Ellerdeki Titreme

Ellerdeki Titreme :

Bir amaca yönelik hareket yaparken görülen titreme sık görülen bir hastalık. Titreme bazen kalıtsal, bazen de yaşlılıktan ortaya çıkabilir.

ET ise genç yaşlarda ortaya çıkan ve kalıtsal olmayan titremedir. Bunun kesin tedavisi yoktur, ancak bazı önlemlerle titremenin şiddeti azaltılabilir.

Titreme, birbirine zıt hareket eden kasların istemsiz kasılmasına bağlı kısmen ritmik bir harekettir. Üç tipi vardır: İstirahatte görülen titreme (parkinson hastalığında görülür). Bir amaca yönelik hareket sırasında ortaya çıkan titreme (beyincik hastalıklarında görülür). Yer çekimine karşı bir postürün devamı sırasında ortaya çıkan titreme. (Gergin bir şekilde öne doğru uzatılmış ellerde görülür.)

Amaca yönelik hareketler sırasında ortaya çıkan titreme, sık görülen hastalıktır. Kalıtsal (familyal tremor) olabileceği gibi, yaşlılıkta da ortaya çıkabilir(senil tremor). Genç yaşlarda ortaya çıkan ve kalıtsal olmayan şekline ise "esansiyel tremor (ET)" adı verilir.

ET'nin başlıca belirtisi ellerdeki titremedir. Genellikle tek elden başlar ve yıllar içinde çok yavaş ilerler. Kişi ellerini uzattığında belirgin hal alır. Hastalık ilerlediğinde yazı bozulur, fakat parkinson hastalığında olduğu gibi küçük yazı görülmez.

Hastaların bir bölümünde ellerdeki tremora ek olarak veya bağımsız şekilde başta titreme görülebilir. Bu titreme ön, arka veya yatay plandadır. Bazı hastaların seslerinin titrediği dikkati çeker. Gövde ve bacaklarda titreme nadirdir.

ET, beyindeki beyincik, beyinsapı ve talamus gibi bazı bölümler arasındaki anormal iletişim nedeni ile ortaya çıkar. Hastaların çoğunluğunda, genetik bir geçiş gözlenir. Bu tür hastaların çocukların da görülme riski yüzde 50'dir.

ET, ne ölüme yol açar ne de hayatı kısaltır. Basit bir sıkıntıdan, maluliyete yol açmaya kadar değişik şiddetlerde olabilir. Çocukluktan ileri yaşlara kadar ortaya çıkabilse de, 10 yaşından önce belirmesi nadirdir. Dünyadaki tüm ırklarda ve tüm coğrafi bölümlerinde görülebilir ve erkek ve kadın eşit olarak etkilenir.

Teşhis hastanın öyküsü ve muayene ile konulur. ET için kan, idrar tahlili gibi özel testlere ve beyin görüntülemesi yapmaya gerek yoktur. Tüm titremeler, ET değildir.

Titreme hafifse tedaviye gerek yoktur

Erken tedaviye başlamanın hastalığı sonlandıracağı veya ilerleyişini yavaşlatacağı yönünde olumlu bir delil bulunmamaktadır. Yeterli bir bilgilendirme ile pek çok insan ET'la birlikte yaşamanın yollarını öğrenir. Eğer mümkünse, titremeyi artıran bir ilaç kullanımı varsa, o ilaç bırakılmalıdır.

Kesin bir tedavisi yok

Eğer titreme, iş yapma performansını etkiliyor ve sosyal açıdan maluliyet hissi veriyorsa, uygun tedaviler düşünülmelidir. Şu anda ET'un kesin bir tedavisi yoktur. Ağızdan alınan ilaçlarla, titreme şiddetini yüzde 50'ye kadar azaltabilmek iyi bir sonuçtur. Tedavinin amacı, şiddeti azaltmak, fonksiyonel yeteneği düzeltmek ve sosyal handikapları azaltmaktır.

Bu amaçları başarabilmek, bazen zaman alır. Genellikle hastaların yarısından daha fazlası, ilaçlardan fayda görür. Bazen doktor, en iyi sonuca ulaşabilmek için değişik ilaçlar deneyebilir. ET'da kullanılan ana ilaçlar propronolol ve primidondur ve ikisi de eşit etkilidirler.

Eğer ilaç tedavisi etkisiz ve titreme çok şiddetli ise doktor, bir cerrahi operasyon veya derin beyin uyarımı önerebilir. Alternatif tedavilerin faydalı olduğuna dair bilimsel bir delil yoktur. Fakat herhangi bir stres azaltıcı aktivite, titremeye faydalı olabilir. Bazı şifalı bitkiler hastayı gevşeterek iyi gelebilirken, bazıları da titremeyi kötüleştirir. Pek çok hasta akapunktur, hipnoz, masaj, biofidbek ve meditasyonu denemişlerdir, fakat sonuçlar değişkendir.

Titreme şiddeti, hamilelikte ve doğumdan sonra değişkenlik gösterebilir. Hamile kalmadan önce doktora danışmak gerekebilir, kullanılacak bazı ilaçların bebek gelişimi için riskli olduğu unutulmamalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp