Beyin Tümörleri Tedavi

Beyin Tümörleri Tedavi : • Genel ilkeler - Bugüne değin uygu­ lanan tüm tedavi girişimleri sonuçsuz kalmıştır; bu nedenle beyin tümörleri ve özellikle kötü huylu gliyomlar (sinir sis­ temi destek doku hücrelerinde gelişen tümör) ölümcül kabul edilirler. Tümö­ rün yeri genellikle cerrahi girişimin ek­ sik kalmasına neden olur (bu da bir ba­ şarısızlık nedeni kabul edilir). Sinir do­ kusunun yenilenme yeteneği olmadığın­ dan, sağlıklı bölgelerin alınması, o böl­ genin işlevsel önemiyle orantılı bozuk­ luklara yol açar; ağır ve kalıcı sinir sis­ temi yeti yitimi ortaya çıkar. Tümör kütlesinin bulunduğu yerde birbirinden farklı üç bölge saptanır. En dışta odağın etrafındaki ödem bölgesi bulunur; bura­ da sağlıklı beyin dokusuna yayılmış du­ rumda ve hızla gelişen küçük tümör odaklan vardır. Birinci ve üçüncü böl­ geler arasındaki ikinci bölge aktif ola­ rak gelişen bir dizi hücreden oluşur. Tü­ mörün ortasında yer alan üçüncü bölge, doku ölümü ve hücre yıkımı bölgesidir. Tümörün çevresindeki sağlıklı dokuyu alma olanakları oldukça sınırlı olan cer­ rah, ölmüş ve üremeyen bölgeyi bütü­ nüyle alabilir, ama üreme durumundaki bölgenin büyük ölçüde bırakılması zo­ runludur (tümörün yinelenmesine yol açan bu durum cerrahi girişimin başarı­ sızlığının biyolojik nedeni olarak kabul edilir).

• Cerrahi tedavi - Tümörün radikal bir şekilde çıkarılması güçtür, ama bir bölümünün alınması da hastayı önemli ölçüde rahatlatır. Cerrahi girişim yönte­ mi kafatası duvarında bir delik açmak kadar basit ya da kranyotomi (kafatası­ nın cerrahi girişimle açılması) gibi kar­ maşık bir yöntem olabilir. Basit yön­ temle yalnız tümörün ya da beyin kabu­ ğunun küçük bir bölümünün biyopsi amacıyla görülmesi sağlanır. Kranyoto­ mi yöntemi ise araştırma ve tedavi amaçlarına yönelik geniş olanaklar sağ­ lar. Kemiğin kenarı kaldırılarak uygula­ nan kranyotomi girişiminde daha geniş bir beyin alanı tedavi edilebildiğinden hasta daha uzun bir süre yaşayabilir. Bütünüyle çıkarılması olanaksız kötü huylu beyin tümörlerinin tedavisinde te­ mel hedeflerden biri temiz bir alan ya­ ratmaktır.

• Işın tedavisi (radyoterapi) - Gele­ neksel bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmekle birlikte, ne ölçüde etkili ol­ duğu tam olarak belirgin değildir. Sağ­ lıklı beyin dokusuna kalıcı zarar verme­ den, yüksek dozda ışın verilmesi günü­ müzde de oldukça güç bir teknik soru­ nudur. Bugünkü bilgilerimize göre, sinir dokusunun ışınıma dayanma gücü, top­ lam dozu parçalar halinde artırarak uy­ gulama yöntemine elverişsizdir. Bu ko­ şullarda uygulanabilecek olası seçenek­ lerden biri hiperbarik oksijen tedavisi ile ışınlama, öteki ise ışına duyarsızlaş- tırıcı maddelerin de ışınımla birlikte ve­ rilmesidir.

• İlaç tedavisi (kemoterapi) - İlaç te­ davisine iyi yanıt vermeyen öteki katı kütleli tümörlerde olduğu gibi, beyin tümörlerinin gidişi de verilen ilaçlar­ dan fazla etkilenmemiştir. Cerrahi giri­ şim ve ışın tedavileri sonrasında yal­ nızca bir önlem olarak uygulandığı hal­ de, ilaç tedavisi ışın tedavisine oranla beklenen yaşam süresini ve yineleme süresini çok az uzatmıştır. Beyin tü­ mörlerinin tümör gelişimini önleyici ilaçlardan fazla etkilenmemesi tümö­ rün biyolojik özelliklerine bağlıdır: Damarları az, dokuları ölü ve az oksi­ jen alan tümörün orta bölgesinde ilaç­ lar etkili tedavi dozuna ulaşamaz; doku ölümü görülen alanda bir artık hücre kütlesinin yer değiştirmesi, tümörün ilaç tedavisi boyunca üremeyi sürdür­ mesine neden olur. "Metabolik olarak ayrıcalıklı" ve çoğalma yeteneği olantümör hücreleri yeni oluşan damarsız bölgelere doğru yer değiştirdiğinden, beyin dokusuna geçmesi engellenen ilaçlar burada yeterli yoğunluğa ulaşa­ maz.

• Birleşik tedavi - Birleşik tedavi de­ neyimleri, katı kütleli tümörlerin tedavi­ sinde cerrahi ve ışın tedavilerinin birlik­ te uygulanmasının en etkili yöntem ol­ duğunu göstermiştir. Beyin tümörleri ve özellikle kötü huylu gliyom olguların­ da, ışın tedavisiyle birlikte ya da tek ba­ şına cerrahi tedavinin uygulanmasıyla, ancak bazı belirtileri gidermeye yönelik sonuçlar elde edilebilmiştir. Üç tedavi yönteminin birlikte uygulanması (cerra­ hi girişim, ışın ve ilaç tedavisi) beyin tümörü olgularında beklenen yaşam sü­ resini biraz daha uzatmakta, hastanın bu süreyi görece rahat geçirmesini sağla­ maktadır.

• Komplikasyonlar 1- Cerrahi.Cerrahi girişimin ölümle so­ nuçlanması tümörün türüne, genişliğine ve yerine göre değişir. Öteki kompli­ kasyonlar ise şunlardır: Girişimden bir­ kaç saat sonra ortaya çıkan ameliyat sonrası pıhtı kütlesi oluşumu ile kana­ malar; ödem ve enfeksiyon gelişimi; tü­ mörün yerine ve kesilip çıkarılan doku­ nun genişliğine bağlı olarak, tümörün çevresindeki sağlıklı dokuların bozul­ ması nedeniyle, kalıcı ya da geçici sinir sistemi yetersizlik belirtileri. 2- Işın tedavisi (radyoterapi). Özenle yapılan ışın tedavisinin yararları sağlık­ lı dokulara verilen zarardan çok olsa da, iyonize ışınların sinir dokusu üze­ rindeki sinir sistemini zedeleyici etkile­ ri unutulmamalıdır. Erken ortaya çıkan ve genellikle ge­ çici değişiklikler olabilir. Öte yandan, bazı değişiklikler geç görülür ve kalıcı­ dır. Erken değişiklikler kendiliğinden düzelebilir ve kortizon grubu ilaç teda­ visinden yarar görebilirler. Ama geç değişikliklerin gidişi kötüdür ve tedavi­ leri olanaksızdır. Işın tedavisi sırasında kortizon grubu ilaç verilmesi önerilir.

• Destek tedavisi - Beyin tümörlerinin birleşik tedavilerinde uygulanır. Destek tedavisi, tümör odaklan çevresindeki ödemi ve tümörün kütle etkisi sonucun­ da gelişen kafaiçi basınç artışını denet­ lemeye yöneliktir. Tıkayıcı temelde ge­ lişen iç hidrosefali ve çırpınma nöbetle­ ri de aynı etkiye bağlanabilir. Önerilen tedaviler tıbbi ve/ya da cerrahidir. Tıbbi tedavide kortikosteroit grubu ilaçlar, sı­ vı yitirtici ozmotik ajanlar ve idrar sök- türücüler kullanılır.

• Rehabilitasyon tedavisi - Beyin tü­ mörü olgularının genel tedavisinde ol­ dukça önemli bir yeri vardır. Birleşik tedavilerle beklenen yaşam süresi uza­ tılabilir; ama hastanın yaşamını olabil­ diğince rahatlatmak da gerekir. Tümö­ rün neden olduğu ve cerrahi girişim sonucu oluşan lezyonlara bağlı eksik­ likler çok şiddetli ve yaşamı tehdit edi­ ci olabilir. Uygun rehabilitasyon teda­ vileri ile, birçok eksiklik kısmen ya da bütünüyle iyileştirilebilir. Sonuçta zi­ hinsel ya da hareketlerle ilgili yenetek- lerde yeterli bir iyileşme elde edilebi­ lir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp