Az Alkol Zararsız mı?

Az Alkol Zararsız mı?

Bazı kimselerden şu sözü sık işitiyoruz. "Az miktarda alkol almanın ne zararı var ki? Önemli olan karanını bilmek ve ölçüsünde içebilmektir. Sarhoş olacağını hissedince bırakabilmektir. " Birkaç soru ile bu kişilerin genellikle her akşam içen, ama kendi değerlendirmeleriyle "bir kadehçilik yuvarlayan" kimseler olduklarını anlıyoruz. Evet, acaba alkol az miktarda içilirse vücudumuza zararı olmaz mı? ile çok mu içmek lazımdır? Bu sorulara cevap vermek istiyorum. En başta alkol ün vücudumuz için gerekli olan, alınmasına muhtaç olduğumuz bir içecek olmadığını belirtelim. Onu içenler, düşünce ve duygularını uyuşturmak,hoş bir öfori (çakırkeyiflik hali)sağlamak isterler. Bu yüzden "az içenlere" öncelikle şunları sorarım; içmeniz şart mı? İçmeyenler ne kaybediyorlar? Demek ki kendinizi uyuşturmaya ihtiyacınız var. Rahatsız olduğunuz, kaçmak istediğiniz bazı şeyler bulunuyor. Alkol, vücudumuz için bir ihtiyaç maddesi olmadığı gibi beynimizden karaciğere kadar toksit (zehirli) tesirde bulunan bir maddedir.Alınan alkolün tamamına yakını kana karışır ve kan ile başta beyin olmak üzere bütün vücudu dolaşarak tesirini gösterir. İçilen her kadeh alkol 1000-2000 civarında beyin hücresinin ölümüne sebep olur. Beyin hücreleri de yenilenemezler. Az miktarda alkol alan neşelenir, zihninin açıldığını zanneder. Kendine güveni artar, aşırı cesaret gelir. Bu durum aldatıcıdır. Gerçekte verimi ve kapasitesi tam tersine, düşmüştür. Yapamaya cağı işleri halledeceğini sanarak birçok işe teşebbüs eder. Fakat bu haliyle başaramaz, zarara uğrar. Mesela araba kullanması trafik kazasına davetiyedir. Alkol az miktarda dahi alınsa sürücünün görüşünü daraltır. Görmede bulanıklığa sebep olur, gözün uyum hızını düşürür. Alkolün verdiği sahte güven ve cesaretle sürat yapar, dönemeyeceği virajlara girer ve böylece kaza ihtimali yükselmiş olur. Alkolün verdiği neş'e de geçicidir. Bir süre sonra yerine daha uzun süren hüzün ve etene bırakır.

Dertler, problemler ise geçmemiş, aksine fazlalaşıp biriktirmiştir. Kişi yeniden alkole sarılarak zihnini uyuşturmak ister, bu da alkolizme kayış demektir. Az miktarda alkol alan kimsede öncelikle beyin tesir altında kalarakidrak heyecan, zeka, uyum, muketne ve davranış gibi meleke ve yetenekler zarar görür. Kişinin gizlediği bazı gizli arzu ve fikirler açığa çıkar. Utanma, edep, toplumdan çekinme gibi sansür mekanizmalarının gücü zayıflar. Cinsi gücü artmış gibi görünür, fakat gerçekte zayıflamıştır. Bu da edep dışı hadiselere bulaşmasına sebep olur. Fahişeler üzerinde yapılan bir inceleme, çoğunun hafif alkollü iken bu işe başladıklarını göstermiştir. Yine bu halde kişi hassas ve alıngan olduğundan küçük bir tahrikle öfkelenir ve karşıdakini kırabilir. Böylelikle tehlikeli hadiseler doğabilir. Alkolü "kararında" içmek de çoğu kimse için bir çok zaman mümkün değildir. Alkolü bir miktar içen, bir süre sonra çakırkeyifliğin de tesiriyle biraz daha içmek ister ve tam sarhoş olur, hatta nadir de olsa zehirlenebilir. Zaten aşırı derecede alkol alan, zil zurna sarhoş olanların çoğu, az miktarda içme düşüncesiyle kadehe yanaşmışlardır, fakat iradeleri ellerinden gidince bu hale düşmüşlerdir. Birde bazı kimselerin bünyesi alkole karşı hassastır. Bunlar az miktar alkol ile sarhoş olurlar, şiddetli zehirlenme tablosu gösterirler. "Şişeyi görmeden sarhoş olur" denen kimselerdir. Alkolikler incelendiğinde az miktarda içmeyle başlayarak bu hale geldikleri görülür. Gerçekten az az alınan alkol, giderek bünyeye yetmez olur ve tedricen arttırılır. Bu da alkolizme doğru gidiş demektir. Hiç kimse, az içenin alkolik olmayacağını garanti edemez. Netice olarak, vücudumuz için yabancı bir madde olan alkol, toksit tesirlidir ve "az miktarda, kararında" alınması bile birçok zarara (sadece kişinin kendine değil, ailesine, çevresine ve nesillere de) yol açmaktadır. Kurtuluş yolu, damlasını dahi haram kabul ederek bünyemize sokmamak ve ondan uzak durmaktan geçmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp