Bunama (demans)

Bunama (demans) :

Bunama, beyin hücrelerinde gittikçe ilerleyen bir yıkımın sonucu olarak ortaya çıkar. Bulguları öncelikli olarak hafıza bozuklukları ve zihni gerileme oluşturur. Bunamada oldukça tipik olan uyku bozukluöu, hasta yakınlarını zor durumda bırakan en önemli şikayetlerden biridir. Gündüz saatlerinde kısmen normal davranan hastalar, akşam saatlerinde huzursuzlaşır, saldırganlaşır, nerede olduklarını, ne yaptıklarını bilemezler. Gecenin ilerlemesiyle birlikte hastaların problemleri belirginleşir, anlamsız konuşmalar artar, uyuyamazlar. Uyumalarını saqlarnak için verilen uyku ilaçları ve sakinleştiriciler hastaların daha çok huzursuzlaşmasına neden olur. Kendisi ve yakınları için dayanılmaz derecede zor geçen gece saatlerin de hastanın bakımı ve kontrolü mümkün olamaz. Bunamada belirgin olan davranış bozuklukları nedeniyle, uyku laboratuvarında tetkiki oldukça zor olan hastaların, uykuları, araştırmacılar tarafından hep merak edildi, yapılan tetkikler oldukça şaşırtıcı sonuçlar verdi. Uyku tetkiklerinde hastaların çok zor uykuya daldıkları ve çok kısa süre uyudukları görüldü. Hastalıqm ilerleyen dönemlerinde gerçekleştirilen uyku tetkiklerinde uyku ve uyanıklık elektrografik elemanlarıyla ayırt ediiemedi.

1. evresine benziyor, uykunun

2. evresinin elemanları olan

3 kompleksler ve uyku iğleri hastalık ilerledikçe seyrekleşip kayboluyordu.

3. ve 4. evrenin yavaş dalgalarının amplitüdü azalıyor, yavaş NREM uykusunun dönemlerini ayırt etmek mümkün olamıyordu. Hastalık daha da ilerlediğinde REM ve NREM dönemlerininin de birbirinden ayrımı imkansız hale gelir. Hastalar, bütün gece ailelerini uyutmazlar, sabaha karşı uykuya dalarlar. Sabah kalktıklarında ise bir gün önce olduğu gibi kısmen normale dönmüş izlenimini verirler.

Parkinson sendromları

Parkinson sendromları, kas tonusunda artma,hareketlerde yavaşlama, mimiklerde azalma ve titremeyle belirgin bir grup nörolojik hastalığı kapsar. Parkinson sendromlu hastalarda görülen birçok uyku problemi içinde, en sık uykusuzluğa rastlanır. Parkinson sendromlu hastalar uyku laboratuvarlarında poligrafik olarak incelendiğinde, sendrom için karakteristik bulgular saptanamayabilir. Bu hastalar da uykusuzluğa yol açan en önemli etkenin ortaya çıkarılması, temel problemi oluşturur. Bu etken göz önünde bulundurularak uykusuzluk tedavi edilir. Yapılan inceleme ve araştırmalar, parkinson sendromlarında uykunun bozulmasında birçok etkenin rolü olabileceğini ortaya koydu:

1. Hastalık sırasında oluşan nörokimyasal değişimler sonucunda uyku-uyanıklık ritmi bozulmuş olabilir.

2. Hastalığın en önemli belirtisi olan, hareketlerde yavaşlama ve kas gerginliğinde artma, gece boyunca olağan hareketlerin yapılmasını güçleştirir. Hastalar, yataklarında hareket ettiklerinde rahatsız olurlar,kısa süreli ortaya çıkan uyanıklıklar uzar, uykunun kalitesi bozulur.

3. Bu hastalarda, oranlarının artmış olduğu saptanan periyodik bacak veya kol hareketleri, sık sık biyo elektrik uyanıklıklara yol açar, uykunun kalitesi bozulur.

4. Kaslardaki hareket bozukluğu, üst solunum yolu ve göğüs kaslarını da etkileyerek gece boyunca solunum bozukluklarına neden olabilir, bu da sık sık uyanıklıklara yol açar.

5. Hastalık sırasında kullanılan ilaçlar da hastalık kadar uyku-uyanıklık ritmini bozucu etki yapar, hastalar gece uyuyamazlar, buna karşılık bunamada olduğu gibi gündüzleri uykulu ve yorgun olurlar.

6. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar uyku uyanıklık ritmini bozmakla kalmaz, bazıları gece boyunca sık sık uyanıklıklara da neden olur. Bazıları da REM uykusunun süresinde ve kesintisiz sürdürülmesinde problemler yaratarak uyku düzeninde bozulmaya yol açar.

7. REM uykusu davranış bozukluğu ve parkinson sendromları.

REM uykusu davranış bozukluğu ilerideki bölümlerde de daha geniş değinileceği gibi, REM uykusu sırasında kaybolması gereken kas tonusunun kısmen korunması sonucu ortaya çıkan klinik tablodur. Klinik tablo REM dönemlerinde ortaya çıkan artmış oranda seyirme, uykuda konuşma ve/veya şiddet içeren ve rüya içeriği ile uyumlu davranışlardan oluşur. Son yıllardaki yayınların incelenmesinde REM uykusu davranış bozukluğu saptanan hastaların yaklaşık % 30'unda dejeneratif hastalıklar saptanmıştır. Nörodejeneratif hastalığı olan hastalar uyku laboratuvarıarında incelendiğinde yaklaşık %50'si REM döneminde en azından subklinik olarak tonusun artmış olduğu görülmektedir. Bazı araştırmacılar uykunun REM döneminde saptanan tonus artışının nörodejeneratif hastalıkların ön belirtisi olabileceğini de iddia etmektedirler.Sonuç olarak parkinson sendromlu hastaların uykuları, belirtilmiş olduğu gibi birçok nedenle bozulabilir. Bozukluğun nereden kaynaklandığının belirlenmesi tedavi için yol gösterici bir nitelik taşır.

Fata! familya! insomni

Lugaresi tarafından 1986'da tanımlanan ve çok seyrek rastlanan fatal familyal insomniye bugüne kadar seyrek olarak rastlandı. Uykuya daima güçlüğüyle başlar, birkaç ay içinde hasta hiç uyuyamaz hale gelir. Uykusuzlukla birlikte öncelikli olarak otonam sinir sisteminin tutulduğunun belirtisi olan ateş, solunum bozuklukları, terleme, çarpıntı ve hipertansiyon gibi belirtiler görülür. Zamanla hastanın yürüyüşü dengesizleşir, konuşması bozulur. Beynin tabanında bir çok bağlantının merkezi olan ve talamus denen beyin çekirdeğinin dejenerasyonu sonucunda ortaya çıkan hastalık, progresif bir seyir göstererek 10-15 yıl içinde ölümle sonuçlanır. Uykuda ortaya çıkan baş ağrıları Migren ve kronik paroksismal yarım baş ağrısının başlıcalarını oluşturduğu, damar kökenli baş ağrılarıyla uyku arasında bir ilişki olduğu bilinmektedirr.Gece baş ağrısıyla uyandığında görmeyle ilgili problemler yaşayabilen, zaman zaman da bulantı ve kusmadan şikayet eden hastalar, genellikle yeniden uyumakta güçlük çekerler. Bu hastalar klasik tedavilere zor cevap verirler. Yapılan poligrafik uyku tetkiklerinde hastaların REM döneminde uykudan ağrıyla uyandıkları ve yeniden uyumakta güçlük çektikleri nesnelolarak da gösterilmiştir.Uykusuz hastaya yaklaşım Mide ağrısı çekildiğinde hangi hekime başvurulacağı bilinir.

Nezle veya grip olunduğunda kulak-bunun-boğaz hastalıkları uzmanına başvurulur. Uykudan şikayetçi olunduğundaysa hangi uzmana başvurulabileceği çoğunlukla bilinmediğinden, bir psiki yatriste başvurulur veya bir nöraloğa danışılır. Ancak bu hekimler genellikle uykusuzluk şikayetiyle başvuran hastanın asıl şikayetini ikinci planda ele alır, hastaya bir uyku ilacı veya bir sakinleştirici verir, sorunun ayrıntılarına girmez. Uykusuzluk şikayetini önemsememek, maalesef uyku bozuklukları uzmanları içinde geçerlidir.

Uyku uzmanları, uyku-apne sendromu, narkolepsi gibi daha cidcfı olduğunu düşündükleri, aşırı uykululuk haliyle belirgin olan hastalıklara verdikleri önemi, uykusuzluk yakınmasıyla başvuran hastaya göstermemektedirler. Uykusuzluk çeken hasta, öncelikle probleminin ciddiyetle ele alınmasını ister. Bu nedenle, uykusuzluk çeken hastaya en uygun yaklaşım, onu dikkatle dinlemek ve sorununun önemsenciqinl fark ettirmek olmalıdır. Şikayetinin ciddiyetle dinlendiğini fark eden hasta, duyduğu güvenle rahatlar ve şikayetlerini uzun uzun anlatır. Hekim de, bu uzun görüşme sırasında hastanın psikolojik durumu ve uykusuyla ilgili önemli bilgileri toplama imkanı bulur.Hastalar, şikayetlerini anlatırken bazı bilgileri önemsememe, bazılarını ise reddetme eğiliminde olurlar. Uykusuzluk çeken hastalar gecelerinin genellikle nasıl geçtiği, kaçta uyuyup, kaçta kalktıkları sorusuna karşılık olarak kendileri için en zor geçen geceleri anlatırlar, normal uyudukları geceleri ise anlatmamayı tercih ederler. Uykusuz hastaların değerlendirilmesinde birinci aşama, hastaların ortalama bir aylık uyku çizelgesinin incelenmesi olmalıdır. Bu değerlendirmede, hastalara verilmek üzere özel olarak hazırlanan ve her biri günün bir saatini ifade eden 24 satırdan ve ayın günlerini gösteren 30 kolondan oluşan uyku ajandaları kullanılır. Hasta her sabah, bir önceki gece ne kadar uyuduqunu bu ajandaya işler, hekim de hastanın bir ay boyunca uyku süreleri ve uyku alışkanlıkları hakkında daha ayrıntılı bir bilgiye öznel de olsa sahip olur.

Hastanın uykusu hakkında daha ayrıntılı bilgi almak gerektiğinde, bu amaçla hazırlanan daha geniş kapsamlı soru formlarına başvurulabilir. Bu amaçla klinikler tarafından, ülke şartları göz önünde bulundurularak hazırlanan formlar kullanılır. Birçok ülkede kullanılabilmeleri sonucunda geçerlilikleri kanıtlanmış bazı formlar da vardır. Formlarda genelolarak hastanın uyku alışkanlıkları, gün içi faaliyetleri, aldığı ilaçlar ve kullandığı uyarıcı maddelerle ilgili ayrıntılı sorular bulunur. Tüm bu testler hekime oldukça geniş bilgi vermekle kalmaz, hastanın güveninin kazanılmasına da yardımcı olur.

Hastayla ilgili değerlendirmede ikinci aşama, psikolojik durumunun ortaya konması olmalıdır. Teşhis ve tedavide önemi büyük olan ve görüşme sırasında kısmen anlaşılabilen hastanın psikolojik durumunun,zaman zaman nesnel testlerle de değerlendirilmesi gerekebilir. Testlerin uygulanması sırasında yardımlarına gerek duyulan klinik psikoloji uzmanlarına, uyku bozuklukları merkezlerinde çok önemli görevler düşer. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda, hasta 6 hakkında teşhise gidilebilecek düzeyde yeterli bilgiye genellikle sahip olunabilir. Ancak zaman zaman hastanın öznel de(Jerlendirmeleri, hekimin teşhiste yanılgıya düşmesine neden olur. Bu tür hastalarda daha güvenilir ve uzun süreli bilgiler elde etmek için akti metre denen aletler kullanılır. EI veya ayak bileğine takılan büyükçe bir saat boyutlarında olan aktimetre, hastanın istirahat veya hareket hallerini uzun süreli olarak kaydeder. Daha sonra kayıtlar incelendiğin de hastanın uyku süresi ve uykuda yaptılan hareketler hakkında bilgi edinilebilir.

Uykusuzluk çeken hastanın değerlendirilmesindeki son aşama, uyku laboratuvarında gerçekleştirilen, bazen ard arda birkaç gece sürebilen poligrafik uyku tetkikleridir. Uyku tetkikleri, teşhise varmada en güvenilir yol ise de, uygulanmasındaki güçlükler nedeniyle ancak son aşamada teşhis konularnadıqındabaşvurulur. Uykusuzluk çeken hastaların toplumdaki yoğunluğuu düşünüldüğünde, hastaların tümünü uyku laboratuvarında incelemenin imkansız olduğu ortadadır. Ayrıca, tetkikin uygulanmasının zorıuqu ve maliyet problemleri bir tarafa bırakılsa bile, Türkiye'de uyku laboratuvarıarının bugün ulaşmış olduğu kapasiteyle hastaların tümünün incelenmesi mümkün de(Jildir. Gelişmiş ülkelerde de uyku laboratuvarlan, uykusuzluk çekenlerin tümünün incelenmesine imkan verecek sayıda olmaktan uzaktır. Tetkikten en az 2-3 hafta önce hastaların uykularını etkileyecek herhangi bir tedavinin uygulanmamasının gerekli oluşu hastaları uyku laboratuvarında incelemenin bir diğer zorluqu olarak belirtilebilir. Bu tür hastaların ilaçlarını 2-3 hafta süreyle kesmeleri zor geceler geçirmelerine neden olur.

Bu nedenlerle uyku tetkiki, uykusuzluk çeken hastada, uykuda periyodik bacak veya kol hareketleri olduqu düşünüldüqünde veya uykuda solunum problemlerinin varhqından şüphelenildi(Jinde, ilaçların kesilmesinden 2-3 hafta sonra yapılabilir. Söz konusu patolojiler, uyku tetkiki sırasında nesnelolarak ortaya konulabildiği gibi, hastanın uyku düzeni hakkın da da nesnel veriler elde edilebilir. Günlerce ve hatta aylarca hiç uyumadan yaşadıklarını bildiren bazı hastalarda, nesnel ve öznel bulgular arasındaki farkın belirlenebilmesi amacıyla uyku laboratuvarıarında tetkikinin yapılması teşhis ve tedavi açısından önem taşır.Bütün bu değerlendirmelerle, hastadaki uykusuzluğun nedeni ve şiddeti net bir biçimde genellikle ortaya konabilir. Böylelikle teşhisi konulan ve güven verilen hastanın tedavisi de kolaylıkla yürütülebilir. Dolayısıyla uykusuzluk şikayeti olan hastanın tedavisi, hastanın güveninin kazanılması ve ardındanda doğru teşhisle başlar denebilir.

Uykusuzluun tedavisine geçmeden önce, sağIıklı bir uyku için uyulması gereken kurallara değinmek yerinde olacaktır. Zira birçok uykusuzluk problemi, bu kurallara uyulması halinde ortadan kalkabileceqinden, uzun ve masraflı testlere gerek kalmaz.Sağlıklı bır uykunun kuralları Çevrenizde her türlü ortam ve şartta uyuyabilen, ışık ve gürültünün hiçbir şekilde rahatsız etmediği,birkaç bardak çay ve kahveyi üst üste içtikten sonra bile uyumakta güçlük çekmeyen insanlara mutlaka rastlamışsınızdır. Hatta belki siz de onlardan birisiniz.Ancak bazı insanlar, bu grubun tam tersine, en küçük gürültüden rahatsız olurlar, kafalarındaki küçücük bir problemi büyütürler, bütün geceyi uykusuz geçirirler.

Uyumakta güçlük çeken insanlar, iyi uykunun kurallarına uyduklarında bile, zaman zaman uyku problemleri yaşamaya devam ederler. Aşağıdaki kurallar uyku problemlerini bütünüyle ortadan kaldırmaya yaramasalar bile en aza indirmeyi saqlarnak üzere öngörülmüştür.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp