Boğaz ve Akciğer

Boğaz ve Akciğer

Moers'ten bir bayan dinleyici, ismini vermiyor: Oğlumun iki ay önce kötü bir boğmaca öksürüğü vardı. Mektuplardan sonra, ben de deneyeyim dedim. Küçüğü bir bardağa işetip, gargara yaptırmaya razı edinceye kadar akla karayı seçtim. Fakat daha ilk defadan sonra öksürük nöbetleri hafifleyince, yapmaya devam etti. Hastalık değişti: Öksürük geçti. Bir hafta sonra, her nöbetin arkasından gelen korku kalmadı, iki gündür sadece gece yatmadan evvel beş kere kısa kısa öksürüyor.

Dr. med. Katharina F. Köln'den:
Bir tıp doktoru olarak, çığırından çıkmış ilaç anarşisine karşı, bir denge unsuru oluşturan basit, etkili ve ucuz tedavi yöntemine hayran kaldım. Yıllar önce sizin yayınınızla öğrendiğim kendi idrarı ile tedaviyi bu yöntemlerin başında sayıyorum ve o zamandan beri "ev ilacı" olarak kullanıyor ve propagandasını yapıyorum (fakat kadınları buna inandırmak zor). Eskiden yılda birkaç kere bronşit yüzünden antibiyotik yutmak zorunda kalıp, gene de birkaç hafta öksürükten bunalırken, şimdi bilinen öksürük ilacımla gargara yaparak önemli bir enfeksiyon geçirmiyorum. İnsanı her zaman, tatilde bile, bağımsız kılan bu yönteme hayranım. (Üstelik yaygınlaşırsa, sağlık için ayrılan masraflar da bir hayli azalır). Bu madde aynı zamanda cilt hastalıklarına da şaşılacak kadar iyi geliyor.

Gefrath'tan bir dinleyici, ismini vermiyor: Uzun süre düşündükten sonra "idrar" konusunda birkaç satır yazıyorum. Çocukluğumdan beri idrarı ilaç olarak bilirim, soğuktan çatlayan deri için örneğin. Yıllardır bunları unutmuştum, sizin yayınınızla yeniden hatırladım. "İdrar" yayınından sonra şiddetli bir soğuk algınlığıma yakalandım. Boğazım yanıyordu, çare bulamıyordum. Çar naçar kendi idrarımla gargaraya razı oldum. hamlede olmadı. Büyük cesaret istiyordu, ama değdi. 3 saat kadar sonra rahatladım, artık acısız yutkunuyordum. Birkaç tedaviden sonra tamamen iyileştim.

Köln'den dinleyici bir bay. ismini bildirmiyor: Sizin gibi ben de gazeteciyim. Hem de kuşkucuyum. İdrar tufanınızı uzun uzun, hayretle ve kuşkuya düşmeden, eğlenerek izledim. Geçende grip salgını sırasında, sıkışık bir zamanımda, boğazımda anjin belirtileri oluştu ve doktora gitmeye vaktim yoktu. Pek inanmadan, ama zorunlu olarak gargara yaptım. Titreme ile ateş yükselme de eklenince, gargaraya devam ettim. Üç saat sonra boğa ağrısı geçti. Vücudu m fır at verdikçe gargarayı sürdürdüm. Nezle oldum, her zamankinin dışında, iki günde geçti. Arkasından öksürük gelmedi. Bir hafta sonra hafif belirtiler, gene her şey tamam. Artık ne yapacağımı biliyorum. Eskiden bir hafta yatardım, artı bir hafta soğuk algınlığı, artı bir sürü ilacı kullanmak zorunda kalırdım. Teşekkürler.

Bochum'dan Helga R.: Gene şu sıra dışı sıvıdan söz edelim. Bir önceki (25.6.1992) yayınımızda konuşan hanımın bu konudaki sinir bozucu sözleri, beni çok kızdırdı. Şimdiye kadar bütün hastalıklarım ve ağrılarım bir tablet veya bir iğne ile geçirebilmiş bir insan böyle konuşabilir. Ancak çoktan beri o programımızda dile getirildiği gibi, idrarın içilebileceğini açıklayan bir bilgi 'bekliyordum. Başka çare kalmayınca, insan sağlığım araştırdım. Fakat orada da bir şey bulamadım. Yıllardan beri bende gıdalara karşı, daha da zoru, ilaçlara karşı bir tahammülsüzlük var. Evvelce sıkıntılarımı hafifleten şeyler şimdi daha da artıyor. Beslenme açısından listem öyle kısa ki, ne pişireceğimi şaşırıyorum. Hep aynı şeyleri tekrarlamak hoşuma gitmiyor. Ben de şu bilinen ünlü sıvıyı denemeye başladım. Başarılı olursa size bildireceğim. Olumlu bir olayı da vereyim: Kocam, son savaşta, genç bir pilotken difteriye yakalanmış. Pek az ilaç varmış. İyileşemeyince askeri doktor kendi idrarı ile gargara önermiş. Kocam söz dinlemiş ve difteriden kurtulmuş.

Detmold'tan bir bayan dinleyici, İsmini vermiyor: Bitmek bilmeyen konunuz "idrar"ı genişletmek isteği ile yazmaya karar verdim. 1931-32 yıllarında Detmold'da bir difteri salgım sırasında 12 yaşındaki okul arkadaşım da hastalanmıştı. Doktorlar umudu kesince (henüz antibiyotikler yoktu) annesi, bir köylü kadının öğüdüne uyarak, kızım kendi idrarımı içmeye razı etti. 12 saat sonra çocuk "kefeni yırttı" ve çabucak iyileşti.

Köln'den Elfi T.: Size başından geçen bir olayı anlatabilirim: 7-10 yaşlarındaydım. Difteriye yakalandım, günlerce yüksek ateşle yattım, sonunda doktor hanım, çaresiz kaldı ve 2-3 gün içinde ateş düşmezse beni hastaneye götüreceğini söyledi. Annem beni kesinlikle hastaneye bırakmak istemiyordu ve bir homeopati gitti, adam bana kendi idrarımı içirmesini öğütlemiş (bir defa mı, daha çok mu şimdi unuttum). Ben idrarın tadı değişsin diye, limon suyuna kanştırılmış olarak içtim. Bu tabii annem için kola yolmadı, ben idrar içmemek için yalvarıyordum, fakat annem ısrar ediyor ve bunun tadı biraz tuhaf bir limon suyu olduğunu tekrarlıyordu. Hemen ilk günden sonra ateş düştü, doktor hanım çok şaşırdı. Şunu da çok iyi hatırlıyorum: Annem benim yanımda, idrarla yaptığı tedaviyi anlatır dururdu.

Essen'den Brunhilde S.: Çocukken anjin olunca hep idrar içmek zorunda kalırdım. Bana onu çayla birlikte verirlerdi. Savaşta annemin tek çaresi olan ilaçtı! Ben gerçeği çok sonra öğrendim.

Bad Salzufleti'den Dieter H.: Çok iyi hatırlıyorum, çocukluğumda, 1944-1948'deki savaş yıllarında -ilaçların kolay bulunmadığı zamanlardı kardeşlerim ve ben kronik soğuk algınlığı ve boğaz enfeksiyonu gibi hastalıklarımızda hep "kendi idrarımızı içmek" sureti ile iyileşirdik. Sonradan anne ve babamla, bu yöntemi derinlemesine konuştum. Erkek kardeşimin çok küçük yaşta (boğmacadan) ölmesi, annem 've babam hep son çare olarak "kendi idrarı İle gargara yöntemine başvurmuşlar. Sonuç şaşırtıcı ve etkisi kalıcı olmuş. Gelsenkirchen'li son derece saygın, eski bir madenci adı "Wilhelm Amca" savaşın başında benim doğduğu m kente yerleşmiş, burada lokman hekim olarak ün yapmıştı. Öğrettiği "kendi idrarı ile tedavi" yöntemi sayesinde zor savaş yıllarında pek çok insanı iyileştirdi. Yıllar sonra ben askerliğimi yaparken, Amerikan erleri ile birlikte Hammelburg'ta özel bir talim programında görevliydim. 10 maddelik tıbbi yardım 3. maddesinde "belli durumlar için kendi idrarıyla tedavi" öneriliyordu. İdrarla gargarayı ve güçlendirmek için vücudun üst kısmının ovulmasını hiç unutamam. Dendiğine göre bu usul Kızılderili kabilelerinden alınmış. 1963 'te Cezayir savaşı sırasında, Alman paralı askerleri arasında bir röportaj yapıyordum, zorunlu hallerde bu birliklerde de "kendi idrarı" ile tedavi uygulandığını gördüm. Bu yöntemin şifalı etkileri beni hala şaşırtır.

Kaarst'tan Horst S.: Kendi idrarımı kullanmakta önceleri yaşadığım çekingenliği yendim ve sık yakalandığı m boğaz ağrısından dolayı sabahleyin idrarla ilk gargarayı yaptım. İdrarla tedaviye kararlı bir biçimde, sonuna kadar denemek için kasten doktora gitmedim. İşe bakın, üç gün sonra boğazım tamamen iyileşti. Özellikle tatillerde, ilaca gerek kalmayacağı için bu yöntem çok geçerli olacak. Karım da elindeki kaşıntıyı aynı şekilde geçirdi.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp