Çocuğunuz Aşırı Kiloluysa Ne Yapabilirsiniz ?

Çocuğunuz Aşırı Kiloluysa Ne Yapabilirsiniz ?

• Sakın çocuğunuzun beslenme düzenini tamamen kontrol altına çalışmayın.Amerikalı uzman Leann Birch'e göre, ailelerin çocuklarına ait beslenme düzenine gereğinden fazla karışması, çocukların enerji miktarını ve kalori seviyesini kendi başlarına düzenleyememesine neden olmaktadır. Başka bir deyişle, ebeveynler çocuklarının midelerine giren yiyecekleri sıkı bir kontrol altında tutmaya çalışırsa, çocuklar ne zaman doyduklarına ve ne zaman acıktıklarına kendi başlarına karar veremez. Dr Birch'in yaptığı araştırmaya göre, beslenme düzenleri anne ve babaları tarafından sıkı bir denetim altında tutulan çocuklarda yağ oram diğer çocuklara oranla daha yüksek çıkmıştır. Ebeveynlerin yapabileceği en güzel şey çocuklarına örnek oluşturabilecek bir beslenme programı uygulamaktır. Sıkı bir disiplin altında tutulan çocukların bu örnek beslenme programına sıkı sıkıya uymasını sağlamak anlamsızdır. Bunun yerine çocuklara örnek beslenme programının yararlarını anlatmak daha faydalı olacaktır .

• Birinci bölümde çizdiğimiz ideal beslenme piramidine önem verin. Çocuklar bu piramitte yer alan vitamin, mineral, rafine olmayan karbonhidratlar ve sağlıklı proteinleri tüketiyorsa, yağlı ve sağlıksız gıdalar gündem dışında kalmış demektir

• Sağlıklı bir beslenme planının oluşturulması sırasında çocuklara da sorumluluk yüklenmelidir. çocuğunuzun kendi yiyeceklerini kendilerinin seçmesini

sağlayın (çocuğunuzla bir araya gelip günlük ya da haftalık yiyecekleri önceden belirleyebilirsiniz). Çocuğunuz böyle bir sorumluluğun kendisine yüklenecek kadar büyüdüğünü fark ederse, hayatına doğru ve sağlıklı bir şekilde çekidüzen vermek isteyecektir.

• Çocuğunuza herhangi bir konuda ödül verecekseniz çikolata, şeker ve diğer yiyecekler dışında bir şeyler (örneğin, oyuncak) seçmeye gayret edin. Çocuğunuz besin maddelerini doğru ve güzel olaylarla ilişkilendirirse (örneğin, okulda alınan güzel notların ve ailesini sevindiren olayların karşılığının hep yiyecek olduğunu düşünürse), her mutlu anını yemek yiyerek değerlendirmek isteyecektir. Çocuklar kendi kararlarını kendileri verebilecek kadar büyüdüklerinde, başarıları dahil başlarına gelen her güzel şeyin karşılığını yemek yiyerek kutlamaya çalışır. Bu nedenle, çocuğunuza güzel davranışları karşısında çikolata, tatlı, şeker, dondurma, hamburger ve kızartma veriyorsanız, bu konuda bir değişiklik yapmanız gerekir. Mesela ödül olarak verebileceğiniz oyuncaklar ve güzel giysiler ödül olarak vereceğiniz yiyeceklerden daha anlamlı olacaktır.Çocuğunuzu ödüllendirmek istiyorsanız, birlikte gezip dolaşabilirsiniz.

• Çocuğunuza daha çok küçük yaşlardan itibaren sağlıklı ve kaliteli bir beslenme tarzının ne anlama geldiğini anlatmaya çalışmalısınız. Mutfağınız yağlı yiyeceklerle dolup taşıyorsa, çocuğunuza doğru mesajlar veremezsiniz. Mutfağınızı tüm aileniz için yararlı olan taze ve sağlıklı yiyeceklerle donatın.

• Çocuğunuzu diyet yapması için zorlamayın. Diyet yapmaya zorlanan bir çocuk, kendisini yaşıtlarından daha farklı bir konumda hissedeceğinden öz güvenini kaybeder ve yasaklanan yiyecekleri hayal ederek yaşar. Sağlıklı yiyeceklerden oluşan bir beslenme planına sahip olan bir çocuğun kilosu zamanla belirli bir kiloda sabitlenir. Büyümek ve gelişmek için her çocuğun kaloriye ve besin değeri yüksek olan gıdalara ihtiyacı olduğunu unutmayalım. Çok katı kurallarla oluşturulmuş diyetler çocuklar için her zaman yararlı olmamaktadır. Aşırı kilolu olan çocuklarda bile sıkı diyetlerin çok yararlı olmadığı gözlemlenmiştir.

• Çocuğunuzun kendisini iyi hissetmesini sağlayın. Çocuğunuz öz güvenle yetişirse, sağlıklı kalmaya gayret edecek ve sağlığını bozacak herhangi bir beslenme tarzından uzak durmaya çalışacaktır. Obez kategorisine giren birçok çocuk kendisini çirkin bir yağ fıçısı olarak görmektedir. Obez çocuklar arkadaş çevrelerinde de olumsuz birtakım tepkiler aldığından, kendilerine olan güvenlerini tamamen yitirirler. Çocuğunuzu zaman zaman onore edin, ona birtakım iltifatlarla yaklaşın. Ne kadar hoş 'göründüğünden ve vücudunun ne kadar sağlıklı olduğundan bahsedin.

• Yemek yemeyi büyük bir olay haline getirmeyin. Çocuğunuzu sağlıklı bir beslenme tarzının nasıl oluşturulması gerektiği hususunda eğitin, ama bu konunun üstüne çok da fazla düşmeyin. Yemek sofranıza sağlıklı ve taze yiyecekleri koymaya çalışın. Yemek sofrasında herkes belirli bir yiyeceği yiyorsa, aşırı kilolu olan çocuğunuzu bu yiyecekten mahrum etmeyin. Sofradaki herkesin yediği bir şeyi çocuğunuza vermezseniz, bu yiyecek çocuğunuzun beyninde obsesyon (takıntı) haline gelir.

• Çocuğunuza birçok şeyden mahrum olduğu hissini vermeyin. Her çocuk ailesinde, okulunda ve arkadaşlarının yanında eşit muamele görmek ister. Çocuğunuzun yanında patates cipsi ya da tavuklu hamburger yeniliyorsa, çocuğunuzu bu yiyeceklerden mahrum etmek büyük bir acımasızlık olacaktır. Bu nedenle çocuğunuzla anlaşma yapma yoluna gidebilirsiniz. Örneğin patates cipsinin sadece cuma akşamları yenilmesine izin verebilirsiniz. Bu şekilde bazı besin maddelerinin obsesyon haline gelmesine engel olabilirsiniz. Çocuğunuzun tercih ettiği abur cubur gıdalar yerine daha çok sevebileceği sağlıklı gıdalar almaya çalışın. Çocuğunuz için çok büyük bir önemi olan bazı yiyecekleri tamamen hayatınızdan çıkarmaya çalışmayın. Örneğin, çocuğunuz şekeri çok seviyorsa, sadece akşam yemeğinden sonra minik bir şeker vereceğinizi söyleyin. Ya da çocuğunuza küçücük bir çikolata parçası ikram edebilirsiniz (kaliteli çikolata markalarını seçin). Çocuğunuz bu şekilde dengeli bir beslenme planının nasıl oluşturulduğunu öğrenecek ve kendini arkadaşlarından daha farklı hissetmeyecektir.

• Çocuğunuza yemeğini yavaş yavaş yemesi ve ağzındaki yiyeceği yeterince çiğnemesi hususunda telkinlerde bulunun. Çocuğunuzun acele acele ya da TV karşısında yemek yemesine engel olun. Televizyon yerine sadece yediğimiz yemeğe odaklanırsak, daha çabuk doyarız.

• Çocuğunuzun öğün aralarında neler atıştırdığına çok dikkat edin. Abur cuburların çoğu çok yağlı ve şekerlidir; ayrıca hiçbir besin değerine sahip değildir. Çocuğunuzun her zaman elinin altında bulabileceği yiyeceklerin türünü değiştirin. Örneğin çocuklarınızın rahatlıkla ulaşabileceği yerlere çikolata ve şeker yerine taze meyve ve sebze, kurutulmuş meyve ve ceviz, patlamış pirinçten yapılmış krakerler, yağsız ve tuzsuz patlatılmış mısır, yulaflı bisküviler,buğdaylı ekmek, yoğurt ve süt koyabilirsiniz. Bu kadar çok sağlıklı çeşidin içinden birini veya birkaçını seçmek çocuğunuzun açlığını bastıracaktır. Acıktığında sağlıklı besinlerle doymayı öğrenen çocuklar sağlıklı bir beslenme tarzına daha çabuk uyum sağlar. Çocuğunuza ne zaman acıkacağını ya da acıkması gerektiğini söylemeyin. Bırakın kendisi acıktığında mutfağa gitsin ve elinin altında kolaylıkla bulabileceği sağlıklı besinlerle beslensin. Bu şekilde otokontrol (kendi kendini kontrol edebilme) sistemi de gelişecektir.

• çocuğunuzun içtiği sıvılar nedeniyle gereksiz yere kalori alarak karnını doyurmasını engelleyin. Öğün aralarında su içilmelidir. Süt (4 yaşından sonra %2 oranında) ve sulandırılmış meyve suları ise ana öğünlerde içilebilir.

• çocuğunuzun fiziksel aktivitesini artırmak için çeşitli önlemler almalısınız. Her gün belirli fiziksel aktiviteleri gerçekleştiren çocukların sağlıkları olumlu yönde etkilenmektedir. Okulda yapılan beden eğitim hareketlerine artık eskisi kadar önem verilmemektedir. Beden eğitimi dersleri nadiren yapılmakta ve sınıflar çok kalabalık olduğundan bu dersleri alan çocukların belirli aerobik hareketleri için sıra beklemesi gerekmektedir. Bedensel hareketler hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için beşinci bölümü dikkatle okuyunuz.

• çocuğunuzun TV karşısında geçirdiği zamanı azaltmaya çalışın. Çocuklar TV izlerken uzun süre hareketsizce oturup kalırlar. Daha da kötüsü, TV reklamlarında çıkan birbirinden farklı ürünler, çocukların yiyecekler hakkında oldukça yanlış bilgiler edinmesine neden olur. Örneğin birçok reklamda leziz çikolataların çocuk gelişimindeki büyük etkisinden bahsedilir. Bunu gören çocuk da taze meyve yerine bol bol çikolata yemeyi tercih edecektir. Çeşitli reklamlarda birbirinden güzel gıda maddesini izleyen çocukların karnı çabucak acıkır. Çocuklar etki altında kalarak reklamlardaki hamburger ve patates kızartmalarını,çikolatalı müslileri, patates cipslerini ve gazlı içecekleri isteyebilirler. Hatta bu yiyeceklerle beslenmenin doğru bir beslenme tarzı olduğu gibi yanlış bir izlenime bile kapılabilirler.

• Çocuğunuzun okulundaki yetkililerle konuşmayı ihmal etmeyin. Kendi yemeğini bitirdikten sonra yemeklerini bitiremeyen arkadaşlarının yemeklerini de yiyen bir çocuğa engel olunmalıdır. Okul yetkililerinden öğle yemeklerinde verilen yağlı yiyeceklerin sayısını azaltmalarını isteyin. Hiçbir çocuk doymuş yağ oranı yüksek gıdalardan faydalanamaz. Çocuğunuzun beslenme menüsünü önceden planlamaya çalışın. Örneğin, kızartma haftada bir kere yenmelidir. Çocuğunuz için bir liste tutarak her gün yediği meyve sebzeleri bu listeye yazabilir, taze meyve ve sebze tüketimini güvence altına alabilirsiniz.

• Çocuğunuza güzel bir örnek oluşturmak için tüm aile fertlerinin beslenmesine dikkat etmesi gerekmektedir. Tüm aile fiziksel aktiviteyi artırabilir. Çocuk büyüklerini spor yaparken gördükçe kendisi de hareket etmek isteyecektir. Çocuğunuza örnek olmayı amaçlarken, siz de ideal bir beslenme ve yaşam tarzına sahip olabilirsiniz.

• Siz beslenme hakkında neler düşünüyorsunuz? Önemli olan bu sorunun cevabıdır: Sizin beslenme konusuna yaklaşımınız. Sadece obezite oranı değil, beslenme düzensizliklerinin de oranı hızla artmaktadır. Ebeveynler sürekli olarak ne kadar şişman olduklarından bahseder -her an rejim yapma telaşı içinde olursa, çocuklar da bundan olumsuz etkilenerek tüm yiyecekleri tehlikeli gıdalar olarak görebilir. Çocuklar her yemek sonrasında kendilerini suçlu hissedebilir. Örneğin, genç kızlar kilo almamak amacıyla yemek sofralarına oturmaktan kaçınır ve açlıktan mideleri kazınınca da abur cuburla doymaya çalışır. Amerika'da yaşayan insanların %50'si her an rejimdedir. Çocuklara ne kadar yanlış mesajlar verildiğini görüyor musunuz?

John

John belirli bir yaştan beri aktif olarak spor faaliyetlerine katılır. En sevdiği fiziksel aktiviteler top oyunları ve açık havada yürüyüştür. John okulunda oldukça popüler bir çocuktur. Dersleri iyidir ve beslenme tarzı da oldukça sağlıklıdır. John çok fazla spor yapmasına rağmen aşırı kilolu bir çocuktur. Bu nedenle arkadaşları kendisine kilolarını çağrıştıracak isimler takmıştır. John'un annesi bu konuda çok endişelidir. Annesi John‘a her zaman sağlıklı yiyecekler vermeye gayret etmektedir ve kendisini iyi hissetmesi için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Aslına bakarsanız, John kendisinin şişman olduğunu düşünmemektedir. Kendisi için "şişman" yerine "güçlü ve kuvvetli" sıfatlarını kullanmaktadır. John bu iki özelliğin futbol kariyerinde kendisine avantaj sağlayacağını düşünmektedir.

John'un aşırı kilolarına sebep olabilecek hiçbir hastalığa rastlanamaması, annesinin çocuğu ile yaşadığı problemin sadece düzensiz beslenmeden kaynakladığına inanmasını sağladı. Okulda, ailede ve arkadaşlarının evinde yaptığı araştırmalar ve görüşmeler sonucunda, annesi John'un yemek yemeyi takıntı haline getirdiğini anladı. John‘u çok yakından tanıyanların anlattıklarına göre, John başkalarının yemeklerine göz diliyor ve başkalarının tabaklarında kalan artık yemekleri bile yiyordu. John sürekli aç olmaktan şikayetçiydi. Her zaman arkadaşlarından daha fazla yemek yemek istiyordu. Okulda kendi tabağını bitirmekle kalmayıp, arkadaşlarının yiyemediği yemekleri de bitiriyordu. Annesi oğlunun beslenme programını çok güzel hazırlamış ve yiyeceklerini sıkı bir disiplin altına almıştı. Bu nedenle John'un bu kadar fazla kiloyu nasıl aldığı büyük bir merak konusuydu.John'un annesi işte tanı bu noktada büyük bir hata yapmıştı: John'un yediklerini o kadar sıkı takip etti ve yiyecekler üzerinde o kadar büyük bir hakimiyet kurdu ki John‘a hiçbir seçim şansı tanımadı. Ne yiyip ne yiyemeyeceği hakkında seçme şansından yoksun bırakılan John annesinin bulunmadığı ortamlarda ne bulursa gizli gizli yemeye başladı. Odasına gizli gizli taşıdığı abur cuburları yiyordu. Bu alışkanlığı o kadar ciddi bir hal aldı ki artık abur cuburdan başka şey yemez oldu.

Tüm bunların geç de olsa farkına varan annesi, birtakım köklü değişiklikler yapmaya karar verdi. John‘a mutfakta bir abur cubur dolabı tahsis etti ve bu dolabı John'un atıştırmak için seçebileceği sağlıklı besinlerle doldurdu. John acıkınca bu dolabı açabilecek ve istediğini seçip yiyebilecekti. Ne zaman acıktığına ve ne zaman doyduğuna da John karar verecekti. Bu değişikliğin uygulandığı hafta John'un annesi dehşete düştü çünkü dolabın içi dolar dolmaz anında boşalıyordu John dolaptaki her şeyi bir çırpıda yiyip bitiriyordu. John'un annesine tek bir seçenek kalıyordu: sabretmek. "Seçme şansı" uygulamasını izleyen haftalarda yiyecekler John için eskisi cazibesini kaybetmişti. John yine gereğinden fazla yiyordu ama en azından annesinin "atıştırma rafına" koyduğu sağlıklı yiyecekleri tüketiyordu ve karnı doyunca yemek yemeye devam etmiyordu; annesinin bulunmadığı ortamlarda da açgözlülük yapıp başkalarının yiyeceklerine gözünü dikmiyordu. John artık gizlilik esasını da uygulamıyordu, canının istediği her şeyi annesinin gözleri önünde yiyip içiyordu. John kendisine tanınan seçme özgürlüğü uygulaması sonucunda -6 ay içinde- tüm fazla kilolarından kurtulmuştu. Yiyecekleri konusunda sorumluluk almayı da fazlasıyla öğrenmişti.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp