Gençlik Ve Sigara
GENÇLİK ve SİGARA
GiRiş
Gençlik ve sigara arasında sanılandan daha yakın bir ilişki söz konusudur. Hem üreticiler, pazarlamacılar, reklamcılar gibi sigaradan para kazananlar için; hem de sigara karşıtları olan bizler için durum böyledir. Bu, çok bağlantılı iki kavram arasındaki ilişkiler bu yazıda gözden geçirilecektir. Bu bölümde tartışılacak alt konu başlıkları şöy ledir 1. Sigaraya Başlamada Gençlik Dönemi "Sigara içmek ço cukça bir davranıştır" 2. Sigara Pazarı ve Gençlik "Siz pazarlasaydınız kime satar dınız ?" 3. Sigara Reklamları ve Gençlik "Ağlar kimin için atılıyor" 4. Gençlik Döneminde Sigaranın Etkileri "Taş üzerine yazılan Yazı" 5. Pasifİçicilik ve Gençlik "Duman altı Çocukları" 6. Sigara Karşıtı Çalışmalar ve Gençlik "İşin Sırrı Gençlikte"
SiGARAYA BAŞLAMADA GENÇLiK DÖNEMi
"Sigara içmek çocukça bir davranıştır" İnsanlar niçin sigaraya başlarlar ? Bu sorunun yanıtını almak üzere yapılan anketlerin sonuçlarına göz atıldığında bunların hemen lamamen gençlik dönemine has psikolojik motivasyonlardan ibaret olduğu görülmektedir>. Kendini ispatlama, arkadaşları içerisinde yer edinme, otoriteye (annebaba, okul vs) karşı gelme, yasağı del me ar .usu, akranlarında görüp merak ve deneme dürtüsü, arkadaşlarının (eklifini geri çevirememe, içmediği için alaya alınmaktan, aşağılan maktan kokma, büyüklerine özenme, hayranlık duyduğu kişilere ben .cme, gizli ya da açık sigara reklamlarından etkilenme gibi dile geti rilen nedenlerin o dönem için ne denli önemli olduğu kabul edilebilir gerçeklerdir. Aşırı sevgi, hayranlık, saygı veya aşk duyduğu anne babası, öğretmeni, şarkıcı, sporcu, politikacıyı elinde sigara ile görü yor ise, bu çok geçerli bir başlama nedenidir. Sigara içen çocukların % 75inin annebabasından en az biri sigara içmektedir". Sigara içmeyen nnnebabaların çocuklarında sigaraya başlama oranı çok daha düşük IOr 5 . Öğretmenin, bilhassa öğrencilerinin yanında veya onların göre bileceği şekilde sigara içmeleri de sigaraya başlamada çok etkili 01 ınaktadır. İlk okul öğretmenine duyulan hayranlık, sevgiden maalesef onun elindeki sigara da, hiç hak etmediği bir payalmaktadır. Çocuk luktan gençliğe geçişte, karşı gelme psikolojisi çok güçlüdür. Anne babanın "sakın sigara içme!" şeklindeki baskıları, okulda sigara içen lcre karşı yürütülen çalışmalar, onun benliğine, kendi hakkında karar verme hakkına saygı duymayan, dıştan direktiflerle güdülemeye çalı şan otoriteye isyan, kuşkusuz çok etkili olmaktadır. Üstelik, çocuğun sigara kullanmasına karşı çıkmalarına rağmen, çoğu zaman annebaba veya öğretmenin kendisi de birer sigara içicisidir. Bu çelişki, "sigara içme!" şeklindeki yasaklamaları anlamsız kılmakta, "madem ki kötü bir şey ve benim kullanmamı istemiyorsun, öyle ise niye sen içiyor sun ?" sorusuna makul bir yanıt bulunamadığı için, bu yasaklama siga nı merkezli bir cazibe oluşturmaktadır. Annebaba veya büyükleri n onu hala çocuk olarak görme, büyüyüp, kişilik kazanmaya başladığını kubullenmerne davranışları karşısında, çocuğun elindeki sigara çok cıkili bir silah olup çıkmaktadır. Kendinden daha yaşlı arkadaşlar edi ncrck, onların arasında yer almak, büyüdüğünü kendine karşı ispatla murun bir yolu olabilir. Bunun yolu da, onlar gibi sigara içmekten gc çcbilir. Sigara reklamlarında çok sık kullanılan genç, yakışıklı erkek kı ve güzel bayanların, modern ve güzel mekanlardaki görünümleri. böyle bir yaşama duyulan özentinin sigaraya yöneltilme biçimidir. Dikkat edilirse, sigara tiryakiletinin hemen tamamına yakınının, 20 yaşından önce bu nesneye bağımlı hale geldiği görülmektedir. Bu yaştan sonra, sigara bağımlılığının gelişmesi çok nadir bir durumdur. Çünkü yukarıda sayılan nedenlerin hiç birisi, kendine güven duyan, bir işi yapıp yapmamaya başkalarının taktir ya da yadırgamalarına göre değil, kendisine neler getirip neler götüreceğine bakarak karar veren erişkin bir kişi için geçerli değildir. "Hayır" deme, refüze etme hakkını kullanmaktan korkmayan; başkalarının değerleri için kendi değerlerinden vazgeçmeyen; başkalarıyla başarılı ilişkiler, dostluklar kurmak için kendi olmaktan vazgeçmesi gereğini duymayan; reaksi yonlarını ölçülü ve sınırlı tutmasını bilen; farklı görünümlerde sarılıp, paketlerıip sunulan mesajları, ilintilendirilen nesnelerden bağımsız olarak okuyabilen; özgüveni yüksek, erişkin bir kişi için, aslında siga raya başlamanın hiçbir reel gerekçesi yoktur. Aksine, sigara içmemesi için yüzlerce çok güçlü neden vardır. O kişi, sigara paketi içerisinde 2030 yıl sonra açılmak üzere kendisine sunulan ölüm tuzağının farkı na varır. Akciğer kanseri, kalp krizi, felç, kronik bronşit gibi ölümcül, sakatlayıcı ve yaşam kalitesini çok bozan durumlar barındıran bu pa ketten uzak durması gerektiğini bilir. Kuşkusuz, çok i leri yaşlarda bi le sigaraya başlama olasıdır. Ancak, bunların sayısı genel sigara içicile rin arasında ihmal edilebilir düzeydedir. Bundan dolayı sigara bağım lılığı asılolarak çocukluk ve gençlik dönemi hastalıkları arasında sa yılmalıdır.
SiGARA PAZARı VE GENÇLiK
"Siz pazarlasaydınız kime satardınız ?" Öncelikle vurgulandığı gibi, 20 yaşından sonra sigaraya alış mak nadir rastlanan bir durumdur. Sigara alışkanlığı yaygın olarak çocukluk çağlarında kazanılmaktadır . Ilkokul son sınıflardan başlaya rak ortaokul ve lise dönemlerinde sigarayla tanışılmakta, bir kaç yıllık pckiştirrneyi takiben alışkanlık gelişmektedir. Sigara kullanıp kullan mama konusunda henüz özgür bir irade ortaya koyamayacak durumda iken kazanılan bu alışkanlık, maalesef ömür boyu sürebilmektedir. Y ukarıda tartışılan gerçekleri en iyi bilen sigara sektörüdür. Onlar, kendilerini besleyecek ölçüde geniş bir tiryaki pazarı oluşturmak için, fazla zamanlarının olmadığını ve ne yapılıp edilip, 1020 yaşları ara sında gençlerin sigara müptelası haline getirilmeleri gerektiğini çok iyi bilmektedirler. Bu nedenle Türkiye gibi genç nüfusa sahip ülkeler bu şirketler için çok iyi birer pazar hedefidir. Nitekim Philip Morris Sabancı ortaklığı olan Philsa nın yeni Genel Müdürü Bay Marco Terribilini, Türkiyede göreve başlaması münasebetiyle, 4 Eylül J 997 tarihinde düzenlediği tanışma toplantısında, dikkatle değerlendirilmesi gereken, son derece önemli, önemli olduğu kadar talihsiz bir demeç verdi. Bay Terribiliniye göre; "Türkiye, Philip Morris için büyük po tansiyele sahip çok önemli bir pazardır. Çünkü Türkiye nüfusunun, sadece %18i 45 yaşın üzerindedir." Henüz daha sigara içip içmeme konusunda, dış tesir ve psiko lojik baskılardan bağımsız olarak özgür bir irade ortaya koyacak er ginlik yaşına girmeden, çocuklarımızın birer sigara bağımlısı haline getirilmesi ile onların kazanç kapısı açık tutulabilir. Böylece daha ne olup bittiğini anlamadan, kendi sağlıkları üzerinden kazanç peşinde olanların ağına düşen ve bir nikotin bağımlısı haline gelen gençler, yaşadıkları sürece onlara para kazandırmaya devam edeceklerdir. Hem de her gün, düzenli olarak, hiç aksatmadan. Tiryakiler her şeylerinden vazgeçseler bile, sigara şirketlerine ödemeyi taahhüt ettikleri günlük borçlarını ödemekten geri kalmazlar. Sigaradan kazanılan para çok tatlı bir paradır. Çünkü, tamamen nakit ve peşin olarak satılan bir mamuldür. Sürümü çok fazladır. Bir günde dünyada imal edilen sigara sayısı, dünya nüfusunun iki katıdır. Dünyada bir yılda sigara satın almak için ödenen para 300 milyar dolar tutmaktadır. Bu kadar karlı bir Pazar, ancak yeni tiryakiler oluşturmakla korunabilir. Gelişmemiş ülkelerin yaşam standardı düşük; temel gereksinimlerini bile karşıla makta zorlanan; ama bir türlü sigara içmeden yapamayan; sigara kar şısında özgürlüğünü kaybetmiş; geliri karnını doyurmaya yetmese bile, her sabah uyandığında öncelikle sigara almak üzere parasını har cayan ve sigaraya gelişmiş ülkelerin insanlarıyla eşdeğer bir kaynak ayırmak zorunda kalmış milyarlarca tiryaki sayesinde, kıtalar, ülkeler, sınırlar dinlemeyen bu küresel ekonomi, "gül gibi geçinip gitmek te"dir. Tiryakilik ise, ı O ile 20 yaş arasında oluşmaktadır. 20 yaşından sonra bir kişinin tiryaki olması çok nadir bir durumdur. Yani, çocuk lukgençlik döneminden erişkinorta yaşlılık dönemine geçildiğinde tren kaçmış olmaktadır. Siz sigara satıcı olsaydınız 1020 yaş grubunu asıl hedef kitle olarak kabul edip, temel stratejinizi bu kitlenin sigara y" alışurrlrnası üzerine kurmaz rmydıruz ? l liç kuşkunuz alımısın glo bal tütün sektörü de bunu en az sizin kadar bilmektedir. Sigara satış, pazarlarna, reklam ve promosyon çalışmaları her zaman gençlik üzeri ne kuruludur.
SiGARA REKLAMLARı VE GENÇliK
"Ağlar kimin için atılıyor" Bu kadar zararlı olan bir maddenin dünyada bu kadar yaygın olarak üstelik bir bedel ödenerek tüketilmesinin sebebi ne olabilir ? Bu sorunun yanıtının bulunması, sadece sağlıkçıların işi değildir. Psi kologlar, sosyologlar, ekonomistler ve politikacıların ilgi alanına giren bir çok faktör, burada roloynamaktadır. Sigara, ekonomisi olan bir metadır. Ekonomide ise tek taraflı zarar olmaz Terazinin bir kefesinde sigaradan zarar görenler yer alırken, diğer kefede sigaradan büyük kazançlar sağlayan sermaye vardır. Bu sermayenin tüm dünyada çok başarılı reklam ve pazar genişletme, talep artırma teknikleri ile gerek parlamentolarhükümetlerbürokratlar nezrinde ve gerekse de, basın medyada sınır tanımayan nüfuzu söz konusudur. Sigara reklamları, genişleyen global pazarda çok önemli işleve sahiptirler. Sigara sektörü çok uluslu, değişik sosyokültürel dene yimleri olan, insanları sigaraya yönlendirmenin en etkili yöntem ve araçlarını kullanan ve bunda çok başarılı olan bir birikime sahiptir. Aslında, sigara reklamları başlı başına bir araştırma konusudur. Bu reklamlarda kullanılan temalar, mekanlar, mankenler çok ustaca ve tamamen gençlerin ilgi alanına hitap edecek şekilde seçilmiştir. Bu reklamlarda, sigara hiç alakasız temalarla ilişkilendirilmekte, "başarı nın tadı", "özgürlüğün sembolü" gibi gösterilmektedir. Oysa, örneğin sigara ile başarı arasında ters bir ilişki vardır. Sigaranın iş verimini düşürdüğü, işe ayrılan zamandan çaldığı, dikkati dağıttığı, iş ve araba kullanma sırasında içiliyorsa trafik kazalarına neden olduğu bilin mektedir. Özgürlük ve sigara arasında da, benzer şekilde tersine bir ilişki söz konusudur. Çünkü, sigara alışkanlığı kişinin kendisini bir maddeye bağımlı hale getirmesidir ve bir çeşit esarettir. Sigara, zen ginlik, şıklık, güzellik, cinsellik, erkeklik, cesaret ve güçle özdeşleşti rilerek takdim edilmektedir. Nitekim, güzel mekanlarda iyi giyinmiş güzel, ince bayanların ve yakışıklı erkeklerin, rallide birinci olmuş başarılı yarışmacıların veya vahşi doğada gönüllerince yaşayan ko v boyların ellerinde sunulmaktadır. Oysa, modernleşmenin prototıpı olan gelişmiş batı ülkelerinde, sigara içen kişilerin toplumdan dışları dığı; cebinde sigara paketi, dişlerinde sigaranın bıraktığı sarı renk ve üstünde sigaranın sinmiş kötü kokusunu taşıyan kişilerin sadece işsiz ler, evsizler ve alkolikler olduğu görülür. Sigaranın erkeklerde cinsel fonksiyonları önemli ölçüde bozduğu, kısırlık, sperm kalitesinde <1 alma ve cinsel ilişki sırasında sertleşme sorunu oluşturduğu bilin mektedir. Yani, gerçekte sigara "esaret, başarısızlık, geri kalmışiık. sosyal dışlanma ve cinsel iktidarsızlıkla" eşlendirilmesi gereken bir ürün iken; reklamlarda tam tersi temalarla sunulmaktadır. Yani "akı kara, karayı ak gösteren" bir manipülasyon uygulanmaktadır. Ülkemizde 4207 sayılı kanuna göre sigara reklamları yasak Ianmıştır. Ancak, dolaylı reklamlar devam etmektedir. Sigara reklamı nın yasaklandığı ülkelerde bile, spor karşılaşmalarında ve kültürel toplantılarda firmalar yasağı rahatça delebilmektedirler. 1981 ve 1982 yılında Avustralyada bir kriket sezonunda "Bensorı ve Hedges" mar ka sigara reklamlarının 40.000 kez TV ekranında görüldüğü saptan rruştır". Toplum önderlerinin, şöhret sahibi sanatçıların, politikacıların ekranlarda ellerinde sigara ile arzı endamları da ücretsiz reklam olarak bu sermayenin hanesine yazılmaktadır. Bu etkinin önemi anlaşıldığın dandır ki tüm dünyada gençler tarafından sevilerek izlenen RedKit çizgi filmindeki kahramanın ağzındaki sigaralar geriye dönük olarak silinmiştir.
GENÇLiK DÖNEMiNDE SiGARANIN ETKiLERi
"Taş üzerine yazılan Yazı" Doğum sonrasında akciğer başta olarak bazı doku ve organla rın gelişimi devam etmektedir. Gelişmesini tamamlamış erişkinIere oranla bu dönemde sigaraya maruziyet, yaşam boyunca kalıcı sınır lanmalara neden olmaktadır. Evlerinde sigara içilen çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarda 815 yaş arası dönemde sigarayla temasın, so lunum fonksiyonlarında azalma ve havayollarında obstrüksiyonla iliş kili olduğu ortaya konmuştur. Bu çocuklarda, öksürük, wheezing (hı nlulı solunum) ve diğer solunumsal patolojiler çok daha sık görül mckıcdir. Astım, havayolu aşırı duyarlılığı ve astım şiddetinde artma ile sigaraya maruziyet arasında da benzer şekilde ilişki söz konusu uur 9 12 . Yine, sigaraya ne kadar erken yaşta başlanırsa, sigarayla ilişkili hastalıklara yakalanma riski de o kadar fazladır. Erken yaşlardan itiba ren başlanılan sigara kullanımı. KOAH ve akciğer kanseri olma riski ni, sigaraya daha geç dönemlerde başlayanlara göre çok daha fazla arurrnaktadır. Daha eskilerde, sadece yaşlı kişilerin hastalıkları ola rak bilinen koroner kalp hastalığı, akciğer kanseri, serebrovasküler hastalıkların, bugün artık çok daha genç yaşlarda görülmeleri sigaraya başlamanın giderek daha erken yaşlara inmesiyle çok yakın ilişkilidir. PAsiF içiciıiK VE GENÇliK "Duman altı Çocukları" İstemleri dışında sigara içmek zorunda kalan en büyük kitle, kadınlar ve çocuklardır. Anne, baba vb büyüklerin sınır tanımayan sigara içme tutkuları karşısında, çocuklar ve gençler çoğu zaman ken dilerini savunma şansına sahip değillerdir. Ülkemizde küçük yaşlardan itibaren temel eğitim süreçlerini bile tamamlayamamış milyonlarca genç, kentlerin sanayi sitelerinde ağır ve kötü koşullarda çalışmakta dır. Bunların hemen tamamı, pasif içicilik ve bunu takiben çok erken yaşlarda aktif içicilik ve tiryakilik geliştirmektedir. Yine, gençlerin sıklıkla vakit geçirdikleri kafe, kahvehane, bar, gazino vb ortamlar pasif içiciliğin en yoğun yaşandığı mekanlardır. Dolayısıyla genç nü fus daha yaşlı kişilere oranla çevresel sigara dumanına ve buna sekonder sorunlara çok daha büyük oranda maruz kalmaktadır. Çevre sel sigara dumanına devamlı ve uzun süreli maruziyetin, aktif içici Iikle benzer riskler taşıdığı ise artık çok iyi bilinmektedir. Bir kişinin olası riskleri üstlenerek sigaradan aldığı keyfi bun lara tercih etmesi kendi ile ilgili bir karardır. Doğalolarak böyle bir karar kişinin özgürlük alanı içerisine girmektedir. Buna, biz sigara karşıtlarının bile, diyebileceği fazla bir şey yoktur. Kişilerin sigara içme özgürlükleri olmalıdır, fakat bundan daha önde gelen sigara iç meme veya temiz hava soluma özgürlüğüdür. Kişi, her istediği yerde sigara içme hakkına sahip değildir. Sigara içilemez alanlara kişinin evi de dahildir ve hatta bu, diğer yasak kapsamındaki alanlardan çok daha önceliklidir. Çünkü, pasif içiciliğin en kabullenilemez tarafı çocuklu rın buna maruz kalmasıdır. Çocuklar sigaranın zararlı etkilerine daha duyarlıdırlar. Ülkemizde yapılan çalışmalar ilkokul çocuklarının hcl 3/4ünün pasif içici olduğunu ve bu çocukların idrarlarında ölçülen kotinin düzeylerinin, günde 6 adet sigara içen bir erişkindeki miktara eşdeğer olduğunu göstermiştir". Sigarayı savunma konusunda ne ka dar ileri giderse gitsin hiçbir annebaba, en sevdikleri varlıklarının, kendi içtikleri sigaradan dolayı ileride bir astımlı, kronik bronşitli ola rak yaşamasını veya sık solunum yolu enfeksiyonu geçiren sağlıksız, mutsuz bir kişi olmasını arzulamaz. Hiçbir sorumlulukları olmaksızın, sadece sigara içen bir anne veya babanın çocuğu olmaktan dolayı, akranlarının aksine özgürce koşup oynayamamaları; ömür boyu hasta ne, doktor, acil servis kuyruklarında çile çekmeleri; sık sık veya de vamlı hastalanıp, krize girip çok zor dakikalar, günler geçirmeleri. tatsız ilaçları kullanmak zorunda kalmaları ve yediklerinden giydikle rine kadar her şeyde belirli sınırlamalara uymaları gerektiğinden ya şam kalitelerinin önemli ölçüde bozulması etik açıdan kabul edilebilir bir durum değildir (Tablo 1). Görüldüğü gibi sigara içme davranışı, sağlık sorunu olmak yanında aynı zamanda bir etik sorundur.
SiGARA KARŞITI ÇALIŞMALAR VE GENÇLiK
"İşin Sırrı Gençlikte" 1950li yıllardan sonra tütünün sağlık üzerindeki olumsuz et kilerinin farkına varılmış ve kamuoyunun baskıları sonucu, ileri ülke lerde devlet desteğiyle sigara aleyhtarı kampanyalar başlatılmıştır. Bu kampanyalar, gerçekten başarılı olmuş ve milyonlarca kişi sigarayı bırakmış; sigara kullanım alışkanlığı ABDde 20 yıl içinde % 41 dü zeyinden % 29 düzeyine düşmüş; kişi başına yılda tüketilen sigara sayısı % 25 oranında gerilemiştir". Bu gerilerneye karşın, halen dünya tütün pazarının devi olan ABDde sigara üreten şirketler üretim ve kazançlarını artırmaya devam etmişlerdir. Bu, tütün pazarlamasının dış ülkelere, gelişmekte olan ve üçüncü dünya ülkelerine kaydınlma sının bir sonucudur. Gerçekten, aynı zaman diliminde, ülkemizde kişi başına tüketilen sigara sayısı, nüfus artışına rağmen % 13,4 oranında artmıştır. Bu gelişmeyi kabullenmek mümkün değildir. Bizlerin de, gelişmiş ülkelerin vatandaşları kadar sağlıklı olma ve sağlıklı kalma hakkımız olduğuna inanıyor isek, bu gidişe uygun şekilde toplumsal dinamiklerimizi oluşturmalı/geliştinneliyiz. Sigara alışkanlığının kontrolü ve tütünün zararlı etkilerinden toplumun korunması bağla mında yapılınası gerekenler aslında bellidir. Gelişmiş ülkelerde de nenmiş ve başarılı olmuş stratejileri, toplumumuzun gereksinim ve farklılıklarına göre modifiye ederek uygulamamız gerekmektedir.
Malalesef, bu tür faaliyetler ülkemizde çok geç başlamış ve halen çok cılız kalmış durumdadır. Sigara alışkanlığının kontrolü bağlamında yürü tülecek faaliyetlerin temel ve öncelikli bir hedefi gençlerin sigaraya başlamalarının önlenmesidir. Bu hedef, diğerlerinden örrıeğin sigara yı bırakmak isteyenlere destek verilmesi gibi çok daha önemli, önce likli ve sonuç alınabilecek bir stratejidir. İnsanları hastalandıktan son ra tedavi etmekten ise, hiç hastalanmamaları için önlem almak her zaman için daha iyi bir yaklaşımdır. Sigaraya başlamamış, yaşamında ona hiç gereksinim duymayan, hatta onun kokusundan, dumanından tiksinen, rahatsız olan bir kişinin, reel hiç bir gerekçe olmaksızın, ta mamen kendisi dışından gelen psikolojik baskı ve yönlendirmelerin sonucunda, ileride kendi başına felaketler açacak olan bir maddeye bağımlı hale getirilmesi sürecine müdahale etmek, tüm toplumsal so rumluluk taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin vazgeçilmez görevleri ara sındadır. Kendisi iyi bir sigara tiryakisi olsa bile, hiç bir anne baba kendilerinden çok sevdikleri çocuklarının talihsiz ve acımasız bir şekilde tütün pazarlayan şirketlerin karlarını artırmalarına yarayan hil ğımlılık zincirlerine vurulmasına asla razı olmaz. Gençlerin sigaradan uzak tutulmaları amacıyla yapılması gerekenler, sigaraya başlamn nedenleri başlıklı bölümde tartışılan konulardan kolaylıkla çıkariiuhi lir. Annebabanın, öğretmenin sigara içmemeleri; okul içi ve çevresi nin sigarasızlaştırılması; açıkgizli sigara reklamlarının önlenmesi gençlerin hayranlık duyduğu sanatçı, yazar, lider vb toplum önderleri nin sorumluluklarının gereği sigara içme alışkanlıklarını terbiye cdc rek açıkta ve toplum önünde sigara içmemeleri; küçüklere sigara satı şının önlenmesi; gençlere ucuz sigaraya erişim olanağı temin etmek üzere sürdürülen kaçak sigara pazarının yok edilmesi; sigaranın cnf lasyonun üzerinde fiyatlandırılması; sigara içmeyi ayıplayan, yadırga yan toplumsal değer yargılarının korunup, geliştirilmesi; eğitim rnüf redatı içerisinde sigaranın zararlarının sigaraya merak ve özenti oluş turmayacak bir biçimde öğretilmesi; eğitim ve güvenlikten sorumlu resmiözel organizasyonların bu konuda işbirliği yapıp, planlama, uy gulama ve sonuçların takibi bağlamında ortakhareket etmeleri; dene mebaşlama aşamasındaki gençlerin bu davranışlarının pekişmemcsi için, onları iten, zorlayan, yasaklama ve üzerlerinde baskı kurmaya dayalı değil, sigara kullanmaya iten nedenleri belirleyip, ortadan kal dırmayı amaçlayan bir yaklaşımın öğretmenveli işbirliğiyle yürüıül mesi; çocuklarımızın arkadaşlarından gelebilecek sigara içme tekI i (le rini refüze edebilecekleri, kendini ispatlarnak, çevrelerine kabul eui 1 rnek için doğrularından ödün vermeyecek şekilde yüksek öz güvenle yetiştirilmeleri; büyüklerin gelişim ve olgunlaşmalarına paralel onlarla ilişkilerini geliştirmeleri gibi olumlu yaklaşımlar ilk akla gelenler ola rak sayılabilir. Şunu tekrar vurgulamalıyız ki, gençlerin sigaradan u ak tutulması bağlamındaki hedeflerin tutturulmaması durumunda, sigara aleyhtarı kampanyaların istenen başarıyı veremeyeceği açıktır. SONUÇ Sigara ve gençlik birbiriyle çok yakın bağlantılı iki sözcüktür. Biz sağlıkçilar, ve toplumsal sorumluluk bağlamında sigara karşıtı misyon yüklenenler, en az sigara üretip pazarlayanlar kadar bu iki kavram arasındaki yakın ilişkinin farkına varıp ona göre stratejiler geliştirmeliyiz. Bunu başarabildiğimiz taktirde sigarasiz bir dünyil hayal olmayacaktır,