Gelenekler ve alışkanlık

Gelenekler ve alışkanlık :

Sigara kullanma olgusunu "evrensel ve geleneksel bir alışkanlık" olayı tanımlamıştık. Şimdi gelenek-alışkanlık ilişkisine biraz da ha yakından bakalım. Gelenek; bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmalan dolayısty la saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen kültürel alışkanlıklar; bilgi, tôre "{' davranışlar, anane. Gelenek ya da adet; yazılı olmayan, fakat fiili olarak uygulanan kurallardır. "Bizde adet böyledir ... ", diye lafa başlanır. Bunlardan azıları çok güzel ve faydalı iken, bazıları çağdışı ve zararlıdır. Örneğin kan davası ve tôre cinayetleri bunların en başında geleni dir. Kan davası ve töre cinayetleri de bir alışkanlıktır ve adına gelenek töre denilmiştir. Töre cinayeti ya da kan davası adı altında nice masum insanlar öldürülüyor, Cinayeti işleyenler, ceza ehliyetine bile sahip olmayan, "sübyen' tabir edilen zavallılar. Daha hayatın ne olduğunu anlayamadan, katil kimliğine (statü) sahip oluyorlar. Bu yaştaki çocukların adam öldürmesi kolay değil. Merhametlidirler, üzülürler, elleri titrer. Fakat körpecik zihinleri öyle bir kin duygusu ile doldurulup cinayet işlemeye teşvik ediliyorlar ki, adeta bir robot gibi oluyorlar. Kahramanlık yaptıklarına inandınlıyorlar. Sonuç? Hiç uğruna yitirilen nice hayatlar, sönen ocaklar, ortada bir yığın dul, yetim ve öksüz, ekilen yeni kin ve düşmanlık tohumları cabası. Kan davası nedeniyle oku la gidemeyenler çocuklar var. Töre ya da namus cinayeti adı altında genç yaşında öldürülen nice sevgililer var. "İkinci bir em re kadar, töreler gereğince sevmek yasaklanmıştır." Her töre ve her gelenek bir alışkanlıktır ve belli bir Düşünce ve inanç Kalıbına dayanır. Bildiğiniz gibi, Düşünce ve İnançKalıbı bir cümlelik ifadedir. Kan davası ya da namus cinayetı denen töre'nin devam etmesini sağlayan ifade şu olsa gerek; "Aile ya da aşiretin kurallarına uymayanlar, buna karşı davranış ta bulunanlar, bunu, kanları ve canları ile öderler. Bu böyle bi/i ne .," Peki tamam da, bu kuralı kim, ne zaman ve niçin getirmiştir? Bunun insan yaşamındaki yeri, rolü ve görevi nedir "Bu soruları sormak da töreye karşı gelmektir." Haydaaa! Peki ne olacak şimdi? İşte bu noktada töre'nın amacı ortaya çıkıyor zaten. Töre de nilen ifadeyi; bir zamanlar bu ailede, aşirette ya da bölgede SÖ2 sahibi olan birileri böyle tanımlamış. Neden? Tabii ki kendi inançlarını kabul ettirmek, otoritesini sağlamak ya da çıkarlarını garanti altına almak için. OtOritesinin ya da inançlarının nesiller boyunca değişmemesini de düşünerek, bu ifadeyi katı bir hüküm haline getirmiş. Söylediğinin inandırıcı olma sı için de, elbette gözünü kırpmadan kan dökmüştür. Ondan sonraki nesiller; o töre'nin kim tarafından, ne zaman ve amaç la konulduğunu bile sorgulamadan devam ettirmektedir. Ne den? "Bizim tôremiz böyle de onun için." Töre' nin gereğini yeri ne getirmeyen (cinayet işlemeyen) aileden ya da aşiretten dışla nır. ...•• Yine haydaaa! Oysa ki yaşam dinamiktir. Sürekli bir değişim ve gelişim var dır. Yüce önder Atatürk, bu doğa yasasını bilen bir insan olarak şunu belirtmiştir; "Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir don muş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve aküdır. Benden sonraki/er, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi,fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle iter/iyor; milletlerin, toplumların, kişilerin mutlu luk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur. Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim ve baurmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, IILI temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi tııirasçılarım olurlar." i)üşünce ve İnanç Kalıpları da değişim yasasına uymak zorun dadır, Fakat; gelenek, adet ya da töre haline gelmiş, daha doğrusu getirilmiş ve halen devam ettirilmekte olan alışkanlıklar kolay kolay terk edilmiyor. Kendi menfaati için otoriteye ihtiyaç duyanlar ve sırf "bizde adet böyledir" geleneğini devam ettirmek isteyenler tarafından sürdürülüyor. İnsan istedikten sonra, değişmeyecek ve değiştirilemeyecek Düşünce ve İnanç KaIıbı yoktur. Kan davalarını yok etmek için zaman zaman aşiretleri barıştırırlar. Fakat tarafların korkusu ve killi bitmez. Eğer bitmesini istiyorsak, alışkanlık yasalarına göre insanların zihinlerini değiştirmeliyiz. Yüzeysel değil, kaynağından çözmlemeliyız, Atatürk'ün de ifade ettiği gibi, "akıl ve mantığın çôzemeyeceği mesele yoktur." İnsanların sigara kullanmaya başlamasında ve bırakmamasında geleneklerin rolü çok büyüktür. Şimdi hepinizin çok iyi bildiği bir geleneği ele alarak alışkanlıkların geleneklerle bağlantısını irdeleyelim. Aynı zamanda; alışkanlık ve geleneklerin amanla nasıl bozulabileceği, amacından saptırılabileceği ve loplumu nasıl olumsuz etkileyebileceğine de bir örnek vermiş olalım.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp