Enfeksiyonlar Nelerdir?

Enfeksiyonlar Nelerdir? : Tarih boyunca tüm dünyada enfeksiyonlar (yani, dışardan vücudumuza girerek, istilâ eden organizmalar) her zaman en büyük ölüm nedeni olagelmiştir. Bugün Batı ülkelerinde enfeksiyonlar üç etkenle denetlenebilmektedir: Geliştirilmiş beslenmeyöntemleri, temiz su ve yeterli kanalizasyon, toplu bağışıklık programları.Enfeksiyonla savaşta, beslenmenin rolünü tam anlamıyla anlayabilmek için, önce enfeksiyona direnci sağlayan normal mekanizmaların nasıl işlediğini gözden geçirmek gerekir.

Enfeksiyonla savaşan bağışıklık sisteminin bedendeki organlar (örneğin, karaciğer, böbrekler) gibi kendine özgü belli bir yeri yoktur; hiçbir yerde yoğunlaşmadan tüm bedene yayılmış durumdadır. Değişik türde akyuvarlardan oluşmuştur. Bu akyuvarlar lenf bezlerinde, karaciğerde, dalakta, kanda, ilikte bulunur. Ayrıca bedenin hemen her organında, her dokusunda küçük topluluklar halinde değişik tipte akyuvarlar vardır.Akyuvarları temel olarak iki ana bölüme ayırabiliriz. Birinci gruba granülositler denir.

Bunların içinde enfeksiyon organizmalarıyla savaşan kimyasal «grandiler» vardır. Yabancı organizmaları yutarak onlarla savaşırlar, sonra granüllerin içindeki kimyasal maddeleri salıvererek organizmaları yok ederler.İkinci grup akyuvarlar lenfositlerdir. Bunlar küçük akyuvarlardır. Lenf düğümlerinden, dalaktan ve göğsün ortasında kalbin hemen yanındaki timüs denen organdan türerler. Lenfositler ayrıca ikiye ayrılır: Timüs bezinden kaynaklanan T-hüc- reler ve kemik iliğinden kaynaklanan B-hücreler. Bunların her ikisi de enfeksiyonla savaşırsa da, B-hücrelerinin görevi antikor üretmek, T-hücrelerinin görevi ise destekleyici ve etkileyici bir rol oynamaktır.Antikorlar bir çeşit proteindir.

Kanın içinde dolaşırlar ve başka maddelerin de yardımıyla enfeksiyona yol açan organizmalarla savaşır, onları yok ederler. Ancak enfeksiyona yol açan organizma bedende günlerce kaldıktan sonra ürerler. Ya da hasta kişi aynı ya da benzeri bir enfeksiyona yakalandığı zaman meydana çıkarlar. İşte bundan dolayıdır ki, kızamıkçığa ya da suçiçeğine genellikle iki kez yakalanmayız, çünkü bu hastalık virüslerine karşı bedenimizde antikorlar oluşmuştur. Değişik türde antikorlar (bunlara, immünoglobülin de denir) vardır; immünoglobülin-G, -A ve -M gibi. T-hücreleri kendileri antikor üretmezler.

Yalnız yardım ederek ya da sıkıştırarak B-hüc- relerini değişikliğe uğratırlar.Kısacası, iki tür akyuvar vardır. Bunların biri enfeksiyona hemen karşılık verir. Öteki ise, kişinin şimdi bağışıklık kazanmışolduğu eski bir enfeksiyonu anımsadıktan sonra enfeksiyona yanıt verir.Bağışıklık sisteminin hücreleri besinsel durumdaki değişikliklere karşı duyarlıdır. Şiddetli kötü beslenmenin kişinin enfeksiyona direncini azaltacağı kesindir. Öte yandan, belli vitamin ve minerallerin daha önemsiz eksiklikleri de, o kadar açık olmasa bile, enfeksiyona dirençsizliğin önemli nedenleri arasındadır. Dolayısıyla da kronik ya da tekrarlayan enfeksiyonların önemli bir nedenidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp