Besin Hastalıkları

Besin Hastalıkları

Kulaktaki denge organından kaynaklanır. Doktora gidip ilaç alınmalıdır. Kusma, terleme ve üşüme görülebilir. Yüksek tansiyon, migren ve sinüzit rahatsızlığı olanlarda görülür. Hareket etmeden oturmalı, okumamalı, meşrubat içmemeli ve pencere açmamalıdır. Kereviz tohumu kaynatılır ve suyu içilir. Pelin ve kekik çayı içilir. Seyahat sırasında elma ve ayva gibi meyveler yenir. ASTIM Akciğerdeki hava yollarının (bronşların) daralmasıdır. Kıl, toz, yumurta, süt, aspirin ve çiçek tozu astım sebebi olabilir. Sigarayı bırakmalı, şişmanlamamalı ve üzülmemelidir. Katkı maddeleri astımlı hastalar için zararlı olmaktadır. Bronşiyal astımda balgam çıkarma ve hırıItıIı öksürük görülür. Süt çocuklarında inek sütü alerjisi olursa diyetten süt çıkarılmalıdır. Adaçayı iyi gelir. Oğulotu(melisa) bal ile karıştırılarak yenir. Sarımsak, bal, tereyağı, sütle karıştırılır ve hazırlanan karışımdan yenir. Nane çayı, ada çayı, lahana, bal su ile karıştırılır içilir. Turp suyu bal ile içilir. Kuru soğan bal ile karıştırılır ve yenir. Marulu çiğ olarak yemelidir. Kuzukulağı salatası yenir, Havuç suyu süt ile beraber içilir. Lahana sapı, badem, bal ve su karıştırılır ve içilir. Meyan kökü kaynatılır ve suyu bal ile karıştırılarak içilir. Kereviz yaprağı süt ile beraber kaynatılır ve yenir. Anason suda kaynatılır ve içilir. Sarımsak, adaçayı ve limon kaynatılır ve buzdolabına konur. Bundan günde bir fincan içilmesi tavsiye edilir. Limon astıma karşı iyi gelmektedir. Limon suyuna bal karıştırılarak içilir. Zencefil suyu içilir. Mersin suda kaynatılır ve içilir. Bunlarda ölçü çay bardağıdır. AY HALİ (REGL) Ay halindeki düzensizliklerde, bal çemen ile karıştırılır günde bir defa içilir. Anason, papatya, nane ve adaçayı beraber kaynatılır ve içilir. Maydanoz, kantaron çayı, nane çayı, papatya çiçeği çayı, ada çayı, biberiye çayı, kekik, çörek otu çayı ve kahve içilir. Isırgan otu ve arpa kaynatılır ve sabah akşam birer bardak içilir, Çörekotu bal karıştırılır ve yenir. Kereviz suyu ve asma yaprağı suyu içilir. BAGIRSAK GAZI Bağırsak iltihabına yenen besin maddelerinin bozuk olması, soğuk ve sıcak içecek ve yiyecekler sebep olur. Adaçayı, papatya çayı, anason çayı, rezene çayı, nane çayı, zeytinyağı ve limon içmek iyi gelir. Normal çay açık içilmelidir. Salatalık, fındık, bal, ayva reçeli, lahana, havuç, pirinç çorbası, keçiboynuzu ve keten tohumu iyi gelir. Yemeklerden önce pekmez içilmesi faydalıdır. Kabak, domates, yağlı etler, balıklar, pastırma, sucuk, konserve ve börek yenmemelidir. İçki içilmemelidir. BALGAM Balgam sökücü olarak, bala tuz katılır ve yenir. Tere otu tohumu ezilir ve yenir. Karpuz yenir. Hatmi çiçeği ve ısırgan otu çayı içilir. Sarımsak süt ile karıştırılır, zencefil tuzlanır ve içilir. Kekik sirke ile karıştırılır içilir. BAŞ AGRISI Baş Ağrılarının

Sebepleri Bulaşıcı hastalıklar, tümörler, apse ve kistler, menenjit, beyin kanamaları, gözlerde arıza, sindirim güçlüğü, kabızlık, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, üremi, sinüs iltihapları, burun kemiğinde eğrilik, alkolizm, zehirlenmeler, çok sık diyetler, aşırı yorgunluk, açlık, güneş çarpması, yetersiz ve düzensiz uyku, rüzgar çarpması, sara ve daha bir çok sebebi vardır. Migren ve histamine bağlı baş ağrıları zaman zaman gelir. Yüksek tansiyon baş ağrıları sabahları görülür. Ateşli hastalık sonrası, aşırı yemek yemek sonucu oluşan, alkol kullananlarda görülen, kafanın aldığı darbe sonucu meydana gelen, beyindeki urların sebep olduğu, mide kanaması sonucu görülen, tansiyona bağlı, diş hastalığı sonucu ve güneşte fazla kalma sonucu meydana gelen baş ağrıları olabilir. Anemi (kansızlık), fiziksel ve psikolojik yorgunlukta, sürmenajda, kadınlarda menopoz ve adet döneminde, hipertiroidi ( tiroid bezinin fazla çalışması), hipoglisemide (kandaki şekerin normalin altına düşmesinde) ve boyun bölgesindeki kireçlenmeye(artroz) bağlı baş ağrıları olabilir. Boyun ağrısı baş ağrısına sebep olabilir. Hastanın alnına soğuk kompres uygulanır ve ağrı kesici ilaç verilir. Baş ağrısının asıl sebebini belirlemek için mutlaka doktora gidilmelidir. Su kan basıncını yükselttiği için baş dönmesini önleyici etkisi vardır. BEYİN RAHATSIZLIKLARI Eğitim ve zihin çalışmaları, psikolojinin iyi olması, stressiz yaşamak, alkol almamak, kafeini sınırlı almak, sigara kullanmamak, TV seyretmeyi sınırlamak, yeteri kadar uyumak, doğru ve dengeli beslenmek beynin iyi olmasını sağlamaktadır. BOGAZ İLTİHAPLARI Karadut şurubu, anason suyu, arpa suyu, pancar suyu, adaçayı veya limon suyu ile gargara yapılır. Ihlamur ve papatya çiçeği çayı içilir. Sigara, alkol, kafein ve acı ses kısıklığına sebep olur. Ses kısıklığı için bol ılık su içilmelidir. Ses kısıklığı varsa yüksek sesle konuşmamalıdır. BOTULİZM "Clostridium Botulinum" adlı bakteri tarafından oluşturulur. Hastalığı yapan basil aneorop( havasız ) ortamda yaşar. Bu bakteri, kadavra, balık, et, et-kemik unu, sucuk, yemek artıklarında, toprakta, hava da ve sebzelerde bulunur. Bilhassa kokmuş, bozulmuş et ve kutu konserveciliğinde fazla görülür. Mikrop tuzlu bir ortamda üreyemez. Sucuk ve pastırmalar % 10 tuz içerdiği için botulizm ihtimali azdır. Kapakları şişkin ve hava almış konserveler yenmemelidir. Açıkta bırakılan, buzdolabında uzun müddet kalan ve tadı bozulan yiyecekler yenmemelidir. Mikrop sinir hücrelerine yerleşir. Botulismus toksini sinir zehridir. Hastalık insanda ve hayvanda aynı mikrop tarafından meydana gel ir. Kuluçka süresi 1-2 gündür. 18-36 saat sonra zehirlenme belirtileri ortaya çıkar. Toksine mide öz suyu hiçbir etki yapamaz. Mikrop beyin hücrelerine gider. Hastada bulantı, baş dönmesi, halsizlik, çift görme, sonra hiç görememe, kabızlık, solunum felci, solunum güçlüğü, yutak kaslarında felç olur yutamaz, hasta da çiğneme de zorluk olur, bol salya akıntısı, ağız ve burun kızarır. Zehirlenme sonucu birkaç gün içinde ölüm meydana gelir. Erken başvuruda mide yıkanır. BÖBREK HASTALIKLARI Kronik böbrek yetmezliğinde yüzde solgunluk ve şişmeler olur. Böbrek hastalıkları tansiyonun yükselmesine sebep olabilir. Böbrek hastalarında enerji; karbonhidrat ve yağlardan karşılanmalıdır. Protein kaynağı olarak da 1 yumurta + 180-250 gr süt veya 2 yumurta verilebilir. Tahıl ve yeşil sebzelerden kaçınılmalıdır. Az protein içeren unlu mamuller üretilmiştir. Yeni ürünler böbrek hastaları için faydalı olmuştur. Börek hastalarında protein alımı sınırlandırılır. Böbrek yetmezliğinde kansızlık görülür. Süt ve süt ürünlerine diyet vardır. Kalsiyum içeren ilaçlar,

D vitamini, çay, kakao, ıspanak, maydanoz, kuru yemişler ve aşırı C vitamini alımı kısıtlanmalıdır. Diyalize bağlı hastalara günde 50-60 gr protein verilmelidir. Tuz: Vücutta su tutulması ve deri altı dokularda su depolanmasına sebep olur. Ödemi olan hastalara tuz sınırlı verilmelidir. 1 gr tuz. 400 mg sodyum içerir. Sodyum sebze ve meyvelerde az, et, süt ve balıkta fazladır. Lahana, enginar, kereviz, havuç, şalgam ve ıspanakta diğer sebzelerden daha çok sodyum vardır. İçtiğimiz suda da sodyum vardır. Ödemi olan hastalara 1 günde 200-500 mg sodyum önerilir. Böbrek Hastalarının Beslenmesi, Böbrek Taşı ve İdrar Taşları İdrardaki kristaller normalde idrar yolarında çökmez. Bazen taş oluşabilir. Böbrek hastalarında kan düzeyini kontrol etmek için kişiye özel diyet uygulanmalıdır. Böbrek taşı genetiktir. Aile de gut veya böbrek taşı hastası varsa olma riski vardır. Gut ve hiperparatiroit hastalığı idrar yollarında taş oluşumuna sebep olabilir. Çözünebilirliği az maddelerin idrarda fazla birikmesi, idrardaki asitliğin değişmesi, Bir pıtı etrafına az çözünen maddelerin birikmesi (oksalat taşı, kalsiyum oksalat), su tüketiminin azlığı, kalsiyum noksanlığı, A vitamininin noksanlığı, idrar taşlarının oluşmasına sebep olur. Böbrek, kum ve taş olunca ağrı yapar. Bol bol su içmeli( en az 2 lt), bol idrar yapmalı, alkol almamalı ve üşütmemelidir. Gut hastaları aşırı yemek yememeli, yağ ve şekeri azaltmalıdır. Böbrek iltihabı(nefrit) belirtileri; idrarda kan görülmesi, bacaklarda ve yüzde şişme, baş ağrısı, idrarda azalma, kan basıncında yükselme v.b görülür. Tuzsuz diyet verilir, proteinli yiyecekler kısıtlanır. Böbrekler günde 1,5-2 lt idrar yapar. Sıcak günlerde sıvı tüketimi artırılmalıdır. Günlük 2 lt' nin üzerinde su içilmelidir. Bira içmek taş düşürmez. Burada önemeli olan sıvı tüketimini artırmaktır. Bol hareket yapılmalıdır. Kum için, kuru armut, turp suyu günde bir bardak içilir. Maydanoz çayı ve kekik çayı içilir. Karpuz, kavun, şeftali, elma, armut, üzüm, domates, şalgam suyu, maden suyu, marul ve lahana iyi gelir. Tuz ve kalsiyum alımı azaltılır. Çilek, çikolata gibi oksalatlı besinlerin tüketimi azaltılır. Sarımsak; bal ve meyan kökü karıştırılır, kendir tohumu, süt, gliserin su ile karıştırılarak içilir. Turp suyu içilir. Arpa ezilip kaynatılır suyu içilir. Çörek otu kaynatılır bal ile yenir. Günde 5-7 limon yenir. Az proteinle beslenenlerde mesane taşı olur. Sıcak banyolar taş düşmesini kolaylaştırır. Antibiyotik tedavisi uygulanır. BRONŞİT Öksürük ve balgam vardır. Sigara zararlıdır. Ihlamur içilmelidir.

Siyah turpun suyu çıkarılır bal ile karıştırılır ve aç karına birkaç kaşık içilir. Şalgam suyuna bal katılır ve içilir. Havuç suyu içine süt katılır ve içilir. Hardal öğütülür bal ile karıştırılır yenir. Ebegümeci çayı, mersin yaprağı çayı, adaçayı. Limonlu çay, ayva ve elma kompostosu içilir. Böğürtlen, karadut ve üzüm faydalıdır. Bal yemeye devam edilmelidir. BRUCELLA( YAVRU ATMA HASTALIGI): MALTA HUMMASI Hastalığın Bulaşması: Hayvan hastalığıdır. Bu hastalık hayvanlardan insanlara geçer. Zoonozdur. Hayvan ile temas halinde olan Veteriner Hekim ve çiftçilere bulaşabilir. El çizikleri sıyrık ve yaralardan geçebilir. İnek, manda, koyun ve keçi sütleri ve etleri ile bulaşır. Çiğ köfte ile bulaşır. İnsanlara çiğ süt, çiğ sütten yapılan peynir ve taze peynirden geçer. Peynirler en az 2-3 ay salamurada kalmalıdır. Pastörize edilmemiş kremadan yapılan tereyağı ile bulaşır. Yoğurt, süt kaynatılarak imal edildiği için yoğurtla bulaşma pek söz konusu değildir. Hasta hayvanların dalak ve karaciğerinin iyi pişirilmeden yenmesi ile bulaşır. Sütlerin pastörizasyonu ile brusella mikrobu ölür. Mikrop suda 37 gün, nemli topraklarda 72 gün, sütte ı 7 gün, % 10 tuz içeren salamura peynirinde 45-60 gün, tereyağında 4 ay yaşar. Bulaşık ineklerin sütlerinin satışı yasaktır. Hastalığın Belirtileri: İnsanlarda brusella enfeksiyonuna bağlı düşükler görülmemekte, ancak erkeklerde kısırlığa sebep. olabilmektedir. Erken dönemde veya hamileliğin son döneminde düşük yaptırır. Mikrop kadınların genital organlarına, erkeklerin ise testis ve eklemlerine yerleşir. Kuluçka dönemi 1 - 3 hafta ortalama 14-2 gündür. Genellikle akşamları titreme ile ateş yükselir. Ateş 38-39 °C'ye çıkar. Öğleden sonra artan ateş genellikle gece yarısından sonra fazla terleme ile düşer. Ateşten sonra en önemli ikinci belirti kas ve eklem ağrılarıdır. Hastalarda aşırı terleme, çabuk yorulma, karın ağrısı, eklem ağrısı ve sırt terlemeleri olur. Genellikle akşamları hafif ateş, terleme ve eklemlerde romatizmal ağrılarla şüpheyi çeker. Eklem ağrıları hastalığın 3-4 haftasında rastlanır. Brusella tüm eklemlere yerleşebilir. Kalça, omuz, diz, el ve ayak bileklerine yerleşir. Titreme, halsizlik, kilo kaybı, sırt ve baş ağrısı görülür. Büyüklerde depresyonda görülebilir. Omurilikte apse de görülebilir. Ateşli dönemlerde deri döküntüleri de görülür. Teşhis laboratuarda kan muayenesi ile yapılır. Hastalık birkaç haftadan 2-3 aya kadar sürebilmektedir. Sulu besinler alınmalıdır. Tedavi edilmezse insan kalp romatizmasından ölebilir. ilaçla tedavi edilir. Tedavi edilmezse kısırlığa sebep olabilir. BURUN KANAMASI Burnun kanaması ciddi hastalıların olabilir. Yetişkinlerde yüksek tansiyon yetmezliğinin habercisi olabilir. Bir habercisi ve kalp hekime başvurulmalıdır. Buruna tuzlu su çekilir. Buruna gazlı bez ile tanıpon yapılır. CİLT BAKIMI Ciltteki çatlaklar genellikle hamilelik döneminde ve kilo alıp verme sonucu oluşur. Cilt her gün kremlenmeli, bol bol su içilmeli, A, E ve C vitaminlerini içeren yiyeceklerden bol yenmeli, spor yapılmalı, kilo korunmalı, kısa aralıklarla kilo alıp vermemeye dikkat edilmelidir. Ceviz, zeytinyağı, sebze ve meyve ile beslenenlerde, tereyağı, kırmızı et ve şekerli yiyecekler yiyenlere oranla ciltte daha az kırışıklık görülmüştür. Yağlı ciltler papatya suyu ile yıkanır, cilt yağsı süt ile yıkanır, 10- 15 dakika sonra ılık su ile yıkanır ve sonra krem sürülür. Yüzümüz alkol ve kolonya ile temizlenmemelidir. Yağmur suyu ile yüzümüzü yıkarsak yumuşacık olur.

Kavun suyu ile yıkanabilir. Gülsuyu ile temizlenmelidir. Salatalık ve portakal daire şeklinde kesilir ve yüze konur, 15- 20 dk beklendikten sonra alınır. Boyun kırışıklıklarını önlemek için başı daima dik tutmaya çalışmalıdır. Başı yana öne arkaya hareket ettirmelidir. Yüzü sabunlu su ile çok fazla yıkamamalıdır. Günde bir iki defa yeterlidir. Cildi koruyucu yağ tabakası kaybolur. Yüz maskesi Çok ince ezilmiş 3 kahve kaşığı badem, 1 kahve kaşığı badem yağı, 1 kahve kaşığı taze krem, 1 yumurta sarısı cam bir kasede karıştırılır. Yumuşak bir krem kıvamına gelince göz çevresi hariç tüm yüze sürülür, 15-20 dakika beklenir, sonra ılık suyla yıkanır. 1 yumurta sarısı 1 kaşık süt ile karıştırılır yüze sürülür, 15 dk beklenir ve sonra kağıt mendil ile silinir. Önce ılık su sonra soğuk su ile yıkanır. Kuru ve nemsiz ciltleri sıkılaştırır ve yumuşatır. Haftada bir uygulanması tavsiye edilir. Kabızlık cilt güzelliğini bozar. Kabız olmamak için bol bol sebze ve meyve yemelidir. Sağlıklı beslenen kişilerin yüzü kırışmaz, ABD'de yapılan araştırmalar sonucunda sebze, meyve ve zeytinyağının cilt sağlığını koruduğu anlaşılmıştır. Güzel cilt için baklagiller, zeytinyağı, kuruyemiş ve besin değeri korunmuş un ile yapılan ekmekle beslenmelidir. Böyle beslenilirse yüzdeki kırışıklıkların daha az olduğu tespit edilmiştir. Tereyağı, kırmızı et ve şekerli yiyecekler cildi kırıştırır. Uzmanlar yüzdeki lekeler ve kırışıklıkların en önemli sebeplerinden biri olarak şeker yemeyi göstermektedirler. Ciltteki yağlar azaldığında özellikle bayan ciltlerinde cilt gerginleşir ve pürüzlenir. Böyle ciltler için uygun bakım ürünleri kullanılmalıdır. Kış gelince havadaki nem oranı azalır. Kuru soğuklar olursa banyodan sonra nemlendirici kullanılmalıdır. Soğuktan korunmalıdır. Kuruyan ciltlerde çatlama ve deri dökülmeleri olabilir. Yeterli nem sağlanmalıdır. Güneşin Cilt Üzerindeki Etkileri Yıllar boyunca güneşe maruz kalma sonucu cilt üzerinde hasar meydana gelir. Fazla güneş ışınlarına maruz kalan ciltlerin yapısı bozulmakta, yaşlanma, kırışıklık ve lekeler oluşmakta ve cilt kanserine yakalanma riski artmaktadır. Bu nedenle güneşlenmeden önce losyon kullanılmalıdır. ÇARPINTI Sebebi, tansiyon, kansızlık, çay, kahve, yorgunluk ve hazım bozuklukları olabilir. Sebebi doktor tarafından tespit edilmelidir. Nane, lavanta çiçeği, melisa ve anason çayı faydalıdır. Turunç kabuğu veya portakal kabuğu kaynatılır ve tatlandırarak içilir. Maydanoz, marul, soğan ve sarımsak iyi gelir. ÇİLLER Daha çok beyaz tenlilerde görülür. Vücudunda çil olan kişiler güneşte fazla durmamalıdır. Tarçın, bal sürülür, 20-25 dakika sonra yıkanır. Sabun ile iyi yıkanmalıdır. Mısır unu lapa şeklinde sarılır, sonra yıkanır. Maydanoz veya pırasa kaynatıldıktan sonra suyu ile yıkanır. Badem yağı sürülür. ÇOCUKLARIN HAVALE GEÇİRMESİ Hemen doktora gidilmeli bu arada yüksek ateş için koltukaltlarına, yüze, göğse fazla soğuk olmamak kaydıyla ıslak tülbent konmalıdır. Kuruyunca tekrar ıslatılarak konmalıdır. ÇOCUK FELCİ Çocuklara mutlaka çocuk felci aşısı yaptırmalıdır. Doktor kontrolünde tedavi edilmelidir. Hiperaktif Çocuklar Dikkat eksikliği olan hiper aktivite hastalığının tedavisinde bir araştırmada çinko kullanımı faydalı olmuştur. Çinko ette, karaciğerde ve deniz ürünlerinde fazladır. ÇÖLYAK HASTALIGI(GLUTENE DUYARLI ENTEROPATİ) Süt çocuklarının anne sütünden ek besinlere geçmesi sırasında glüten içeren besinlere karşı bağırsakların verdiği reaksiyon neticesi besinlerin emiliminin bozulması çöl yak hastalığıdır. Bir İnce bağırsak alerjisidir. Alınan bütün gıdalar ince bağırsaklarda bulunan viIJus çıkıntıları vasıtası ile emilerek kana karışır. Çöl yak hastalarında glüten, villusları harap eder ve vücudun ihtiyacı olan besinlerin emilimine engel olur. Buğday, arpa, yulaf gibi hububatların içinde bulunan proteinin adı glütendir. Hasta glütene duyarlıdır.

Ek besinlere geçişten 3-6 ay sonra belirtileri ortaya çıkabilir. Çöl yak hastalığı genetik bir hastalıktır. Doğuştan genetik yatkınlığı olan bireylerde yaşamın herhangi bir döneminde buğday, arpa, çavdar gibi bitki proteini içeren gıdalara karşı gelişen ve yaşam boyu süren alerji olarak bilinir. Çöl yak hastası olan ekmekten bir dilim yese bile ince bağırsaklar hemen tepki verir. Yediği bütün yiyecekler ağız ve ishal yolu ile dışarı atılır. Beslenmesi sıfıra inen çocuk kilo kaybeder. Bu hastalar hayatları boyunca mısır ve nişasta unu kullanmak zorundadırlar. Çöl yak hastaları tahılların (buğday, arpa, yulaf, çavdar) glüten adlı proteinini tüketemez. Bu hastalar glütensiz diyet yapmalıdır. Teşhis: Bağırsakta emilim bozulunca kansızlık, vitamin eksikliği ve kilo kaybı meydana gelir. Çöl yak hastalığında en belirgin olay kısa boyluluktur. Uzun süreli ishal, kusma, cilt lezyonları, iştahsızlık, karın ağrısı, karın şişliği, kemik zayıflığı, D vitamini eksikliği, adet görmeme, ergenlik çağının gecikmesi, ağırlığın az boyun küçük olması ve büyümede gerileme çöl yak hastalığının belirtilerindendir. Karnı şişer, kol ve bacakları incelir, kalçaları erir, ishal gibi sık sık tuvalete gitmez ama kakası sıvıdır. Ağızdan verilen demir takviyesi ile kansızlık düzelmemişse çöl yak hastalığından şüphelenilmelidir. Tedavi: Teşhis edilene kadar ölüme bile götüren bir hastalıktır. Bu hastalar glütensiz diyeti sürdürmek zorundadır. glütensiz besinlerle beslenmelidir: Hububat unları ile yapılan her türlü yiyecek yenmemelidir (kek, bisküvi, kurabiye, simit. v.s). Gıda sektörü de özel üretimle ileri ülkelerde bu insanlara hizmet vermektedir. Diyetle kısa sürede iyileşebilir. DAMAR SERTLİĞİ (Arteriyoskleroz) Damarların daralmasıdır. Yağların damar duvarlarına birikmesi ve kalsiyumun çökmesi sonucu damar içinde plaklar oluşur. Damarlar daralır ve sonuçta tıkanabilir. Genetik etkisi vardır. Yanlış beslenme, yağ ve şekeri aşırı tüketme. alkol, sigara, kahve tüketimi, ruhsal durum bozukluğu, hareketsizlik ve yüksek tansiyon sebep olur. Hastaların yumurta ve tereyağı yenmemeleri tavsiye edilir. Düşür kolesterollü beslenmenin zararı yoktur. Doymuş yağ asitleri kolesterolü artırırken doymamış yağ asitleri düşürür. Şeker meyvelerden alınmalıdır. Posalar kalori alımını azaltır. Alkol, şişmanlama ve yüksek tansiyon riskini artırır. Tuz damar sertliğini ve yüksek tansiyonu tetikler. Yağdan alınacak kalori azaltılmalı. kuru baklagil, kepekli ekmek, sebze ve meyve tüketmelidir. Posalı yiyecekler kan yağını azaltır. Kanda yağ ve kolesterol yüksekse, her gün 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi alınırsa faydalıdır. Turşular, baharatlar, acılı yiyecekler, margarin, yağı, katı yağlar, tereyağı, beyin, böbrek,karaciğer, sucuk, salam,sosis, pastırma, çemen, kuru yem.işler, kaymak, krema, yağda kızartmalar, alkollü içecekler, kola ve gazoz, sigara, koyu çay, börek ve pastalar, yağlı süt, yağlı balıklar ve zeytin yenmemelidir.

Yağsız süt, peynir ve yoğurt, etler haşlama ve ızgara olmalı, meyve ve sebzeler yenmelidir. Günde yemeklere 20 gr yağ katılmalı. Günde 20 gr şeker tüketilmelidir. Mandalina kabuğu ile beraber ezilip suyu içilirse faydalıdır. 1 kg limon sıkılır, 1 sürahi üstü su ile doldurulur içine 40-50 diş sarımsak konur buzdolabında 1 hafta konur. Sonra ezilir ve tülbentleri suyu çıkarılır. Suyu sabahları yarım fincan içilir. Bu bir defa yapılır. Limon, anason, rezene çayı, papatya çayı, kekik çayı veya kekik suyu içilir. Bunların günde 3 çay bardağından fazla içilmemesi tavsiye edilir. Pazı kaynatılır suyu içilir. DEPRESYON Uykusuzluk, iştah azalması, sıkıntı, intihar etme riski, az konuşma, suçluluk hissi, geleceğe ümitsiz bakış, karamsarlık, kendine güvensizlik ve işe yaramadığına inanma hissi de depresyona sokar. Sonbaharda güneşsiz havalar da depresyon sebebi olabilir. Sürekli uyuma isteği ve sabahları yorgun kalkma olur. Güneş ışığı insan vücudundan mutluk hormonlarının salgılanmasını sağlar. Kışın kapalı havalarda bu hormon salgılanmayınca insanlar huzursuz olur. Ekonomik durum, sosyal ve kültürel olaylar da depresyona sebep olabilir. Spor yapmak, açık havada yürümek, sabahları duş almak ve masaj yapmak iyidir. Sebze ve meyve yemenin faydası vardır. Ispanak kürünün faydası vardır. Düzensiz uyumak da vücudun dengesini bozan faktörlerdendir. DERİ ÇATLAKLARI En önemlisi vazelin sürmektir. İyileşinceye kadar devam edilir. Vazelin asit borik ile karıştırılır sürülür veya bademyağı sürülür. DERİ KURUMASI Sıcak banyo iyi gelir. Tereyağı ve zeytinyağı karıştırılır sürülür, sonra yıkanır. Aliserin ve gülsuyu karıştırılır sürülür, vücuda acıbadem yağı sürülür, Lahana, havuç, narenciye, üzüm, çilek ve pancarın kurumayı önleyici etkisi vardır. DİŞ SAGLIGI Diş; mine, dentin, pulpa ve sementten( dişleri çeneye bağlayan doku) meydana gelir. Diş minesinde damar ve sinir yoktur. Dişler yemek yemede görev aldıkları gibi sesin düzgün çıkmasında ve konuşmanın gerçekleşmesinde de görev alırlar. Diş rengi kişiye göre farklılık gösterir. Dişler süt dişleri ve kalıcı dişler olmak üzere ikiye ayrılır. Süt dişleri 6-9 aylar arasında, kalıcı dişler ise 6 yaşında çıkmaya başlar. 12 yaşına kadar ağızda süt dişleri ve kalıcı dişler bulunur. Yerine yenisi çıkacak diye süt dişlerine dolgu yaptırmamak yanlıştır. Süt dişlerine de dolgu yapılarak fizyolojik ömürleri bitinceye kadar ağızda kalmalıdır. Süt dişlerinin erken veya geç çekilmesi dişlerin çapraşık olmasına sebep olur. Çocukların dişleri çıktığı zaman pamukla temizlenmelidir. Çocuk 2 yaşında macunsuz fırça ile oyun gibi dişlerini fırçalamalıdır. Çocuklara 3 yaşından sonra da diş macunu ile fırçalama öğretilmelidir. Çocuklarda süt dişleri çıkarken parmakları ağza götürme, diş etlerinde kaşınma, yanakları ısırma, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, ağlama ve hırçınlık olur. Çocuğa çiğneyeceği bir şey verilir. Soğuk yiyecek ve içecekler de rahatlatır. Diş Temizliği Diş ve diş eti sağlığı için dişler, diş macunu ile düzenli fırçalanırsa diş taşları oluşmaz. Düzenli fırçalamanın çürük riskini % 75 azalttığı görülmüştür. Dişler kahvaltıdan sonra ve yatarken 3-4 dakika yumuşak bir fırça ile fırçalanmalı ve sonra hiçbir şey yenmemelidir. Devamlı fırçalamalarda 1,5-2 dakika yetmektedir. Asitli kola ve gazozlar dişlerin çürümesinde çok etkilidir. Dişler, asitli içecekler, meşrubatlar ve turunçgiller tüketildikten yarım saat sonra fırçalanmalıdır. Diş Çürümesi Bütün bunlara rağmen çürüğün önüne geçilemez. En ufak bir çürükte tedavi için hekime başvurulmalıdır. Çürükler başlangıçta kişiyi rahatsız etmez, bu durum her şeyin iyi gittiğini göstermez.

Ağrı özellikle kendi kendine başlayan ya da gece ağrısı olunca çoğunlukla çürük sinire gelmiş demektir Bu tür vakalarda hekimin teşhisi ile kanal tedavisi uygulanır. Bazen de hiç ağrı olmadan çürük sinire gelip iltihaba neden olabilir. Erken teşhiste dolgu ile tedavi edilebilecek dişler sonra protez yapımına kadar gider. Her 6 ayda bir diş hekimine gidip dişlerimizi muayene ettirmeliyiz. Diş çürüğü dişin minesi ve dentinin de oluşan harabiyet ve madde kaybıdır. Diş çürüğü diş minesi üzerine yapışan fermente olabilen karbonhidratlar üzerinde bakteriyel salgıların oluştuğu organik asitler ile başlar. Özellikle sakaroz alınması sonucu diş etrafında ki PH 5,5'un altına düşer. Bu da bakterilerin oluşmasına sebep olur. Besin artıklarını ve şekerli maddeleri mikroplar kullanıp asit oluştururlar. Bu asitler dişler de çürükleri oluşturur. Ağız temizlenmezse yiyecek artıkları dişlerde birikerek bakteri plakları oluştururlar. Bakteriler bu plaklardaki glikozu kullanarak asit üretirler. Bu asit de diş çürümelerine ve diş eti hastalıklarına sebep olur. Dişlerimizi düzenli fırçalayarak asit oluşumunu önleyebiliriz. Protein alınırsa bunlarda bulunan amin ve üre asidi tampon ederler. Peynir dişlerin daha sağlıklı olmasını sağlar. Şeker tüketmeyenlerde diş çürüğünün az olduğunu gösteren sonuçlar vardır.' Karbonhidratlar, özellikle sükroz içeren gıda, çiklet gibi dişlere yapışan gıdalar, karbonhidratlı yiyecekler asit salgılayan bakteri üremesi için uygun ortam oluşturur ve dişlerin çürümesini kolaylaştırır. Laktozun (süt şekerinin) diş çürütücü etkisinin en az olduğu tespit edilmiştir. Diş çürüğünün taze meyve tüketenlerde az, kuru meyve tüketenlerde fazla olduğu görülmüştür. Şekerli besinler fazla tüketmemeli, süt ürünleri, sebze ve meyve tüketimi fazla olmalıdır. Şeker ağızda bekletilmemelidir. Diş temizliğinde diş ipi de kullanılabilir. Diş etlerinde iltihap meydana getirmemesi için küt uçlu kürdan kullanılmalıdır. Diş arasında kalan yiyecekler yutulmamalıdır. İleri yaşlarda diş eti çekilmelerini önlemek için kalsiyum bakımından zengin besinlerle beslenmelidir. Fındık ve ceviz kırmak dişlerde kırılmalar meydana getirir. Diş çürümelerine sebep olur. Şekerler, yemekle birlikte ve az tüketilmelidir. Yemeklerden sonra şekersiz çiklet çiğnemenin faydası vardır. Karbonatlı su ile fırçalanır ve ceviz yaprağı ile ovulur. Çiğ meyve ve sebze yemek(elma, ayva, havuç) ve damla sakızı çiğnemek faydalıdır. Dut ve gülsuyu karıştırılır dişlere sürülürse diş etlerine faydası olur. Peynir, süt, elma ve havuç gibi besinler tükürük salgısını artırarak temizliğe yardımcı olurlar. Bu besinler dişin yapısını güçlendirirler. Elma ve havuç gibi meyveler ısırılarak yenirse dişlerin mekanik olarak temizlenmesine yardımcı olurlar. Bu meyvelerin lifleri çiğneme sırasında doğal diş fırçası görevi yapar. Diş ve diş eti hastalıklarında beslenme alışkanlıklarının da rolü vardır. Yetersiz ve dengesiz beslenme ağız ve diş dokularının gelişimini olumsuz etkiler. Diş Ağrıları Her ağrıyan dişi çektirmemek gerekir. Önce dolgu, sonra kaplama son çare olarak çektirmeyi düşünmelidir.

Eskiden ağrıyan dişe karanfil yağı sürülürdü. Ceviz yaprağı ve çınar yaprağı sürülür, ebegümeci kaynatılır suyu ile gargara edilir, papatya çayı, üzüm, sarımsak suda kaynatılır sonra gargara edilir. Kekik ve kimyon çayı soğuduktan sonra gargara edilir. Sirke ve çörekotu karıştırılır ve gargara edilir. Dişe sarımsak veya kekik yağı konur. Bir kaşık toz tarçın ve 5 tatlı kaşığı bal karıştırılır ve yen ir. En kısa zamanda diş hekimine gidilmelidir. EGZAMA (Mayası) Acılı, baharatlı ve turşulu yenmez. Permanganatlı ve rivanollü su ile yıkanır. Defne yaprağı ve tohumu suda kaynatılır. Bu su sürülür. Isırgan otu çayı ile soğuduktan sonra yıkanır. Egzamalı yere lahana yaprağı ve havuç yaprağı konur. Sarımsak suda kaynatılır soğuduktan sonra içine bal katılır, akşam sürülür, sabah yıkanır. Asit borik vazelin ile karıştırılır ve sürülür. EL BAKIMI Deterjanların, soğuk sıcak farklarının, elde meydana getirdiği zararları tedavi etmek için gliserin, limonsuyu ile karıştırılır, elde edilen merhem ellere sürülür. Asit borik ve vazelin karıştırılır elde edilen merhem sürülür. Eller kepekli suda tutulur, salatalık kabukları soyulur ve bunlarla eller ovulur, eller limon suyu veya zeytinyağı ile ovulur. Isırgan otu çayı, soğuduktan sonra eller yıkanır. EPİLEPSİ (SARA) Beyinde anormal elektrik akımlarının oluşmasıyla gelişen ve havale nöbetleriyle seyreden bir hastalıktır. Tedavi edilirse çocukluktan ergenlik çağına gelinceye kadar kaybolur. Nöbet sırasında dilini ısırabilir, kaslarda kasılmalar olur, sonra kendine gelir. Dilini ısırmaması için ağzına temiz bir mendil konabilir. Limon suyu, fındık yağı ve kekik çayı içilir, incir ve çörekotu yenir. Beyindeki bir tümör ya da zedelenme sebep olabilir. Sebebi bilinmeyenler de vardır. FENİL KETONÜRİ Çocuk yeni doğunca teşhis edilirse tedavisi olan kalıtsal metabolik bir hastalıktır. Teşhis edilmez, gecikilirse beyni etkiler ve zihinsel geriliğe sebep olur. Belirgin özelliği idrar ve teri fare kokusu gibi kokar. İki aylık bebek başını dik tutamaz. İleri ki aylarda çocuğun destekli veya desteksiz oturamadığı görülür. Aminoasit metabolizma bozukluğudur. Fenilanini tirozine çeviren fenilalanin hidroksilaz aktivitesinin yokluğu sonucu ortaya çıkar. Normal metabolizmayı bozarak beyin hasarına neden olur. Bu hastalığa yakalanan çocuklarda zeka geriliği görülür. GECE KÖRLÜĞÜ Halk arasında "tavuk karası" da denir. A vitamini eksikliği asıl sebeptir. Havuç, balık, balık yağı, yeşil sebzeler ve karaciğerde A vitamini fazladır. Yeşil bakla, bal, patates, böğürtlen, narenciye, yumurta sarısı, muz, istiridye, süt, yeşil yapılan bütün salatalar, salatalık, karnabahar, yeşil biber, domates, ıspanak ve taze fasulyede A vitamini vardır. Kekik çayı iyidir. Göz Tansiyonu Tedavi edilmezse kalıcı körlük yapabilir. Bebekler de bile görülebilir. Gözün normalden fazla yaşarması, ışıktan rahatsız olması belirtilerdir. Göz siniri hasarı sonuçta körlüğe sebep olur. 20 değerini aşması tehlikelidir. Gözde ağrı, görme bulanıklığı, cisimleri n etrafında renkli halkalar görme, bulantı ve kusma varsa doktora gidilmelidir. GEGİRMEK Mide veya safra kesesi hastalıklarının belirtisi olabilir, doktora başvurulmalıdır. Nane çayı ve papatya çayı içmek iyidir. Süte kimyon konur kaynatılır süzülür ve içilir. GLOKOM HASTALIGI Her yaşta görülmekle birlikte yaş ilerledikçe daha sık görülür.

Yaş, miyopi, genetik, hipermetropi ve kullanılan bazı ilaçlar göz hastalıklarında risk faktörü olabilir. Erken teşhis önemlidir. Körlük olabilir. Göz içinde bulunan kan damarlarındaki sıvının 2 saatte bir yenilenmesi gerekir. Glokom hastalığında sıvı gelir, ancak terk etmesinde problem yaşanır. Sıvının devamlı birikmesi sonucu göz içinde basınç oluşur. Bu da sinir lifleri üzerinde yıpranmaya neden olur. GRİP Hastalık etmeni bir virüstür. Üst solunum yollarını enfekte eder. Hastada yüksek ateş, baş ağrısı, titreme nöbetleri, nezle, öksürük, iştahsızlık ve baş dönmesi görülür. Tedavi: Doktora gidilir. Doktor kontrolünde çocuklar grip aşısı olabilir. Grip aşısı her yıl yenilenmesi gerekir. Yumurta alerjisi olanlara grip aşısı önerilmez. Bol vitaminli yiyecekler yenmeli ve meyve suları içilmelidir. Nezle, grip, soğuk algınlığı ve yorgunluk için; adaçayı, zencefil, papatya, kekik çayları, ıhlamur, sütlü salep, nane ve limon kaynatılır içilir. Anason ve bal karıştırılarak yenir. Sarımsak, limon, limonsuyu bal ve narenciye yenmelidir(portakal, mandalina). İspanyada yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır. GUATR Boynun ön yüzünde şah damarlarının arasında, cildin hemen altında sağda ve solda yerleşmiş tiroit bezinin kanser harici büyümesine "guatr" denir. Tiroit bezinin büyümesi sonucu ortaya çıkar ve geceleri nefes darlığına sebep olabilir. Tiroit bezi fazla hormon salgılarsa buna "zehirli guatr"(hipertiroidizim) denir. Ülkemizde 3-5 milyon arasında guatr hastasının olduğu tahmin edilmektedir. İyot azlığından ortaya çıkar. Bilhassa ergenlik çağında fazla görülür, Kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. İyot yetersizliği dağlık bölgelerde fazla görülür. Nodüllü ve nodülsüz guatr da günümüzde cerrahi tedaviler uygulanmaktadır. Guatr tedavisinde cerrahi tedavi artık neredeyse sadece kanser riski olan nodülerde kullanılmaktadır. Ülkemizde ise gerek nodüllü gerekse nodülsüz guatr çeşitlerinde ameliyat hala yaygın olarak kullanılmaktadır. Tiroit tiroksin hormonu salgılar. Guatr ve Şişmanlık Tiroit hormonu vücudun normal çalışması için gereklidir. Hormon fazla olursa, metabolizma hızı yüksek olursa, hasta istediği halde kilo alamaz. Ancak tiroit hormonu yetersiz olduğunda düşük metabolizma hızı nedeniyle ilk belirti hızlı kilo almadır. Bu hastalarda kilo alma birkaç mekanizma ile olmaktadır. Bu hastalar rejim yapsalar dahi kilo veremezler. Aksine kilo almaya devam ederler. Zayıflama rejimine girecek hastalarda öncelikle tiroit hormonu ölçümleri yapılmalıdır. Şişmanlık, şu durumlarda meydana gelir: Guatr ameliyatı sonrasında veya zehirli guatrda uzun süreli ilaçla tedavi sonunda tiroksin desteği yetersiz dozda olursa, tiroit iltihabı sonrasında, tiroidin yetersiz çalışması sonucunda, lityum ile psikiyatrik tedavi görmüş hastalarda tiroksin desteği yetersiz dozda olursa veya doğuştan tiroit bezi yetersiz gelişmişse şişmanlık görülebilir. Paratroid bez i aşırı çalışırsa kalsiyum yetmezliği görülür. Paratroid bez i az çalışırsa D Vitamini yetersizliği görülür.

Guatr Hastasının Alması Gereken Besinler Pırasa, kuru erik, balık, fasulye, sarımsak, soğan, dut, inek sütü, hoşaf, havuç, lahana, turp ve mısır yenmemelidir. Kabız olunmamalıdır. Kereviz kaynatılır suyu içilirse faydalıdır. Çay faydalıdır. İyot en çok deniz su yosunu, deniz ürünleri ve iyotlu tuzda bulunur. Tiroit fazla çalışırsa tansiyon ve vücut ısısının yükselmesi ortaya çıkar. Tiroit az çalışırsa kilo artması, yorgunluk, kabızlık, dikkatin azalması, depresyon, çabuk üşüme, tırnak kuruması, saç kırıklığı ve kolesterol yükselmesi gibi rahatsızlıklar ortaya çıkar. 60 kg ağırlığında bir bayanın 2400 kalori alması gerekir. Bayanlar düzenli spor yapar ve bu kadar kalori aldığı halde hala kilo alıyorsa tiroit hormonu yavaş çalışıyor demektir. GUT Özellikle fazla kırmızı et yiyen ve içki içenlerde fazla görülür. 30 yaş üzerindeki erkeklerde daha fazla görülür. Eklemlerde kristaller halinde ürik asit birikmesine bağlıdır. Ürenin böbrekler tarafından idrarla dışarı atılamaması sonucu, ürenin kana karışması da aynı sonucu doğurur. Gutla birlikte hipertansiyon, böbrek taşları, böbrek yetmezliği ve şişmanlık görülür. Dizlerde, dirseklerde ve başparmaklarda ağrı fazladır. Diz, dirsek, parmak ve ayak eklemlerinde görülür. En çok ayak başparmak ekleminde görülür. Gut Hastalığında Tedavi Hasta kilo vermeli, proteince zengin yiyeceklerden uzak durmalı ve rejim yapılmalıdır. Hemen aspirin almak yanlıştır. Gut Hastasının Tüketebileceği ve Tüketemeyeceği Gıdalar Alkol, karaciğer, beyin, pastırma, sucuk, sakatatlar, tam yağlı peynirler, tam yağlı süt, et, balık, tavuk, sulu yiyecekler, patates kızartması, kuru yemişler, mercimek, nohut, kuru fasulye, bakla, bezelye, kuşkonmaz, karnabahar ve ıspanaktan günde sadece bir porsiyon tüketilebilir. Maydanoz, kereviz, lahana, kiraz, havuç, erik, siyah turp, armut, limon suyunu fazla içmelidir. Menekşe çayı ve keten tohumu çayı içilir, çörekotu bal ile karıştırılır ve yenir, sedef otu öğütülür ve ağrıyan yerlere sürülür, ahududu yenir, yer elması haşlanır yenir ve maden suyu içmek faydalıdır. Şekerli, acılı, sirkeli ve tuzlu yenmemelidir. Şeker yerine bal kullanılmalıdır. Midye, paça, koyun, hindi ve kırmızı et yenmemelidir. Diğer etler de azaltılmalıdır. Yağlı yiyeceklerden kaçınmalıdır. İdrar artırmak için bol su içilmelidir. HALSİZLİK Yorgunluk sebebiyle meydana gelmişse zencefil, bal ve Antep fıstığı karıştırılır ve yenir. Badem ve şeker yenir, süt içilir ve yoğurt yenirse halsizliğe faydalıdır. A HEPATİTİ (BULAŞICI SARILIK) Hepatit A hastalarının dışkılarında fazla miktarda bu virüs vardır. Temizlik kurallarına uyulmalıdır. Dışkı(gaita) ile bulaşır. Yiyecekler ve su salgın olmasına sebep olur. Deniz ürünleri bulaştırabilir. Dezenfektesi iyi olmayan havuzlar sebep olabilir. Kanalizasyonun içme suyuna karışması bulaşma sebebidir. Karaciğer iltihaplanmasıdır. Kanla bulaşma azdır. Kuluçka süresi 15-45 gündür. Çocuklarda sarılık, belirti vermeyebilir. Bulantı, kusma, karın ağrısı, eklem ağrısı ve ateş belirtileridir. Grip veya mide rahatsızlığı zannedilebilir. Karaciğere de zarar verir. Karaciğer fonksiyonları bozulur. Karaciğer yetersizliğine sebep olabilir. Diğer kişilere bulaştırır. A hepatiti hastalığının tam tedavisi yoktur. Doktor kontrolünde olmalıdır. Hijyene dikkat edilmelidir. EI yıkama alışkanlığı kazanılmalı, özellikle tuvaletten çıkınca eller iyi yıkanmalıdır. Bir defa hastalık geçiren bağışıklık kazanmış olur. Aşısının koruyuculuğu çok yüksektir. HEPATİT -B (GİZLİ SARILIK) Etkeni bir virüslük Kan ve cinsel yolla bulaşır. Bazen 3-4 ay sonra iyileşebilir. Bazen de kronik bir hal alır. İleri dönemde virüs karaciğere yerleşir, siroz ve karaciğer kanserine kadar ilerleyebilir. Bu virüsü taşıyan anneler çocuklarına bulaştırır. Diş fırçaları, tıraş aletleri, manikür setleri ve tıbbi aletlerle bulaşır. Karaciğer nakli de bu hastalarda kesin çözüm olmaz. Hepatit B aşısı uygulanmalıdır.

Bebek doğar doğmaz bu aşı yapılmalıdır. Virüs bulaşmamış kişiler aşılama yöntemiyle korunabilirler. Yeni doğan tüm bebeklere bu aşı yapılmalıdır. Hepatit-B virüsü kan yolu ile, anneden bebeğe, organ nakli ile, cinsel ilişki ile ve virüs bulaşık enjeksiyon malzemesi ile bulaşır. HEMOROİD( BASUR) Hemoroit: (Basur): İç ve dış diye ikiye ayrılır. Dış hemoroit: Anüsün dışındadır ve üzeri deri ile kaplıdır. İç hemoroit: Anüs içinde olup üzeri mükoz zarı ile kaplıdır. Ani iste büzücü kaslar vardır. Bağırsağın iç yüzünde bulunan doku kanla dolar. Hemoroit kansere sebep olmaz. Kalınbağırsak kanseri farklı sebepten meydana gelir. Anal fissür (çatlak) hemoroit ile karıştırılır. Hemoroitin Sebepleri Toplardamar genişlemesi sonucu meydana gelir. Hastalık 40 yaşından sonra daha fazla görülür. Gebelikte karın içi basınç artınca toplardamara baskı yapar, bu hemoroit sebebidir. Hemoroit kalıtsal değildir. Ancak genetik yönünün de olduğu savunulmaktadır. Şişmanlık, kabızlık, aşırı ıkınma, müshil fazla kullanma, rektumdaki tümörler, hareketsizlik, uzun süre oturmak, hamilelik, soğukta fazla oturmak ve alkol hemoroite sebep olabilir. Sistemin bozulmasının sebebi ıkınmadır. Ikınma ile kan dolar fakat geri dönemez. Çok ağrılı bir hastalıktır. Hemoroitin Belirtileri Popo kaşınması, külotta kan lekesi ve kanama görülür. Popo kanaması kanser riskini taşır. Popo yıkanırken ele kitle gelir dışarı çıkar yani anüs dışarı çıkar, elle içeri sokulur. Kişi dışkı olduğunu zanneder tuvalete gider bir şey çıkmaz. Dışkılamada kanamalar görülürse, anüs çevresinde kaşıntı, makat çevresinde şişlik, akıntı, yanma hissi ve ağrı oluyorsa hemoroittir. İltihaplı ise ağrı görülür. Hemoroit Tedavisi Toplumdaki utanma duygusundan dolayı hastalar tedavide gecikebilmektedir. Erken tedavi önemlidir. Makat bölgesinin ılık sabunlu su ile yıkanması önemlidir. Çocuklara tuvalete gitme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Ağır yük zararlı, yüzme yararlı, dar pantolon giyilmemeli ve iç çamaşırlar pamuklu olmalıdır. Kabız olmamalıdır. İki günden fazla kabız kalmamalı, kabızlıktan mutlaka kurtulmalıdır, gerekirse ilaç kullanmalıdır. Dışkıyı çıkarırken acele ıkınmak ve zorlamak iyi değildir. Soğuk su kompresi uygulanabilir. Ağrı için anüse soğuk kompres yapılabilir. Kaşıntı için merhem kullanılmalıdır. Anüs çevresi çok. İyi yıkanmalıdır. Sonuçta cerrahi müdahale gerekebilir. Pancar kaynatılır lapa basur memelerine konur. Patates ve kabak lapa haline getirilir basur memelerine konur. Patlıcan yaprağı veya lahana yaprağı günde birkaç defa konur. Papatya suyu ile yıkanır. Hemoroit Hastalarının Beslenmesi Düzenli beslenme, günde 8-10 bardak su tüketimi, günlük en az yarım saatlik yürüyüş bağırsakları çalıştırır. Posası bol elyaflı yiyecekler yani lifli gıdalar her öğünde alınmalıdır. Gençler fastfood alışkanlıkları sonucu kabız olur. Bu da hemoroit olma riskini artırır. Bol sebze ve meyve yenmelidir. Meşe palamudu ezilir yenir ve su içilir. Nar kabuğu çayı içilir. Bol su içmeli, yumurta, peynir, sebze, pırasa ve üzüm yemelidir. Hemoroit Hastalarının Yememesi Gereken Yiyecekler Basuru olanlar tahriş sebebi olabilecek, acılı, ekşili gıdalar, acı biber, baharat, kızartmalar, tahin, domates, karnabahar, ıspanak ve lahana yememelidir. Çay ve kahve az içmeli veya hiç içmemelidir. Sofradan kalkmadan içilen çay kabızlık yapar. İDRAR YOLU VE BÖBREK HASTALIKLARI Patates haşlaması yenmeli, süt içilmeli, baharat, biber, turşu ve tuz yenmemelidir.

Susam, lahana haşlanır suyu aç karına içilir. Süzme bal yemek faydalıdır. Kantaron, papatya, anason, ıhlamur ve tere otu çayı içmek faydalıdır. Ebegümeci ve mersin yaprağı kaynatılır suyu içilir. Pekmez, şalgam suyu ve nar suyu içilir. Bakla, enginar, patates, semizotu, sarımsak, fındık ve badem faydalıdır. Peynir suyu böbrek taşları için faydalıdır. İdrar yollarında taş için kereviz, maydanoz, pırasa, enginar ve lahana yaprağı kaynatılır ve suyu içilir. Kekik suyu veya kekik çayı sabah akşam aç karına içilir. Böğürtlen, ısırgan otu ve yulaf yenir. Maden suyu ve limonsuyu içmek faydalıdır. Böbrekte ve idrar yollarında kum için bol bol su içilmeli ve perhiz yapılmalıdır. Doktora gidilmelidir. İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARI İki kaşık toz tarçın, bir tatlı kaşığı bal ılık su içerisinde eritilip içilir. İdrar kesesindeki mikro organizmalar üzerinde etkilidir. İdrarı fazla tutmamalıdır. Altını ıslatanları yattıktan 1 -2 saat sonra işemeye kaldırmak iyi gelir. İKTİDARSIZLIK Şeker hastalığı, alkol kullanma, yorgunluk, kendine güven duygusunun azalması ve şişmanlık iktidarsızlık sebeplerindendir. Dinlenmek, temiz hava almak ve ılık banyo yapmak iyi gelir. Fındık, incir, Antep fıstığı, susam, enginar, karabiber, tere, soya fasulyesi, greyfurt, limon, bal, kuru üzüm, süt, şeker, ceviz, salep, tarçın, tereyağı, zencefil, kimyon, kantaron çayı, kuru kayısı, keçiboynuzu, badem, yulaf ezmesi, kuru soğan, sarımsak, yumurta sarısı, kırmızı pancar, havuç, safran bal su ile karıştırılır ve yenir. Kuşburnu, bal ve üzüm karıştırılır ve yenir. Bal, suda eritilir ve içilir. Havuç, kereviz ve mesir macunu yenir. Çam fıstığı bal, ceviz içi bal, fındık içi bal ve taze sıkılmış üzüm suyu aç karına sabahları yenir ve içilirse faydalıdır. Ispanak ve maydanoz sıcak veya soğuk suda bekletildikten sonra suyu içilir. Isırgan otu, bal ve su karıştırılır yenir. Alkol ve sigara içenlerde iktidarsızlık riski fazladır. İSHAL İshal dehidratasyona, elektrolit dengesizliğine yol açar. İshal sonucunda vücuttaki sodyum, potasyum ve klorür gibi mineral maddeler eksilir. İshal mide ve bağırsakların iltihaplanması olayıdır. Dizanteri, kolit, bağırsak iltihabı, tifo, kolera ve difteri ishal sebebi hastalıklardır. Bozuk ve mikroplu yiyecekleri yeme, üşütme, müshil yapıcı ilaçlar, stres ve sinir de ishal yapabilir. Birkaç gün sürekli ishal, ateş, baş ağrısı, sancı ve dışkıda kan görülürse mutlaka doktora gidilmelidir. Dışkıda parazit, yumurtası ve bakteri araştırılmalıdır. İshalin nedeni bağırsak patojenleri veya parazitleri olabilir. Doktora danışmadan ishal hapı kullanılmamalıdır. İshalli Kişi Neleri Yemelidir Pirinç lapası, kepekli yiyecekler, tuzlu ayran, yağsız yoğurt, yağsız peynir, yağsız ızgara ve haşlama et yiyebilir. Muz, şeftali ve bol miktarda kabuksuz elma yemelidir.

Maden suyu içebilir. Limonlu pirinç çorbası ve patates haşlaması yedirilir. Elma ve ayva haşlaması yiyebilir. Şekersiz papatya, nane, açık çay, adaçayı, kimyon çayı, kantaron çayı ve fesleğen çayı içmek iyi gelir. Üzüm koruğunun suyu içilir. 24 saat hiçbir şey yememek fakat bol su içmek bir tedavi yöntemidir. İki gün sonra haşlanmış sebzeler ve patates verilir. İshal kuvvetli ise istirahat gerekir. Ayaklara ve karına sıcak bez konur, Bir tatlı kaşığı kahve ye biraz limon sıkılır yenirse mikrobik olmayan ishali keser. İshalli Kişi Neleri Yememelidir Yağlı yiyecekler yedirilmez, ilk günler yağlı süt içirilmez ve peynir yedirilmez. Şekerli besinlerden kaçınmalı, kızartmalar yenmemeli, hazır meyve suları tüketilmemeli, alkol içilmemeli, aşırı baharatlı yiyeceklerden kaçınmalı ve çiğ sebze tüketilmemelidir. Çocuklarda İshal Gözler çukura kaçmışsa, ağız ve dudak kurumuş ve susamışsa halsizlik varsa, ishaldir. Dışkısı çok sulu ise, kusma varsa, yeme içme azalmışsa, ateş ve dışkıda kan varsa derhal doktora götürülmelidir. Çocuklarda İshalin Sebepleri İshale öncelikle midede oluşan etkenler sebeptir. Mide ile bağırsak beraber bozulursa mide bağırsak üşütmesi vardır. Bağırsaklarda emilim bozuklukları vardır. Bağırsakta peristaltik hareketlerin artması, emilimin azalması ve sekresyonun artması ile dışkı miktarının artması, dışkı kıvamının bozularak sulu ve yapışkan bir hal almasıdır. Günde 3'" defadan fazla sulu dışkı çıkarılırsa ishaldir. İlk günlerde bebeklerde dışkılama sayısı 8-9'u bulabilir. Dışkılama sayısı günde normal 2-3 tür. Anne sütü ile beslenenlerde dışkılama sayısı 7-8 olarak bulunmuştur. Hormon dengesizliği, gıda zehirlenmesi, kolit v.b sebepler olabilir. İshal pis ellerden, sinek ve çöplerden, pis sulardan ve yıkanmadan yenen sebze ve meyvelerden bulaşır. Bağışıklık sistemi yetersizliğinde, kızamık hastalığında, beslenme bozukluğunda ve anne sütü alınmaması halinde ishal meydana gelebilir. Anne eğitimi tamamlanmalıdır. İshal uzun süre devam ederse, tifo, kolera, difteri gibi bulaşıcı hastalıklar akla gelir. İshallerin çoğuna sindirim yolu iltihaplanmaları, yiyecekler ve zehirlenmeler sebep olur. İshalle birlikte ateş görülür. Sular temiz değilse, tuvaletlerde hijyenik temizlik yoksa, çocuğa bakan kişilerin hijyen bilgisi yoksa, yemekler hijyenik şartlarda hazırlanmazsa enfeksiyon ishal oluşur. İshal, dengesiz beslenmede de bir risk faktörü olarak karşımıza çıkar. Karbonhidrat ağırlıklı beslenme, fazla sulandırılmış unlu gıdalar, şeker ilaveli süt ile besleme ishal sebebi olabilir.

İshale bakteriler, virüsler, parazitler ve başka nedenler de sebep olabilir. E. coli, bakteriler içinde en fazla ishale sebep olandır. İshal Tedavisi Dehidratasyona önlemek için içirilmelidir. Bebeklerde su ve tuz korunamaması halinde akut dehidratasyona çok sıvı dengesinin olur. İshalli çocuklara kaybettiği su ve tuzları alması için sıvı elektrolit tedavisi uygulanır. İshal vücuttan su ve tuz kaybına sebep olur. Yerine konmazsa ölüm olur. İshalli çocuğa bol su, açık çay, şeftali, elma suyu ve bol sıvı verilmelidir. Sağlık ocaklarından ishal için alınan karışım bir sürahi suya boşaltılır. Her kaka yapışından sonra 2 yaşından küçüklere 1 çay bardağı, 2 yaşından büyüklere 2 çay bardağı eritmelidir. 24 saat sonra kalan su olursa dökülüp yenisi hazırlanmalıdır. Çocuklarda kilo başına vücuttaki su miktarı fazladır. Şeker, sodyum, potasyum tuzları ve karbonat içirmelidir. Sıvı kaybı yerine gelince beslemeye devam edilmelidir. İshal kesilinceye kadar sıvı içirilmeye devam edilmelidir. Besini bol vermelidir. Anne sütü vermeye devam edilmeli, anne sütü yoksa süt verilmelidir. Çorba, havuç suyu, pirinç suyu ve ayran içirilmelidir. Bunlar da çocuğa içebildiği kadar verilmelidir. Pirinç, buğday, patates, karbonhidratlı gıda, yoğurt, muz, elma, havuç ve şeftali verilebilir. Muz ve elma ishal önleyicidir. Muz püresi ve taze yiyecekler verilmelidir. 6 aylıktan büyükse tahıl, baklagil, sebze, et ve balık verilebilir. Her verişte 1-2 çay kaşığı sıvı yağ verilmelidir. Pirinç çorbası ve yoğurt yedirilebilir. Günde 6 kez yemek yedirilmeli, ishal kesildikten sonra 2 hafta daha bu yiyecekleri vermeye devam etmelidir. Süt, yemek, meyve suyu verilmeli ve hazırlanan ORS çocuğa içirilmelidir. Kusan çocuklara 2-3 saat yiyecek içecek verilmemelidir. Beslenemiyor ve kusma devam ediyorsa doktora gidilmelidir. Hafif sulu gıdalarla başlanmalı, süt ve ürünleri verilmemeli, katı gıda verilmemeli, bir defada bir çorba kaşığı kadar verilmeli, fazlası kusmayı getirebilir. Tuz, şeker, karbonat karışımı kaynatılıp soğutulmuş suda eritilerek verilmelidir. Bir yaşından büyükse meyve suları ve hafif çorbalar verilebilir. İlk gün hafif gıdalar verilmeli, ikinci gün normal yiyeceklere geçilmelidir. Antibiyotik tedavisine doktor karar vermelidir. Doktora danışılmadan ilaç verilmemelidir. İshalli çocuk önceleri fazla kaka yapmaz, kusma geçtiği halde ishal devam ederse

1-2 gün daha muz, pirinç, elma, şeftali, çay ve ekmek verilir. Sonra haşlanmış patates, yağsız makarna ve haşlanmış tavuk yedirilir. Kusma yoksa sıvı normalden fazla verilmemelidir. İshal sık oluyorsa fazla şekerli yiyeceklerden kaçınmalıdır. Bütün bunlara rağmen, ağız ve dudaklar kuru oluyorsa, susuzluk hissi oluyorsa, 8-12 saat çiş yapmıyorsa, fazla uyuyorsa, ağladığı halde gözyaşı gelmiyorsa, kaka, köpüklü, kanlı, sümüklü yeşil geliyorsa, çiş yaparken acı hissediyorsa, döküntü varsa, ateş varsa ve karın ağrısı devam ediyorsa doktora gidilmelidir. Şekersiz papatya veya nane çayı içirilir. İŞTAHSIZLIK İltihaplı bağırsak hastalıkları ve kabızlık iştahsızlık sebebi olabilir. Uzun süreli iştahsızlıklar da hastalık araştırılmalıdır. Öğün aralarında yenen tost, fıstık, çerez, şeker ve içilen sıvı içecekler çocukların öğün yemeklerini yememe sebeplerindendir. Zorla yemek yedirme gibi psikolojik faktörler rol oynar. Metabolizmanın hızlanması için mideye dokunmuyorsa hafif acı tüketimi yararlıdır. (Sivri biber, Zencefil, Acı soğan gibi). Acı sivri biberde C-Vitamini de vardır. KABIZLIK Katı sert dışkı çıkarma olayıdır. Normal bir insan en geç 48 saatte bir tuvalete gitmelidir. Daha geç olursa insan sağlığı açısından zararlıdır. Normal dışkılama sayısı günde 3 defadan fazla, haftada 3 defadan az olmamalıdır. Gıdalar ince bağırsakta emilir, sonra sindirilmeyen bir kısmı da kalın bağırsağa geçer. Bu artıkta kalan % 10 suyun % 6'sı da burada emilir. Dışkıda % 4 su kalır. Bu suyun daha fazla emilmesi dışkının sertleşmesi ne ve daha zor çıkmasına sebep olur. Makata doğru yaklaştıkça içinde ki suyu alınır. Kalın bağırsaktaki yiyecek artıkları makata geç ulaşır. O zaman da dışkı sertleşmiş ve kuru olur. Dışkı makata ulaşamaz da yukarıda kalırsa insan dışkılama ihtiyacı duymaz. Yani kabızlık meydana gelir. Sebebi bağırsak kaslarının zayıflamasıdır. Zayıf kas bağırsak hareketlerinin yetersizlik sebebidir. Tuvalet beğenmeme, iğrenme gibi psikolojik sebeplerle dışkılama ihtiyacı geldiği halde, uzun süre tutulması da önemli bir kabızlık sebebidir. Dışkılama hissi nerede gelirse orada tuvalete gidilmelidir. Kabızlık Sebebi Fazla yemek, ruhsal sorunlar, şeker hastalığı, müzmin bağırsak hastalıkları, gebelik, kansızlık, ateşli hastalıklar, kalp yetmezliği, tiroit bezinin az çalışması, hareketsizlik, fazla oturma, bağırsak tıkanıklığı, sulu yiyecekleri az yeme, hazım sistemindeki bozukluklar, basur ve fıtık kabızlık sebeplerindendir. Yemek saatlerinin düzensizliği, stres, sinir hastalığı, tembel ve düzensiz kişiler kabızlığa diğer insanlara göre daha fazla yakalanmaktadır. Tuvalete 2-3 günde bir gitmekte normal görülmektedir. Tuvalete gitmeyi geciktirmek kabızlık sebebidir. Dışkıda kan görülürse doktora gidilmelidir. kabızlık beslenme alışkanlığı ve hareketsizlikten kaynaklanır. Alkol fazla alınırsa, kafeinli içecekler fazla içilirse, az posalı yiyecekler yenirse ve az su içilirse kabızlık oluşur. Uzun süre ayakta kalmak ve az hareket kabızlık sebebidir. Depresyon da kabızlık nedenlerindendir. İlaçların bir kısmı, demir hapları ve ek kalsiyumda kabızlığa sebep olabilir.

Dışkıyı ıkınarak az az çıkarmak kabızlıktır. Dışkılamak için çok ıkınma hemoroite sebep olabilir. İnsanlar yaşlandıkça kabızlık daha sık görülür. İhtiyarlayınca genel çöküntü de kabızlık sebebidir. Yaşlılarda bağırsak tembelliği sonucu kabızlık oluşursa kalp hastalığına, ülserlere ve kanamalara sebep olabilir. İnsanlar katı, az sulu ve lif bakımından fakir gıda ile beslenirse kabızlık görülür. Kabızlıkta Yenmesi Gereken Yiyecekler Kabızlıkta taze meyveler, sebzeler ve kepekli ekmek yemek bağırsak fonksiyonlarına yardımcı olur. Nişastalı ve yağlı gıdalar kabızlığın giderilmesine yardımcı olamaz. Mineraller ve yağlar müshil görevi yapmazlar. Sadece dışkıyı yağlayarak çıkmasına yardımcı olurlar. Çavdar ekmeği yenmeli ve sebze çorbaları içilmelidir. Erik reçeli, bal, üzüm, kayısı, elma, ıspanak ve salata yenmelidir. Yeterli su alınmazsa kabızlık görülür. Mevsim geçişlerinde kabızlık olabilir. Özellikle pırasa, bamya, mercimek, kepek ve kepekli gıdalar, yulaf, keten tohumu, mürdüm eriği, posalı meyve, zeytinyağı ve bol sıcak su tüketmelidir. Yemeklere yağ az katılmalı ve kuru baklagiller tüketilmelidir. Lavanta çiçeği çayı, ebegümeci çayı, Hint yağı ile portakal suyu karıştırılır, keten tohumu ezilir, limonata ya karbonat konur ve bunlardan biri aç karına içilir. Marul, ıspanak, pazı, balkabağı ve semiz otu kaynatılır ve bunlardan birisinin suyu aç karına içilir. Sıcak suda bal eritilir içilir. İncir zeytinyağına batırılır ve yenir. Elma (kabuğuyla), kum eri k, kum soğan, sarımsak, lahana, havuç, domates, kereviz, portakal reçeli, yaş üzüm, kayısı, karadut, kiraz, pancar, kavun, portakal ve ayva faydalıdır. Beyaz ekmek, peynir, yağlı et, yumurta ve muz yenmemelidir. Kabızlık Tedavisi Sabahları aç karına 1 -2 bardak ılık su faydalıdır. Dışkının bağırsakta ne kadar uzun süre kalırsa o kadar sertleşeceği unutulmamalıdır. Dışkı yapma ihtiyacı gelince hemen tuvalete gidilmelidir. Geciktirilirse kalın bağırsağın iç kısmında oluşan sıvı çekilir ve gait

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp