Cinsel Eğitim

Cinsel Eğitim : Bugün anladığımız kadarıyla seks eğitimi yaklaşık 200 yıl öncesine kadar bilinmiyordu. Eski ve Ortaçağ Avrupasında seks; özel ilgi duyanların dişında, sorunsal bir konu olarak değil de, yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak görülüyordu. Cinsel bilgi de, bilginin öbür türleri gibi kendiliğinden sağlanıyordu.


Çocukların kendilerine ayrılmış bir dünyaları yoktu, ama onlar gerçekte yetişkinlerin tüm çalışma ve eğlencelerinde bir yer aldılar. Nüfusun çoğunluğu çiftliklerde doğayla içiçe yaşadığından, çocukların, hayvanların çiftleşmesini gözleme şansı büyüktü. İnsanların, evlerini sığırlarla paylaşması olağan bir şey gibiydi. Ne üst ne de alt sosyal sınıflar kişisel gizlilikten hoşlanırdı. Doğal bedensel işlevlerinden de tiksinmez ya da sıkıntı duymazlardı.


Ailedekiler birlikte banyo yapar, birlikte çıplak olarak uyurlardı. Kur yapma ve gebelikler açık açık tartışılır ve kadınlar bebeklerini evde doğururlardı. «Yaşam Gerçekleri» hiçbir zaman herhangi bir kimse için gizli değildi. Ergenliğe yaklaşır yaklaşmaz erkek ve dişilerin evlilik için artık hazır olduğu kabul edilirdi.Modern çağın başlarında, kent ortasınıfı baskı altında önemli bilgileri değiştirmeye başladığı zaman, seks henüz ayrı bir konu olarak değerlendirilmiyordu. Nitekim HollandalI Eras- mus tarafından yazılan Colloquia Famillaria gibi çocuklar için yazılan eğitim kitapları, seksi, genel bilgilerden üç aşağı beş yukarı ayırmadan vurgulayarak, konuya ev yaşamının basit bir parçası olarak dürüstçe yaklaşıyordu.


Bununla birlikte, sonraki birkaç yüzyıl içinde insanlar çok farklı bir tutum benimsediler. İlkönce çocukluk, sonra da gençlik, yetişkinlerin günahlarından uzak tutulması gerekli, yaşamın özel ve «masum» dönemleri olarak ele alınmaya başladı. Hızla artan bir iffetlilik taslama, cinsel olan her şeyi pis ve tehlikeli olarak gördü. Mastürbasyonun evrensel bir sorun olduğu ileri sürüldü ve sağlık için ciddi bir tehlike oluşturduğu açıklandı. Aynı sıralarda, Jean Jacques Rousseau Emile (1762) adlı yapıtında «aydınlanmış» eğitim kuramlarını formüle etti. Seks büyük ölçüde gizemli, son derece yıkıcı, bozucu bir konu oldu.Rousseau, tüm çocukların elden geldiğince korunması gereken «doğal» bir «kutsal masumiyet» durumuyla doğduklarına inanıyordu.


Ona göre, cinsel bilgisizlik en azından çocuklukta neşeli bir şeydi. Ergenlikten sonra da ancak doğrudan borulara yanıt verilmeliydi. Hatta delikanlıların ilgi duydukları şeyden iğrenmeleri sağlanmalı, meraklarını bastırmaları önerilmeliydi. Belki de seks eğitiminde cinsel organlar ve cinsel görevler için «kötü sözcükler» kullanmak en iyisiydi. Çok iğrenç bedensel boşalmalarla ilgileri baskı altına alınmalıydı. Öte yandan, kişinin çok açık olarak herhangi bir erken tutkunun uyanmasına dikkat etmesi gerekirdi. Gerçekte eğitimci, her zaman ince bir çizgi üzerinde yürümeye çaba gösterirdi. Uygun olmayan bir tek belirti bile, öğrencilerin yaşamını altüst edebilirdi.Rousseau, gerçekte birçok bakımdan çağının tutumunu dile getiriyordu.


Bununla birlikte, özellikle Almanya'da farklı bir yaklaşım içinde olan oldukça etkin başka eğitmenler de vardı. Bu eğitmenler, Rousseau'nun, çocukluktaki masum seksin tehlikeli olduğu biçimindeki temel inancını paylaşırken, erken «cinsel aydınlanma»nm tehlikeyi savmanın tek etkin biçimi olduğunu görüverdiler. Onların görüşüne göre, cinsel bilgisizlik, cinsel bilgilenmeden daha kötüydü. Çünkü yanlış anlamlara ve çılgınca düşlere neden olurdu. Ayrıca, serbestçe tartışmaksızın mastürbasyonla mücadele etmek olası değildi. Kısacası, seks eğitimi tatsız bir yan taşısa da, her şeye karşın zorunlu bir belaydı. Bu genel bakışa göre, bazı «ileri» okullarda ilk resmi seks eğitim sınıfları kuruldu.Bu sınıflar, yukarıda belirtilen tüm konulara ılımlı bir duygu ve sağlıklı bir korku yaratarak yardım etti. Her şeyin daha ciddi bir hava içinde olması gerekti.


Herhangi bir haz verici ya da neşelendiriciönerilerden sakınılıyordu. İşin gerçeği, öğrencilerin çok özel ve az diyetlerle vücutlarını zayıflatan ve böylece uyanmış olan tehlikeli arzuları önleyerek seks eğitimi sınıfları İçin hazır hale gelmeleri öneriliyordu. Ek bir güvenlik ölçüsü olarak da, dolaylı bir yaklaşım salık veriliyordu. Bir bitkinin ve hayvan yaşamının tanımıyla başlayarak, öğretmenler yavaş yavaş insan üremesi konusuna değinmeye gidebilirdi. Bununla birlikte, bu konular çok özel olmamalıydı. Kadınların, çocuklarım «göğsü altından» doğurduğu ve doğumun büyük acı verdiğinin ima edilmesi yeterliydi. Doğal olarak, çocuk doğumunda ölüm tehlikesi her zaman vurgulanablllrdl.


Aynı sıkıcı ruhla, bazı eğitmenler, cinsiyetler arasındaki anatomik farklılıkları göstermek için öğrencilerini morga götürüp onlara çıplak dişi ve erkek cesetleri göstermeyi tercih ettiler. Ek olarak, çocuklar frengili hastaları ve mastürbasyonun kurbanları olarak tanımlanan delileri gözlemek üzere hastane ve akılhastanelerlne götürüldü. Bazı okullar kendini kötüye kullanmanın bir sonucu olarak, çok iyi bir tıbbi tedaviye karşın ölen gençler hakkında, gerçek kayıtlar olduğu iddia edilen bilgiler içeren kitaplar okuttular.


Öğrencilerin aynı zamanda İğfal, çocuk öldüren kimse ve kendini teslim edenlerle benzer dehşetengiz konular hakkında hikâyeler okumaları teşvik edildi. Kısacası, tüm girişimlerin altında yatan gerçek amacı gençleri günaha teşvike karşı uyarmak, yani seks hakkında öyle çok eğitmek değildi.Belirtildiği gibi, bu ilk seks eğitim programları az sayıda örnek okulda geliştirildi ve yalnızca yükselen orta sınıfların ve aristokrasinin alt kesimlerinin çocuklarına ulaştı.


Toplumun her kesimi için seks eğitimi 1789 Fransız Devrimine değin hesaba katılmadı. Eğitmenler, yeni Fransız yönetiminden böyle bir eğitimin gerçekleşmesi ve özellikle kızlar için âdet görme, gebelik, doğum ve bebek bakımı konularında tıbbi eğitimin sağlanmasını rica ettiler. Eğer bu planlar gerçekleşse ve yerel sonuçları izlenseydi, hiç kuşku yok ki kadınların özgürleşimi hızlanacaktı. Ne yazık ki Devrimin sürekliliği sağlanamadı. Sadece Fransa’da değil, tüm Avrupa'da, ortasınıflar giderek daha güçlenip tutuculaştılar. Hatta daha önceki sınırlı eğitim deneyimleri bile kesintiye uğradı. Böylece, tanıtımından kısa bir süre sonra, seks eğitimi yeniden eğitim programında görünmedi.


Her şeye karşın, 19 yy. başlarında yetişkinler bazı olumlu cinsel bilgilerle karşılaşabilmekteydi. Avrupa’da olsun Amerika’da olsun, seks konusunda akla uygun bir tutum alan ve aynı zamanda çeşitli gebelikten korunma yöntemlerini tanımlayan birtakım ciddi «evlilikel kitapları» basıldı. Bu kitaplar her zaman bilimsel doğrultuda değildi. (insan üremesi üzerine bazı önemli olgular henüz keşfedilmemişti.) Ancak en azından yardımcı olmaya çabalıyordu. Bundan başka, yüzyılın ortalarında yeni teknik süreçler toplu halde kondom (prezervatif) üretimini olası kıldı.


Sonuç olarak, giderek daha fazla insan, ailenin büyüklüğünü planlamaya başladı. Kuşkusuz Hıristiyan kiliseleri de haberdardı bu gelişmelerden, ancak konuya resmi bir tutumla yaklaşmadılar. Hatta pek çok Katolik papaz bile sessiz kalmayı yeğleyerek, karşıtlarını iyi inançları olan bir kilise mensubu olarak davranışlarından ayrılmamak konusunda eğittiler. Hızlı sanayileşme ve yükselen bir ulusçuluk, yönetimlerden nüfusun artmasını talep etmeye giriştiği zaman, kiliseler de sözünü sakınmaz bir tutum içine girdiler.


Sonuç olarak, politikacılar ve din adamları uygarlığın kalımı için kaygılanan çeşitli sivil gruplarla birleştirildiler. Bunlara, gebelikten korunmaya ve başka «ahlaksız» uygulamalara karşı mücadele veren «Hıristiyan haçlılar» deniliyordu.ABD'de bu yeni haçlıların en başarılısı, Kötülüğü Bastırma Derneği New york sekreteri Anthony Comstock'tu. Comstock, kariyerine «alkolle mücadele savaşçısı» olarak başlamış, ancak daha sonra yaşamım «müstehcenliği» yok etmeye adamıştı. «Sanat ve edebiyat değil, ahlak!» sloganıyla, cinsel bilginin uluorta yayılmasını önlemek ve cinsel konuların herkesin önünde tartışılmasına son vermek için uğraşıyordu.


Nitekim onun yoğun kulis çabalan kongreyi etkiledi ve Comstock Akti yasalaştı. Bu karara göre müstehcen, şehvani kitap, broşür, resim, yazı, kâğıt ya da benzeri türden herhangi bir başka basılı maddeyi postalamak ağır suç kapsamına giriyordu. Comstock, postanenin özel ajanıydı. Bu, ona başkalarının mektuplarını açma hakkım verdi ve bir süre sonra, gerçek bir püritenik terör egemenliği oluşturdu.Comstock'a göre, en büyük müstehcenliklerden biri gebelikten korunmaydı. Böylece yeni yasaya göre gebelik önleyici araçlar artık eyalet içinde naklediiemez, taşınamazdı. Hatta gebelik önleyici bilginin postalanması da yasaklanıyordu.


Sonuç olarak, Comstock tıp alanına el atabilir ve herhangi bir gerçek bağnaz gibi, kendi ahlâksal amaçlarını başarmak için her türlü ahlaksızlığı yapmaya vicdanı elverirdi, örneğin, kendisi ya da iz- deşlerinden biri, iyi yürekli doktorun adresini ele geçirip ona yoksul biri olduğunu, çocuklarının anasının ölüm döşeğinde olduğunu yazacak ve gebeliğin nasıl önleneceği konusunda tavsiyeler rica edecekti. Eğer hekim mektubu yanıtlarsa derhal tevkif edilip hapisaneye gönderiliyor, bu da, hekimin kariyerinin sonu anlamına geliyordu. 1914'te Margaret Sanger gebelikten korunma üzerine yazmaya başladığı zaman, Comstock onu da suçladı. Bununla birlikte Sanger ülkeden ayrıldığı İçin Comstock onu mahkûm ettirmeyi başaramadı ve onun yerine kocasını cezalandırmaya karar verdi.(*)


Standart tuzağa düşürme yöntemlerini kullanan Comstock’un gizli görevlilerinden biri. Bay Sanger'den bir doğum kontrol broşürü almayı başardı. (Bay Sanger bu nedenle hapsedildi.) Comstock yaşlandığında bu kez «edepliliği» savunarak son kahramanca görevini yerine getirdi. Ancak kurbanları, onun düşüncelerini yerine getirmeden önce öldü.Pek çok kez vurguladığımız gibi, 19. yüzyılın ikinci yarısında, çoğu Avrupa ülkesi, benzeri görülmemiş bir iffetlilik taslama dalgasına girdi. Cahillik ve ikiyüzlülük günümüze değin sürdü ve böylece güçbelâ kazanılan birçok sivil özgürlüğün bir kez daha çevresi kuşatıldı.Kuşkusuz bu fenomen, İngiliz Kraliçesi Victoria sonrasında, Victo- rianizm olarak bilinir.


Bununla birlikte, cinsel bastırmanın uluslararası olduğunu da anlamamız gerekir. İngiltere ve ABD, öteki ülkelerden ne daha iyi ne daha kötü, üç aşağı beş yukarı aynıydı. Bu tarihsel gelişmelerin nedenleri henüz tam olarak açık değil. Belki de sanayileşmenin genel süreciyle bağıntılıdır. Biz Victorianların seksten korktuklarım gerçekten bilmezken, her şeye karşın bu korkunun nasıl yayılıp gelişebildiğim anlıyorduk. Buna önemli bir yardımcı etmen sansürdü. Bir kez, çocuklarla gençlerin cinsel bilgi için tehlikeye atıldıkları varsayımı ileri sürülüyordu. Böyle bir bilginin yetişkinler için de bastırılması sadece bir zaman sorunuydu. Yıllar geçtikçe herkes giderek daha duyarlı oldu.


16. ve 17. yüzyılda özel bir «çocuk edebiyatının» ilk örnekleri ortaya çıktı. Ancak bunlar bile daha sonra aşırı uygunsuz bulundu. 18. yüzyıl çocuklar için «paklanmış» bir Kutsal Kitap yarattı, ancak 19. yüzyılda, ikinci ve daha arınmış bir görev vermek zorunluydu. Hatta geleneksel ilmihâller bile (catcehism) yeterince iffetli sayılmıyor, bu yüzden de yeniden yazılmaları gerekiyordu. Bir süre sonra bu uygulama başka «klasiklere» de sıçradı. Eski Yunan ve Latin yazarları yeni sansür edilmiş basımlarla görünmeye başladı. İngiltere’de bir «aile boyu Shakespeare» tüm kötü sözcükler ve deyimlerden arınmış hale getirilerek yeniden yayımlandı.


Böylece, yalnız çocuklar değil, anababaları da korunmuş oluyordu. Artık yeni yetişkin kitaplarının da aynı «saf» standartlara uydurulduğunu söylemeye gerek yok. Kısacası, genç olsun yaşlı olsun, her iki kesim de tüm cinsel görevlere başvurmaktan uzaklaştırılmış yapay bir dünyada yaşamaya başladı.Öte yandan, insanlar gizlice seksle ilgilerini sürdürdüler. Açıkça tartışılamadığından, karanlık ve tehdit edici bir güç oldu. Artık her yerde bilinmeyen tehlikeler pusuya yatmıştı. Çoğu masum sözcükler ve hareketler bile cinsel bir içerik kazandı. Böyle imalara terbiyeli herhangi bir kişinin dikkat etmesi ve aynı zamanda onları önemsememesi önemli bir durum oldu.

Ebedi uyanıklık, iffetliliğin bedeliydi.Sonuç olarak «iyi tat» anlayışı kitapların okunulmaması istenen erkek ve kadın yazarlardan uzak durulmasının beklenildiği ve böylece terbiyeli yurttaşın rastgele cinsel ilgisi olduğu suçlamasından sakınacağı bir noktaya değin uzandı.Victoriacıların bu «sessiz fesat tertibi» derinlemesine bir panik havası yarattı. Genel olarak masum, terbiyeli, ılımlı ve saf olanların kesin hücum altında oldukları ve savunmalarını haklı gösterecek herhangi bir ölçünün olmadığına inanıldı.


Aynı zamanda seksin onları incitemediği hakkında bütün insanların bir şey bilmediği varsayıldı. Böylece. oğlanlar ve kızlar çok temel biyolojik konularda bile tam bir bilgisizlik içinde geliştiler. Hatta çok kere onlara bilerek yanlış bilgi verildi. Aynı zamanda arasıra mastürbasyonun yol açtığı hastalıklar üzerine belli belirsiz şeyler de işittiler. Birçok delikanlı, onları bu kötülükten kurtarmak için uygulanan yararsız, hatta gaddarca tedaviye maruz kaldı. Bazıları bu tür suçluluk duygusunu yenmek için intihara bile kalkıştılar. Yetişkinliğe çoğunlukla bilgilenmemiş olarak, boş inançlarla geldiler. Cinsel korku tüm yaşamlarını zehir etti onlara.

Bununla birlikte, güvenlerini tazeleyecek ve onları eğitecek hiç kimse de yoktu. Sansürün kabulüyle kendi bedenlerinin işlevlerini anlama hakkını yitirmiştiler.Bu cinsel bilgisizlik, mutsuz evlilik biçiminde, istenmeyen çocuklar ve tatsız yaşamlarla toplumdan acısını çıkardı. 19. yüzyılın sonunda, bu eziyet öyle açık bir hale geldi ki artık basit olarak gözden kaçırılamayacaktı. Pek çok erkek ve kadın, cinsel sorunlarından dolayı sinirli, depresif ya da bedensel olarak hasta oldu ve bu sorunlar bilinene değin de herhangi bir tedavinin etkisi görülmedi.


Freud, Bloch ve Hirschfeid gibi bu tür hastalara yardım etmeye çabaiayan hekimler bu alanda bir reform yapma aşamasına geldiğinde sessizliğin kırılması gerektiğine zorlandılar. Böylece, onlar ilkönce kendi meslektaşlarım eğitmeyle işe başladılar, sonra daha geniş bir yetişkin tabakasına geldi sıra. Sonuç olarak, yetişkinler kendi korkularını yendiği zaman, gençler ve çocuklar da yeniden bu tartışmaya katılabilirdi. Bu. seks eğitimine yepyeni ve kapsamlı bir yaklaşımın yolunu açtı.


Not : 18. yüzyıl Avrupasında seks eğitimi üzerine verilen bilgiler Jos van Ussel’in 1970'te Hamburg'ta basılan Sexualunterdrückung adlı çalışmasından alınmıştır. Bu önemli çalışmadan alınan bilgiler elinizdeki kitabın bazı bölümlerinde de kullanılmaktadır.Yüzyılımızın başlangıcından önce pek az psikiyatrisi cinsel yaklaşımların altında yatan dinsel varsayımları araştırmak zahmetinde bulundu. Bununla birlikte, Birinci Dünya Savaşı, Avrupa ve Amerika'da bir «cinsel devrim» yaratınca, psikiyatristlik mesleği bir bütün olarak daha duyarlı davranmaya zorlandı. Sonuç olarak, daha önceleri cinsel «sapıklık» ya da «sapkınlık» olarak görülen bazı davranışlar, normal bir cinsel «çeşitleme» olarak yeniden sınıflandırıldı, böylece hoşgörülebilir cinsel faaliyetler listesi gittikçe uzamaya başladı. Sözün kısası, önceleri ruhen hasta diye nitelendirilenlerin bir çoğu kendilerini artık birdenbire oldukça sağlıklı görmeye başladı.Öte yandan, psikiyatristlerin sayısı ve etkisi dramatik bir biçimde arttı.


Çünkü «sapıklık» listelerinin bütün kısıtlanmışlığına karşın, yeterinden çok hastalan vardı. Cinselliği olumsuzlayan kültürümüzde hâlâ cinsel sorunlarla dolu milyonlarca kadın ve erkek vardı ve psikiyatrik tedavi onlara bir umut ışığı verir gibiydi. Ek olarak, yönetimler cinsel sapkınlıklarla hâlâ büyük ölçüde ilgileniyor, mümkün olan her yerde teşhis ve tedavi için psikiyatristler tutuyordu. Böylece psikiyatristler, mahkemelerde, hapisanelerde, okullarda ve askerlikte birer «uzman» olarak daha sık ortaya çıkıyorlardı.

Pekçok eyalet temsilcisi, meclislerden temelde çürük ve haksız olsa da daha fazla resmi uzmanlık gereksinimi yaratan «cinsel psikopatlığa» karşı özel yasalar geçirdiler. Gerçekte, zaman içinde psikiyatride devlet öylesine sağlam bir yer etti ki, gözlemciler birey özgürlüğünün sona ermesinden ve totaliter «tedavici devletsin ortaya çıkmasından korkar oldular.Bu gelişmelerin ışığında, bazı çağdaş psikiyatristler ise psikiyatrik varsayımların radikal açıdan yeniden gözden geçirilmesi gerektiği-ni ortaya attılar. Hatta bazıları bununla da yetinmeyip «efsane» gibi kabul edilen zihinsel hastalıklar kavramını kökten reddettiler ve anormal davranışların çözümü için yeni yollar araştırdılar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp