Endotel Hücresinin Fonksiyonları

Endotel Hücresinin Fonksiyonları : Genel olarak arteriyel endotelyumum fonksiyonlarını aşağıdaki sıraya göre özetleyebiliriz:

1. Endotel, kontrolü çok güç büyük protein ve lipoprotein moleküllerinin diğer alt tabakalara sızmasına karşı bariyer görevi yapar.

2. Endotel trombosit agregasyonunu ve trombozisi engeller.

3. Dolaşımdaki lipoprotein ve eikozanoid- lerin (AA metabolitleri) metabolizmalarında yaşamsal önemde rol oynar.

4. İmmünkompetan hücrelerle birlikte konakçı defans mekanizması ve enfla- masyona katkıda bulunur.

5. Vazodilator ve vazokonstriktor maddeler üreterek damar tonüsünün regülas- yonuna iştirak eder.

Daha öncede belirtildiği gibi endotel hücreleri sirküle eden kandaki değişik hücre ve kimyasal maddelerle, etraf doku arasındaki ilişkide önemli işlevler görür. Her an kandaki hücreler, değişik vazoaktif ve toksik maddeler, hemostaz, trombozis ve immünite ile ilgili maddelerle temas halindedirler. Tüm bu maddeler endotel hücresinin lüminal memb- ranında lokalize enzim, reseptör ve transport molekülleri ile reaksiyona girerler. Normal fizyolojik koşullarda büyük moleküllü maddeler endotel hücresinden geçemezler. Zira tek bir hücreymiş gibi endotel hücreleri son derece sıkı bir şekilde birbirlerine bağlıdırlar. Ancak solunum molekülleri (O2 ve CO2), su, glü- koz, yağ asitleri, amino asitler ve aterojenik olmayan küçük lipoproteinler arteriyel endo- teli geçerek düz kasların metabolik substrat- larını oluştururlar. Büyük biyomoleküller dolaşımı periferik vasküler yatakta terkederler. Kapiller endotelyum spesifik transport mekanizmaları ile periferik dokunun metabolik ihtiyacını düzenlemede önemli rol oynar.Genelde bilinir ki makromoleküllerin kan ile doku arasındaki transportları intraselüler veziküllerle (pinositozis) olur. Kapiller endotel hücrelerinde bu geçişme olayını sağlayan geniş sayıda transendotelyal kanallar diye adlandırılan plasmalemmal veziküller vardır.

Bunlara "Şant Üniteleri" adı da verilir. Miyo- kard kapiller endotelleri özellikle çok fazla sayıda plasmalemmal vezikül içerirler (1000 prn3 endotel hücresi) ki bu durum miyokard- daki çok yüksek aktivitede transport mekanizması olduğunun önemli bir kanıtıdır. Kompleks partiküllerin damar endotelindeki endositozisi (mesela lipoproteinler) çeşitli re- septörlar aracılığı ile oluşan bir olaydır. Karaciğer sinüzoidleri ve kemik iliği gibi visserai organların endotel hücreleri arasında oldukça geniş aralıklar vardır. Diğer kapiller- lerdeki aralıkları örten bazal membranın oluşturduğu diyafrağma örtüsü bu organın kapilerlerinde yoktur. Dolayısiyle kan plas- ması bu aralıklar sayesinde parankim hücrelerine çok daha kolay erişir. Bunlara ek olarak transendotelyal kanallar, plazmalemmal veziküller (endositozis ve ekzositozis), küçük biyomoleküllerin (albumin, albumine bağlı hormonlar, insülin gibi peptid hormonlar) en- dotele bağlanması ve taşınmaları endotel hücresinin lüminal yüzündeki spesifik bağlanmayerleri ve taşıyıcı proteinler aracılığı ile oluşur. Diğer taraftan lipofilik maddeler (yağ asitleri, kolesterol, steroid hormonlar) lateral difüzyonla endotel hücre membranım geçerler.

Bunların dışında endotel hücreleri arasındaki kavşak moleküllerin transportu için önemli bir yer tutar. Endotel hücreleri arasındaki kavşak yapıtı, doku integritesi için son derece önemlidir. İki hücre arasındaki ilişki dışında selektif perméabilité olayında da önemli yere sahiptir. Fizyolojik koşullarda endotel hücreleri arasındaki bu kavşak atero- jenik lipoproteinlerin (düşük dansiteli lipop- roteinler) geçemiyeceği kadar dardır. Bununla beraber endotel hücreleri kontraktil elementler içerir ve dolayısiyle kasılma gücüne sahiptirler. Bu kontraktil elementler aktin ve miyosin liflerine benzerler ve aynı aktiviteye sahiptirler. Bazı patolojik durumlarda örneğin hipertansiyonda bu liflerin miktarı anlamlı şekilde artmıştır. Bu bakımdan bunlara "Stress-fibers" da denmektedir. Pek çok biyo- aktif madde, angiotensin II, noradrenalin ve histamin bu lifleri kasarlar ve dolayısıyla endotel hücreleri arasındaki kavşağın açılmasına neden olarak aterojenik lipoproteinlerin penetrasyonunu kolaylaştırırlar. Endoteldeki bu sitokontraktil elementlerin herhangi bir nedenle harabiyeti hücreler arasındaki ilişkiyi bozup tek tabaka (monolayer) karekteri tamamen değiştirir. Böylesi bir değişiklik endotel hücresindeki metabolik enerji azalması sonucu da oluşabilir.

Endoteldeki mitokondri- yal respirasyon özellikle önemlidir. Nitekim insan umbilikal arter endotel hücre kültüründe oleat (+ karnitin) den oluşan ATP, CN" ile inhibe edildiğinde aynı harabiyet oluşmaktadır. Mitokondriyal respirasyon zincirinin özellikle sigara içenlerde CO ile inhibe olması endotel harabiyetinin diğer önemli bir nedenidir.Sağlıklı endotel hücresi inanılmaz ölçütte stabil karakterdedir. Devamlılığını sağlamada kesinlikle bir öncül hücreye bağımlı değildir. Dermal ve intestinal hücrelerin aksine endotel hücresi kendini kolayca yenilemektedir. Hipertansiyon ve endotoksemide endotel hücresinin yenilenme hızı çok yükselir ve dolayısıyla kapladığı vasküler yatağın daha alt kademedeki hücrelerinin fonksiyonel aktivi- tesini korur. Bir bakıma vasküler biyolojide sorumlu olduğu fonksiyonlarının aksaksız yürümesiniteminde patolojik zararlı etkenlere karşı kendi kendini korur. Endotel hücresinin replikasyon dışında birde yayılma ve mobilite özelliği vardır.

Sıçan aortunda çok ufak bir noktada endotel hücresi çıkarıldığında hemen yanıbaşmdaki endotel hücresi yayılarak bu yarayı kapatır. Böylece aort endotelinde oluşturulmuş yaranın onarımında replikasyona her hangi bir gereksinin duyulmaz. Fakat bu onarım süresi sırasında endotel hücresinin hemen altında bulunan düz kas devaftılı bir koruyucu tabaka oluşturur. Bu tabaka non- trombojeniktir ve bilahare endotel hücresine replike olur. Bu oluşum esnasında endotel hücresi çoğalması "kontakt-inhibisyon" özel fizyolojik prosesi ile kısıtlanır ve dolayısıyla monoleyer karekter korunur. Vasküler biyolojide bu önemli fonksiyonel hücrenin hemen altında yer alan düz kas hücresinden önemli farkları vardır. Vasküler düz kas hücreleri endotelin aksine eksternal "büyüme" faktörlerden etkilenirler. Bu etkilenme endotelden kaynaklanan anti-anjiojenik "growth" inhibitor ile baskılanır veya trombosit ve makrofaj kaynaklı büyüme faktörleri ile uyarılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp