiroidide yükselir) önemlidir.

Parathormon seviyesinin düşük olması hipoparatiroidi açısından anlamlıdır. Ancak bu seviyenin yüksek olduğu psödohipoparatiroidizm tablosu da akılda tutulmalıdır. Vitamin D eksikliğinde genellikle hem kalsiyum hem de fosfor seviyeleri düşük bulunur. Hipokalsemi acil tedavi gerektiren bir durumdur. Acil vakalarda damardan yavaş yavaş kalsiyum enjeksiyonu hayat kurtarır. Uzun vadeli tedavide genellikle aktif D vitamini ve analogları ve kalsiyumun ağızdan verilmesi yararlıdır. Sebep düzeltilebilen bir durumsa (örneğin ilaca bağlı), tam şifa sağlanabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp