Değişimi Destekleyen Besinler Ve Katkılar

Değişimi Destekleyen Besinler ve Katkılar

Toplumumuz ilaç firmalarına güven duymaya başlamadan binlerce yıl önce kadınlar kendilerinin ve ailelerinin sağlığını korumak için içgü dülerine ve Tabiat Anaya güvenirlerdi. İçsel bilgeliklerine dayanarak atalarımız doğanın rengarenk eezanesinden sakinleştirici çaylar için pa patyalar, mide bulantısını önlemek için zencefil, kalp çarpıntısını düzene sokmak için yüksükotu gibi şifalı bitkiler toplarlardı. Şifalı otlara güvenen atalarımızın birbirlerinden binlerce kilometre uzakta yaşamalarina karşın, aynı hastalıkları tedavi etmek için aynı otları toplamaları çok ilginçtir. Amerika kıtasının kızılderili kadınlarıyla Çinli kadınlar menopoz semptomlarını geçirmek için melekotu kullanırlardı. Günümüzde bu içgüdüsel bilgelik, kadınların her zaman bildiklerini nesnel bilimsel çalışmalarla tamamlamaktadır. Bitkilerde temel yağ asit leri, bitkiestrojenleri, antioksidanlar gibi menopoz da dahilolmak üzere yaşamımızın tüm aşamalarında bizi iyileştirecek ve sağlıklı tutacak binbir çeşit yararlı madde bulunmaktadır. Şifalı otları ve besinleri en iyi biçimde kullanmak için düşünce biçi minde bir değişiklik yapmak gerekir. Bitki ilaçları ve besinler bedenimiz de ilaçların ya da hatta biyoözdeş hormonların çalıştığı biçimde görev yapmaz. Genellikle ilaçlar bitkisel bir kaynaktan alınan ve biyokimyasal olarak değiştirilen aktif bir maddenin biyolojik etkisi dikkatle ölçülerek ve standartlaştırılarak hazırlanmış halidir. Ayrıştırılmayan otlar ve besinler ise bedende birlikte görev yapan birbirinden çok farklı aktif maddeler içerir. Sunduğu tüm etkilerden ya rarlanabilmek için bitkinin tümünü ya da yaprakları, kökü gibi belirli bir bölümünden elde edilen bir ürünü tüketmenin yalnızca bir tek maddesini tüketmekten daha iyi olduğunu düşünmek için iyi bir neden vardır. Bu nedenle bazı çalışmalar bütünü tüketilen soya ürünlerinin yalnızca ayrış tırılmış soya isoflavonları içeren haplarından daha yararlı olduğunu orta ya çıkarmaktadır. Zıt tedavi yöntemi uygulayan Batı tıbbında tek bir ilaçla belirli bir semptomu ya da hastalığı hedef alıyoruz. Örneğin, aşırı adet kanamaları nı önlemek ya da düzensiz adet döngüsünü düzene sokabilmek için do ğum kontrol hapları öneriyoruz. Ne var ki, doğum kontrol hapları semp tomları denetim altına alıyor ama altında yatan dengesizliği tedavi etmi yor. Buna karşılık otlar ve besinler interaktif içeriklerinin özgün kartşim ları nedeniyle bedeni çeşitli düzeylerde dengeye sokmak için aynı anda görev yapıyor. Adet döngüsünü düzenlemek ya da menopoz öncesi tonik leri olarak kullanmak için aralarında soya ürünleri, dövülmüş ketentohu mu, melekotu ya da hayıtotu gibi çok çeşitli bitkiler kullanılıyor. Bunların hepsi salgı bezi sisteminin dengesini birbirinden biraz farklı yöntemlerle ama birlikte görev yaparak sağlıyor. ı Şifalı bitkilerden yararlanmanın en iyi yolu, iyi bir beslenme modeli ni, egzersiz yapmayı ve geliştirilmiş ilişkileri de içeren bir plana dahil et mektir. Başka bir deyişle, "Bu semptomdan kurtulmak için hangi ilacı al mam gerekir?" sorusu yerine, "Bedenimi dengeye sokup kendini iyileştir mesini sağlamak için hangi bitkiler ya da besinler bana yararlı olacaktır?" diye sormak gerekir. Bitkilerden Yararlanmayı Kimler Düşünebilir? • Semptomlarınız oldukça hafif ama biraz destek istiyorsunuz. • Bitkilerin reçeteyle önerilen hormonlardan daha doğal ve ya rarlı olduğuna inanıyorsunuz. • Göğüs kanseri ya da başka bir sağlık riskinden çekindiğiniz için hormon takviye terapisi uygulamak istemiyorsunuz.

Belirli bir hormon takviye terapisi uyguluyorsunuz ama bitki lerin yararlı yönlerini de eklemek istiyorsunuz. • Bedeniniz hormon takviye terapisine tahammül edemiyor. Menopoz Döneminde Bitkisel Terapinin Temel İlkeleri Menopoz döneminde bitkileri iyi kullanabrnek için, aşağıdaki temel ilkeleri anlamanız gerekir. • Tüm bitkilerde büyüme sürecinde ortaya çıkan ve bitkinin genle riyle doğalortamına özgü olan bitkisel besin diye tanımlanan maddeler vardır. Bitki besinleri, tat ve besinsel değer vermenin yanı sıra bedenimizdeki fizyolojik işlemleri değiştirerek tedavi edi ci roller oynar. Bitkilerden tıbbi açıdan yararlanmanın temeli bu dur. Örnek olarak brokoli ve benzeri turpgiller sınıfı bitkilerde bulunan indoleScarbinol adlı bitki kimyasalından söz edebiliriz. Bu madde bedendeki en güçlü estrojenleri zayıflatarak daha az kanserojen duruma getirir. Turpgillerin bol miktarda tüketimi çok yüksek estrojen düzeyleriyle bağlantılı olan göğüs kanseri, göğüs lerin hassasiyeti, şişkinlik gibi rahatsızlıkların riskini azaltır. • Bitkileri besin ya da ilaç olarak kullanmanın arasındaki çizgi pek net değildir. Örneğin, at kuyruğu (ephedra, ma huang) astım ve si nüzit tedavisinde çok etkilidir ama günlük takviye olarak tüketil memelidir. Genelolarak herhangi bir bitkiyi ne kadar fazla tüke tirseniz, ilaçsal etki potansiyeli o kadar yükselecektir. Güvenliği niz için kullanacağınız miktarları olabildiğince düşük tutun ya da bu konunun uzmanlarınca önerilen dozları aşmayın. Ayrıca dü zenli olarak tükettiğiniz şifalı otları doktorunuza bildirin, çünkü bazıları size önerilecek ilaçlarla etkileşip ya ilacın etkisini azaltabi lir ya da değiştirebilir. • Bitkisel takviye ilaçların standardizasyonundaki gelişmeler nitelik ve güçlerinin daha tutarlı olmasını sağlamıştır. En etkili ürünler, bitkinin tümünü (ya da kökü gibi belirli bir bölümünü) içerdiği ak tif maddenin standart yüzdesiyle birlikte sunanlardır. • Bu bölümde sözü edilen menopoz dönemiyle bağlantılı şifalı bitki ler binlerce yıldır kullanılmaktadır ve yan etkileri çok seyrek orta ya çıkmaktadır. Yine de bazı insanlar diğer yiyeceklere ya da ilaç lara olduğu gibi bunların bir kısmına da tepki gösterebilir.

Bir uz manın denetimi olmaksızın kullanılmaması gereken güzel avrat otu, gök ağu, lobelya gibi bazı zehirli bitkiler de bulunmaktadır. • Bitkilerde bulunan doğal bitkiestrojenleri belki benzer yararlı etki lere sahiptir ama kadın bedeninde bulunan hormonlarla aynı de ğildir. Bitkiestrojenleri aralarında sık sık tükettiğimiz elma, havuç, yulaf, erik, zeytin, patates, çay, kahve ve ayçiçeği çekirdeği gibi bitkiler de dahilolmak üzere üç yüzden fazla bitkide bulunur. So ya ve ketentohumu özellikle bu maddeler açısından çok zengin dir." Bitkiestrojenleri temelolarak iki gruba ayrılır genistein, da idzein, equol ve coumestrolün bulunduğu isoflavonlar ve mataire sinol, enterolactone ve enterodiolün bulunduğu lignanlar. Bitki estrojenlerinin estrojenik faaliyeti insan bedenindeki estro diolun ancak yüzde ya da binde biri kadardır. Ayrıca antioksidan etkileri ve hücrelerin bölünerek çoğalmasını engelleyen faaliyetle ri henüz araştırma aşamasındadır Bunun anlamı dokuların erken yaşlarırnasına yol açan en önemli etken olan serbest radikallerin hücrelere hasar vermesini ve anormal hücre büyümesini önlemek tir. Tıpkı diğer estrojenler gibi bitkiestrojenleri de sistemlerimizdeki estrojen reseptörlerine bağlanırlar. (Araştırmalar estrojerı resep törlerinin yalnızca vajina, rahim ve göğüs dokularında değil, bede nimizdeki neredeyse tüm hücrelerin yüzeylerinde bulunduğunu gösterrniştir.) Reseptörlere bağlanınca bir dengeleme etkisi yara tırlar." Başka bir anlatımla, eğer estrojen düzeyiniz düşükse bu bitkiler estrojenik bir etki yaratır ama eğer estrojen düzeyiniz yük sekse, daha güçlü estrojenleri durdururlar. Bu nedenle bazı bitki ler örneğin, melekotu hem yüksek estrojen (adet öncesi sendro mu), hem de düşük estrojen (ateş basma nöbeti) durumlarında kultanılır. Bitkiestrojenleri göğüs ve rahimdeki estrojene hassas dokuların büyümesini harekete geçirmiyor; hayvanlar üzerinde yapılan bazı çalışmalarda, estrojen reseptör bölgelerini işgal ettikleri ve hücre lerin gereğinden fazla tetiklenmesini önledikleri için göğüs tümör lerini engelledikleri ortaya çıkmıştır." Menopoz semptomları için bitkiler hiçbir zaman insanlarda kanser oluşumuyla bağlantılı ola rak görülmedi ği gibi bazılarının kanser karşıtı özellikleri olduğu da bilinrnektedir. s Bu nedenle menopozla ilintili bitkiler kanser konusunda kaygılananlar için harika bir seçim olacaktır. • Bazı bitki özleri dişi üreme organları ve diğer uzuvlar üzerinde to nik etkisi yaratır. Yani bu organlara kan akışını canlandırdıklan gibi bazen organların ağırlığını da arttınrlar." Tahtabitiotu ve ha yıtotu gibi bitkilerin hipofiz bezi üzerinde faaliyet göstererek me nopoz semptomlarını hafiflettikleri de bilinmektedir. • Genelolarak bitkiler etkilerini ilaçlardan ya da benim çoğunlukla önerdiğim biyoözdeş hormonlardan daha yavaş ve tedrici olarak gösterirler. Bitkisel bir takviye programı uygularken etkisini gör rnek için üç, dört hafta beklerneye hazır olmalısınız. • MenopozIa ilintili bitkilerin genellikle karışım olarak kullanılması önerilir, çünkü deneyimli uzmanlar birçoğunun birlikte görev yap tığını ve böylece daha iyi sonuç verdiğini keşfetınişlerdir. Çin kay naklı bitkisel formüller bu birlikteliğin standartlarını oluşturmak tadır.

200 Menopozla Bağlantılı En Önemli Bitkiler Aşağıdaki bitkiler menopoz semptomları açısından üzerinde en fazla çalışılmış olanlardır. Tek başına ya da kansım olarak kullanılabilirler. Bu listenin tüm bitkileri kapsamadığını lütfen unutmayın. Şakayık, şerbetçi otu gibi yararlı başka bitkiler de vardır. MELEKOTU (Angefica sinensis) Angelika adıyla da bilinen bu bit kinin bitkiestrojen faaliyeti çok yüksektir ve enerjiyi arttırdığı gibi kendi ni iyi hissetme duygusunu da geliştirdiğinden kadın ginsengi olarak da ta nınır. Zamansız adetten kesilme, düzensiz adet döngüsü ve aşırı rahim kanaması vakalarında kullanılır. Tayvandan gelen akupunktur uzmanım, melekotunun Çinde en yaygın kullanılan bitkilerden biri olduğunu ve ço ğu kadının hem doğurganlık, hem de menopoz yıllarında bunu tükettiğini söylüyor. Melekotunun ağrı kesici ve antialerjik etkileri vardır, antibakteriyel dir, kasları gevşetir ve kan damarlarının dayanıklılığını sağlar. 7 Reçetesiz satılan melekotu neredeyse tüm menopoz karışımlarının temelidir ve sonsuza dek kullanılabilir. Asya ülkelerinde kadınlar kuru tulmuş çiğ bitkiyi tavukla haşlayıp çorba ya da güveç olarak pişirirler. Ak tarlarda ya da sağlıklı besin dükkanıarında ayrıca kapsül, tablet ve eriyik biçimlerinde bulunur. (Alkol bazlı eriyiklerden uzak durmak gerekir.) Reçetesiz satılan melekotu kanşimlan genellikle günde 4.5 gr. olarak önerildiğinden yardımcı olamayacak kadar düşük dozdadır. Dozajı kendi kendinize yükseltmenin sorun yaratmayacağı biliniyor ama yine bir bitki uzmanı ya da geleneksel Çin tıbbı uygulayan bir uzmanın denetimi altın da kullanmanız öneriliyor. Not Hamile olma olasılığınız varsa, melekotu tüketmeyin.

HAYIT OTU

(Vitex Agnuscastus) Hayıt yemişi Akdeniz bölgesine Ilgü olan hayıt bitkisinden elde edilir. Hipofiz bezi üzerindeki etkisiyle "i (lutein yapıcı hormon) salgılanmasını arttırıp FSH (folikül uyarıcı hormon) üretimini azaltarak daha az estrojen ve daha fazla progesteron i ctilmesine olanak verir. Bu nedenle menopoz başlangıcında hormon ların değişiminden kaynaklanan düzensiz adet dönemlerini dengelediği düşünülmektedir. Aynı zamanda kimyasal iletici dopamin gibi faaliyet gösterir. Özellikle adet öncesi sendromunu andıran belirtiler gösteren ya da düzensiz adet kanarnaları olan kadınlar için yararlıdır. Ayrıca iştahı bastırdığı, depresyonu azalttığı ve uykuyu düzelttiği bilinmektedir. İşe ya raması birkaç ay sürebilir. Genellikle günde bir ile dört kez bir bardak su da bir çay kaşığı yemiş ezilerek ya da 3 ölçülü sıvı özütten 2075 damla (ya da şişe etiketinde önerildiği gibi) günde bir ile dört kez kullanılır. Not Hayıt yemişi yatkınlığı olan kişilerde kırmızı lekeler oluşturabi lir. Haloperidol (Haldol) ya da thioridazine (Mellaril) gibi sinir ilaçlarıyla birlikte ya da hamilelik ve süt verme dönemlerinde kullanmayın. TAHTABİTİ OTU (Cimicifuga racemosa) Tahtabiti otu yüz yıllardır bu ülkede kullanılıyor. Amerikan yerlileri buna kramp kabuğu adını ve rirlerdi. Çinde de yaygın bir şekilde menopoz semptomlarının giderilme si için hazırlanan karışımlara katılıyor. Estrojen reseptörleriyle bağlanıp seçmeli olarak menopozda LH hormonunun yükselmesini bastınyor." Estrojenik etkisiyle ateş basma nöbetlerini, gece terlemelerini ve duygu sal değişkenfiği azaltıyor. Ayrıca adet öncesi sendromuna da yararlı olu yor. Tahtabiti otu özü piyasada Remifemin adıyla satılıyor ve Avrupada hormon takviye terapisinin çok iyi belgelenmiş bir alternatifi olarak ka bul ediliyor. Klinik çalışmalar depresyon, vajina kuruluğu, ateş basma nö betleri ve adet krampları gibi semptomları giderdiğini gösteriyor. çoğu kadın Remifemini menopoz semptomlarından sıyrılmak için kullanıyor. Genelolarak Remifemin günde iki kez 2 tablet (beher tablet 20 mgr.) olarak öneriliyor. Ya da tahtabiti otunu günde üç kez, toz halin getirilmiş kök ya da çayolarak 2 gr; 4 kurutulmuş toz özü 2505(K) mgr.; sıvı öz eriyik 4 mgr. ( çay kaşığı ya da yaklaşık 5 ml) olarak kul lanabilirsiniz.

Not Tahtabiti otu yüksek tansiyon ilaçlarıyla etkileşebildiğinderı h zı kadınlarda tansiyonun çok fazla düşmesine neden olabilir. MEYANKÖKÜ (Glycrrhiza glabra) Meyankökü çok yıllık, bir iki h çuk metre yüksekliğe erişen, ılıman iklim bitkisidir. Kurutulmuş sapları ve kökleri kullanılır. Meyankökü bitkisel ilaçların içinde en yaygın kullanılan ve üzerinde en fazla bilimsel araştırma yapılan bitkidir. Aktif madde olarak hem isofiavon, hem lignan içerir. Estrojenik, antiemflamatuvar, antialerjik, antibakteriyal ve karşıt karşıtı etkileri vardır. Estrojen progesteron oranla rını düzenlemeye yarar. Böbreküstü bezlerinin fonksiyonlarını destekledi ğinden yorgunluğu giderir. Genelolarak günlük doz günde bir ya da iki kez 4 çay kaşığı kuru özüt tüketmektir. Not Tansiyonun değişmemesi için sürekli ölçülmesi gerekir. Bu bit kinin kortizol benzeri faaliyetleri yüksek tansiyona yatkın kişilerde sorun yaratabilir. Tansiyonu düşük olanlarda ise bu sorunu dengeleyip gidere bilir. Sözü edilen bitkiler tek başlarına ya da karışırn olarak kullanıldıkları takdirde vajina kuruluğu, ateş basma nöbeti ve ruhsal durum değişikliği gibi menopoz semptomlarından sıyrılmayı sağlar. Birini ya da birkaçını en az bir ay boyunca denemenizi öneririm. Eğer semptomlarınız sürerse, bir başka bitkiyi de karışıma katabilir ya da öteki bölümlerde belirtilen üzel karışımlardan birini seçebilirsiniz. Menopoz için Tedavi Edici Besinler Yaygın olarak tüketilen besinlerin çoğunda menopoz döneminde ya uırlı olacak vitaminIer, mineraller ve bitkiestrojenleri vardır ama birkaç unesı özellikle yararlıdır soya, taze dövülmüş ketentohumu ve biyofiavo ıııd içeren besinler. Menopoz için hangi terapi yöntemini seçerseniz se lll, beslenme modelinizi bu "süper besinlerin" en az biriyle takviye etme I; öneririm. Soya Menopozia ilintili bitkiler gibi soya da hormon takviyesi yerine gü ııli bir alternatif olarak kullanılabilir ve takviye terapisinin neredeyse i yararlarını sağlarken risklerini ve yan etkilerini içermez. Buna karşı lık eğer hormon alıyorsanız ve bu yöntemden memnunsanız bile, yine de soyadan yararlanabilirsiniz. Soya ve diğer bitkiestrojeni içeren besinler açısından zengin bir beslenme modeli uyguladığınız zaman, aldığınız hor monların toplam dozunu azaltabilir ve aynı etkileri görebilirsiniz. Tıbbi araştırmalar soya proteininin beslenme modelinin düzenli bir parçası olduğu takdirde ateş basma nöbetlerinin ve diğer menopoz semp tomlarının şiddetini ve sıklığını azalttığını ortaya çıkarmıştır. Menopoz dönemindeki birçok kadın soya tüketiminin cilt, saç ve tırnaklarına yarar lı olduğunu, iki, üç ay yüksek dozda soya tüketince, vajina kayganlığının menopoz öncesi duruma geldiğini belirtmiştir. Soya ayrıca ruhsal durum değişiklikleri, adet öncesi sendromu semptomları, migren ağrıları, düzen siz adet kanamaları, kilo alma gibi sorunlarda da kadınlara yararlı olduğu gibi böbrekler vasıtasıyla kalsiyum kaybını azalttığı da bilinmektedir." Yapılan çalışmalar menopoz dönemindeki kadınlarda soya proteininin yağ dokularını azalttığını ve yağsız dokuyu arttırdığını göstermiştir." Ay rıca bölünerek çoğalmayı engelleme etkisi olduğundan, göğüs ve rahim kanseri riskini azalttığı da ortaya çıkmıştır. ız Soyanın başka yararlarını belgeleyen yüzlerce araştırma yapılmıştır. Örneğin, yakın tarihte menopoz sonrası dönemdeki elli kadın üzerinde yapılan bir araştırma on iki hafta boyunca günde üç bardak (her biri 250 ml) soya sütü içen ya da üç avuç dolusu kavrulrnuş soya fıstığı yiyenlerin günlük olarak toplam 6070 mgr. isoflavon tükettiklerini ortaya çıkarmış tır. 3 Saptanan yararlı etkiler şunlardır Kalp. Araştırmacılar "iyi" HDL kolesterol de yüzde 5.5 artış ve "kötü" LDL kolesterolde yüzde 9 düşüş ölçmüşlerdir, Başka çalışmalar da soya nın kolesterolü düşürme etkisini saptamıştır.

26 Ekim 999 tarihinde Gı da ve İlaç Dairesi soya proteininin koroner kalp hastalıkları riskini azalt tığı iddiasını kabul etmiştir." Ayrıca kan damarlarının yeniden güçlendi rilmesi üzerindeki yararlı etkilerinin migren ağrılarına yararlı olabileec varsayılmaktadır. 5 Kemikler. Çalışmalar kemik yapısını sağlamlaştıran osteocalcin yüzde 3 artma ve kemik yoğunluğu kaybına neden osteoklast hücreler yüzde 4.5 azalma olduğunu göstermiştir. Soya proteini estrojenin sağla madığı bir kemik yapılandırma etkisi de sergilemektedir. Aynı etkiler, tablet biçimindeki ayrıştırılmış isoftavonlarda bulunma maktadır ancak ipriftavon adlı bir sentetik isoflavonun kemik yoğunluğu nu arttırdığı bilinmektedir. 6 Piyasada en az sekiz farklı marka altında bitki kökenli estrojen benzeri hap vardır ama çeşitli dozların etkileri üze rinde kontrollü çalışmalar henüz yapılmamıştır. Ayrıca insan bedeninin tüm soya besinlerinden olduğu kadar haplardan da isoftavonları özümle diğini gösteren çalışmalar yoktur. Bunun nedeni belki de tüm soyanın, isoflavonların dışında bilinen ve bilinmeyen başka maddeler içermesidir. Kolon kanseri ve bağırsak sorunları. Başka bir çalışmanın ilk sonuçları geçmişinde kolon kanserine yakalanmış ya da habis polipler alınmış in sanlarda soya proteiniyle zenginleştirilmiş bir beslenme modelinin bu va kaları azalttığını göstermektedir. İlk sonuçlara dayanarak Michigan Eya let Üniversitesinden Dr. Maurice Bennink, soya tüketen hastalarda kan ser riskinin yüzde 50 azalabileceğini ve bu hastalığın ortaya çıkmasının on ile on beş yıl geciktirilebileceğini düşünmektedir. 7 Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, soya proteininin (isoflavon hapı hariç) kolon kanseri haşlangıcını tedavi ettiğini göstermektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan başka araştırmalar da soyanın Crohn hastalığı ve ülserli kolit gibi bağır ",ık rahatsızlıkları üzerinde durdurucu bir etki gösterdiğini ortaya çıkar uuştır, SERMler. Tamoxifen kullanan kadınlar soya tüketimini arttırdıkları ıınan ateş basma nöbeti ve depresyon gibi semptomlardan kurtuldukla belirtmişlerdir.

OYA TİROİD ARASINDA BİR BAGLANT! VAR MI?

Bültenimin abonelerinden biri yazdığı mektuptayakın zamanda tiro i l.uusı konduğunu belirtip, çok sık duyduğum bir soruyu sordu Soya tü ununin tiroid fonksiyonlarıyla bağlantısı var mı? Standart kan tahlili sonuçlarına bakarak Hashimoto tiroid hastalığı nın gelişmekte olduğu bildirildi. Doktorum bunun menopozIa bağ lantısı olmadığını söylüyor ama ben kırk beş yaşındayım ve siz bülte ninizde menopoz ile tiroid sorunlarının çoğu zaman birlikte ortaya çıktığını yazmıştınız. Menopoz semptomlarını etkilernesi, kalbimi ve kemiklerimi koruması için soya tüketimimi arttırmak istiyorum, ama çok fazla soyanın hipotiroidizme yol açtığını okudum. Ne yapmalı yım? Okurum herhalde canlı hayvan hücreleri ya da soya esaslı mamalar yiyen bebekler üzerinde yapılan ve soyanın antitiroid etkisinden söz eden çalı§;naları okumuş olmalı. Ne var ki, yakın zamanda Los Altos, Ca liforrıiada yapılan geniş kapsamlı, plasebokontrollü araştırma altmış dört ile seksen üç yaşları arasında hormon takviye terapisi uygulamayan otuz sekiz kadını kapsıyordu. Altı aylık süre içinde günde 90 mgr. soya isoftavonu tüketen bu kadınların hiçbirinde antitiroid etki görülmedi." Bu bulgular, günde ortalama 00200 mgr. soya isoftavonları tüketen ama kesinlikle hipotiroid riskinde artış göstermeyen Japon toplumunda yapı lan çalışmaların sonuçlarıyla çakışmaktadır." Kısaca soya tüketiminin menopoz döneminde hipotiroid riskini art tırdığını gösteren hiçbir kanıt yoktur diyebiliriz. Ne var ki, menopoz ön cesinde soya tüketimini artıran kadınlar tiroid fonksiyon testlerini de ilk kez aynı dönemde yaptırmaktadırlar. Menopoz öncesi dönemde kadınla rın yüzde 25inde tiroid sorunu ortaya çıktığından, çoğu kişi soyayı so rumlu tutmaktadır. Eğer tiroid fonksiyonlarınız konusunda kuşkunuz varsa, test yaptırın. Son derece basit olan kan testi, kuşkularınızı gidere cektir. SOYANIN YARARLARI TÜKETİLEN MİKTARA BAGLlDIR Soya ürünlerini gram esasına göre etki açısından kıyaslamak kolay değildir, çünkü bir kısmı diğerlerinden daha fazla isoftavon içerir. Ürü nün nerede yetiştirildiği ve nasıl işlendiği de sonucu etkiler. Tipik bir so ya ürününün tek bir porsiyonunda 20 gr. protein ve yaklaşık 30 mgr. soya isoftavonu vardır. Buna karşılık bütün soyadan yapılan bazı takviye hap lar daha konsantredir. 206 Amerikada yapılan araştırmaların çoğu günde 4060 mgr. soya prote inine (iki üç küçük porsiyon) dayalıdır, çünkü Amerikalı gönüllüler ancak bu kadarını yemektedir! Ayrıca bu miktar gözlenebilecek bir etki elde et mek için gerek duyduğunuz asgari miktardır. Bu düzeyde tüketildiği sürece, etkisini görebilmek için yaklaşık dört ile altı hafta beklemek gerekir. Bu bulgu toz içecek kanşımı olarak günde 60 gr. soya proteini tüketen kadınla rın ateş basma nöbetlerinde on iki hafta sonra yüzde 45 azalma olduğunu gösteren çalışmayla çakışmaktadır.i" Araştırmalar ve benim bireysel dene yimlerim, vajina kuruluğu gibi semptomlardan kurtulmak, kalplerini ve ke miklerini korumak isteyen kadınların genellikle günde 0060 mgr. soya isoftavonuna gereksinim gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Aşağıdaki besinlerde yaklaşık 3550 mgr. soya isoftavonu bulunur • bardak soya sütü • 2 bardak tofu • 2 bardak tempeh • 2 bardak yeşil soya fasulyesi • 3 avuç dolusu kavrulmuş soya fıstığı Toz soya proteini su, süt ya da meyve suyuyla karıştınlabilir ve soya nın etkilerinden yararlanmanın en kolay yollarından biridir. Revival gibi bazı markalarda bir bardak içecekte dört ile altı porsiyona eşdeğerde so ya bulunmaktadır. Soya ürünlerini beslenme modelinize yavaş yavaş katın, aksi takdir de bağırsak bakterileri bu yeni besine alışırken gaz sancısı çekebilirsiniz. Yardımcı olmak için sindirime yararlı enzimler kullanabilirsiniz.

SUE DEPRESYON YOK OLDU, GÖGÜSLERİ DÜZELDİ

Soya besinlerinin bir kadının yaşamını nasıl değiştirdiği hakkında birçok öykü dinledim. İşte Sue adındaki bir kadından gelen mektup Bir yıl kadar önce annem beni Revival içmeye alıştırdı ve sonsuza dek ona minnettar kalacağım. Kendisi de göğüs kanseri tanısı kon duktan sonra Revival kullanmaya başlamıştı. Kemoterapi, işın tera pisi ve tamoxifen tedavisinden sonra kanserden kurtuldu ve sağlığı düzeldi. Ben yıllarca Prozac, Premarin ve Pravachol hapları kullandım ve hiçbirini bırakamadım. Prozac ya da Premarini almayınca yaşaya mayacak durumda oluyordum. Revival içmeye başladıktan iki hafta sonra reçeteli ilaçlarımı azalttım ve altı hafta içinde hepsini bırak tım. Hiçbir kötü etkisi olmadı. Şimdi de sıra gerçek sürprizde. Yıllardır mamografi çektirmeye ürkerek gidiyordum. Çünkü şiddetli fibrokistik göğüs rahatsızlığım olduğundan ve sol göğsümdeki iki yo ğun kütle yakından izlendiğinden, her seferinde en az bir kez tekrar mamografi çekilmesini için geri çağrılıyordum. Dün tekrar mamog rafi çektirdim ve sonuçlar karşısında şaşırıp kaldım. Sol göğsümdeki kütleler neredeyse yok olmuş, çok zorlarsanız görebiliyorsunuz. Ay rıca fibrokistik yoğunluk da iyice ufalmış. Eski filmlerde fibrokistik yoğunluk göğüslerin tümünde belli oluyordu. Şimdi ise yaklaşık yüz de 30 normal göğüs dokusu görülüyor. Bundan sonra altı ayda bir mamografi çektirrnek zorunda olmadığımı, yılda bir kez çektirmenin yeterli olacağını söylediler. BESLENMENİzE SOYA EKLEYİNCE NELER BEKLERSİNİz Tükettiğiniz miktara bağlı olarak beslenme modelinize soya ekledik ten birkaç gün sonra ateş basma nöbetlerinde azalma olduğunu görürsü nüz. Ateş basma nöbetlerinin göreceli olarak çok seyrek yaşandığı Japon yada kadınlar ortalama olarak günde dört ile altı porsiyon ya da 00200 mgr. soya isoflavonu tüketiyorlar. Menopoz dönemine yaklaşan bazı kadınlar soya ya da piyasadaki şi falı ot karışımlarını kullanmaya başlayınca adet kanamalarının tekrar oluştuğunu fark ettiler. Kendi jinekoloğu şitalı otların kötü etkisi sonu cunda kanarnaların oluştuğundan kaygılanınca, bir hasta beni görmeye geldi. Ne var ki, soyadaki bitkiestrojenleri ya da menopozia ilin til i şifalı otlar adet kanama döngüsü sona ermiş olan kadınlarda kesinlikle kana maya neden olmaz. Menopoz yıllarında düzensiz kanarnaların nedeni değişen hormon düzeyleridir. Bu döneme yaklaşan bir kadının aylarca adet kanaması ge çirrneden yaşaması ve ardından aylar ve hatta yıllar boyu düzenli adet dörıgüsünü sürdürmesi olağandır. Soya tüketimi bu olguyu önlemeyecek tir. Aynı şekilde bazı kadınlar yüksek dozda soya tüketmeye başlayınca libroidlerinin büyüdüğünü söylemişlerdir, Soya fibroidlerin büyümesini tctiklemez ama merıopozla bağlantılı olarak değişkenlik gösteren estro [en düzeyleri bazen fibroidlerin çok çabuk büyümesine neden olur. Bazı kadınlar ise geleneksel hormonlar yerine soya tükettikleri zaman fibroid lerinin küçüldüğünü belirtmişlerdir. Revival kullanan bir kadın şöyle yazmıştı "Aylardır büyük bir başa rıyla Revival kullanıyordum (fibroidim küçüldü ve kanamalar yavaşladı). ormon takviye terapisine başlayınca fibroidim yeniden büyüdü ve kana malar tekrar başladı.

Hormondan vazgeçtim. Tekrar Revival kullanmaya başladım ve bunu sürdüreceğim." Başka bir hastam sağlıklı besinler satan dükkandan aldığı soyalı içe ceği tüketmeye başlayınca ateş basma nöbetleri ve kan şekeri düşmesi gi bi semptomların sona erdiğini anlattı. Daha sonra, "Soyalı bir içecek ka dar basit bir besinin ateş basma nöbetlerini ortadan kaldırabileceğine inanmadım ve kullanmayı bıraktım. Bir hafta içinde nöbetler tekrar baş ladı. Tekrar soyalı içeceklere döndüm ve keşke bırakmasaydım diyorum, çünkü nöbetlerin yok olması yine iki hafta kadar sürdü." TÜM AİLE SOYA TÜKETEBİLİR Soya ürünlerini yemeklerinizin bir parçası haline getirmek herkes için yararlıdır. Erkeklerde soya proteininin prostat dokularının sağlığını koruduğu görülmüştür. Birçok erkek soya takviyesi tüketmeye başladık tan sonra geceleri idrar yapmak gereksinimi duymadığını fark etmiştir. Soyanın prostat kanseri üzerindeki etkileri konusundaki çalışmalar halen sürdürülmektedir. ORGANİK SOYA ÜRÜNLERİ KULLANıN Amerikada yetiştirilen soya fasulyesinin yaklaşık yüzde 2Dsinin ku raklık ve diğer koşullara direnç gösterebilmesi için genetik değişime uğ ratıldığı tahmin edilmektedir. Bu tip genetik mühendisliği etik ve sağlık soruları ortaya çıkardığı gibi Avrupada bu gelişme konusunda duyulan rahatsızlık sonucunda genetik değişime uğramış organizmaların yasak lanmasına gidilmiştir. Aynı hareket artık Amerikada da görülmeye baş lanmıştır. Olası sağlık ve çevre riskleri konusunda daha fazla bilgi sahibi oluncaya dek, organik olarak yetiştirilen soya ürünlerini tüketin. , Ketentohumu Harika Bir Lignan, Lif ve Omega3 Yağları Kaynağı Ketentohumu kanser karşıtı maddeler ve bitkiestrojenleri kanşırnı olarak tanımlanan lignanların en zengin kaynağıdır. Ketentohumundaki lignan yoğunluğu diğer tahıllar, meyveler ve sebzelerden yüz kat daha fazladır. Lignanlar bağırsak bakterileri tarafından enterodiol ve enterol actone adlı iki kimyasal maddeye ayrıştınlır. Bu maddeler karaciğerden geçer ve idrarla dışarı atılır." Ketentohumu ayrıca zengin bir lif ve ome ga3 yağları kaynağıdır. Beslenme modelimize hepimizin biraz daha fazla lignan katmamı için çeşitli nedenler vardır ve en önemli olanları aşağıda açıklanmaktadır.

LİGNANLAR

Lignanların çok güçlü kanser karşıtı etkileri vardır. Ketentohumu lig nanlarının, bedenin ürettiği hormonların faaliyetinin, bulunurluğunu ve üretimini değiştirebilme kapasitelerinden dolayı göğüs ve kolon kanserini önledikleri birçok çalışmanın sonucunda saptanrnıştır.f Lignanlar çok güçlü bitkiestrojenleridir. Çalışmalar, ketentohumu tü keten kadınlarda soya isoflavonlarına benzer bir biçimde estradiol düzey lerinin değişmesi de dahilolmak üzere belirgin hormon değişiklikleri oluştuğunu göstermiştir. Soya tüketemeyen ya da bitkihormonlarını baş ka bir biçimde tüketrnek isteyen kadınlar için ketentohumu yağı ya da dövülmüş ketentohumu çok iyi bir seçenektir." Lignanlar çok iyi antioksidanlardır. Soya ve bazı şifalı otlarda bulu Ilan lignanların virüs ve bakterilere karşı, antioksidan özellikleri vardır ve serbest radikallerin hücresel düzeyde, hastalık ve yaşlanmayla bağlantılı olarak dokulara verdiği zararı önler. Lignanlar kalpdamar sistemini korur. Yapılan çalışmalar ketentohu mu lignanlarının "kötü" LDL kolesterolu düşürüp, "iyi" HDL kolesterolü yükselterek damar sertliğini önlediğini ortaya çıkarmıştır." LİF Ketentohumu zengin bir lif kaynağıdır. Bitkiestrojeni özelliklerinin yanı sıra eriyen ve erimeyen lifler açısından zengin bir bitkidir. Günlük hcslenme modelinize bir porsiyon dövülmüş ketentohumu katmanız ka hızlık sorunlarınızı tümüyle ortadan kaldıracaktır. (Yalnızca yeterli mik tarda suyla birlikte tükettiğinizden emin olun.) Buğday kepeğinin lifi ol dukça serttir ve bağırsakları zedeleyebilir ama ketentohumunun içerdiği lif daha yumuşaktır. Suyla birleşen ketentohumu lifinin oluşturduğu ya pışkan sıvı diyabet ve kalpdamar rahatsızlıkları riskini önemli ölçüde ıızaltır. Ayrıca liflerin dolaşım sistemindeki toplam kolesterol ve triglise i id düzeylerini düşürdüğü görülmüştür. 45 gr. (yaklaşık ı4 bardak) ketentohumunun lif miktarı ı.7 gram dır ve 2 bardak yulaf ezmesi porsiyonundaki lif miktarından yaklaşık dört kat fazladır. OMEGA3 YAGLAR Ketentohumu zengin bir omega3 yağları deposudur. Bu yağlar ara larında beyin ve kalp hücrelerinin de bulunduğu tüm hücrelerin sağlığı açısından çok önemlidir. Çok yaygın olan omega3 yağ asitlerinin eksikli gi yorgunluk, cilt kuruluğu, kırılan tırnaklar, ince ve kırılan saçlar, kabız Iık, bağışıklık sistemi fonksiyon bozukluğu, ağrıyan eklemler, depresyon, artrit ve hormon dengesizliklerini ortaya çıkarır. Omega3 yağları yalnızca ketentohumunda değil, yağlı balıklarda (özellikle saman, lüfer, uskumru, sardalye ve hamsi), balık yağı, sakatat, yumurta sarısı ve deniz yosununda bulunur. Taze dövülmüş ketentohumu da omega3 yağlarının iyi bir kaynağıdır. (Ketentohumu yağında da ome ga3 vardır ama lif yoktur. Ayrıca bu yağ buzdolabında saklanmadığı tak dirde acılaşır.) Ne var ki, temel yağ asitleri gereksiniminizi karşılamak için ketento humu ürünleri yeterli değildir. Ketentohumunda EPA (eicosapentaenoik asit) vardır ama bedeninizin üretmediği ve beyin dokularının yapılanması için gerekli olan DHA (docosahexaenoik asit) yoktur. Özellikle soğuk deniz balıkları DHA açısından zengindir. Belki de bu nedenle balık tüke ten bireylerde depresyon vakaları daha az görülmektedir. Eğer balık yi yemiyorsanız ya da yemek istemiyorsanız, günde 00400 mgr. DHA tak viyesi yapmanızı öneririm. KETENTOHUMU NASIL TÜKETİLİR Tüm ketentohumları aynı değildir. Zengin toprak ve uygun iklimde yetişen altın ketentohumu omega3 yağları ve tat açısından daha yararlı dır. Sağlıklı besin dükkanıarında sıkça bulunan kahverengi ketentohumu na yüz vermeyin.

Hem tadı güzel değildir, hem de besin değeri daha dü şüktür. Günlük porsiyon olan 4 bardak ketentohumunu kahve değirme ninde öğütün ve çorbalara, içeceklere karıştınn ya da kahvaltı gevrekle riyle salatalara serpin. Ben günlük miktarın yarısını sabahları içtiğim soya sütüne, yarısını da yoğurda katıyorum. Bu kanşim lif ve bitkiestrojeni zengini, menopoz döneminde güç veren bir kahvaltı oluşturuyor. Ve ha zırlaması üç dakika bile sürmüyor! Biyoflavonoidler Bitkiestrojenlerinin başka bir zengin kaynağı da birçok şitalı ot ve meyvede bulunan biyoflavonoidlerdir. Biyoflavonoidler reseptör bölgele ri konusunda aşırı estrojenle rekabete giriştiğinden. menopoz hormonla rını dengeler ve pelvis uzuvlarını güçlendirir. Turunçgillerin beyazımsı iç kabuğu zengin kaynak olduğundan portakal ya da greyfurt yerken bu kıs mını da tüketmeye dikkat edin. (Ben tıpkı bir enginar yaprağı yer gibi portakal kabuğunu elime alıp içindeki beyaz kısmını sıyırıyorum.) Biyof lavonoidlerin zengin kaynakları arasında kiraz, kızılcık, yaban mersini, dağ mersini, tam tahıllar, üzüm kabuğu ve kızıl yonca vardır. Takviye ola rak günde 000 mgr. biyoflavonoidlerin C vitaminiyle birlikte tüketilme sinin ateş basma nöbetlerini geçirdiği saptanmıştır." Menopoz için Geleneksel Çin Tıbbı ve Akupunktur Yıllar boyunca yüzlerce kadını çeşitli jinekolojik ve menopozla bağ lantılı sorunları için iki bin yıldır uygulanan geleneksel Çin tıbbı yöntem lerine yörılendirdim. Adet krampları ve ateş basma nöbetleri gibi bazı ra hatsızlıklardan sıyrılmak için ben de çeşitli bitkisel karışımlar kullandım ve akupunktur uyguladım. Geleneksel Çin tıbbı, tedaviyi her bireyin bedenine, beynine, ruhuna ve duygularına göre farklı uygular. Bu tıp görüşü sağlığımızı birbiriyle çe lişerı yin ile yangın arasında bir denge olarak kabul eder. Kendi anakız akupunktur ekibimin izniyle sunduğum açıklama, menopoz döneminde ortaya çıkan modelleri gözler önüne sermektedir." Çin tıbbına göre yin olarak tanımlanan yaşarnsal sıvılarımız biz yaş tandıkça azalmaktadır. Böylece yang, yani yaşarnsal enerji ve ısı artarken veveya yaşarn enerjisi olan ehi duraklıyor. Yin, yang ve chi dengelendiği aman bedenimiz ateşin (yarıg) üzerinde içinde sıvı (yin) bulunan bir çay danlık gibi görevini yapıyor. Isınıp ortaya çıkan buhar (chi akımı) tüm be deni dolaşıyor, ısıtıyor ve besliyor. Yin miktarının ne kadar azaldığı yaşarn biçiminize, beslenme mode linize ve genlerinize göre değişiyor. Yinin azalması çaydanlıktaki yaşarn sal sıvının yanmasına neden oluyor. Sonunda ateş yanıyor ama gerekli olan buhar çıkmıyor. Aşırı ısı en belirgin semptom olan ateş basma nöbetleri kadar cilt, göz ve vajina kuruluğuna yol açıyor. Ayrıca sheni (ruhu) yürekteki yerin den oynatıp huzursuzluk ve uykusuzluk yaratıyor. Eğer aşırı ısı kana karı şırsa, çok şiddetli adet kanarnalarına neden oluyor. Chinin durgunluğu bedenin herhangi bir yerinde ağrıların ortaya çıkmasına, karamsarlığa ve duygusal dengesizliğe yol açıyor. Aşırı ısı ile chi durgunluğu bir araya ge lince huzursuzluk ve endişe ortaya çıkıyor. Beslenme Modeli Çin tıbbına göre beslenme modeli semptomların çoğunu yok etmenin en etkili yoludur ve benim deneyimlerim de bunu karutlıyor. Kafein, alkol, rafine şeker, pastacı boyası, (kırrmzı et, tavuk ve yumurta üretimi sırasında hayvanların yemlerine katılan antibiyotikler ve hormonlar da dahilolmak üzere) tüm koruyucu maddeler aşırı ısı yaratıp yini azalttığından beslenme modelinden çıkarılmalıdır. Kırmızı et oldukça az tüketilmelidir ama tümüy le vejetaryen usulü beslenme de önerilmemektedir.

Beden yapınıza ve ya şam biçiminize göre haftada en az 60 ile 20 gr. kırrmzı et ya da balık yeme niz gerekir. Ayrıca köriler, acı kırrmzı biber gibi baharatlı besinleri, yağlı, kızarmış yiyecekleri de kısıtlamanın yararı olacaktır. Besinler asla çiğ ya da soğuk olmamalı, az pişrniş olmalıdır. (Bu gün lerde yeşil salata yapraklarının üzerine biraz limon suyu döküp otuz sani ye kadar mikrodaga fırında ısıtıyorum.) Bedeniniz çiğ besinleri sindirrnek için daha fazla çaba harcarken ısı ve chi durgunluğu yaratacaktır. Yaygııı inanişın aksine soğuk besinler bedeni dengeli bir biçimde serinletmez, Tam tersine soğuk besinler ve buz chi kanalını tıkayarak durgunluk yara tır. Kavun, fasulye filizi, tofu, beyaz deniz balıkları, kereviz, elma, kuş konmaz ve üzüm serinletici besinlerdir. Elbette sigara içmek her şeyi daha kötüye götürür. Sigara içerken al dığınız ateş ve toksinler doğrudan doğruya beyninize ve dolaşım sistemi nize gidiyor. Ayrıca sigara içmenin yumurtalıkları zehirleyerek estrojeıı düzeylerini normalden iki yıl önce düşürdüğü de belgelenmiştir. Geleneksel Çin tıbbı uygulayıcıları ısı ürettikleri için zencefil ve gin sengin menopoz döneminde düzenli kullanımını kesinlikle önermezler. Menopoz için Çin Otları Çine özgü şitalı otların binlerce karışımı binlerce yıldır menopoz da dahilolmak üzere insanlığın tanıdığı tüm hastalıkları iyileştirmek için kullanılmaktadır. Birçok otun Batı dünyasında karşılığı vardır ama Çin otlarının kanşimlan bu sisteme özgüdür ve formülleri binlerce yıl boyun ca denenmiştir. Geleneksel Çin tıbbı ve Çin bitkileri bu kitabın kapsamı dışında ol duğundan yalnızca menopoz konusunda en yaygın kullanılan Joyful Change, Yunnan Bai Yao, Tian Wang Bu Xin Wang ve Chai Hu Long Gu Muli Wang kanşımlarının adlarını vermekle yetineceğim. Akupunktur Akupunktur geleneksel Çin tıbbının temel taşlarından biridir. Chi ya da yaşarn enerjisinin beden içinde akışını normale getirmeye yaradığın dan, enerjimizin tümüyle kendini yenilediği menopoz dönemi için özel likle uygun bir yöntemdir. Ateş basma nöbetleri, uykusuzluk, gece terle meleri, endişe, huzursuzluk, duygusal dengesizlik, karamsarlık, adet krampları ve aşın kanamalar konusunda çok etkilidir. Gerçi çoğu insan alışılagelmiş Batı tedavi yöntemleri işe yaramadığı zamarı akupunktura yönelir ama menopoz söz konusu olunca semptom ların başlangıcında başvurulması ve sağlığı koruyucu bir yöntem olarak algılanması en doğrusudur. Semptomlar ciddi bir hastalık boyutuna ulaş madan tıkanan chi kanallarını açacaktır. Otuzlu yaşlarımdayken adet kramplarından akupunktur tedavisiyle kurtulmuştum ve bir daha da geri dönmediler. Ayrıca migren ağrılarm dan, kronik idrar yolu enfeksiyonları olan hastalarıma kadar çok kişiyi ııkupunktur tedavisine yönlendirdim. Akupunktur ayrıca adet kanamala rını düzene sokmaya, şiddetli kanarnaları kontrol altına almaya ve bazı vakalarda fibroidleri küçültmeye de yarar. Araştırmalar akupunkturun bedendeki kortizol dengesini ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarını geliştir diğini, sigara ve alkol bağımlılıklarından kurtulmaya yardımcı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Akupunktur chi ya da yaşarn enerjisinin akımını bedenin meridyen olarak bilinen enerji kanallarına yönlendirerek görev yapar. Meridyen olarak bilinen bu kanalların anatomik açıdan saptanması mümkün olma dığından, Fransada yapılan bir çalışmanın sonuçları ortaya çıkana dek, zıt tedavi yöntemlerine dayanan tıp, yıllarca akupunkturun etkisini gör mezlikten gelmişti. Bu çalışmada araştırmacılar geleneksel akupunktur noktalarıyla, gelişigüzel bazı noktalara radyoaktif bir belirleyici zerk et mişlerdi. Gerçek akupunktur noktalarına zerk edilen ilacın meridyenler boyunca ilerlemesini izlemek çok kolay olmuştu." Akupunkturun etkisi klinik olarak kanıtlanınca, gözardı edilmeyecek kadar önem kazanmıştır. Bir Yerlerden Başlayın Sunduğum tüm seçeneklerin sizi boğmasına ya da ağır bir "gerekli lik" listesi biçimine gelmesine izin vermeyin. Doğanın bilgeliği kullanıcı kolaylığı sağlar ve bunun çoğuna bedeninizde zaten sahipsiniz. Yararla nabilmek için gözünüze çarpıp "beni dene" diyen bir şifalı otu, bir formü lü ya da bir besini kullanmaya başlayın. Sözünü ettiğim tüm otlar ve be sinIerde çeşitli bitkihormonları bulunduğu ve neredeyse hiçbir yan etkile ri olmadığından, deney yapmak için kendinizi özgür hissedin.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp