Biyolojik-psikolojik Yaklaşım

Biyolojik-psikolojik Yaklaşım : Anormal psikoloji konusunda uzmanlaşmış bazı araştırmacılar ve klinisyenler, akıl hastalarına yalnızca biyolojik ya da yalmzca psikolojik etkenlerin yol açüğı yaklaşımını benimseseler de, birçok araştırmacı ve klinisyen, ciddi akıl hastalığı geliştiren birçok insanın bu hastalıklara hem biyolojik hem de psikolojik olarak duyarlı olduklanna ve stres yaratan olayların yeni bozukluk epizotlarını tetikleyebildiğine inanır. Bu, özellikle ağır anksiyete ve mizaç bozukluklan için geçerlidir. Bu bölümde tartıştığımız gibi, stres karşısında ağır anksiyete ya da mizaç bozukluğu geliştiren kişiler, bu bozukluklan kendi biyokimyalan ya da kendileri ve dünya hakkında düşünce tarzlan nedeniyle geliştiren kişilerden ayrılırlar.

Bozuk biyokimyanın ya da bozuk düşüncenin anksiyete ya da mizaç bozukluğunun nedeni mi yoksa sonucu mu olduğunu söylemek genellikle zordur. Ancak şurası açıktır ki, bu bozukluklar kişinin bütünüyle ilgili olgulardır; kişiyi biyolojik, psikolojik ve sosyal düzeylerde etkiler.Genetik ve biyokimyasal kuramlarla ilgili bulgulann güçlü olduğu şizofreni vakasında, çevresel stresin ve aile desteğinin yeni epizotların tetiklenmesinde ya da iyileşmesinde belirli bir rol oynadığı açıktır.

Kişilik bozukluklarının nedenleri hakkında daha az şey biliyor olsak da bulgular, bozukluğun gelişmesinde ve sürmesinde hem biyolojik hem de psikolojik etkenlerin rol oynayacağını ortaya koymuştur.Böylece, akıl hastalıklarının anlaşılmasında kaydedilen ilerlemeler biyolojik ve psikolojik değişkenleri bütünleştiren modelleri gerektirecektir. Bu modeller, hem akıl hastalıklarının nedenlerini, hem de zihin ve vücudun aklen, hasta olduğu düşünülen kişilerde nasıl birlikte çalıştıklannı aydınlatabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp