Böbrek Transplantasyonu

Böbrek Transplantasyonu : Organ transplantasyonu ile ilgili mitolojik bilgiler milattan önceki dönemlere kadar uzanmakla birlikte, bugünkü anlamıyla organ transplantasyonu vasküler anastomoz tekniğinin gelişmesi ile önce laboratuvarda deney hayvanları üzerinde başlamış, daha sonra kliniğe girmiştir.1902 yılında Alexis Carrel, damar anastomozları ile ilgili bugün de pek az değişikliklerle uygulanmakta olan tekniği tanımlamış ve daha sonraki yıllarda Emerick Ullman ile aynı zamanlarda hayvanlarda ilk organ transplantasyonlarını gerçekleştirmişlerdir. Bu tarihten itibaren birçok ülkede deneysel transplantasyon ile ilgili birçok çalışma yapılmış ve bunların hemen hepsinde anatomik yapısının uygunluğu ve fonksiyonun kolay izlenebilmesi nedeniyle böbrekler kullanılmıştır.

Ne var ki bu deneysel çalışmalarda transplante edilen böbreklerin bir süre sonra fonksiyonlarını kaybettikleri görülmüş ama bunun "rejeksiyon" fenomeni sonucu olduğu uzun yıllar sonra ancak anlaşılmıştır.İkinci Dünya Savaşında görülen şiddetli yanıklar deri grefti ihtiyacım gündeme getirmiş, bu problemin çözümü için gösterilen çabalar sonucu 1940 yıllarında Dr. Peter Meda- var primer ve sekonder deri atılımlarım ortaya koymuştur.İnsanlarda ilk böbrek transplantasyonu 3 Nisan 1933 yılında bir Rus cerrahı olan Voro-K-tOnoy tarafından yapılmış, ancak aynı kişi tarafından 1936 ve 1949 tarihleri arasında yapılan beş böbrek transplantasyonu da başarısız olmuştur. 1950'nin başlarında Boston ve Paris'te yapılan bir çrk başarısız böbrek transplantasyonundan sonra nihayet 1954 yılında biri Boston diğeri Paris'te olmak üzere tek yumurta ikizleri arasında ilk başarılı böbrek transplantasyonu gerçekleştirilmiştir. 1954-1962 yılları arasında dünyada tek yumurta ikizleri arasında başlayan transplantasyonun, total vücut irradyasyonu ile diğer akrabalardan da başarılı bir şekilde yapılabileceği gösterilmiştir. Bu ve bundan sonraki dönemlerde organın rejeksiyonunu önlemek üzere immün sistemi baskılayan ilaçların kliniğe girmesi ile, akraba olmayanlar arasında bile başarılı böbrek ve diğer organ transplantasyonları yapılabileceği anlaşılmış^ tır.İmmünosupresyon için kullanılan ilk ilaç "6-mercaptopurine"dir.

Bu ilacın immün sistemi baskılayıcı etkileri Schwartz ve Dames- hek tarafından ortaya atıldıktan sonra Calne tarafından deneysel olarak böbrek transplantasyonlarında etkinliği ispatlanmıştır. Bundan kısa bir süre sonra 6-Mercaptopurine'in bir türevi olan azathioprine, yan etkileri daha az ama daha etkin bir immünosuppressif ajan olarak transplantasyon dünyasına girmiştir. Bu ilaç Calne ve Starzl tarafından deneyselve klinik organ transplantasyonlarında önceleri tek başına daha sonra steroidlerle kombine edilerek başarıyla kullanılmış ve halen kullanılmaktadır. 1975 yılında keşfedilen "cyclosporine-A" daha spesifik immüno-sup- resyon sağlayan bir ajan olarak 19801i yıllarda transplantasyon merkezlerinde yoğun olarak kullanılmaya başlanmış ve organ transplantasyonunda yeni bir dönemi başlatmıştır.Transplantasyon için kadavra böbreklerin kullanılma düşüncesi organ ve dokuların uzun süre muhafaza edilme çalışmalarını gündeme getirmiş ve 1970'li yıllarda 12-24 saat süre ile sınırlı kabul edilen iskemik böbrek prezervasyonunun yaptığımız klinik çalışmalarda Collins ve Eurocollins solüsyonları ile 100 saati bile aşabileceği gösterilmiştir.

Bu sonuç organların ülkeler ve kıtalar arasında bile rahatlıkla nakledilebileceğini ortaya koymuştur.Ülkemizde ise, ilk akrabalararası başarılı böbrek transplantasyonu ekibimiz tarafından 3 Kasım 1975'de Hacettepe Hastanelerinde yapılmıştır. 10 Ekim 1978'de yine tarafımızdan Avrupa Transplantasyon Birliğinden (Eurotransplant) getirtilen böbrekle ilk kadavra böbrek transplantasyonu gerçekleştirilirken, 27 Temmuz 1979'da da trafik kazasında ölen bir vatandaşımızın böbreği alınarak tümüyle kendi olanaklarımızla kadavradan organ temini işi ülkemizde ilk kez başlatılmıştır. O günden bu yana az da olsa bu uygulamalar devam edegelmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp