Damar Sağlığı İçin Yapılması Gerekenler

Damar Sağlığı İçin Yapılması Gerekenler

Sağlıklı bir yaşam tarzıyla önlenebilen hastalıklardan biri de kalp rahatsızlıklarıdır. Kardiyovasküler hastalıklarda korunmak için beslenme tarzı önemli rol oynar. Örneğin, düzenli olarak çay içmek kalp sağlığını korumanıza yardımcı olur.
 
Avrupa'da ve Amerika'da siyah çay tüketimiyle kalp hastalıkları riskinin azalmasının ilişkisi üzerine araştırmalar yapılmıştır. Araştırmaların sonucuna göre, günde üç fincan çay içmek kardiyovasküler hastalıklardan ölüm oranım ve kalp krizi geçirme oranını yaklaşık % 10-12 oranında azaltmaktadır.Çayın kalp-damar sağlığı üzerindeki olumlu etkileri şöyledir:
 
• Çay flavonoidlerinin damar sağlığını olumsuz etkileyen -kötü, zararlı- LDL kolesterolün oksitlenmesini önlediği, laboratuvar çalışmalarınca kanıtlanmıştır. LDL kolesterolün oksitlenmesinin azaltılması, damar zararının azaltılması anlamına gelmektedir.
 
• Düzenli çay içenlerde kan yağlarında azalma olabilmektedir.
 
• Bazı çay flavonoidleri yangı baskılayıcı, iltihap önleyici (anti-inflamatuar) etkilere sahiptir. Damar sertliği gibi iltihabi süreçlerin önemli olduğu durumlarda bu özellik değerli olabilir. Bu özelliği kolesterolün ve diğer faktörlerin damar duvarında sertleşmeye yol açan olayları önleyici bir güç gibi de düşünebilirsiniz.
 
• Düzenli çay içenlerde kalp damarlarının iç yüzeyini döşeyen, pürüzsüz bir yüzey oluşturan endotel tabakasında iyileşme, yenilenme ve düzelmeler olduğu fark edilmiştir.
 
• Çeşitli flavonoidler kan damarlarında pıhtı oluşumuna neden olan trombositlerin (kanın yapışkan hücrelerinin) birbirine yapışmasını önlemektedir. LDL kolesterolün oksitlenmesine, bunun damar duvarında yangısal işlevler gerçekleştirmesine ve bu bölgede pıhtı oluşumuna engel olabilirseniz damarların sertleşmiş plakalarla ve pıhtılarla tıkanmasını önlemede ciddi bir başarı elde edersiniz.

Kalp ve Damar Hastalığı Riskinden Korunma

Kalp ve damar hastalıklarının sıklığı, Batılı ülkeler başta olmak üzere, alınan etkili korunma önlemleri sayesinde kayda değer bir şekilde azalmakla birlikte, dünyada ve ülkemizde hala en önemli sağlık problemlerinin başında gelmektedir. Tüm hastalıklarda olduğu gibi, bu hastalık grubunda da hastalık ortaya çıkmadan önlenmesi çok önemlidir.

Kalp ve damar hastalıklarından korunmanın en etkili yolu hastalığa yol açan yaşam tarzını ve çevresel faktörleri düzeltmek, yüksek risk altındaki kişileri belirleyerek bunlara özel önlemler almaktır. Kalp ve damar hastalıklarında aynı anda çok sayıda risk faktörü etkili olduğundan bu faktörlerin hepsi kişiye özgü bir şekilde yorumlanmalıdır.

- Yaş (erkeklerde 45 yaş ve üzeri, kadınlarda menopoz sonrası, 55 yaş ve üzeri),
- Ailesinde kalp hastalığı (birinci derece akrabalarda erkekte 55 yaş, kadında 65 yaş öncesi kalp ve damar hastalığı) bulunması,
- Sigara içmek,
- Tansiyon yüksekliği (kan basıncının 140/90 mm Hg ve üzerinde olması),
- Kolesterol değerlerinin yüksekliği,
- HDL kolesterolün düşüklüğü (40 mg/dl nin altı),
- Şeker hastalığı varlığı (diyabet saptananlarda kalp ve damar hastalığının var olduğu kabul edildiğinden ayrıca değerlendirmeye alınır).

Bilimsel araştırmalarla kalp ve damar hastalıkları açısında riski arttıran kesin olarak kanıtlanmış majör risk faktörleridir. Bu risk faktörlerinin birlikte bulunması riskin katlanarak artmasına neden olur.

İleride kalp ve damar hastalığı ortaya çıkma olasılığının belirlenmesinde, risk faktörlerinden korunmada seçilecek tedavi yöntemlerinin saptanmasında (diyet, ilaç kullanımı ve türünün seçimi) kişinin içinde olduğu risk grubunun belirlenmesi gereklidir. Saptanmış herhangi bir kalp ve damar hastalığı olanlar ve şeker hastaları yüksek riskli grupta, henüz bir kalp ve damar hastalığı saptanmamış ancak ikiden daha fazla majör risk faktörü olanlar orta derecede riskli grup, iki ve daha az sayıda risk faktörü olanlar düşük riskli grupta yer alırlar.

Bu risk faktörlerin yanı sıra bazı diğer etkenler ve yeni tanımlanan risk faktörleri de kişinin riskini etkiler. Aşırı şişmanlık (obezite), fiziksel aktivite azlığı, kötü beslenme, sosyal ve psikolojik faktörler ve henüz tam olarak ne kadar ve ne şekilde etkili olduğu bilinmemekle birlikte lipoprotein, homosistein ve CRP yüksekliği önem taşımaktadır. Bu faktörler mevcut risk grubunu direkt etkilememekle birlikte kişiye özgü risk yaklaşımlarının saptanmasında değer taşır.

Sigara içmek, kalp ve damar hastalığına bağlı ölümlerin yaklaşık üçte birinin nedenini oluşturur. Sigara bırakılmasının yeri kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde çok büyüktür. Sigara ile birlikte kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği ve diyabet olanlarda risk katlanarak artmaktadır. Özellikle ülkemizde sigara kalp hastalıları için en önemli risk faktörlerinden biri olmaya devam etmektedir. Sigaranın neden olduğu riskin azaltılabilmesi için sigaranın azaltılması değil tamamen bırakılması gereklidir.

Tansiyon yüksekliği kalp ve damar hastalıkları, inme riski, kalp ve böbrek yetersizliğine neden olması nedeni ile çok önemli bir risk faktörüdür. Yetişkinlerde her yaş grubu için tansiyon yüksekliği tanımı aynı olup 130/85 ve altı olarak kabul edilmektedir. Hem sistolik ve hem de diyastolik kan basıncında az miktarda düşme bile riski azaltmakta olup, değerlerin normale getirilmesi riski oldukça etkili bir şekilde düşürür. Burada da ilaç türü, ilaç dışı tedavi ve diyet seçimi kişiye özgü olarak yapılır.

Damar Sağlığı İçin Besinler

Balık: Somon, ton balığı gibi yağlı balıklar omega 3 yağ asidi içeriğiyle kalp ve damar sağlığının korunmasına yardımcı olur. Omega 3 yağ asitleri trigliserid düzeyini azaltarak damar çeperlerinde tıkanıklığa yol açan plak oluşumunu azaltır ve kan basıncını düşürür. Kalp sağlığı açısından haftada en az 2 öğün balık tüketimi uzmanlar tarafından önerilmektedir.

Yemişler: Yine omega 3 yağ asitleri bakımından zengin olan ceviz, keten tohumu ve kabak çekirdeği gibi yemişler balık tüketmeyenler için iyi birer alternatif olarak kullanılabilir. Bu yemişlerde bulunan lifler kan basıncını düşürerek yemek yedikten sonra oluşan kan şekerindeki ani düşüşleri dengeler. Kan şekerinin aniden azalması aşırı yemek yemeye neden olurken lifli gıdalar kan şekerini düzenleyerek bu ani açlık hissini kontrol altına almanıza yardımcı olur.

Yulaf: Eğer yüksek tansiyon şikayetiniz varsa kalp sağlığınızı korumak için tansiyonu düşüren yulaf gibi besinleri daha sık tüketmelisiniz. Yulaf aynı zamanda kolesterolü düşüren “beta glukan” açısından da zengindir. Kan şekerinin düşmesini engelleyerek yemeklerden sonra tokluk hissinin daha uzun sürmesini sağlar.

Potasyum: Meyve ve sebzelerde bulunan bir mineral olan potasyum kan basıncını etkili bir şekilde düşürür. Genellikle tuzla birlikte aldığımız sodyum mineralinin aksine vücutta fazla su tutulmasını engeller. En çok muz, biber, patates ve yoğurtta bulunan potasyum için günlük tavsiye edilen tüketim miktarı 4.700 mg’dır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp