Bilgi İşleme Yaklaşımı

Bilgi İşleme Yaklaşımı : 1960lara kadar, zekâ araştırmalarına faktörel yaklaşım egemendi. Ne var ki, bilişsel psikolojinin gelişmesi ve bunun bilgi işleme modellerini vurgulamasıyla birlikte yeni bir yaklaşım oluştu. Bu yaklaşım, farklı araştırmacılar tarafından bir ölçüde farklı biçimde tanımlanır, ancak temel fikir, zekâyı, entelektüel faaliyetlere giriştiğimiz zaman işleyen bilişsel süreçlere dayanarak anlamaya çalışmaktır (Hunt, 1990; Carpenter, Just ve Shell, 1990). Bilgi işleme yaklaşımında şu somlar sorulur:

1. Çeşitli zekâ testlerinde yer alan zihinsel süreçler nelerdir?

2. Bu süreçler nasıl hızlı ve doğru bir biçimde gerçekleştirilir?

3. Bu süreçlerin gerçekleştirildiği temsili zihinsel bilgi tipi nedir?

Bu yaklaşım, zekâyı faktörlere dayanarak açıklamaktan çok, zekâ davranışını belirleyen zihinsel süreçleri belirlemeye çalışır. Bilgi işleme yaklaşımı, verili bir görevde ortaya çıkan kişisel farklılıklann farklı bireyleri oyuna sokan özgül süreçlere ve bu süreçlerin hız ve doğruluğuna bağlı olduğunu varsayar. Hedef, bileşen süreçlerin uygun ölçümlerini belirlemek için belirli bir görevin bilgi işleme modelini kullanmaktır.

Bu ölçümler çoktan seçmeli bir maddeyi yanıtlamak kadar basit olabilir ya da bunlar deneğin tepki hızım ya da göz hareketlerini ve kortik uyanlma potansiyellerini kapsayabilir. Buradaki düşünce, her bileşen sürecin etkinliğini değerlendirmek için gerekli olan bilgiyikullanmaktır.Bilgi işleme yaklaşımı, Stemberg’in (1985) çalışmasıyla ve zekânın bileşen modeli ile canlandırılabilir. Sternberg, test uygulanan kişinin bir zihinsel süreçler grubuna sahip olduğunu varsayar ve buna bileşenler der. Bu bileşenler, bir zekâ testinde gözlemlenen yanıtlan üretmek için örgütlü bir tarzda işlerler.

Strenberg, bir zekâ testinden özgül bir görevi seçer ve bunu görevde yer alan bileşenleri belirlemek için bir dizi deneyde kullanır.Stemberg’i önemli bileşenlerin kodlama ve karşılaştırma süreci olduğu sonucuna götürdü. Denek, sözcükleri, zihinsel temsillerini oluşturarak kodlar, sonra bir yanıta ulaşmak için bu temsilleri karşılaştırır. Örneğin, “avukat” sözcüğünün zihinsel bir temsili aşağıdaki özellikleri içerebilir: Üniversite öğrenimi, hukuk dalı, müvekkili mahkemede temsil etme vb. Denekler, analojideki her sözcüğün zihinsel temsilini oluşturduğunda, karşılaştırma süreci analojiyi çözen özelliklere uyan temsilleri tarar.

Diğer süreçler analoji problemleriyle ilgilidir, ancak Sternberg, bu görevdeki kişisel farklılıkların esas olarak kodlama ve karşılaştırma süreçlerinin etkinliği tarafından belirlendiğini göstermiştir. Deneysel bulgular, analoji problemlerinde yüksek puan alan kişilerin (becerili olanlar) kodlama için daha fazla zaman harcadıklarını ve bu türden problemlerde düşük puan alan kişilerden (az becerili olanlar) daha doğru zihinsel temsiller oluşturduklarını gösterir. Öte yandan, karşılaştırma evresinde, özellikleri denkleştirmede becerili olanlar becerisi olmayanlardan daha hızlıdırhr, ancak her ikisi de eşit olarak doğrudur.

Nitekim becerili olanlar için daha iyi test puanlan, kodlama süreçlerinin artan doğruluğunu temel alır, ancak problemi çözmek için kendilerine gerekli olan süre yavaş kodlama hızı ile hızlı karşılaştırmanın bir karışımıdır (Galotti, 1989; Pellegrino, 1985).Faktör yaklaşımı ve bir bilgi işleme yaklaşımı, zekâ testlerinde çağdaş performans yorumlarını sağlar. Faktör temelli testler, güçlülük ve zayıflığıngeniş alanlarını belirlemek bakımından yararlıdır. Bunlar, kişinin sözcük akıcılığında ve sözel kavramada güçlü ama kavramada zayıf olduğunu gösterebilir.

Ek test yapıldığında, bilgi işleme analizi, gözlemlenen kusurlardan sorumlu olan süreçlerin tanısal bir profilini sağlayabilir. Bir süreç analizi meta bileşenler düzeyinde (sorunu bağlamak için kullanılan stratejilerin seçimi gibi) ya da hatırda tutma bileşenleri (bilginin yavaş ya da yetersiz hatırlanması) ya da aktarma bileşenleri (bir durumda öğrenileni başka bir duruma aktarmada ortaya çıkan yetersiz yetenek) düzeyinde bir eksikliği gösterebilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp